Danıştay Kararı 7. Daire 1996/1499 E. 1997/2863 K. 15.09.1997 T.

7. Daire         1996/1499 E.  ,  1997/2863 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/1499
Karar No: 1997/2863

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : …Denizcilik Anonim Şirketine ait gümrük vergisinin şirketten tahsil edilememesi nedeniyle, şirket ortağı sıfatıyla davacı adına tanzim ve tebliğ olunan 24.7.1995 tarih ve 134/8767 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; dosyanın incelenmesinden, … Denizcilik Anonim Şirketi adına Başbakanlık Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından verilen 20.11.1985 tarih ve … sayılı ihracat teşvik belgesinin, adı geçen müsteşarlıkça, yapılan ihracatların gerçek dışı olduğu şeklinde düzenlenen müfettiş raporlarına istinaden 27.10.1990 tarihinde iptal edildiğinin, … Denizcilik Anonim Şirketi adına tahakkuk ettirilip ihracat teşvik belgesine göre tecil edilen gümrük vergilerinin tahsili amacıyla 16.3.1990 ve 28.3.1993 günlü ödeme emirlerinin borçlu şirkete tebliğ edilememesi üzerine, şirket ortaklarından tahsili yoluna gidilerek söz konusu 24.7.1995 tarih ve 134/8767 sayılı yazının tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, Gümrük Kanununun 86’ncı maddesine istinaden, ihracat teşvik belgesi kapsamında 1986 yılında ithal edilen eşyalardan dolayı tahsil edilemeyen gümrük vergilerine dair istem yazısının 5.12.1990 tarihinde Maliye ve Gümrük Bakanlığına tebliğ edilmiş olması nedeniyle, bu tarihten itibaren 3 yıl içerisinde borçlu şirketten veya şirket ortağı olan davacıdan talep edilmesi gerekirken, bu sürenin bitiminden sonra istenilen vergilerde yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle işlemi iptal eden …’ncı Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; şirket ortağı olan davacı adına tesis edilen işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Dava, …Denizcilik Anonim Şirketince İhracatı teşvik belgesi kapsamında ithali yapılan eşyalara ilişkin olup, teşvik belgesinin iptali üzerine şirketten alınmayan gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla yükümlü adına tanzim ve tebliğ edilen 24.7.1995 tarih ve 134/8767 sayılı yazının iptali istemiyle açılmıştır.
Anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyelerinin şirket borçlarından dolayı kişisel sorumlulukları, Türk Ticaret Kanununun 336’ncı ve sonraki maddelerinde düzenlenmiştir. Bu itibarla yükümlüsü olduğu tartışmasız olan … Denizcilik Anonim Şirketinden tahsil edilemeyen uyuşmazlık konusu gümrük vergilerinin, şirket yönetim kurulu üyelerinden tahsilinin Türk Ticaret Kanunu, yani özel hukuk kuralları dairesinde, adli yargıda takibi gerekli olduğundan, söz konusu gümrük vergisinin yükümlüden istenilmesi hukuken mümkün değildir.
Diğer taraftan, ihracatı teşvik mevzuatı kapsamında yapılan ihracatlarda, ihracatın gerçekleşmemesi veya bu süre içinde yapılan ihracatın gerçek olmaması hallerinde, ertelenen tahakkuk işleminin yapılması mümkün olabilecektir. Muafiyet şartlarına uyulup uyulmadığı konusunda denetleme ve kontrol göreviyle yükümlü idarenin ise, ihracatın gerçek olmadığı hususunu, ihracatı teşvik mevzuatı hükümlerine göre verilen ihracat süresi (ek süreler dahil) sonundan itibaren tespit etme imkanına sahip bulunması sebebiyle, tahakkuk zaman aşımı süresinin, ihracat süresinin (ek süreler dahil) sonundan başlayacağının kabulü gerekir.
İhracat süresinin uzatıldığı hususunda dosyada herhangi bir bilgi, belge ve iddianın bulunmaması dikkate alındığında, ihracat süresinin 20.11.1985 tarihinde sona erdiği, buna göre, Gümrük Kanununun 86’ncı maddesiyle öngörülen 3 yıllık süre geçtikten sonra, 10.8.1995 tarihinde tebliğ edilen yazı ile istenen verginin, zaman aşımına uğradığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile, mahkeme kararının sonucu itibariyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; … Denizcilik Anonim Şirketince ihracatı teşvik belgesi kapsamında ithali yapılan eşyalara ilişkin olup, teşvik belgesinin iptali üzerine şirketten alınamayan gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla yükümlü adına tanzim ve tebliğ edilen 24.7.1995 tarih ve 134/8767 sayılı yazının iptali istemiyle açılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2’nci maddesine göre, gümrük vergileri bu kanun kapsamı dışında olduğundan, olayda, anılan kanunun, şirketin mal varlığından tahsil imkanı kalmayan vergi alacağının şirketin yönetici ya da
yasal temsilcisinden tahsil olunacağına ilişkin 10’uncu maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyelerinin şirket borçlarından dolayı kişisel sorumlulukları, Türk Ticaret Kanununun 336’ncı ve sonraki maddelerinde düzenlenmiştir. Bu itibarla yükümlüsü olduğu tartışmasız olan …Denizcilik Anonim Şirketinden tahsil edilemeyen uyuşmazlık konusu gümrük vergilerinin, şirket yönetim kurulu üyelerinden tahsilinin Türk Ticaret Kanunu, yani özel hukuk kuralları dairesinde, adli yargıda takibi gerekli olduğundan, söz konusu gümrük vergisinin yükümlüden istenilmesi hukuken mümkün değildir.
Diğer taraftan, ihracatı teşvik mevzuatı kapsamında yapılan ihracatlarda, ihracatın gerçekleşmemesi veya bu süre içinde yapılan ihracatın gerçek olmaması hallerinde, ertelenen tahakkuk işleminin yapılması mümkün olabilecektir. Muafiyet şartlarına uyulup uyulmadığı konusunda denetleme ve kontrol göreviyle yükümlü idarenin ise, ihracatın gerçek olmadığı hususunu, ihracatı teşvik mevzuatı hükümlerine göre verilen ihracat süresi (ek süreler dahil) sonundan itibaren tespit etme imkanına sahip bulunması sebebiyle, tahakkuk zaman aşımı süresinin, ihracat süresinin (ek süreler dahil) sonundan başlayacağının kabulü gerekir.
İhracat süresinin uzatıldığı hususunda dosyada herhangi bir bilgi, belge ve iddianın bulunmaması dikkate alındığında, ihracat süresinin 20.11.1985 tarihinde sona erdiği, buna göre, Gümrük Kanununun 86’ncı maddesiyle öngörülen 3 yıllık süre geçtikten sonra, 10.8.1995 tarihinde tebliğ edilen yazı ile istenen verginin, zaman aşımına uğradığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, sonucu itibarıyla yerinde görülen mahkeme kararının onanmasına, 15.9.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.