Danıştay Kararı 7. Daire 1995/4811 E. 1996/769 K. 05.03.1996 T.

7. Daire         1995/4811 E.  ,  1996/769 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/4811
Karar No: 1996/769

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
İstemin Özeti : İpsala Gümrük Müdürlüğünde tescilli 21.5.1992 gün ve … sayılı ATA karnesi ile yurda geçici olarak girişi yapılan yarış otomobilinin süresi içinde yurt dışı edilmediğinden bahisle hesaplanan gümrük vergi ve resimleri ile para cezası nedeniyle yükümlü adına düzenlenen haciz varakasının para cezasına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davayı reddeden …İdare Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; dilekçede yazılı nedenlerle bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Dava, İpsala Gümrük Müdürlüğünde tescilli 21.5.1992 gün ve …sayılı ATA karnesi ile yurda geçici olarak girişi yapılan yarış otomobilinin süresi içinde yurt dışı edilmediğinden bahisle hesaplanan gümrük vergi ve resimleri ile para cezası nedeniyle yükümlü adına düzenlenen haciz varakasının para cezasına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
İşin esasını inceleyen idare mahkemesi davanın reddine karar vermiştir.
Gümrük Kanununun 149. maddesine istinaden yükümlü adına kesilen para cezasının anılan kanunun 88. maddesinin yaptığı yollama nedeniyle 6183 sayılı Kanun uyarınca kovuşturulacağı açıktır. Nitekim; 6183 sayılı Kanunun 1. maddesinde de para cezaları hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Nitekim, uyuşmazlık konusu yarış otomobili nedeniyle salınan gümrük vergi ve resimleri ile bu vergi ve resimlerin iki katı tutarında kesilen para cezasına ilişkin dava konusu haciz varakası da 6183 sayılı Kanun uyarınca düzenlenmiştir.
Bu itibarla, yükümlü adına düzenlenen haciz varakasının para cezasına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan işbu davayı çözümleme konusunda, Gümrük Kanunu ve 6183 sayılı Kanun hükümleri ile 2576 sayılı Kanunun 6. maddesi hükmü karşısında, vergi mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, vergi mahkemesinin görevine giren uyuşmazlık konusu olay hakkında idare mahkemesince işin esasının incelenmesi suretiyle verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Davacının İzmir pist yarışında kullanılmak üzere 21.5.1992 tarihli ATA karnesi ile 1615 sayılı Gümrük Kanununun 119 uncu maddesi 2 nci fıkrasına istinaden geçici kabul yolu ile getirdiği 1992 model … marka yarış otomobilinin 31.5.1992 tarihinde yapılan İzmir pist yarışlarından sonra bir ay içinde yurt dışına çıkarılmaması sebebiyle Gümrük Kanununun 149 uncu maddesi gereğince tahakkuk ettirilen gümrük para cezası için tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrine rağmen tahsil edilememesi sebebiyle İpsala Gümrük Müdürlüğünce davacı adına tanzim ve tebliğ edilen haciz varakasının 750.500.000.-liralık gümrük para cezasına ilişkin kısmı aleyhine açılan dava üzerine; davacı adına Gümrük Kanununun 149 uncu maddesi gereğince verilen 750.500.000.-lira para cezasına karşı davacı tarafından yapılan itirazın reddedilmesini müteakip, bu borç için tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açılmadığı ve para cezası borcu ödenmediğinden, kesinleşen bu borç için hacze başvurulmasının yerinde olduğu gerekçesiyle davayı reddederek haciz varakası işlemini tasdik eden … İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması talep edilmektedir.
Bilindiği gibi 1615 sayılı Gümrük Kanununun “Ceza Kararları ve İtirazı” başlıklı 158 inci maddesi 5 inci fıkrasında, gümrük para cezalarına vaki itirazların reddi halinde bu kararlara karşı 15 gün içinde yetkili mahkemeye müracaatla itiraz edilebileceği hükme bağlanmıştır. Gümrük Yönetmeliğinin 442 nci maddesinde ise, gümrük para cezalarına karşı açılacak davalara bakmakla görevli mahkemenin gümrük işlemlerinin yapıldığı yerdeki asliye ceza mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır.
Ancak, 1615 sayılı Gümrük Kanununun 88 inci maddesinde ödenmeyen gümrük vergileri ile diğer vergilere ve gerek bu vergilere müteallik, gerekse bu kanuna göre verilen para cezalarının, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edileceği hükme bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesinde ise, ödeme emri aleyhine 7 gün içerisinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonuna itiraz edilebileceği hükme bağlanmıştır. 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 13 üncü maddesi 1 inci fıkrası a bendinde, yukarıda sözü edilen maddede yer alan vergi itiraz komisyonu deyiminin vergi mahkemesi anlamını taşıdığını hükme bağlamıştır.
Nitekim aynı şekilde 2576 sayılı Kanunun 3410 sayılı Kanunla değişik 6 ncı maddesi “Vergi Mahkemeleri a-Genel Bütçeye, İl Özel İdareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları b- a bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulanmasına ilişkin davaları çözümler.” hükmünü koymuş bulunmaktadır.
Bu durumda, 1615 sayılı Gümrük Kanununun 158 inci maddesi 5 inci fıkrası amir hükmü ile Gümrük Yönetmeliğinin 442 nci maddesi amir hükmü gereğince gümrük para cezaları aleyhine açılan davalarda gümrük işleminin yapıldığı yerdeki asliye ceza mahkemesi görevli ve yetkilidir. Ancak gümrük para cezası tarh ve tahakkuk safhalarını geçmiş olup da, bu cezanın tahsili için ödeme emri tanzim ve tebliğ edilmişse, artık bu ödeme emri aleyhine açılacak davalarda o tahsil dairesinin bağlı bulunduğu vergi mahkemesi görevlidir. 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesi 1 inci paragrafı amir hükmü ve 2576 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi b bendi amir hükmü bunu emreder.
Aynı şekilde ödeme emrinden sonra borcun ödenmemesi halinde haciz işlemlerine başlanması ve “haciz varakası” düzenlenmesi de 6183 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinde hükme bağlanmıştır. 2576 sayılı Kanunun 3410 sayılı Kanunla değişik 6 ncı maddesi b bendinde kesin olarak hükme bağlandığı üzere, a bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulanmasına ilişkin davaların çözümlenmesinde vergi mahkemeleri görevli bulunmaktadır.
Açıklanan sebeblerle, gümrük para cezasına ilişkin ödeme emri ile ödeme emrinden sonra haciz işlemi sırasında düzenlenen haciz varakası aleyhine açılan davada görevli mahkeme vergi mahkemesi olduğu halde, bu konuda görevli ve yetkili bulunmayan …İdare Mahkemesince verilen kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14 üncü maddesi 6 ncı fıkrasının gönderme yaptığı aynı kanunun 3622 sayılı Kanunla değişik 15 inci maddesinin 1 inci fıkrası a bendi amir hükmü gereğince bozularak dava dosyasının görevli ve yetkili …Vergi Mahkemesine gönderilmesi gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma için belirlenen günde yükümlü şirket vekili Av. … ile idareyi temsilen hukuk müşaviri …’ın geldiği görülerek Danıştay Savcısının katılmasıyla duruşma yapıldı. Taraflara usulüne göre söz verilip dinlenildikten, savcının düşüncesi alındıktan sonra, Tetkik Hakimi …’un açıklamaları dinlenilerek işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, İpsala Gümrük Müdürlüğünde tescilli 21.5.1992 gün ve … sayılı ATA karnesi ile yurda geçici olarak girişi yapılan yarış otomobilinin süresi içinde yurt dışı edilmediğinden bahisle söz konusu otomobile isabet eden gümrük vergi ve resimlerinin iki katı tutarında kesilen para cezası nedeniyle yükümlü adına haciz varakası düzenlenmesinden doğmuştur.
1615 sayılı Gümrük Kanununun “Geçici Kabul ve Geçici Muaflık Hükümlerinin İhlali” başlığını taşıyan 149. maddesinde; Kanunun 118 ve 119 uncu maddelerinin hükümlerine aykırı hareket edenlerden eşyaya terettüp eden vergiler alınmakla beraber, bu vergilerin iki katı ayrıca para cezası ve eşyanın ithali yasak veya tahdit ve takyide tabi ise gümrük vergilerinden başka gümrüklenmiş değeri kadar para cezası alınacağı, “Vergilerin ve Para Cezalarının Kovalanması ve Zamanaşımı” başlığını taşıyan 88. maddesinde ise; ödenmeyen gümrük vergisi ve diğer vergilerle, gerek bunlara müteallik, gerekse bu kanuna göre karara bağlanmış para cezalarının Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gümrük idaresince kovuşturulacağı hükme bağlanmıştır.
Gümrük Kanununun 88. maddesinin yollamada bulunduğu 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 1. maddesinde; vergi, resim, harç, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer’i amme alacakları hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun “Vergi Mahkemelerinin Görevleri” başlığını taşıyan 6. maddesinde; “Vergi mahkemeleri:
a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,
b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,
c) Diğer kanunlarla verilen işleri, Çözümler.” hükmü yer almıştır.
Gümrük Kanunu ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun yukarıda anılan hükümleri karşısında Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren gümrük para cezasının bu kanun hükümleri dairesinde kovuşturulacağı kuşkusuzdur. Nitekim, dava konusu haciz varakası da 6183 sayılı Kanun uyarınca düzenlenmiştir.
Bu nedenle, yükümlü adına düzenlenen haciz varakasının gümrük vergi ve resimleri üzerinden hesaplanan para cezasına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan işbu davanın, 2576 sayılı Kanunun 6. maddesi hükmü uyarınca, vergi mahkemesince görülüp çözümlenmesi zorunlu iken, idare mahkemesince incelenmesi suretiyle hüküm tesisinde yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı uyarınca vergi mahkemesince yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …lira avukatlık ücretinin idareden alınarak yükümlü vekiline verilmesine, 5.3.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.