Danıştay Kararı 7. Daire 1996/2269 E. 1997/4217 K. 25.11.1997 T.

7. Daire         1996/2269 E.  ,  1997/4217 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/2269
Karar No: 1997/4217

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
Karşı Taraf : … Makine Hırdavat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
Vekilleri : Av. …- Av. …
İstemin Özeti : Davacı kurum adına Atatürk Havalimanı Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 11.11.1992 tarih ve… sayılı beyanname kapsamı eşyalar için tahakkuk ettirilen ek gümrük vergi ve resimlerini; 1615 sayılı Kanunun 65’inci ve Gümrük Yönetmeliğinin değişik 243’üncü maddesi hükmü açıklandıktan sonra, olayda, ithal konusu eşyaların beyan edilen navlun bedelinin düşük bulunduğundan bahisle, idarece, beyanname ekindeki belgelere göre saptanan navlun bedeli esas alınarak ek tahakkuk yapılmış ise de, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen belgelere göre, eşyaların alış bedelinin 1.496.-, sigortasının 20.- ve nakliye bedelinin de 840.- Amerikan doları olmak üzere vergiye esas toplam kıymetinin 2.356.- Amerikan doları olup, bu toplama dahil edilmemiş bir navlun bedeli bulunmadığının, ayrıca beyan edilen kıymetin düşük olduğu yolunda da bir saptama yapılmadığının anlaşıldığı, bu itibarla davacının düşük beyanda bulunduğundan bahisle yapılan ek tahakkukta isabet görülmediği gerekçesiyle terkin eden …. Vergi Mahkemesinin …günlü ve E:…; K:…sayılı kararının; konşimentoda yer alan navlun bedeline göre ek tahakkuk yapılmasında isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi : Olayda, davacı kurum tarafından ibraz edilen ayrıntılı satış faturası ile nakliye firmasınca satıcı firmaya düzenlenen nakliye faturasında, navlun bedeli 840.- Amerikan doları olarak yer almakta ise de, ithal konusu eşyaları ithal ülkesinden Türkiye’ye taşıyan hava yolu firmasınca düzenlenen konşimentoda bu bedelin, 1.951,25 Amerikan doları olarak yer aldığı görülmekte olup, eşyanın gerçek navlun bedelinin ne olduğu hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Olayda ise, vergi mahkemesince böyle bir araştırma yapılmaksızın, ibraz edilen belgelere göre beyan edilmemiş navlun ücreti bulunmadığından bahisle ek tahakkukun terkin edildiği anlışılmaktadır.
Bu itibarla eksik incelemeye dayalı olarak verilen mahkeme kararında isabet bulunmamakta olup, bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Atatürk Havalimanı Giriş Gümrük Müdürlüğünde işlem gören 11.11.1992 gün ve … sayılı beyanname ile ithal edilen eşyanın navlun bedelinin noksan beyan edildiği iddiası ile yapılan ek tarhiyatı; dosyada mecvut belgelerden vergiye tabi toplam bedele dahil edilmemiş bir navlun bedeli bulunmadığı gibi, ek tahakuka neden olacak bir kıymet farkının da bulunmadığı anlaşıldığından, ek tahakkukta isabet bulunmadığı gerekçesiyle terkin eden vergi mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir.
İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; Atatürk Havalimanı Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 11.11.1992 tarih ve … sayılı beyanname kapsamında ithal edilen eşyaların satış faturasında yer aldığı gibi, CIF 2.356.- Amerikan doları olarak beyan edilen kıymeti içerisinde, navlun ve sigorta giderinin ne kadar olduğunun belirtilmediği, 22.10.1992 tarih ve 1382 ve 1383 sayılı ithal müsaadelerinde FOB bedelin 2.250.-, navlun bedelinin 100.- ve sigorta bedelinin de 6.- dolar olarak; 654058601 numaralı konşimentoda ise navlun bedelinin 49.432.- Tayvan doları (1.951,25 Amerikan doları) olarak yer aldığı, idare tarafından da, ithal müsadelerinde yer alan 100.- dolarlık navlun ücretinin beyan edildiği kabul edilmek ve konşimentoda yer alan navlun tutarı esas alınmak suretiyle ek tahakkuk yapıldığı, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen ayrıntılı satış faturası örneğinde FOB bedelin 1.496-, navlun bedelinin 840.-, sigorta giderinin de 20.- Amerikan doları olduğu, yükümlü kurum tarafından, ithal konusu eşyaların Hawb tarifesine göre taşındığının, konşimentoda yer alan navlun bedelinin ise Mawb tarifesine göre belirlendiğinin, beyan edilen navlun bedelinin idarenin iddia ettiği gibi 100.- dolar olmayıp, gerek ayrıntılı satış faturasında, gerekse nakliye firmasınca satıcı firmaya düzenlenen nakliye faturasında yer aldığı gibi 840.- dolar olduğunun ileri sürüldüğü, vergi mahkemesince de belirtilen hususlar irdelenmeksizin, ibraz edilen belgelere göre beyan edilmemiş navlun ücreti bulunmadığı gerekçesiyle ek tahakkukun terkin edildiği anlaşılmıştır.
Davacı kurum tarafından ibraz edilen ayrıntılı satış faturası ile nakliye firmasınca satıcı firmaya düzenlenen nakliye faturasında navlun bedeli 840.- Amerikan doları olarak yer almakta ise de, ithal konusu eşyaları ithal ülkesinden Türkiye’ye taşıyan hava yolu firmasınca düzenlenen konşimentoda bu bedelin, 49.432.- Tayvan doları (1.951,25 Amerikan doları) olarak yer aldığı görülmekte olup, eşyanın gerçek navlun bedelinin ne olduğu hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Olayda ise, vergi mahkemesince böyle bir araştırma yapılmaksızın, ibraz edilen belgelere göre beyan edilmemiş navlun ücreti bulunmadığından bahisle ek tahakkukun terkin edildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, belirtilen hususlar araştırıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, ek tahakkukun terkini yolunda verilen mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne; belirtilen hususlar dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 25.11.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.