Danıştay Kararı 7. Daire 1994/6125 E. 1996/1773 K. 09.05.1996 T.

7. Daire         1994/6125 E.  ,  1996/1773 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1994/6125
Karar No: 1996/1773

Temyiz İsteminde Bulunan : … Dış Tic.Ltd. Şti.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
İstemin Özeti : Esenboğa Kargo Gümrük Müdürlüğünde tescilli 28.8.1990 gün ve … sayılı beyanname kapsamı 75 adet av tüfeğine isabet eden ek gümrük vergi ve resimlerinin iptali istemiyle açılan davayı; 1615 sayılı Gümrük Kanununun 65. maddesi ile Gümrük Yönetmeliğinin 243. maddesinden bahisle, davacı şirketin Alman … firmasından 23.7.1990 günlü faturada yazılı bedeli karşılığı aldığı 75 adet “yivsiz setsiz av tüfeği”nin beyan edilen değerinin düşük görülmesi üzerine, idarece İGEME nezdinde fatura tarihi itibarıyla yaptırılan araştırma sonucunda tespit edilen değerin esas alınması suretiyle ek tahakkuk yapıldığının anlaşıldığı, kıymet araştırmasının beyannamenin tescil tarihi itibarıyla değil, fatura tarihi itibarıyla yapılması nedeniyle Gümrük Yönetmeliğinin 243. maddesinin olayda uygulanamayacağı, öte yandan, davacının ithal edilen av tüfeklerinin tek namlulu …marka olduğu, oysa İGEME’ce çift namlulu tüfeklere ait kıymetin bildirildiği ve bu fiyatlar esas alınmak suretiyle tarhiyat yapıldığını iddia etmesi üzerine, bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, giriş beyannamesinin ilgili sütununda eşyanın gümrük vergi ve resimlerine esas alınacak cins, nevi ve niteliğinin “yivsiz setsiz av tüfeği” olarak beyan edildiği, bunun dışında eşyanın niteliği konusunda hiç bir ispatlayıcı ve açıklayıcı bilgi ve belge verilmediği tespit edildiğinden, ithal eşyanın tek veya çift namlulu olma keyfiyetinin ispatının davacıya düştüğünün belirtildiği, anlaşılmakla ve bilirkişi raporunda yer alan hususlar mahkemelerince de yerinde görüldüğünden yapılan ek tarhiyatın yerinde olduğu gerekçesiyle reddeden … … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; eşyalar çift namlulu olsaydı faturada bu hususun belirtileceği, oysa, bu yöne ilişkin bir bilginin faturada yer almaması nedeniyle tek namlulu olduğunun açık olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, ithale konu eşyaların beyan edilen değerinin düşük görülmesi üzerine idarece yapılan kıymet araştırması sonucunda saptanan değer esas alınarak yapılan ek tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkindir.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 65. maddesinin 1. numaralı fıkrasında; “ithal eşyanın gümrük vergisine esas kıymeti, gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki normal fiyatıdır. “denilmiş, 2. Fıkrasında da normal fiyatın tanımı yapılmıştır.
Öte yandan, Gümrük Yönetmeliğinin 292. maddesinde, muayenenin hangi bakımdan yapılacağı, 305. maddesinde de muayenesi yapılan eşyadan örnek alınmasına ilişkin esaslar düzenlenmiş olup, adı geçen yönetmeliğin 388. maddesinde ise, eşya kıymetinin resen tayin ve tespitinin beyannameye ekli fatura, menşe şahadetnamesi, çeki listesi ve diğer belgeler de dikkate alınarak yapılacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden 28.8.1990 gün ve … sayılı beyanname eki 23.7.1990 gün ve … sayılı fatura kapsamı eşyaların “yivsiz setsiz av tüfeği” olarak 27.886.307.- lira kıymetinde beyan edildiği, beyan edilen değerin idarece düşük görülmesi üzerine, faturası da gönderilerek eşyaların fiyatının tespit edilmesinin İGEME’den istenildiği, adı geçen kurum tarafından fatura tarihi itibarıyla bildirilen kıymet esas alınarak ek tarhiyat yapıldığı, tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davada, İGEME tarafından bildirilen fiyatların çift namlulu silahlara ilişkin olduğunun ileri sürülmesi üzerine eşyaların cinslerine göre birim kıymetlerinin tespiti amacıyla mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ve dosyada mevcut 9.2.1994 tarihli raporda; mükellefin ithalat sırasında giriş beyannamesinin ilgili sütununda eşyanın gümrük vergi ve resimlerine esas alınacak cins, nevi ve niteliğini açıklarken “yivsiz setsiz av tüfeği” olarak beyan edilip, eşyanın özellikleri konusunda hiç bir ispatlayıcı ve açıklayıcı bilgi ve belge sunmadığı, ancak tüfeğin tek veya çift namlulu olup olmadığının tespiti için numune de verilmediği, kaldı ki bu hususun ispatının mükellefe ait olduğu belirtilmiş, mahkeme tarafından da bu hususlar esas alınarak tarhiyata karşı açılan davanın reddine karar verilmiş bulunmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin atıfta bulunduğu Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanununun 275. maddesinde, bilirkişi incelenmesine, çözümü hakim tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilginin gerekli olduğu hallerde başvurulacağı, anılan yasanın 286. maddesinde de, hakimin delilleri serbestçe takdir edeceği, bilirkişi raporunun hakimi bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bilirkişilik ise, hakime, önüne gelen bir ihtilafı çözmek için gerekli olan özel ve teknik bilgiyi sağlamak amacına yönelik bir müessese olup, bilirkişinin hukuki tavsif yapma gibi bir görevi, bilirkişi raporunun da davayı sona erdirici bir karar niteliği bulunmamaktadır. Uyuşmazlığı çözüme bağlayacak kararı verme görev ve yetkisi hakime aittir.
Yukarıda anılan kanun maddelerine göre, bilirkişilik, hakime, önüne gelen bir ihtilafı çözmek için gerekli olan özel ve teknik bilgiyi sağlamak amacına yönelik bir müessesedir. Uyuşmazlığın çözümü için, özel ve teknik bilginin gerekli olup olmadığını, dolayısıyla da bilirkişiye başvurulup başvurulamayacağını hakim takdir eder. Bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmekle, ihtiyaç duyulan teknik bilgi, açıklama ve belirlemelerin bilinmesi amaçlanmakta ve yapılan tespitler sonucu, bilgi ihtiyacı giderilerek karar verme aşamasına gelinmektedir.
Olayda ise, vergisi uyuşmazlık konusu eşyanın faturası İGEME’ye gönderilmek suretiyle kıymetinin tespit edilmiş bulunması ve eşyadan numune alınmadığı anlaşıldığından namlu adedinin tespiti olanağının da bulunmaması karşısında, bilirkişi incelemesi yaptırılmasının uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, ek olarak salınan uyuşmazlık konusu vergiye karşı açılan davanın reddi yolundaki mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına 9.5.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi.