Danıştay Kararı 7. Daire 1996/360 E. 1997/4767 K. 18.12.1997 T.

7. Daire         1996/360 E.  ,  1997/4767 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/360
Karar No: 1997/4767

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
İstemin Özeti : Ankara Gar Gümrük Müdürlüğünde tescilli 29.6.1990 gün Ve… sayılı gümrük giriş beyannamesi kapsamı eşya nedeniyle davacı adınayapılan ek tahakkukun kaldırılması istemiyle açılan davanın reddi yolundaki …. Vergi Mahkemesinin …günlü, E:…; K:…sayılı kararının; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Dosyanın incelenmesinden, davacı adına yapılan gümrük vergisi ek tahakkukunun kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine ilişkin temyize konu mahkeme kararının, 28.6.1995 tarihinde, davacının vekili Av. …’a tebliğ edildiği, adı geçen tarafından, kararın süresi içinde, 29.8.1995 tarihinde temyizi üzerine oluşturulan dosyanın Danıştay Yedinci Dairesince yapılan ilk incelemesi sırasında, Av….’ın vekaletname süresinin, mahkeme kararının tebliğ tarihinden dahi önce, 31.12.1994 tarihinde sona erdiğinin tespit edildiği; Danıştay Yedinci Dairesinin 11.10.1995 günlü, E:1995/5196; K:1995/3804 sayılı kararı ile, 17.4.1995 tarihinde yükümlüce vekil tayin edilen ve 1.8.1995 tarihinde vekaletnamesini dava dosyasına ibraz eden Av. …’ye mahkeme kararı tebliğ edilerek dosyanın tekemmülü sağlandıktan sonra Danıştay’a iade edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderildiği; mahkeme tarafından da, kararın, 4.12.1995 tarihinde Av. …’ye tebliğ edildiği, ancak, söz konusu mahkeme kararının, gerek mükellef, gerekse vekili tarafından temyiz edilmediği anlaşılmıştır.
Bu duruma göre, …. Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:…sayılı kararı, mükellef ya da kendisini temsile yetkili avukat tarafından temyiz edilmediği halde, mahkemece Dairemize gönderilen dava dosyası için esas defterine yapılan kaydın kapatılarak, dosyanın mahkemeye iadesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Uyuşmazlık; mükellef şirketin ithal ettiği …marka binek otomobilin beyan edilen değerinin düşük görülmesi sebebiyle yapılan gümrük vergisi ek tarhiyatı aleyhine açılan dava üzerine, tarhiyatı tasdik eden …’inci Vergi Mahkemesi kararının bozulması talebine ilişkindir.
Ancak temyiz talebinde bulunan davacı vekili avukatın vekaletname süresi 31.12.1995 tarihinde sona erdiği ve davacı tarafından bu tarihten sonra vekil tayin edilmediği halde, 29.6.1996 tarihinde davacı adına vekil olmadan temyiz dilekçesi vermek suretiyle temyiz talebinde bulunduğu dosyada mevcut belgelerden tespit edilmektedir. Bu durumda, vekil olmayan avukatın davacı adına yaptığı temyiz talebinin incelenmeden reddi gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dilekçeler Üzerine İlk İnceleme” başlıklı 14’üncü maddesinin 3622 sayılı Kanunun 5’inci maddesi ile değişik 3’üncü fıkrasında, dilekçelerin, Danıştay’da daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise, mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, a) görev ve yetki, b) idari merci tecavüzü, c) ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) süre aşımı, f) husumet, g) 3 ve 5’inci maddelere uygun olup olmadıkları, yönlerinden sırasıyla inceleneceği, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunun 5’inci maddesi ile değişik 4’üncü fıkrasında, dilekçelerin, bu yönlerden kanuna aykırı görülmesi halinde durumun, görevli daire veya mahkemeye bir rapor ile bildirileceği, 6’ncı fıkrasında ise, yukarıdaki hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de, davanın her safhasında 15’inci madde hükmünün uygulanacağı yolunda düzenlemelere yer verilmiş, aynı kanunun 15’inci maddesinde de, ilk inceleme üzerine verilecek kararlar belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı adına yapılan gümrük vergisi ek tahakkukunun kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine ilişkin temyize konu mahkeme kararının, 28.6.1995 tarihinde, davacının vekili Av. …’a tebliğ edildiği, adı geçen tarafından, kararın süresi içinde, 29.8.1995 tarihinde temyizi üzerine oluşturulan dosyanın Danıştay Yedinci Dairesince yapılan ilk incelemesi sırasında, Av. ….’ın vekaletname süresinin, mahkeme kararının tebliğ tarihinden dahi önce, 31.12.1994 tarihinde sona erdiğinin tespit edildiği; Danıştay Yedinci Dairesinin 11.10.1995 günlü, E:1995/5196; K:1995/3804 sayılı kararı ile, 17.4.1995 tarihinde yükümlüce vekil tayin edilen ve 1.8.1995 tarihinde vekaletnamesini dava dosyasına ibraz eden Av. …’ye mahkeme kararı tebliğ edilerek dosyanın tekemmülü sağlandıktan sonra Danıştay’a iade edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderildiği; mahkeme tarafından da, kararın, 4.12.1995 tarihinde Av. …’ye tebliğ edildiği, ancak, söz konusu mahkeme kararının, gerek mükellef, gerekse vekili tarafından temyiz edilmediği anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31’inci maddesi ile atıfta bulunulan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 65’inci maddesinde, vekilin, imzası noter tarafından onaylı bir vekaletname ile vekaletini ispat etmeğe ve vekaletnamenin aslını veya onaylı bir suretini dava dosyasına konulmak üzere vermeğe mecbur olduğu, aynı kanunun değişik 67’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekilin dava açamayacağı ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamayacağı, şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkemenin, vereceği kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebileceği, bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içinde asil, yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse, davanın açılmamış sayılacağı ve yapılan işlemlerin hükümsüz kalacağı, son fıkrasında da, vekaletname aslının veya onanmış örneğinin her dosya için ayrı ayrı verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Olayda, temyiz dilekçesini verdiği tarihte vekaletname süresi geçmiş bulunan, dolayısıyla, davacıyı temsil yetkisi olmayan avukat tarafından yapılan temyiz talebinin incelenmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin incelenmeksizin reddine, 18.12.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.