Danıştay Kararı 7. Daire 1996/2483 E. 1997/3362 K. 08.10.1997 T.

7. Daire         1996/2483 E.  ,  1997/3362 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/2483
Karar No: 1997/3362

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : … Deri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Atatürk Havalimanı Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünde tescilli 19.1.1994 tarih ve … sayılı beyanname muhteviyatı eşyalara ilişkin olarak beyan edilen kıymetin düşük olduğundan bahisle yükümlü şirket adına yapılan ek tahakkuku; 1615 sayılı Kanunun 3’üncü ve 65’inci maddelerinden bahisle, yükümlü şirketin ithalat için iki yol seçtiğinin, birincisinin doğrudan ithal, değerinin serbest bölge aracılığıyla yurda ithal şeklinde gerçekleştirildiğinin, serbest bölgeye ithal ettiği eşyanın bir kısmını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sattığının anlaşıldığı, davalı idarece, beyanname eki faturalarda yer alan kıymetlerin, emsal satışlara göre düşük olduğu yolunda gerekli ve yeterli bir araştırma ve mukayese yapılmadan, ihracatçı firma tarafından, yükümlü şirket adına düzenlenen 6.10.1993 tarihli faturada yazılı kıymetlerin emsal alınması suretiyle ek tahakkuk yapılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kaldıran …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K;…sayılı kararının; cevaplı rapor doğrultusunda yapılan ek tahakkukun yasal olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yönündedir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Uyuşmazlık, yükümlü şirketin, serbest bölgedeki şubesinden ithal edilen eşyalar için beyan ettiği kıymetin, serbest bölgeden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine yapılan satışlarda beyan edilen kıymetlere nazaran düşük olduğundan bahisle ek tahakkuk yapılmış olmasından doğmuştur.
1615 sayılı Gümrük Kanunun 65’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, ithal eşyasının gümrük vergisine esas olan kıymetinin gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki “normal fiyatı” olduğu hükme bağlanmış, aynı maddenin 2’nci fıkrasında da normal fiyatın tanımı yapılmıştır. Aynı maddenin değişik 5’inci fıkrasında ise, vergi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki fiyat esas olmakla beraber, mükellefin akde uygun olarak ödediği ya da ödeyeceği fiyatın tahakkuka esas alınacağı hallerin, taraf olduğumuz anlaşmalar ve milli ve milletlerarası ticari teamüller de nazarı itibara alınmak suretiyle bakanlıkça tespit olunacağı belirtilmiştir.
Diğer yandan, Gümrük Yönetmeliğinin “Vergi Matrahına Giren Kıymetin Kontrolü” başlıklı 368’inci maddesinin IV (B) Tablosunun 4’üncü bendinde, faturaların incelenmesi ve kontrolünde, faturanın aynı ticari kademedeki ithalatçı ve ihracatçılara ait aynı veya benzer eşya fiyatlarının birbirleriyle karşılaştırılacağı, bu karşılaştırma yapılırken endeks kayıtlarından, yerli ve yabancı dergi ve gazete yayınlarından faydalanılacağı belirtilmek suretiyle, aynı veya benzeri eşya fiyatlarının birbiriyle karşılaştırılarak kıymet tespiti yapılması ilkesine yer verilmiş, davalı idarece yayımlanan 25.7.1986 tarihli 126 sayılı Genelgede de aynı ve benzer eşya deyimlerinden ne anlaşılması gerektiği açıklanmıştır.
Olayda, her ne kadar, aynı veya benzer eşya kıymetinin tespiti suretiyle araştırma yapılmış ise de, emsal alınan kıymetlerin, serbest bölgeden yurtdışına yapılan satışlarda oluşan kıymetleri içermesi karşısında, aynı veya benzeri eşyaya ait de olsa, karşılaştırma yapma imkanı bulunmayan fiyatlar esas alınarak yapılan tahakkukta isabet bulunmadığından, mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Uyuşmazlık, mükellef şirketin ithal ettiği …marka çantaların beyan edilen değerinin düşük görülmesi sebebiyle yapılan gümrük vergisi ek tarhiyatı aleyhine açılan dava üzerine tarhiyatı terkin eden …’ncı Vergi Mahkemesi kararının bozulması talebine ilişkindir.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 65’inci maddesinin 1’inci fıkrasında “İthal eşyasının gümrük vergisine esas olan kıymeti,gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki normal fiyatıdır.” denilmiş, aynı maddenin 2’nci fıkrasında “Normal fiyat birbirinden müstakil bir alıcı ile bir satıcının tam ve serbest rekabet şartları içinde uyuştuğu farz olunan fiyattır.” Hükmü konulmuştur. Aynı kanunun 3’üncü maddesi ise, gümrüğün denetlemesi altına (her çeşit antrepolardakiler de dahil) konmuş eşyanın vergi ödeme mükellefiyetinin, beyannamenin tescil edildiği tarihte başlayacağını hükme bağlamıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda, gümrük vergisi ek tarhiyatına konu olan … marka çantaların beyan olunan kıymetinin düşük olup olmadığının tesbiti için gümrük idaresince fiyat araştırması yapılarak mükellef şirketin 6.l0.l993 tarihinde Atatürk Havalimanı Serbest Bölgesinden ithal ettiği …marka çantaların fiyatı için aynı şirketin l9.l.l994 tarihinde üretici firmanın bulunduğu menşe memleketten yaptığı ithalatta beyan ettiği fiyat esas alınarak gümrük vergisi ek tarhiyatı yapıldığı, ancak mükellef şirketin değişik tarihlerde biri Türkiye’deki serbest bölgeden diğeri ise üretici firmanın bulunduğu menşe memleketten yaptığı ithal fiyatı esas alınamayacağından normal ithal fiyatı araştırılmadan ve tespit edilmeden gümrük vergisi ek tarhiyatı yapılamayacağı gerekçesiyle dava konusu gümrük vergisi ek tarhiyatını terkin eden …’ncı Vergi Mahkemesi kararı, 1615 sayılı Gümrük Kanununun 65′ inci maddesi hükmüne uygun bulunmaktadır. Nitekim Danıştay Yedinci Dairesinin Esas No:l995/l92; Karar No:l996/3643 sayılı emsal kararı da bu şekildedir.
Açıklanan sebeplerle, hukuki mesnedi bulunmayan temyiz talebinin reddi ile …’ncı Vergi Mahkemesi kararının tasdiki gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
1615 sayılı Gümrük Kanununun “Eşyanın kıymeti” başlıklı 65’inci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan 1’inci fıkrasında, ithal eşyanın gümrük vergisine esas olan kıymetinin, gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki normal fiyatı olduğu belirtilmiş, 2’nci fıkrasında da “normal fiyat” ın tanımı yapılmıştır. Aynı maddenin 2817 sayılı Kanunla değişik 5’inci fıkrasında ise, vergi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki fiyat esas olmakla beraber, mükellefin akde uygun olarak ödediği ya da ödeyeceği fiyatın tahakkuka esas alınacağı hallerin, taraf olduğumuz anlaşmalar ve milli ve milletlerarası ticari teamüller de nazarı itibara alınmak suretiyle bakanlıkça tespit olunacağı hükme bağlanmıştır.
Gümrük Yönetmeliğinin değişik 243’üncü maddesinin (c) fıkrasında, mükellefin akde uygun olarak ödediği ya da ödeyeceği fiyatın tahakkuka esas alınacağı haller gösterilmiştir. Bu hükme göre, maddede belirtilen süreler ve oranların aşılmaması halinde, bu süreler ve oranlar dahilinde meydana gelen fiyat değişiklikleri vergi tahakkukunda nazara alınmayacak, yani vergi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki “normal fiyat” esası uygulanmayacaktır. Bunun ilk ve önemli koşulu, beyan olunan eşya kıymetinin, akit tarihindeki “normal fiyat”a uygun olmasıdır. Burada sözü edilen “normal fiyat”, 65’inci maddenin (eski şekli ile) birinci ve ikinci fıkrasında tanımı yapılan normal fiyattır.
Diğer taraftan yine aynı yönetmeliğin “Vergi Matrahına Giren Kıymetin Kontrolü” başlıklı 386’ncı maddesinin IV (B) Tablosunun 4’üncü bendinde, faturaların inceleme ve kontrolünde, faturadaki fiyat ile aynı ticari kademedeki (seviyeniveau) ithalatçı ve ihracatçılara ait aynı veya benzer eşya fiyatlarının birbirleriyle karşılaştırılacağı; bu karşılaştırma yapılırken endeks kayıtlarından, yerli ve yabancı dergi ve gazete yayımlarından faydalanılacağı; 388’inci maddesinde ise, vergiye tabi eşyanın beyan edilen kıymetinin beyannamesine ekli fatura, menşe şahadetnamesi, çeki listesi ve diğer belgeler de dikkate alınarak yetkililerce (Bakanlık müfettiş, müfettiş muavinleri, kontrolörler, bilumum gümrük amir ve memurları) yapılan inceleme ve denetleme sonunda lüzum görülerek Gümrük Kanununun 179’uncu maddesine istinaden istenecek bütün ticari ve kanuni defterlerle belgelerin, mükellef, mümessil, gümrük komisyoncusu ve benzerleri tarafından ilgililere gösterilmesinden veya verilmesinden çekinilmesi halinde eşyanın gümrük vergisine esas olacak kıymetinin, benzeri eşya fiyatları gözönünde tutularak idarece resen tayin ve tespit olunacağı; vergi tahakkuku ve gerekiyorsa ceza uygulamasının, buna göre yapılacağı açıklanmıştır.
Görüldüğü üzere, gümrük mevzuatımızda aynı veya benzeri eşya fiyatlarının birbirleriyle karşılaştırılarak kıymet tespiti yapılması ilkesine yer verilmiştir. Bu ilkenin doğal bir sonucu da, emsal alınacak eşya kıymetinin karşılaştırılabilir bir kıymet olması gerektiğidir.
Olayda, yükümlü şirket hakkında düzenlenen 13.9.1994 tarih ve 48/7 sayılı cevaplı raporda, 19.1.1994 tarih ve … sayılı beyanname muhteviyatı eşyaların, yükümlü şirketin Atatürk Havalimanı Serbest Bölgesinde faaliyet gösteren şubesinden yurt içindeki merkezine ithal edildiği; ancak, söz konusu eşyalar için beyan edilen fiyatların, eşyaların imalatçı-ihracatçı firmadan serbest bölgeye ithalinde beyan edilen fiyatlarla aynı olduğu; oysa, şirketin, serbest bölgede faaliyet gösteren gümrük hattı dışı satış mağazaları ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine yaptığı satışlarda %54- %69 oranında kar marjı hesapladığı belirtilerek, bu satışlara ilişkin faturalarda yazılı kıymetlerin tahakkuka esas alınmasının istenildiği; yükümlü şirketçe, serbest bölgeden yurt içinde başka firmalara yapılmış satışlara ilişkin herhangi bir tespitin bulunmadığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6’ncı maddesinde, serbest bölgelerin gümrük hattı dışında sayıldığı; bu bölgelerde vergi, resim, harç, gümrük ve kambiyo mükellefiyetlerine dair mezuat hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu durumda, yurt dışı sayılan serbest bölgeden, yine serbest bölgeye veya yurt dışına yapılan satışlarda oluşan fiyatların, yukarıda anılan mevzuat hükümleri uyarınca gümrük vergisine esas normal kıymetin tespitinde “karşılaştırılabilir kıymet” olarak kabulü mümkün olmadığından, söz konusu fiyatlar esas alınarak yapılan ek tahakkukta mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına, 8.10.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.