Danıştay Kararı 7. Daire 1995/6114 E. 1996/3666 K. 22.10.1996 T.

7. Daire         1995/6114 E.  ,  1996/3666 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/6114
Karar No: 1996/3666

Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar: 1- Maliye Bakanlığı
2- T.C. Merkez Bankası İdare Merkezi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Yükümlü kurum tarafından, 1989 yılının Mayıs döneminde tahsil edilen banka ve sigorta muameleleri vergisinin iadesi amacıyla düzeltme şikayet yoluyla yapılan başvurunun reddi üzerine, 9.253.412.- liranın idareye başvuru tarihi olan 4.12.1989 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile ret ve iadesi istemiyle açılan davada; 6802 sayılı Yasanın 28. ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 118. maddelerinden bahsedilerek, dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu verginin matrahını teşkil eden miktarın maddi hata neticesinde yanlış hesaplandığının anlaşılması üzerine, hesapların düzeltilmiş olması nedeniyle ortada nakden veya hesaben alınan bir meblağ bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda fazla tahsil edilen verginin iadesi gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle fazladan tahsil edilen banka ve sigorta muameleleri vergisinin ret ve iadesi; öte yandan, mahkemelerinin görevine girmediğinden yükümlü kurumun faiz istemi hakkında karar verilmesine yasal imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu bölümünün reddi yönünde verilen …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; yükümlü kurum tarafından, kendilerine ait olan bir paranın idarece haksız olarak kullanımının bedeli olarak faize hükmedilmesi gerektiği; Maliye Bakanlığı tarafından ise, fazla faiz oranı uygulanması sonucu banka lehine tahakkuk ettirilen faizler üzerinden hesaplanarak süresi içinde ödenen verginin, faiz oranlarında sonradan meydana gelen değişiklik nedeniyle geri verilmesinin söz konusu olmadığı, ayrıca Vergi Usul Kanununda sayılan hataların hepsinin verginin tahakkuku sırasında yapılan hesaplama ve vergilendirme hataları olduğu, oysa, olayda verginin tahakkuku sırasında hata yapılmadığı ve vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği, bu nedenle vergi iadesi yapılamayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Taraflarca karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, taraflar temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Merkez Bankası tarafından teşvik belgesine müsteniden ve aracı banka vasıtasıyla kullandırılan orta vadeli yatırım kredisine düşük faiz oranı uygulandığı halde, daha sonra teşvik belgesi revize edilerek yeniden düzenlenen yeni teşvik belgesine istinaden kullandırılan krediye yüksek faiz uygulanmasının teftiş sonucu hatalı olduğunun bildirilmesi üzerine, fazla alınan faizin ve buna isabet eden ve vergi dairesine yatırılan banka ve sigorta muameleleri vergisinin düzeltme ve şikayet yoluyla iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin, ihtilaflı verginin matrahını teşkil eden miktarın maddi hata neticesinde yanlış hesaplandığının anlaşılması üzerine hesapların bilahare düzeltilmiş olması nedeniyle ortada nakden veya hesaben alınan bir meblağın bulunmadığı, bu itibarla da fazla tahsil edilen gider vergisinin iade olunmamasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesi kararı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 118 ve 122 nci maddeleri hükümlerine uygun bulunduğu cihetle, yasal dayanaktan yoksun taraflar temyiz isteminin reddiyle kararın onanmasının gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, yükümlü kurum tarafından 1989 yılının Mayıs döneminde tahsil edilen banka ve sigorta muameleleri vergisinin düzeltme şikayet yoluyla iadesi isteminin reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen vergi nedeniyle düzeltme şikayet yoluyla yapılan başvuru tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi istemiyle açılmış olup, mahkemece, banka ve sigorta muameleleri vergisinin ret ve iadesine, yasal faiz isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararının, banka ve sigorta muameleleri vergisinin ret ve iadesine yönelik kısmı yerindedir.
Yasal faiz ile ilgili kısmına gelince; fazladan tahsil edilen banka ve sigorta muameleleri vergisinin iadesi ve buna bağlı olarak yasal faiz istemi söz konusu olduğundan, vergi mahkemesince vergi aslı hakkında karar verildiği gibi, yükümlü kurumun faiz istemi hakkında da karar verilmesi gerekmektedir. Ancak, gerek vergi kanunlarında, gerekse Vergi Usul Kanununda, Danıştay veya vergi mahkemeleri tarafından yükümlülere iadesine karar verilen vergilere yükümlü lehine kanuni faiz uygulanmasını öngören herhangi bir hükme yer verilmemiştir.
Borçlar Kanununun 103 ve sonraki maddeleriyle Türk Ticaret Kanununda yer alan geri alma (istirdat) davalarıyla, sair alacak davalarında kanuni faize de hükmolunmasını öngören hükümlerin, kamu hukuku alanında yer alan vergilere uygulanma olanağı yoktur.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesinin 6. Fıkrasında yer alan tazminat ve vergi davalarında kararın idareye tebliğinden itibaren infazın gecikmesi sebebiyle, idarece kanuni gecikme faizi ödeneceğine ilişkin hüküm ise, davadan sonraki safhaya ilişkindir.
Bu itibarla, niteliği gereği bir alacak davası olmayıp, bir idari işlemin iptali istemine yönelik davada, kanuni gecikme faizinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, taraflar temyiz isteminin reddine, kararın onanmasına, … lira maktu karar harcının yükümlü bankadan alınmasına, 22.10.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.