Danıştay Kararı 7. Daire 1996/1862 E. 1997/3807 K. 06.11.1997 T.

7. Daire         1996/1862 E.  ,  1997/3807 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/1862
Karar No: 1997/3807

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
Karşı Taraf : … Ticaret ve Sanayi A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Atatürk Hava Limanı Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 8.11.1993 gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi kapsamı eşyaya ilişkin navlun ücretinin ana konşimentoda yazılı navlun ücretine göre düşük gösterildiğinden bahisle yükümlü şirket adına yapılan ek tahakkuku; 1615 sayılı Gümrük Kanununun 243’üncü maddesi açıklandıktan sonra, Gümrük Yönetmeliğinin 258’inci maddesinin 7’nci fıkrasının son paragrafında, müşterek konşimentoların bakanlığın tayin edeceği usul ve esaslara göre bölünebileceği hükmünün yer aldığı, konu ile ilgili olarak yayımlanan 28.6.1988 gün ve 88-159 sayılı genelgede, gümrük vergisine esas olan kıymetin tespitinde ara konşimentoda gösterilen taşıma ücretinin gümrük vergisine esas alınması gerektiğinin açıklandığı, olayda, ithal edilen eşyanın navlun bedelinin ana konşimentoya dayanılarak düzenlenen ara konşimentoda noksan gösterildiğinden bahisle ek tahakkuk yapılmış ise de, mahkemelerince verilen ara kararı üzerine getirtilen ana konşimentonun incelenmesinden, navlun bedelinin 47.442,12 Alman markı, taşımanın ise konsolide olduğu hususunun görüldüğü, aracı acente tarafından düzenlenen ara konşimentoda ise navlun bedelinin 23.367,50 Alman markı olarak gösterildiği, her iki konşimentoda eşyanın miktar ve ağırlıklarının aynı olduğu, bu durumda, genelge uyarınca ara konşimentoda gösterilen taşıma ücretinin gümrük vergisine esas alınması gerektiğinden yapılan ek tahakkukta isabet görülmediği gerekçesiyle kaldıran …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; 1615 sayılı 65’inci maddesi ile Gümrük Yönetmeliğinin 243 ve 386’ncı maddeleri uyarınca eşyanın satışına ve Türkiye’deki giriş liman veya mahallinde teslimine ait bütün masrafların satıcıya ait bulunduğu, dolayısıyla normal fiyata dahil olduğu, olayda, eşyanın navlun bedelinin ana konşimentoya göre düzenlenen ara konişmentoda noksan beyan edildiği tespit edildiğinden, yapılan ek tahakkukun yerinde olduğu ve aynen onanması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Yükümlü şirket tarafından ithal edilen eşyaya ilişkin navlun ücretinin ana konşimentoda yazılı navlun ücretine göre ara konişmentoda düşük gösterildiğinden bahisle aradaki fark üzerinden tahakkuk ettirilen ek gümrük vergi ve resimlerini kaldıran mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
1615 sayılı Gümrük Kanununun “Eşyanın Kıymeti” başlığını taşıyan 65’inci maddesinin 1’inci fıkrasında; “İthal eşyasının gümrük vergisine esas olan kıymeti, gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki normal fiyatıdır.” denilmiş, 2’nci fıkrasında, “Normal fiyat, birbirinden müstakil bir alıcı ile bir satıcının tam ve serbest rekabet şartları içinde uyuştuğu farz olunan fiyattır.
Bu fiyat tesbit olunurken;
a) Eşyanın alıcıya Türkiye’de giriş liman veya mahallinde teslim edildiği,
b) Eşyanın satışına ve Türkiye’de giriş liman veya mahallinde teslimine müteallik bütün masrafların satıcıya ait bulunduğu, dolayısıyla normal fiyata dahil olduğu,
c) Türkiye’de ödenmesi gereken vergi ve resimlerin alıcıya ait olduğu, dolayısıyla normal fiyata dahil bulunmadığı farz olunur.” denilmek suretiyle ithal eşyasının gümrük vergisine esas kıymeti olan “normal fiyatın” tanımı yapılmıştır. Gümrük Yönetmeliğinin 243’üncü maddesinde de eşyanın fiyatına dahil olan unsurlar arasında navlun ücretinin de bulunduğu açıklanmıştır.
Anılan yönetmeliğin 386’ncı maddesinde C+F- şeklinde yapılan bir teslimin, eşyanın kıymeti ile ithal yerine kadar olan yükleme ve taşıma masraflarını kapsadığı belirlenmiştir.
Dosyada bulunan beyanname ve eki faturanın incelenmesinden, ithal eşyasının C+F- bedel üzerinden satışının yapıldığı, dolayısıyla yükümlü tarafından beyan edilen kıymetin içinde navlun ücretinin de bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu tür satışlarda navlun ücreti alıcı tarafından değil, satıcı tarafından taşıyıcı firmaya ödendiğinden, navlun ücretinin belirlenmesinde alıcının bir dahli bulunmamakta, alıcı, satıcı ile anlaştıkları navlun ücretinin de dahil olduğu eşya bedelini satıcıya ödemektedir.
Bu durumda, idarece, yükümlünün faturadaki bedelin (eşyanın kıymeti + navlun) dışında yurt dışına döviz transferi yaptığı veya ihracatçı firma tarafından düzenlenen faturanın sahte olduğu yada faturada ayrıca gösterilen eşyanın kıymetinin gerçeği yansıtmadığına dair yapılmış bir tespit bulunmadığı dikkate alındığında, sırf ana konşimentoda yazılı navlun ücretinin ara konşimentoda noksan gösterildiğinden bahisle, aradaki fark üzerinden ek tahakkuk yapılmasında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Mükellef şirketin birleşik kargo (konsolide) taşımacılığı ile getirterek ithal ettiği malların ithal değerine dahil bulunan navlun bedelini ara konşimentoda belirlenen düşük değerden bildirmesinin yanlış olduğundan bahisle ana konşimentoda yazılı yüksek navlun bedeli ile arasındaki fark üzerinden tarh ve tebliğ edilen gümrük vergisi ek tarhiyatı aleyhine açılan dava üzerine; birleşik kargo (konsolide) taşımacılığı ile getirtilen ithal mallarında gümrük değerine dahil olan navlun bedelinin ana konşimentoda belirlenen bütün mallara ait toplam navlun bedeli değil ara konşimentoda belirlenen o mala ait navlun bedeli olduğu gerekçesiyle dava konusu gümrük vergisi ek tarhiyatını terkin eden …’uncu Vergi Mahkemesi kararı, 1615 sayılı Gümrük Kanununun 65’inci maddesi hükmüne ve 9.3.1988 tarihli Resmi Gazete’de neşredilen 1615 sayılı Gümrük Kanununa bağlı Gümrük Yönetmeliğinin 258’inci maddesine bir fıkra eklenmesine dair Yönetmeliğin amir hükmüne uygun bulunduğundan, hukuki mesnedi bulunmayan temyiz talebinin reddi ile …’uncu Vergi Mahkemesi kararının tasdiki gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Yükümlü şirket tarafından ithal edilen eşyaya ilişkin navlun ücretinin ana konşimentoda yazılı navlun ücretine göre ara konşimentoda düşük gösterildiğinden bahisle, aradaki fark üzerinden tahakkuk ettirilen ek gümrük vergi ve resimlerini kaldıran mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Gümrük Yönetmeliğinde, beyanın tevsikine yarayan belgeler arasında sayılmış bulunan konşimento, anılan yönetmeliğin 258’inci maddesinde, deniz yolu ile yapılan taşımalarda geminin kaptanı veya donatanı veya mümessili tarafından yükletene verilen belge olarak tanımlanmış, kara nakliyatında yük senedi denilen ve taşıyıcılar tarafından tanzim edilen bir belgenin kullanılacağı belirtilmiş ve konşimento ile yük senetlerinin ihtiva etmesi gerekli bilgiler sayıldıktan sonra, hava taşımalarında da aynı anlamda ve benzeri bilgileri kapsayan konşimentoların kullanılacağı vurgulanmıştır. Sözü edilen maddenin son paragrafında ise, müşterek konşimentoların, bakanlığın tayin edeceği usul ve esaslara göre bölünebileceği hükmü yer almıştır.
Anılan hükme dayanılarak Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünce yayımlanan 28.6.1988 gün ve 1988-159 sayılı genelgede, birleşik kargo (konsolide) taşımacılığı yapan firmalar adına düzenlenen müşterek konşimentoların bölünmesine ilişkin taleplerin, müşterek konşimentoların gümrük idarelerince tescil olunan manifestolara uygun olduğunun anlaşılması ve muhteviyatı eşyalara ait ara konşimentoların ibraz edilmesi kaydıyla ilgili gümrük idarelerince karşılanmasının uygun bulunduğu, ayrıca, birleşik kargo (konsolide) ile gelen eşyalar için aracı acentelerce tanzimli ara konşimentolardaki taşıma ücreti ile ana konşimentolardaki taşıma ücretleri arasında farklılık görülmesi nedeniyle taşıma ücreti ilgililerinden tahsil edildiğinden, 1615 sayılı Kanunun 65’inci maddesi gereğince gümrük vergisine esas olan kıymet tespitinde ara konşimentolarda belirtilen taşıma ücretinin esas alınması gerektiği belirtilmektedir.
Bu hukuki duruma göre; gönderici kısmında, ihracatçı firmanın; mal gönderilen kısmında ise, alıcı (ithalatçı) firmanın isimlerinin yazılı olduğu konşimentoya, uygulamada, “ara konşimento” denildiği; taşımayı üstlenen ve ilk (ara) konşimentoyu düzenleyen firmanın, söz konusu malları başka bir firmaya taşıttırması halinde, asıl taşıma işini gerçekleştiren firma (kuruluş) tarafından düzenlenen konşimentoya da, “ana konşimento” denildiği; ana konşimentonun gönderici kısmında, taşıma işini ilk üstlenen aracı taşıyıcı firmanın; alıcı kısmında ise, aracı taşıyıcının anlaşmalı bulunduğu başka bir taşıyıcı firmanın adlarının yer aldığı; asıl taşıma işini yapan firmaca, birden fazla ara konşimento muhteviyatı eşyanın aynı anda taşınması halinde taşıma işleminin konsolide taşıma şekline dönüştüğü; başka deyişle ana konşimentonun konsolide olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalara göre; konsolide olarak düzenlenen ana konşimentonun içerdiği eşya miktarının, ara konşimentolarda yazılı olanların toplamına eşit olacağı; konsolide olmayan ana konşimentonun ise, ara konşimentoda yazılı eşya miktarını aynen içereceği tabiidir. Ayrıca; eşyanın aracı firmalar vasıtasıyla taşıttırılması durumunda, bu firmaların kar amacıyla ticari faaliyet gösteriyor olmalarının doğal sonucu olarak aracı firmaca düzenlenen ara konşimentoda yazılı navlun ücretinin (konsolide ana konşimentolar için ara konşimentolarda yazılı navlun ücretleri toplamının) nakliyeci firmaca düzenlenen ana konşimentoda yazılı olandan, aracı firmanın (veya firmaların) karı kadar fazla olması da gerekmektedir.
Olayda, Türk Hava Yolları tarafından taşınan eşyalara ilişkin olarak düzenlenen ana konşimentonunun konsolide olduğu belirtilmekte ise de; ara ve ana konşimentolarda, taşınan kap adedinin ve ağırlığının aynı olduğunun görülmesi nedeniyle ana konşimentonun konsolide olmadığı sonucuna varılmıştır. Nitekim, işlem dosyasında bulunan ve yükümlü itirazının reddine ilişkin İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünün 5.5.1994 günlü kararında da; olayda, müşterek konşimentoların söz konusu olmadığı, ana konşimentoda belirtilen yükün tamamının sadece firma değişikliği yapılarak, tek bir ara konşimento düzenlendiği ve ara konşimentodaki navlun ücretinin ana konşimentoya göre daha düşük gösterildiğinin belirtilmesi de bunu göstermektedir.
Konsolide olmayan ana konşimentoda, 13 kap eşyanın birim taşıma ücretinin 5.08, toplamının ise 47.442,12 Alman markı; ara konşimentoda ise, aynı eşyanın birim taşıma ücretinin 2,50; toplamının ise 23.367,50 Alman markı olarak yazılı bulunmasına karşın, bir eşyanın taşınması karşılığında toplam 23.367,50 Alman markı ücret alan bir ticari firmanın, aynı eşyayı bir başka kuruluşa toplam 47.442,12 Alman markı ücrete taşıtması, haklı ve meşru nedenlere dayanmaması halinde, ticari hayatın genel kurallarına aykırı olacağından; ithal eşyanın gümrük vergisine esas kıymetine dahil edilecek navlun ücretinin, ana konşimentoda yazılı olan ve asıl taşıyıcı kuruluşa ödenen navlun ücretinden daha düşük olduğunun kabulüne imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda ana konşimentoda yazılı navlun ücreti esas alınarak yapılan tahakkukta mevzuata aykırılık bulunmadığından, tahakkuk ettirilen ek gümrük vergi ve resimlerinin kaldırılmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 6.11.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.