Danıştay Kararı 7. Daire 1996/1444 E. 1997/3301 K. 07.10.1997 T.

7. Daire         1996/1444 E.  ,  1997/3301 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/1444
Karar No: 1997/3301

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
Karşı Taraf : … İplikçilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 15.11.1993 gün ve … sayılı beyanname kapsamında ithal olunan eşyaya ilişkin olarak tahakkuk ettirilen gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla, yükümlü şirket adına düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrini; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. maddesi ile 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. ve Tebligat Nizamnamesinin 28. madde hükümleri açıklandıktan sonra, söz konusu madde hükümlerine göre, tebligat yapılabilecek kimselerin, tebliğ yapılacak adresi daimi olarak terk etmeleri sebebiyle tebliğ yapılamaması ve yeni adresin de tespit edilememiş olması halinde, tebliğ evrakının, tebliği çıkaran mercie iade edilmesi gerektiği, olayda, Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde, davacı şirket adına tescilli 15.11.1993 gün ve …. Sayılı beyanname kapsamı eşya nedeniyle yapılan ek tahakkuka mükellefçe itiraz edildiği, itirazın, Gümrükler Genel Müdürlüğünün 17.2.1994 gün ve 94/713 sayılı kararı ile reddedildiği, anılan kararın, 25.3.1994 gün ve … sayılı Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğü yazısı ekinde davacı şirkete tebliğ edilmek istendiği, gösterilen adreste tebligat yapılabilecek kimsenin bulunmaması sebebiyle, tebliğ evrakının 29.4.1994 tarihinde muhtara bırakıldığı şerhinin verildiği, ancak, tebliğ alındısında, Tebligat Kanunu ve Nizamnamesinde tebligat yapılabileceği gösterilen kişilerin adreste bulunmaması nedenleri, şirketin adresten ayrılıp ayrılmadığı, daimi veya geçici olarak ayrıldığı hususunda açıklama yapılmadığı, muhtarın beyanına yer verilmediği anlaşılmakla, Gümrükler Genel Müdürlüğünün itirazın reddine dair kararının 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Nizamnamesi hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmediği sonucuna varıldığından, kesinleşmeyen amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden …Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:…sayılı kararının; ek tahakkuka karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Gümrükler Genel Müdürlüğü kararının yükümlü şirkete tebliğine rağmen, herhangi bir ödemede bulunulmaması ve dava yoluna da gidilmemesi karşısında, ödeme emri tanzim ve tebliğinde isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, yükümlü şirket tarafından ithal edilen eşya nedeniyle tahakkuk ettirilen gümrük vergi ve resimlerine karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Gümrükler Genel Müdürlüğü kararının tebliğine rağmen, söz konusu karara karşı dava açılmaması ve ödemede bulunulmaması üzerine ödeme emri tanzim ve tebliğinden kaynaklanmıştır.
Mahkemece, Gümrükler Genel Müdürlüğü kararının Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmediği, dolayısıyla, kesinleşmeyen amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrini iptal etmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesinde, kendisine tebliğ yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederlerse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memuruna imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine bildirileceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin, tebliğ tarihi sayılacağı hükmü yer almış, Tebligat Nizamnamesinin 28. maddesinin değişik 1. fıkrasında, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel, komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amiri ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerektiği, değişik 2. fıkrasında, muhatap ölmüşse veya gösterilen adresten devamlı olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebliğ memurunca tespit edilememişse, tebliğ evrakının, çıkaran mercie geri gönderileceği, 3. fıkrasında ise, muhatap ve onun yerine tebligat yapılacak kimseler o adreste bulundukları halde, tebliğin yapılacağı sırada orada mevcut değillerse, 30’uncu maddeye göre muamele yapılacağı belirtilmiş, atıf yapılan 30’uncu maddede de, Tebligat Kanununun 21. maddesi hükmüne paralel bir hüküm tesis edilmiştir.
Olayda, ek tahakkuka karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Gümrükler Genel Müdürlüğü kararı, yükümlü şirketin beyannamede yazılı adresinde tebliğ edilmek istenildiği, ancak muhatabın tebligat saatlerinde adresinde bulunamaması üzerine, Tebligat Kanununun yukarıda açıklanan 21. maddesi uyarınca, tebliğ evrakının, ilgili mahalle muhtarına bırakıldığı, ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırıldığı ve keyfiyetin muhataba haber verilmesi için komşusuna haber verildiği, bu hususların tebliğ alındısı üzerine yazılarak, ilgili mahalle muhtarının imza ve mührünün alındığı dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Yükümlü şirket tarafından, kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığı, ilgili mahalle muhtarlığının davacının tebligat yapılan adresten ayrıldığı yolundaki 13.10.1994 tarihli onaylı yazısı da ibraz edilmek suretiyle ileri sürülmüş ise de, davaya konu ödeme emrinin de aynı adreste ve ilgili mahalle muhtarlığınca verilen 13.10.1994 tarihli değinilen yazıdan sonra, 28.11.1994 tarihinde tebliğ edildiği dikkate alındığında, bu iddiaya itibar edilmesi mümkün değildir.
Bu nedenle, itirazın reddine ilişkin Gümrükler Genel Müdürlüğü kararına karşı dava açılmamak suretiyle kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri tanzim ve tebliği yerindedir.
Temyiz isteğinin kabulü ile mahkeme kararının, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket tarafından, 15.11.1993 gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi kapsamında ithal olunan eşyaya ilişkin ek tahakkukun 26.11.1993 tarihinde, “itirazım vardır.” şerhi ile beyanname üzerinde tebliğ edildiği, itiraz dilekçesinin de, süresi içinde, 10.12.1993 tarihinde Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğü kayıtlarına intikal ettiği, itirazın reddine dair 17.2.1994 gün ve 94/713 sayılı Gümrükler Genel Müdürlüğü kararının, 25.3.1994 gün ve 19078-155-3208 sayılı Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü yazısı ekinde davacı şirketin beyannamesinde yazılı, “…Cad. …İşhanı No:… …/…” adresinde tebliğ edilmek istenildiği, anılan adreste tebliğ yapılacak kimsenin bulunmaması üzerine, tebliğ memuru tarafından, “Adrese gidildi. Muhatap adresinde dağıtım saatlerinde bulunmadığı gibi, tebliğe caiz kimse de bulunmadığından, evrak, …Mahallesi Muhtarı …’a verilip adreste kapısına ihbarname yapıştırılarak, keyfiyeti muhataba haber vermesi için komşusu (isim okunamadı)’a haber verildi.” şerhi düşülerek ilgili mahalle muhtarının imza ve mühürünün tebliğ mazbatasına alındığı, tebligat işleminin bu suretle, 29.4.1993 tarihinde yapıldığı, yükümlü şirketin bu tebliğe rağmen herhangi bir ödemede bulunmaması ve dava yoluna gitmemesi üzerine de uyuşmazlık konusu ödeme emrinin düzenlenerek tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanununun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinde, kendisine tebliğ yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederlerse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memuruna imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine bildireceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin, tebliğ tarihi sayılacağı hükmü yer almış; Tebligat Nizamnamesinin 28. maddesinin değişik 1. fıkrasında, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel, komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amiri ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerektiği; değişik 2. fıkrasında, muhatap ölmüşse veya gösterilen adresten devamlı olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebliğ memurunca tespit edilememişse, tebliğ evrakının, çıkaran mercie geri gönderileceği, 3. fıkrasında ise, muhatap ve onun yerine tebligat yapılacak kimseler o adreste bulundukları halde tebliğin yapılacağı sırada orada mevcut değillerse 30’uncu maddeye göre muamele yapılacağı belirtilmiş; atıf yapılan 30’uncu maddede ise, Tebligat Kanununun yukarıda açıklanan 21. maddesindeki hükme paralel bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Olayda, davacı şirketin, Gümrükler Genel Müdürlüğünün itirazın reddine dair kararının tebliğ edildiği adresten ayrılmadığı, yalnızca, tebliğin yapılacağı sırada, gösterilen adreste, tebligatı alacak kimsenin bulunmadığı açıktır. Zira, tebliğ alındısında imza ve kaşesi bulunan mahalle muhtarının bu durumun aksine bir şerhi olmadığı gibi, uyuşmazlık konusu ödeme emrinin de davacı şirkete aynı adreste tebliğ edildiği, dosyadaki belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edilen itirazın reddine ilişkin Gümrükler Genel Müdürlüğü kararına karşı dava açılmamak suretiyle kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla, 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi uyarınca ödeme emri tanzim ve tebliğinde isabetsizlik bulunmadığından, ödeme emrinin yazılı gerekçe ile iptali yolundaki mahkeme kararında bu nedenle isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 7.10.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.