Danıştay Kararı 7. Daire 1996/1383 E. 1998/2797 K. 14.09.1998 T.

7. Daire         1996/1383 E.  ,  1998/2797 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/1383
Karar No: 1998/2797

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
Karşı Taraf : … Büro Makina ve Malzemeleri San. İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti.
İstemin Özeti : Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle hesaplanan ek gümrük vergi ve resimlerini karşılamak üzere depoya alınan teminat mektubunun nakde çevrilmesi, aksi takdirde 6183 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılacağı yolunda … … Şubesi Müdürlüğüne hitaben yazılan davalı idarenin 22.6.1993 gün ve 19758/155-8921 sayılı işleminin; 6183 sayılı Kanunun 56’ncı ve 1615 sayılı Kanunun 79’uncu maddesinden bahisle, dosyanın incelenmesinden, ithal konusu eşya için yapılan ek tahakkukun 4.12.1992 tarihinde tebliği üzerine 22.12.1992 tarihinde Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğü nezdinde itirazda bulunulduğu, ancak itirazın onbeş günlük sürede yapılmadığından bahisle itiraz dilekçesinin işleme konulmadığı hususunun davacı şirkete bildirildiği, bu kararın iptali istemiyle açılan davada ise …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararı ile idari merci tecavüzü nedeniyle dava dilekçesi ve eklerinin Maliye ve Gümrük Bakanlığına tevdiine karar verildiği, bilahare davalı idarece dava konusu işlemin düzenlendiği, oysa …. Vergi Mahkemesinin yukarıda bahsi geçen kararı üzerine davalı idare tarafından herhangi bir karar verilmediği anlaşıldığından, teminat mektubunun paraya çevrilmesine ilişkin olarak tesis edilen işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; ek tahakkuka süresi içinde itiraz etmeyen davacı şirket adına tesis edilen dava konusu işlemde isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Olayda, ithal konusu eşya nedeniyle hesaplanan ek gümrük vergi ve resimlerine yapılan itirazın süresinde olmadığından bahisle itiraz dilekçesinin işleme konulmadığı yolunda Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünce tesis edilen 20.1.1993 günlü işlemin iptali istemiyle süresi içinde dava açılmadığından ek tahakkukun kesinleştiğinin kabulü zorunludur.
Bu itibarla, ek tahakkuk nedeniyle depoya alınan teminat mektubunun paraya çevrilmesi yolunda davalı idarece tesis edilen dava konusu işlemde isabetsizlik görülmemiştir.
Her ne kadar; davacı şirket tarafından 10.2.1993 tarihinde yeniden Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğüne başvurulmak suretiyle tesis ettirilen 10.3.1993 günlü işlem dava konusu edilmiş ve sözü geçen işlemin iptali istemiyle açılan davada …. Vergi Mahkemesince verilen karar uyarınca dava dilekçesi ve eklerinin gönderildiği Maliye ve Gümrük Bakanlığınca (Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı) henüz bir işlem yapılmamış ise de; bu durum, kesinleşen ek tahakkukun tahsili amacıyla tesis edilen dava konusu işlemi sakatlar mahiyette görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Uyuşmazlık konusu olayda, davacı şirket tarafından ithal edilen eşyanın beyan edilen kıymetinin noksan gösterildiğinden bahisle yapılan tarhiyata ilişkin olarak teminat mektubunun nakde çevrilmesine ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan davayı kabul ederek iptal eden vergi mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir.
1615 sayılı Yasanın 79’uncu maddesi hükmünde, gümrüklerce tahakkuk eden gümrük vergi ve resimlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde itiraz edilmesi gerektiği belirtildikten sonra, bu süre içinde itiraza uğramayan vergilerin itiraz yollarına gitmek bakımından kesinleşmiş olacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının ihtirazi kayıtla tebellüğ ettiği tahakkuka karşı yasada belirtilen on beş günlük süre içinde itiraz etmediği, böylelikle tahakkukun kesinleştiği anlaşıldığından, teminat mektubunun nakde çevrilmesi yolundaki işlemde isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
1615 sayılı Gümrük Kanununun 86’ncı maddesinde; kanuna göre alınması gereken gümrük vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda sokulan eşyadan, bu suretle hiç alınmamış veya noksan alınmış olan vergilerin eşyanın fiili ithal tarihinden itibaren üç yıl içinde ilgili gümrüğünce yazı ile bildirilerek mükelleflerinden istenileceği, bu hükmün, gümrük vergisi ile birlikte gümrüklerce tahsil edilmekte olan bütün vergileri de kapsadığı, mükelleflerin bu isteklere karşı onbeş gün içinde 80 ve 84’üncü maddeler gereğince itiraz haklarını kullanabilecekleri belirtilmiştir.
Gümrük Kanununda, itirazın süresi içinde yapılmaması halinde izlenecek yol konusunda herhangi bir hükme yer verilmemiş, bu husus Gümrük Yönetmeliğinin 410’uncu maddesinde düzenlenmiştir. Sözü geçen maddede “Süresi içinde yapılmadığı, idare amirlerince yapılacak inceleme sonunda anlaşılan itirazlara ait dilekçeler, muameleye konmaz ve durum itirazı yapan mükellefe yazı ile bildirilir.” hükmü yer almıştır.
Öte yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7’nci maddesinde, dava açma süresinin, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 25.11.1992 gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin düşük beyan edildiğinden bahisle hesaplanan ek tahakkuku 4.12.1992 tarihinde tebellüğ eden davacı şirketin, ek tahakkuk tutarını karşılamak üzere teminat mektubu vererek 22.12.1992 tarihinde ek tahakkuka itiraz ettiği, süresi dışında yapıldığından bahisle itirazının işleme konulmadığı hususunun Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünce bildirilmesi üzerine de 10.2.1993 tarihinde adı geçen giriş gümrük müdürlüğüne yeniden başvuruda bulunarak ek tahakkuka ilişkin tebligatın usulüne uygun yapılmadığı, dolayısıyla itirazın süresinde olduğundan bahisle ek tahakkukun kaldırılmasını istendiği, ancak giriş gümrük müdürlüğünce, ek tahakkukun tebliğinin usule uygun olduğu ve itirazın işleme konulmadığı hususunun tebliği üzerine sözü geçen işlemin iptali istemiyle açılan davada … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararı ile idari merci tecavüzü nedeniyle dava dilekçesi ve eklerinin Maliye ve Gümrük Bakanlığına tevdiine karar verildiği, davalı idarece de, … Gayrettepe Şubesi Müdürlüğünden … Vergi Mahkemesinin yukarıda sözü edilen kararının lehlerine sonuçlandığından bahisle 34.057.000.-lira tutarındaki teminat mektubunun nakde çevrilmesinin istenildiği, işbu davanın da bahsi geçen işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.
Olayda, ithal konusu eşyalar nedeniyle hesaplanan ek tahakkuku 4.12.1992 tarihinde tebellüğ eden davacı şirket tarafından, ek tahakkuka yapılan itirazın, süresi dışında yapıldığından bahisle itiraz dilekçesinin işleme konulmadığı hususunun bildirimine yönelik Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünün 20.1.1993 gün ve 19758/155-19758 sayılı yazısının 29.1.1993 tarihinde tebliği üzerine bu işlemin iptali istemiyle otuz gün içinde dava açılmamak suretiyle ek tahakkukun kesinleştiğinin kabulü zorunludur. Bu itibarla, ithal konusu eşyalar nedeniyle hesaplanan ek gümrük vergi ve resimlerini karşılamak üzere depoya alınan teminat mektubunun paraya çevrilmesi yolunda davalı idarece tesis edilen dava konusu işlemde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Her ne kadar, davacı şirket tarafından 10.2.1993 günlü dilekçe ile giriş gümrük müdürlüğüne yeniden başvurulmak suretiyle tesis ettirilen 10.3.1993 gün ve 19758/155-2345 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararı ile idari merci tecavüzü nedeniyle dava dilekçesi ve eklerinin Maliye ve Gümrük Bakanlığına tevdiine karar verilmiş ve henüz sözü geçen mahkeme kararı doğrultusunda davalı idarece herhangi bir işlem tesis edilmemiş ise de; bu durum, kesinleşen ek tahakkukun tahsili amacıyla tesis edilen dava konusu işlemi sakatlar mahiyette görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 14.9.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.