Danıştay Kararı 7. Daire 1994/6599 E. 1996/1520 K. 17.04.1996 T.

7. Daire         1994/6599 E.  ,  1996/1520 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1994/6599
Karar No: 1996/1520

Temyiz İsteminde Bulunan : Maliye ve Gümrük Bakanlığı
Karşı Taraf : … Sentetik Elyaf Sanayi A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : İskenderun Akaryakıt Gümrük Müdürlüğünde tescil edilen 19.10.1989 gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi ile ihracatı teşvik belgesi kapsamında ithal olunan eşyaya ait olup, ithalat sırasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan katma değer vergisinin, ithal tarihinden itibaren hesaplanan gecikme faizi ile birlikte tahsili amacıyla davacı şirket adına düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrini; davalı idare savunmasında, Katma Değer Vergisi Kanununun 46. maddesinin 6. fıkrası gereğince ertelenen verginin, ithale konu eşyanın işletme ihtiyacı malzeme olmayıp yurt içi satış ve teslimler için ithal edilen eşya olduğundan fiili ithal tarihinde tahsil edilmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, dava dosyasında mevcut belgelerden, eşyanın ait olduğu teşvik belgesinde yer alan taahhüt hesabının kapatıldığının tespit edildiği, öte yandan, eşyanın yurt içinde satıldığı yolunda yapılmış bir tespitin de bulunmadığının anlaşıldığı, bu duruma göre, yükümlü şirket tarafından ithal edilen eşyanın yurt içinde satıldığına ilişkin somut bir saptamanın bulunmaması, taahhüt hesabının da kapatılmış olması karşısında, eşyaya ait katma değer vergisinin gecikme faizi ile birlikte tahsili amacıyla ödeme emri tanzim ve tebliğ edilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:…sayılı kararının; ihracatı teşvik belgesinin 89/2 sayılı Tebliğin 36/f maddesine göre verildiği, sözü edilen maddenin, ambalaj maddesi olarak ihracatçılara yapılacak yurt içi teslimlerin ihracat teslimi sayılacağına ilişkin olduğu, dolayısıyla, eşyanın yurt içi teslime konu edildiğinin başkaca belgelerle tevsikine gerek olmadığı, ithal anında alınması gereken katma değer vergisinin gecikme faizi ile birlikte tahsili amacıyla ödeme emri tanzim ve tebliğinde bu nedenle isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından, ihracatı teşvik belgesi kapsamında ithal edilen eşyaya ait katma değer vergisinin ve gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin iptali yolundaki mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, ihracatı teşvik belgesinin, 89/2 sayılı İhracatı ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetleri Teşvik Tebliğinin 36. maddesinin 3/f bendine göre verildiği, söz konusu bent ile, ambalaj malzemesi imalatçılarının, ihracatı teşvik belgeleri süresi içinde teslim edilmek ve ihracatçının ürünü ile birlikte ambalaj maddesi olarak 12 ay içerisinde ihraç edilmek şartıyla yapılan ambalaj malzemesi satışlarının, ihraç sayılan satış ve teslim olarak kabul edildiği, davacı şirket tarafından ihracatı teşvik belgesi kapsamında ithal edilen eşyanın da, yine ihracatı teşvik belgesinde yer alan ihracat taahhüdünün konusunu oluşturan pet şişe imalatında ham madde olarak kullanıldığı, imal edilen pet şişelerin de, ihraç ürünü ile birlikte ambalaj olarak ihraç edilmek üzere ihracatçıya satıldığı, dolayısıyla, bu satışın bir yurt içi teslim olduğu anlaşılmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun “İthalat İstisnası” başlıklı 16. maddesinde, vergiden müstesna teslim ve hizmetler sayma suretiyle belirtilmiş, aynı kanunun 19. maddesinin 1. fıkrasında da, “Diğer kanunlardaki muaflık ve istisna hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir. Katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetler ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapmak suretiyle düzenlenir.” hükmü yer almıştır.
Yükümlü şirket tarafından yapılan ve niteliği yukarıda belirtilen ithalat, 3065 sayılı Kanununun 16. maddesi kapsamında bir teslim sayılmadığı gibi, anılan kanunda, bu tür ithalatların vergiden muaf olduğu yolunda bir hüküm de yer almamıştır.
Bu itibarla, yurt içi teslime konu edildiği ihtilafsız olan eşyanın ithalatında, katma değer vergisi alınması gerekmektedir.
Ancak, verginin, ithalat sırasında tahsil edilmeyerek teminata bağlanmasında mükellefe kusur yüklenemeyeceğinden, gecikme faizi tahsili mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile, yukarıda yer alan hususlar gözönünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi: Uyuşmazlık, yükümlü şirketin ihracatı teşvik belgesi kapsamında ithal ettiği eşyaların fiili ithal tarihinde ödenmeyen katma değer vergisinin gecikme faizi ile birlikte tahsilini sağlamak amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı, yükümlü şirketin ithal ettiği eşyanın yurtiçi satış ve tesliminin yapıldığına ilişkin somut bir saptama olmadığı gibi şirketin taahhüt hesabını kapatması nedeniyle, ödeme emriyle istenilen katma değer vergisinin yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle kabul ederek ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması isteminden doğmuştur.
Vergi dairesince temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun “İthalat İstisnası” başlıklı 16. maddesinde, hangi teslim ve hizmetlerin vergiden müstesna olacağı sayma suretiyle belirtilmiş olup, aynı kanunun 19. maddesinin 1. fıkrasında da, “Diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir. Katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetler ancak bu kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir.” Hükmü getirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 89/2 sayılı İhracatı ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetleri Teşvik Tebliğinin 36. maddesinin 3/f bendine istinaden düzenlenerek yükümlü şirkete verilen 10.7.1989 gün ve … sayılı ihracatı teşvik belgesi kapsamında, gümrük vergi ve resimleri ile katma değer vergisi teminata bağlanmak suretiyle söz konusu vergilerden muaf olarak ithalatın yapıldığı, teşvik belgesinde yer alan taahhüt hesabının kapatıldığı ve firmaya ait teminatların şirkete iadesi gerektiği hususlarının ilgili gümrük müdürlüğüne bildirilmesine ilişkin Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğünün 19.12.1991 gün ve UTD/1-75554 sayılı yazısının not kısmında, belge kapsamında yapılan ihracat yurt içi satış olduğundan, fiili ithal tarihinde ödenmemiş ise, belge kapsamında yapılan ithalatların katma değer vergilerinin Gümrük Kanunu ve 6183 sayılı Kanuna göre tahsili gerektiğinin belirtilmesi üzerine, anılan verginin gecikme faizi ile birlikte tahsili amacıyla uyuşmazlığa konu ödeme emrinin tanzim ve tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Yükümlü şirket tarafından gerçekleştirilen ve niteliği yukarıda belirtilen ithalat, 3065 sayılı Kanunun 16. maddesi kapsamında bir teslim sayılmadığı gibi, Katma Değer Vergisi Kanununda, bu tür ithalatların vergiden muaf olduğuna ilişkin bir hükme de yer verilmemiştir.
Öte yandan, 11.11.1988 gün ve 19986 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 89/2 sayılı İhracatı ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetleri Teşvik Tebliğinin, “İhracat Sayılan Satış ve Teslimler İle Döviz Kazandırıcı Hizmet ve Faaliyetler” başlıklı IV. Bölümünde yer alan 36. maddenin 3/f bendinde, ambalaj malzemesi imalatçılarının, ihracatı teşvik belgeleri süresi içinde teslim edilmek ve ihracatçının ihraç ürünü ile birlikte ambalaj olarak 12 ay içerisinde ihraç edilmek şartıyla yapılan ambalaj malzemesi satışları, ihraç sayılan satış ve teslim olarak zikredilmiştir. Davacı adına düzenlenen ve bir örneği dosyada mevcut 10.7.1989 günlü ihracatı teşvik belgesinin de, 89/2 sayılı Tebliğin 36. maddesinin yukarıda içeriği açıklanan 3/f bendine göre verildiğinin ihtilafsız olması ve ihracatı teşvik belgesindeki ihracat taahhütlerinin takip ve kontrolünde yetkili Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca, belge kapsamında yapılan ihracatın yurt içi satış olduğunun tespit edilmesi karşısında, ithale konu eşyanın yurt içi satışa konu edildiği hususunun somut olarak tespit edilmediği yolundaki karar gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
Ancak, ithalat sırasında, uyuşmazlık konusu katma değer vergisinin ödenmesi gerektiği yönünde idare tarafından bir uyarı yapılmadığı gibi, verginin geç ödenmesi konusunda yükümlüye kusur da izafe edilemeyeceğinden, yükümlüden gecikme faizi istenilmesi yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 17.4.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.