Danıştay Kararı 7. Daire 1995/7420 E. 1997/1301 K. 26.03.1997 T.

7. Daire         1995/7420 E.  ,  1997/1301 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/7420
Karar No: 1997/1301

Temyiz İsteminde Bulunan : … T.A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
İstemin Özeti : Yükümlü banka tarafından, …Turizm Yatırımları Ticaret A.Ş.’nin teşvik belgesi kapsamında yaptığı ithalata ilişkin olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi için verilen 24.9.1986 gün ve …, 19.9.1986 gün ve … sayılı teminat mektupları tutarının gecikme faizi ile birlikte tahsili amacıyla Karaköy Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğünce tesis edilen 9.6.1994 gün ve 17300 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55 ve 58. maddelerinden bahisle olayda, yükümlü şirket adına düzenlenip 30.5.1994 tarihinde tebliğ edilen 16.5.1994 gün ve … sayılı ödeme emrine karşı, anılan kanun hükmü uyarınca yedi günlük sürede dava açılması gerekirken, 1.6.1994 tarihinde idareye düzeltme başvurusunda bulunulduğu, düzeltme isteminin reddine ilişkin yazının 16.6.1994 tarihinde tebliği üzerine 23.6.1994 tarihinde dava açıldığının anlaşıldığı, ödeme emrine karşı düzeltme isteminde bulunması dava açma süresini durdurmayacağından, yedi günlük süre geçtikten sonra açılan davanın esastan incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14/6 ve 15/1-b maddeleri hükmü uyarınca süre aşımı yönünden reddeden …. Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının; 16.5.1994 gün ve 14442 sayılı yazının ödeme emri mahiyetinde olmadığı, 6183 sayılı Kanunun 55. maddesinde ödeme emrinin ne şekilde düzenleneceğinin belirtildiği, usulüne uygun ödeme emri düzenlenmediğinden, davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yükümlü banka tarafından gümrük müdürlüğüne verilen teminat mektuplarının incelenmesinden, 2.171.065 ve 4.721.455.- liralık katma değer vergisinin yasal faiz ve gecikme zamlarıyla birlikte ödeneceğinin beyan ve taahhüt edildiğinin anlaşıldığı, konu ile ilgili olarak Karaköy Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğüne verilen talimat üzerine, 65.400.000.- lira gümrük vezne alındısı karşılığında tahsil edildiğinden, konunun bu yönü ile incelenerek karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :6183 sayılı Kanunun 55. maddesinde, ödeme emrinin nitelikleri belirtilmiştir.
Dosyada mevcut işlemin, anılan kanun hükmüne uygun düzenlenmediği anlaşıldığından, ödeme emri olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Bu durumda, dosyada mevcut işleme karşı yedi günlük süre içerisinde dava açılmadığından bahisle, mahkemenin davayı süre aşımından reddeden kararında yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü banka tarafından, … Turizm Yatırımları ve Ticaret A.Ş.’nin teşvik belgesi kapsamında yaptığı ithalata ilişkin olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi için, biri 4.721.455.- lira tutarında, 24.9.1986 gün ve … sayılı, diğeri 2.171.065.- lira tutarında, 19.9.1986 gün ve … sayılı iki adet teminat mektubunun gümrük müdürlüğüne verildiği, Karaköy Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğünün 16.5.1994 gün ve 14442 sayılı yazısı ile anılan şirket tarafından yapılan ithalatla ilgili olarak gecikme faizi ile birlikte toplam 589.117.285.- liranın 31.5.1994 tarihine kadar gümrük veznesine ödenmesi ve teminat mektuplarının alınması, aksi takdirde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 59 ve 60. Maddeleri uyarınca haczen tahsili yoluna gidileceği hususunun yükümlü bankaya tebliğ edildiği, bunun üzerine bankaca yapılan 1.6.1994 tarihli itiraz üzerine anılan gümrük müdürlüğünün 9.6.1994 gün ve 17300 sayılı cevabi yazısı ile gecikme faizinin hesaplanma şekli hususunda açıklama yapıldıktan sonra, mahkemede dava açılmasının tahsil takibatını durdurmayacağı ve yedi gün içinde gümrük veznesine yatırılmadığı takdirde haczen tahsili yoluna gidileceğinin bildirildiği, bu yazı 16.6.1994 tarihinde tebliğ edildikten sonra 23.6.1994 tarihinde işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 1. maddesinde; Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli; gecikme zammı, faiz gibi fer’i amme alacakları… hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, 54. maddesinde ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı öngörülmüş, 55. maddesinde ise ödeme emrinin nasıl düzenleneceği, hangi hususları kapsayacağı açıklanmıştır.
Anılan kanunun 54. maddesinden başlayan ve “Amme alacağının cebren tahsili” başlığını taşıyan cebri tahsil yöntemlerinin ilk aşamasını “Ödeme emri” oluşturmakta ve ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmedikçe haciz yoluna başvurulması olanağı bulunmamaktadır.
Olayda, gümrük müdürlüğü tarafından tesis edilen 9.6.1994 gün ve 17300 sayılı işlemle iki adet teminat mektubu içeriği amme alacağının gecikme faizi ile birlikte ödenmesi hususu yükümlü bankaya kesin olarak bildirilmiş, yükümlü banka tarafından da mahkeme kararında sözü edilen 16.5.1994 gün ve 14442 sayılı işlemin değil, bu işleme yapılan itiraz üzerine tesis edilen 9.6.1994 gün ve 17300 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmış bulunmaktadır.
Ancak söz konusu yazının 6183 sayılı Kanunun 55. maddesinde belirtilen ödeme emri niteliğinde tanzim edilmediği anlaşılmaktadır.
Kaldı ki, mahkeme kararında dava konusu olarak kabul edilen 16.5.1994 gün ve 14442 sayılı işlem de ödeme emri niteliği taşımamaktadır.
Bu durumda, dosyada mevcut 16.5.1994 gün ve 14442 sayılı işlemin kanunda öngörüldüğü şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle ödeme emri olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmadığından, mahkemece, yedi günlük süre içerisinde açılmadığından bahisle, davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 26.3.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.