Danıştay Kararı 7. Daire 1996/3260 E. 1997/4471 K. 03.12.1997 T.

7. Daire         1996/3260 E.  ,  1997/4471 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/3260
Karar No: 1997/4471

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vapur Acentesi Sahibi
… Mirasçıları …,…, …
Vekili :Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : Mersin Transit Gümrük Müdürlüğünde tescilli 1.2.1994 gün ve … sayılı deniz manifestosunda kayıtlı eşyada noksanlık tespit edildiğinden bahisle uygulanan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen 11.12.1994 gün ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada; Türk Ticaret Kanununun acentelik mukavelesinin sona ermesine ilişkin 133’üncü maddesinin ikinci fıkrasında; müvekkilin veya acentenin iflası veya ölümü yahut hacir altına alınması halinde Borçlar Kanununun 397’nci maddesinin uygulanacağının belirtildiği; Borçlar Kanununun 397’nci maddesinden, sözleşmenin aksinden veya işin mahiyetinden anlaşılmadıkça, vekaletin, gerek vekilin, gerek müvekkilin ölümü ile ve ehliyetinin zevali veya iflası ile nihayet bulacağının anlaşıldığı; olayda, …’nin öldüğü 2.12.1995 tarihinde vekaletin sona erdiği; bu durumda … Vapur Acenteliği vekili Av. … tarafından ödeme emrine karşı işbu davanın ehliyetsiz olarak açıldığı gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1/b bendi uyarınca davanın reddine ilişkin … Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…K:…sayılı kararının; ödeme emrine itiraz süresinin 7 gün olması nedeniyle acentenin hak ve menfaatlerinin tehlikeye girdiği, mirasçılar bizzat işlerini görebilecek hale gelinceye kadar vekilin vekaletini ifaya devam etmesi gerektiği, vekili sıfatıyla, vefattan vaktinde haberdar olunamadığı, ödeme emrinin vefattan sonra tebliğ edildiği, vefatın öğrenilmesi üzerine veraset ilamı ve mirasçıların vekaletnamelerinin temin edildiği, esasen yoklukla malul ödeme emrinin iptali davasına devam talebi kabul edilmeyerek, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesinin usule aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi: … Vapur Acenteliği adına tanzim ve tebliğ olunan ödeme emrinin iptali talebiyle, acente vekili Av…. tarafından açılan davayı; …’nin 2.12.1995 tarihinde ölümüyle Av….’a verilen vekaletin de sona erdiği, böylelikle işbu davanın ehliyetsiz bir kişi tarafından açılmış olduğu gerekçesiyle reddeden vergi mahkemesi kararı, dayandığı hukuki ve yasal nedenlerle yerinde görülmüş olup, ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda değildir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, 2.12.1995 tarihinde vefat eden …’nin sahibi olduğu, “… Vapur Acenteliği” adına 11.12.1995 tarihinde düzenlenen ödeme emrinin 2.1.1996 tarihinde acentenin iş yerinde tebliğ edildiği, vapur acentesi sahibinin mirasçısı tarafından, acente adına 1990 yılında verilen vekaletnameye dayanılarak ödeme emrinin iptali isteğiyle açılan dava dolayısıyla mahkemece verilen ara kararına müvekkil tarafından gönderilen cevapta, … vefat ettiğinden, davanın mirasçılar adına takip ve devam ettirileceğinin beyan ve mirasçılar tarafından verilen vekaletnamenin mahkemeye ibraz edildiği anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 7’nci maddesine göre, kamu alacağının, borçlunun ölümünden sonra, ödeme emri düzenlenerek mirasçılardan takibi gerektiğinden; her ne kadar, ölen borçlu adına düzenlenen dava konusu ödeme emri bu yönüyle hukuka aykırı ise de; usulüne uygun olarak açılacak idari davada ileri sürülebilecek nitelikteki bu hukuki aykırılığın, ölümle vekalet ilişkisi sona eren avukat tarafından açılmış olması sebebiyle reddi gereken davada nazara alınması mümkün değildir. Öte yandan; temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer iddialar da, temyize konu kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, … lira maktu karar harcının temyiz edenden alınmasına, 3.12.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.