Danıştay Kararı 7. Daire 1996/1457 E. 1997/3696 K. 27.10.1997 T.

7. Daire         1996/1457 E.  ,  1997/3696 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/1457
Karar No: 1997/3696

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : … Denizcilik ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Atatürk Havalimanı Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 8.1.1992 gün ve … sayılı giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın beyan edilen kıymetinin noksan olduğundan bahisle yapılan ek tahakkuku; 1615 sayılı Kanunun 65’inci ve Gümrük Yönetmeliğinin 243’üncü maddesini açıklayarak, olayda, taraflar arasında imzalanan distribütörlük sözleşmesi gereği fiyat indirimi uygulandığı, ithale konu eşyayla ilgili olarak ithal tarihi itibarıyla, beyan edilen kıymetin üzerinde, kesin olarak bir fiyat tespitinin bulunmadığı anlaşılmakla, yapılan ek tahakkukta isabet görülmediği gerekçesiyle kaldıran …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; üretici firma nezdindeki kıymet araştırması sonucu elde edilen fiyatlara istinaden yapılan ek tahakkukun yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin ithal ettiği eşyanın Türkiye’deki tek temsilcisi olduğu ve eşyayı üretici firma ile yapmış olduğu anlaşma uyarınca FOB ihraç fiyatı üzerinden % 10 indirimli olarak ithal ettiği anlaşıldığından; ihracatçı firma ile münasebet halinde bulunan davacı şirket adına anılan indirim kabul edilmeyerek yapılan ek tahakkukta Gümrük Yönetmeliğinin 386’ncı maddesinin IV numaralı (B) tablosu düzenlemelerine aykırılık bulunmadığından; aksi yolda verilen temyize konu kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, anılan kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, 8.1.1992 gün ve … sayılı giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaların kıymetlerinin faturalarına uygun olarak beyan edildiği, gümrük idaresince, New York Başkonsolosluğu Ekonomi ve Ticaret Müşavirliği aracılığıyla ihracatçı …. firması nezdinde fatura tarihi itibarıyla FOB ihraç birim kıymetinin araştırılması neticesinde, bildirilen fiyatlar üzerinden ek tahakkuk yapıldığı, yükümlü şirketin ihracatçı firmanın Türkiye’deki tek temsilcisi olduğu, ihracatçı firmanın dosyada mevcut 1.11.1994 günlü yazısında, yükümlüye 1991 yılında yapılan satışlarda üretici satış fiyatları üzerinden %10 oranında indirim yapıldığının belirtildiği ve yükümlü tarafından da, …. firmasının Türkiye distribütörü oldukları, aralarında imzalanan 15.2.1991 günlü sözleşmeye istinaden satış fiyatları konusunda özel anlaşmalar yapabildikleri, üretici (liste) fiyatları üzerinden %10 ila %15, %15 ila %17 oranlarında indirim yapıldığının kabul edildiği anlaşılmıştır.
1615 sayılı Gümrük Kanununun “Eşyanın Kıymeti” başlığını taşıyan ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 65’inci maddesinin 1’inci fıkrasında; “İthal eşyasının gümrük vergisine esas olan kıymeti, gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki normal fiyatıdır.” denilmiş, 2’nci fıkrasında; “Normal fiyat, birbirinden müstakil bir alıcı ile bir satıcının tam ve serbest rekabet şartları içinde uyuştuğu farz olunan fiyattır.
Bu fiyat tespit olunurken;
a) Eşyanın alıcıya Türkiye’de giriş liman veya mahallinde teslim edildiği,
b) Eşyanın satışına ve Türkiye’de giriş liman veya mahallinde teslimine mütaallik bütün masrafların satıcıya ait bulunduğu, dolayısıyla normal fiyata dahil olduğu,
c) Türkiye’de ödenmesi gereken vergi ve resimlerin alıcıya ait olduğu dolayısıyla normal fiyata dahil bulunmadığı farz olunur.” denilmek suretiyle ithal eşyasının gümrük vergisine esas kıymeti olan “normal fiyatın” tanımı yapılmıştır.
Aynı maddenin 4/d fıkrasında ise, iki şahıstan her biri diğerinin ticaretinde herhangi bir menfaat rabıtasına sahip olursa veya her ikisinin herhangi bir ticarette müşterek bir menfaat rabıtası bulunursa, bu menfaat rabıtaları doğrudan doğruya veya dolayısıyla da olsa bu şahısların iş ortağı addolunacağı belirtilmiştir.
1615 sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Gümrük Yönetmeliğinin 386’ncı maddesinin (B) fıkrasının IV. bendinde, Gümrük Kanununun 65’inci maddesinin 4/d fıkrasında açıklandığı şekilde satıcı ile ortak sayılan veya satıcının acentesi veya mümessili veya tek bayii veya komisyoncusu olan, özet olarak satıcı firma ile olan münasebeti müstakil bir alıcı durumunda bulunmayan mükelleflerin giriş beyannamelerinin (B) tablosunu doldurmakla zorunlu oldukları, IV/5. bendinde de alıcı ile satıcı arasındaki münasebetin mahiyetinden doğan komisyon, iskonto ve diğer masraflarla yapılmış olan tenzilatın vergi matrahına katılmaları gerektiğinden, fatura fiyatına ekleneceği belirtilmiştir.
386’ıncı maddenin yukarıda belirtilen IV. bendinin sondan bir önceki paragrafında ise, giriş beyannamelerinin (B) tablosunu dolduran mükelleflerin münasebet durumlarının sonradan bakanlıkça incelenmesi sonunda, alıcı ve satıcı arasındaki münasebetler dolayısıyla normal fiyattan daha düşük olarak beyan edildiği tespit olunan kıymetlerin normal kıymete göre ayarlanacağı açıklanmıştır.
Olayda, ihracatçı …firması ile yükümlü şirket arasında düzenlenmiş bulunan anlaşma uyarınca üretici satış fiyatları üzerinden indirim uygulandığı, tarafların birbirinden ayrı müstakil alıcı ve satıcı pozisyonunda olmayıp, yükümlü şirketin, …firmasının Türkiye’de tek yetkili temsilcisi olarak faaliyet gösterdiği, söz konusu münasebet nedeniyle beyannamenin (B) tablosunun doldurulması gerekirken (A) tablosunun doldurulduğu görülmektedir.
1615 sayılı Gümrük Kanununun olay tarihinde yürürlükte bulunan 65’inci maddesindeki tanımdan da anlaşılacağı üzere, normal fiyat, gerçekleşmiş bir fiyat değil, tam ve serbest rekabet şartları altında teşekkül etmesi öngörülen nazari bir fiyattır. Üretici …firmasının yükümlü şirkete uyguladığı indirimli fiyatın, aralarında müstakil bir alıcı satıcı ilişkisi bulunmaması nedeniyle normal fiyat olarak düşünmek mümkün değildir. Bu itibarla, gümrük vergisine esas kıymetin tespitinde menşe ülkesinde oluşan ve tüm alıcılara uygulanan FOB ihraç fiyatının dikkate alınması gerekmektedir. Aksine bir uygulamanın, ithal edilen aynı nitelik ve standarttaki eşyaların, farklı koşullara göre oluşan değişik fiyatlar esas alınarak vergilendirilmesi gibi, 1615 sayılı Kanunun 65’inci maddesiyle öngörülen amaca ters sonuçlar doğurması kaçınılmazdır.
Yükümlü şirket tarafından beyan edilen kıymetin, üretici firma tarafından bildirilen üretici satış fiyatlarına nazaran indirimli olduğu saptanmış bulunmasına göre, ihracatçı firma ile ithalatçı arasındaki münasebetin mahiyetinden kaynaklanan kıymet farkının beyan edilen kıymete dahil edilmesi suretiyle ek tahakkuk yapılmış olmasında Gümrük Kanunu ile Gümrük Yönetmeliğinin yukarıda değinilen hükümlerine aykırılık söz konusu değildir.
Bu durumda, idarece, ihracatçı firmanın yükümlü şirkete uyguladığı indirimli fiyat üzerinden yapılan beyan kabul edilmeyerek, üretici firma nezdindeki kıymet araştırması neticesinde elde edilen üretici satış (FOB ihraç) fiyatı esas alınmak suretiyle yapılan ek tahakkukta mevzuata aykırılık bulunmadığından, aksi yolda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 27.10.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.