Danıştay Kararı 7. Daire 1996/4087 E. 1997/3509 K. 15.10.1997 T.

7. Daire         1996/4087 E.  ,  1997/3509 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/4087
Karar No: 1997/3509

Temyiz İsteminde Bulunan : … İplik Sanayi Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 16.7.1992 gün ve … sayılı beyanname muhteviyatı eşya nedeniyle istenilen dampinge karşı verginin kaldırılması istemiyle açılan davayı; 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun 1’inci maddesinden bahisle, aynı kanunun 7’nci maddesinde, yapılacak soruşturma sonucunda kurul tarafından belirlenen ve bakanlıkça onaylanan dampinge konu malın fiili ithalinde dampinge karşı vergi, sübvansiyona konu malın fiili ithalinde ise telafi edici vergi alınacağının, bu vergilerin, fiili ithali evvelce gerçekleştirilen mallar için geriye dönük olarak uygulanmasına ilişkin esasların Bakanlar Kurulu kararı ile tespit edileceğinin, ancak geriye dönük uygulamanın süresinin, geçici önlemlerin alındığı tarihten itibaren 90 günü geçemeyeceğinin belirtildiği, olayda, 19.8.1992 tarih ve 21320 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 92/14 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğde, İtalyan menşeli sentetik devamsız liflerin ithalatında CIF bedelinin %9’u oranında teminatın geçici önlem olarak alınmasının kararlaştırıldığı, bu nedenle 16.7.1992 tarihli beyanname kapsamında ithal edilen eşyalara ilişkin olarak dampinge karşı vergi istenilmesinde 3577 sayılı Kanun hükümlerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; söz konusu tebliğin eşyaların fiili ithalinden sonra yayımlandığı, ayrıca olayda zaman aşımı bulunduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmsi Hakkında Kanunun 15’inci maddesinde, dampinge karşı verginin takip, tahsil ve teminata bağlanmasında 1615 sayılı Kanunun, bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Olayda, 21.7.1992 tarihinde fiili ithali gerçekleştirildiği ihtilafsız olan eşyalara ilişkin olarak hesaplanan dampinge karşı verginin, 5.9.1995 tarihinde yükümlü şirketten istenilmiş olması karşısında, 1615 sayılı Kanunun 86’ncı maddesinde öngörülen 3 yıllık sürenin geçirildiği, bu haliyle söz konusu kamu alacağının zaman aşımına uğradığı açık olup, bu husus irdelenmeden yazılı gerekçe ile verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Uyuşmazlık konusu olayda,Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescil edilen 16.7.1992 tarih ve … sayılı giriş beyannamesi ile ithal edilen eşya nedeniyle salınan dampinge karşı vergiyi tasdik eden vergi mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, 16.7.1992 tarihli beyannameye ilişkin ek tahakkukun, 1615 sayılı Gümrük Kanununun 86’ncı maddesinde öngörülen üç yıllık zaman aşımı süresinin bitiminden sonra, 5.9.1995 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece; zaman aşımı nedeniyle tarhiyatın terkini gerekirken,uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle tasdiki yolundaki kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, yükümlü şirketçe ithali yapılan İtalya menşeli sentetik devamsız liflere, 19.8.1992 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 92/14 sayılı Tebliğ ile CIF bedelinin %9’u oranında dampinge karşı verginin geçici önlem olarak alınmasının kararlaştırıldığı, 8.1.1993 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 93/2 sayılı Tebliğ ile de, dampinge karşı verginin kesin olarak tahsil edilmesine karar verildiğinden bahisle, dampinge karşı vergi istenilmesinden doğmuş bulunmaktadır.
3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, gümrük mevzuatının, gümrük vergisinin tahsiline takibine ve teminata bağlanmasına ilişkin bu kanuna aykırı olmayan usul ve şekle müteallik hükümlerinin dampinge karşı vergi veya telafi edici verginin tahsili, takibi ve teminata bağlanması işlemlerinde de uygulanacağı, ikinci fıkrasında da, ödenmeyen bu vergilerin 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edileceği hükme bağlanmıştır. Atıfta bulunulan 1615 sayılı Gümrük Kanununun “Sair vergilerden muafiyet ve itiraz” başlıklı 174’üncü maddesinin ikinci fıkrasında, eşyadan gümrük vergisi ile birlikte gümrüklerce alınan diğer vergi ve resimlerin tahakkuk ve tahsil tarzları ve itiraz yolları, noksanlıkların istenmesi ve fazla alınan vergilerin geri verilmesi hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir, “hiç alınmamış veya noksan alınmış vergilerin istenmesi” başlıklı 86’ncı maddesinde de, kanuna göre alınması gereken gümrük vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda sokulan eşyadan, bu suretle hiç alınmamış veya noksan alınmış olan vergilerin eşyanın fiili ithal tarihinden itibaren üç yıl içinde ilgili gümrüğünce yazı ile birdirilerek mükelleflerinden isteneceği ve bu hükmün gümrük vergisi ile birlikte gümrüklerce tahsil edilmekte olan bütün vergileri de kapsadığı hüküm altına alınmıştır.
Olayda, fiili ithali 21.7.1992 tarihinde gerçekleştirilen eşyaya ilişkin olarak, yukarıda anılan tebliğler uyarınca hesaplanan dampinge karşı verginin, 5.9.1995 tarihinde tebliğ edilen yazı ile istenilmiş olması karşısında, söz konusu kamu alacağının zaman aşımına uğradığı sonucuna varıldığından, mahkemece, bu husus gözardı edilerek verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 15.10.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.