Danıştay Kararı 7. Daire 1995/1901 E. 1997/1857 K. 07.05.1997 T.

7. Daire         1995/1901 E.  ,  1997/1857 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/1901
Karar No: 1997/1857

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
Karşı Taraf : … Oto Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
Vekili : Av. …- Av. …
İstemin Özeti : …Gümrük Müdürlüğünde tescilli 29.12.1992 gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi kapsamında ithal olunan otomobilin beyan edilen kıymetinde düşüklük bulunması üzerine, idarece saptanan fiyat esas alınarak yapılan ek tahakkuku; Gümrük Kanununun 3. ve 65. Maddeleri açıklandıktan sonra, söz konusu düzenlemelere göre, idarece, gerçek fiyatın tespiti amacıyla kıymet araştırmasına gidilmesinin tabii olduğu, ancak bu suretle saptanacak kıymetin sağlam ve güvenilir kaynağa dayanması gerektiği, olayda ise, özel bir kuruluş olan mümessil firma tarafından bildirilen fiyatın ek tahakkuka esas alındığı anlaşılmakla, dış ticarette fiyat tespiti konusunda, Dış Ticarette Fiyat Takip ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı yetkili olduğu halde, davacı ile rakip durumda bulunan mümessil firmaca bildirilen fiyatlara itibar edilmek suretiyle yapılan ek tahakkukta isabet görülmediği gerekçesiyle kaldıran …Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı kararının; kıymet araştırması sonucu tespit edilen fiyat esas alınarak yapılan ek tahakkukun yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenimektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Uyuşmazlık, yükümlü tarafından ithal olunan otomobilin beyan edilen kıymetinde düşüklük görülmesi üzerine, idarece saptanan fiyat esas alınarak yapılan ek tahakkuktan kaynaklanmıştır.
Mahkemece, işin esası inclenmek suretiyle ek tahakkukun terkinine karar verilmişse de, dava dilekçesinde imzası bulunan avukatın vekaletnamesinin dava dilekçesi ekinde ibraz edilmediği görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinde, dilekçeler üzerine yapılacak ilk inceleme konuları sayılmış, maddenin 3. fıkrası (c) bendinde, ehliyet konusuna yer verilmiştir.
Aynı maddenin son fıkrasında ise, maddede sayılan hususların, ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde, davanın her safhasında 15. Madde hükmünün uygulanacağı belirtilmiş, 15. maddede de, ilk inceleme üzerine verilecek kararlar düzenlenmiştir.
Aynı kanunun 31. maddesi ile atıfta bulunulan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 65. maddesinde, vekilin, imzası noter tarafından onaylı bir vekaletname ile vekaletini ispat etmeye ve vekaletnamenin aslını veya onaylı bir suretini dava dosyasına konulmak üzere vermeye mecbur olduğu, değişik 67. maddesinin 1. fıkrasında, vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekilin dava açamayacağı ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamayacağı, şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkemenin, vereceği kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebileceği, bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içinde asil, yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse, davanın açılmamış sayılacağı ve yapılan işlemlerin hükümsüz kalacağı, son fıkrasında da, vekaletname aslının veya onanmış örneğinin her dosya için ayrı ayrı verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu durumda, mahkemece, öncelikle yukarıda belirtilen husus gözönünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar tesisinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Uyuşmazlık, mükellef şirketin ithal ettiği … marka binek otomobilin beyan edilen değerinin düşük görülmesi sebebiyle yapılan gümrük vergisi ek tarhiyatı aleyhine açılan dava üzerine tarhiyatı terkin eden …Vergi Mahkemesi kararının bozulması talebine ilişkindir.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 65. maddesinin 1. fıkrası, “İthal eşyasının gümrük vergisine esas olan kıymeti, gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki normal fiyatıdır.” hükmünü koymuş, aynı maddenin 2. fıkrasında, “Normal fiyat, birbirinden müstakil bir alıcı ile bir satıcının tam ve serbest rekabet şartları içinde uyuştuğu farz olunan fiyattır.” Hükmü konulmuştur. Aynı kanunun 3. maddesi ise, gümrüğün denetlemesi altına (her çeşit antrepolardakiler de dahil) konmuş eşyanın vergi ödeme mükellefiyetinin, beyannamenin tescil edildiği tarihte başlayacağını hükme bağlamıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda, gümrük vergisi ek tarhiyatına konu olan Mercedes marka binek otomobilin beyan olunan kıymetinin düşük olup olmadığının tespiti için gümrük idaresince fiyat araştırması yapılarak, özel kuruluş olan … Türk A.Ş.’den fiyat sorulduğu ve bu özel kuruluşun bildirdiği fiyatlar esas alınarak gümrük vergisi ek tarhiyatı yapıldığı, ancak dış ticarette fiyat tespiti hakkında söz sahibi olan resmi kuruluş Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müştaşarlığı Dış Ticarette Fiyat Takip Değerlendirme Daire Başkanlığı olduğu halde, bir özel kuruluşun bildirdiği fiyat esas alınarak gümrük vergisi ek tarhiyatı yapılmasının yerinde görülmediği gerekçesiyle tarhiyatı terkin eden …Vergi Mahkemesi kararı, 1615 sayılı Gümrük Kanununun 65 inci maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, hukuki mesnedi bulunmayan temyiz talebinin reddi ile …Vergi Mahkemesi kararının tasdiki gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dilekçeler Üzerine İlk İnceleme” başlıklı 14. maddesinin 3622 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik 3. fıkrasında, dilekçelerin, Danıştay’da daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise, mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, a) görev ve yetki, b) idari merci tecavüzü, c) ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) süre aşımı, f) husumet, g) 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları, yönlerinden sırasıyla inceleneceği, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik 4. fıkrasında, dilekçelerin, bu yönlerden kanuna aykırı görülmesi halinde durumun, görevli daire veya mahkemeye bir rapor ile bildirileceği, 6. fıkrasında ise, yukarıdaki hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de, davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı yolunda düzenlemelere yer verilmiş, aynı kanunun 15. maddesinde de, ilk inceleme üzerine verilecek kararlar belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı adına yapılan gümrük vergi ve resimleri ek tahakkukunun kaldırılması istemiyle açılan davaya ilişkin dilekçede imzası bulunan avukatın vekaletnamesinin dosyaya ibraz edilmediği, bu husus, mahkemece düzenlenen ilk inceleme tutanağı ile de saptandığı halde, gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesi ile atıfta bulunulan Hukuk Usulü Muhameleri Kanununun 65. maddesinde, vekilin, imzası noter tarafından onaylı bir vekaletname ile vekaletini ispat etmeğe ve vekaletnamenin aslını veya onaylı bir suretini dava dosyasına konulmak üzere vermeğe mecbur olduğu, aynı kanunun değişik 67. maddesinin 1. fıkrasında, vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekilin dava açamayacağı ve yargılama ile ilgili hiç bir görev yapamayacağı, şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkemenin, vereceği kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebileceği, bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içinde asil, yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse, davanın açılmamış sayılacağı ve yapılan işlemlerin hükümsüz kalacağı, son fıkrasında da, vekaletname aslının veya onanmış örneğinin her dosya için ayrı ayrı verilmesinin zorunlu olduğu
hükme bağlanmıştır.
Yukarıda belirtilen kanun hükümleri uyarınca, dava dilekçesini, yükümlü adına vekaleten imzalamak suretiyle dava açan avukattan, vekaletini ispat eden vekaletnamenin ibrazı dairemizce istenilmiş olmasına ve buna ilişkin tezkereler, dairemizin 1995/1901 esasında kayıtlı temyiz dosyasında mevcut tebliğ alındılarına göre, dava dilekçesi ile diğer dilekçelerde gösterilen tebligat adreslerinde, 16.1.1997 ve 24.3.1997 tarihlerinde, “sekreter … imzasına” şerhi ile tebliğ edilmesine rağmen, vekaletname gönderilmemiştir.
Bu durumda, mahkemece, öncelikle yukarıda belirtilen hususlar gözönüne alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar tesisinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 7.5.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.