Danıştay Kararı 7. Daire 1994/4128 E. 1996/753 K. 04.03.1996 T.

7. Daire         1994/4128 E.  ,  1996/753 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1994/4128
Karar No: 1996/753

Temyiz İsteminde Bulunan : … Sünger ve Yatak Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
İstemin Özeti : Gebze Gümrük Müdürlüğünde tescilli 10.12.1991 günlü ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi kapsamı … isimli eşyanın beyan edilen kıymetinin, aynı firmanın daha önce 11.3.1991 günlü gümrük giriş beyannamesi ile ithal ettiği … isimli eşyanın beyan edilen kıymetine göre düşük bulunması üzerine, 11.3.1991 tarihli gümrük giriş beyannamesi ile beyan edilmiş kıymet esas alınarak salınan ek gümrük vergisine karşı açılan davanın; 1615 sayılı Kanunun 65. ve Gümrük Yönetmeliğinin 243. maddelerinde ithal eşyanın gümrük vergisine esas alınacak normal fiyatın açıklandığı, olayda ek tahakkuka esas alınan fiyat fatura tarihi itibarıyla tespit edilmiş olduğundan, Gümrük Yönetmeliği ile getirilen ölçülerin olaya uygulanamayacağı, Danıştay Yedinci Dairesinin kararlarında, ek tahakkuka esas alınan eşya kıymetinin satış akdinin yapıldığı tarih itibarıyla saptandığı ve beyan edilen fiyat ile bu tespitler arasında oluşan farklılık üzerinden ek tahakkuk yapılan hallerde, yükümlüler tarafından, idarece tespit edilen bu fiyatın beyannamenin tescil edildiği tarihte daha düşük olduğunun iddia ve tevsik edilmemesi hallerinde, ek tahakkuka esas alınan eşya kıymetinin normal fiyat olarak kabul edilmesi gerektiği görüşünün benimsendiği, idarece emsal alınan faturanın tarihi, ithal edilen eşyanın faturasının tarihinden yaklaşık dokuz ay önceye rastlamakla birlikte, ithal edilen eşyanın fiyatının emsal faturanın tarihinden sonra düştüğü, diğer bir ifadeyle 10.12.1991 tarihinde eşyanın kıymetinin emsal fatura ile belirlenen kıymetten düşük olduğu iddia edilerek kanıtlanmadığından, idarece saptanan fiyatın normal fiyat olarak kabulü gerektiği, diğer taraftan, mahkemelerinin E:… sayılı dosyasında mevcut katalog ve yazılardan, ithal eşya ile emsal alınan eşyanın maddesel ve fiziksel özellikleri bakımından aynı fonksiyonları yerine getirmeyi sağlayan ve benzeri maddelerden oluşan kimyevi maddeleri ihtiva ettikleri, dolayısıyla benzeri eşya oldukları ve ithal edilen eşyanın emsal alınan … den daha pahalı bir ürün olduğu anlaşıldığından, tarhiyatı bu yönden de kusurlandırmanın mümkün olmadığı, gerekçesiyle reddi yolundaki …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; idarenin emsal aldığı faturanın eşyanın fatura tarihinden çok önceye ve Körfez Savaşının hemen sonrasına ait olduğu, bu dönemde petrol ürünü maddelerin fiyatının çok yüksek olduğu, savaştan sonra yavaş yavaş fiyatların eski istikrarlı duruma döndüğü, ithal eşyaya ait faturanın gerçeğe aykırı olduğu yolunda bir tespit bulunmadığı, Gümrük Yönetmeliğinin 243. maddesinde de fiyatların zamanla değişebileceğinin kabul edildiği, ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :İthal eşyaya emsal alınan eşyanın aynı veya benzer eşya olduğu eşyaların özellikleri karşılaştırılarak ortaya konulmadan, farklı kod numaralı eşyanın emsal alınması ve emsal fatura ile ithal eşya faturasının tarihleri arasında yaklaşık dokuz aylık bir zaman farkı bulunması, diğer bir ifadeyle, fatura tarihi itibarıyla bir kıymet tespiti de bulunmaması karşısında, ek tahakkukun hukuka aykırı olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
1615 sayılı Gümrük Kanununun “Eşyanın Kıymeti” başlığını taşıyan 65. maddesinin 1. fıkrasında; “İthal eşyasının gümrük vergisine esas olan kıymeti, gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki normal fiyatıdır.” denilmiş, 2. fıkrasında, “Normal fiyat, birbirinden müstakil bir alıcı ile bir satıcının tam ve serbest rekabet şartları içinde uyuştuğu farz olunan fiyattır.
Bu fiyat tesbit olunurken;
a) Eşyanın alıcıya Türkiye’de giriş liman ve mahallinde teslim edildiği,
b) Eşyanın satışına ve Türkiye’de giriş liman veya mahallinde teslimine müteallik bütün masrafların satıcıya ait bulunduğu, dolayısıyla normal fiyata dahil olduğu,
c) Türkiye’de ödenmesi gereken vergi ve resimlerin alıcıya ait olduğu, dolayısıyla normal fiyata dahil bulunmadığı farz olunur.” denilmek suretiyle ithal eşyasının gümrük vergisine esas kıymeti olan “normal fiyatın” tanımı yapılmıştır. Aynı maddenin 2817 sayılı Kanunla değişik 5. fıkrasında da, “Vergi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki fiyat esas olmakla beraber, mükellefin akde uygun olarak ödediği ya da ödeyeceği fiyatın tahakkuka esas alınacağı haller, taraf olduğumuz anlaşmalar ve milli ve milletlerarası ticari teamüller de nazarı itibara alınmak suretiyle Bakanlıkça tesbit olunur.” denilmiştir.
Gümrük Yönetmeliğinin değişik 243. maddesinde, mükellefin akde uygun olarak ödediği ya da ödeyeceği fiyatın tahakkuka esas alınacağı haller gösterilmiş olup, yeni yönetmelik hükmüne göre, belirtilen sürelerin ve oranların aşılmaması halinde bu süreler ve oranlar içinde meydana gelen fiyat değişiklikleri vergi tahakkukunda nazara alınmayacak, yani vergi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki “normal fiyat” esası uygulanmayacaktır. Ancak bu uygulamanın yapılabilmesi için, öncelikle, beyan olunan eşya kıymetinin akit tarihindeki “normal fiyata” uygun olması gerekmektedir. Burada sözü edilen normal fiyat, şüphesiz 65. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında tanımı yapılan “normal fiyat” tır.
Dairemizin süregelen içtihatlarıyla da, ek tahakkuka esas alınan eşya kıymetinin satış akdinin yapıldığı tarih itibarıyla saptandığı ve bu tespitler arasında oluşan farklılık üzerinden ek tahakkuk yapıldığı hallerde, yükümlüler tarafından idarece tespit edilen bu fiyatın, beyannamenin tescil edildiği tarihte daha düşük olduğunun iddia ve tevsik edilememesi hallerinde, ek tahakkuka esas alınan eşya kıymetinin normal fiyat olarak kabul edilmesi görüşü benimsenmiş bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, 25.11.1991 tarihli fatura içeriği … … isimli eşya, 10.12.1991 tarihinde tescil edilen beyanname ile ithal edilerek ve faturaya uygun olarak ton fiyatının 6.900.- Fransız frangı olarak beyan edildiği, aynı firma tarafından … isimli eşyanın ithaline ilişkin 11.3.1991 tarihli gümrük giriş beyannamesi eki 19.2.1991 tarihli faturada ise eşya fiyatının 8.000.- Fransız frangı gösterilmiş olduğunun saptanması üzerine, bu fiyat esas alınarak uyuşmazlık konusu ek gümrük vergisinin salındığı anlaşılmaktadır.
Gümrük Yönetmeliği hükümleri uyarınca, bir eşya kıymetinin ithal edilen başka bir eşyanın kıymetine emsal alınarak ek gümrük vergisi tahakkuku yapılabilmesi için, bunların aynı veya birbirlerine emsal alınabilecek ölçüde yakın niteliklere sahip, benzer eşyalar olmaları gerekmektedir. Bir eşyanın nitelik, kalite, kullanım alanı ve ikame edilebilirlik gibi yönlerden ithal eşyasına emsal alınabilecek benzer bir eşya olduğunun ise, varsa eşyalar arasındaki fiyat farkı da göz önünde bulundurulmak suretiyle, idare tarafından somut olarak ortaya konulması zorunlu olup, olayda, bu şekilde bir tespitin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır.
Vergi mahkemesi kararında, mahkemelerinin başka bir dosyasında mevcut katalog ve yazıların incelenmesinden, eşyaların benzer olduğu sonucuna varıldığı belirtilmiş ise de, yukarıda değinildiği üzere, benzerliğin kriterleri açık biçimde ortaya konulmadan, genel ifadelerle eşyaların emsal alınabilecek benzer eşyalar kabulü mümkün değildir.
Öte yandan, ithal konusu eşyanın beyan edilen kıymetinin düşük olduğu yolunda fatura tarihi itibarıyla idarece yapılmış bir tespitin de bulunmadığı, ek tahakkuka esas alınan fiyatın, uyuşmazlık konusu eşyanın fatura tarihinden yaklaşık dokuz ay önceye ait olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, olayda Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği hükümleri uyarınca akit veya fatura tarihi itibarıyla idarece yapılmış bir kıymet tespiti bulunmadığından, emsal alınan eşyanın aynı veya benzer nitelik taşıması halinde dahi, akit tarihi itibarıyla idarece saptanan fiyatın beyannamenin tescil edildiği tarihte daha düşük olduğunun yükümlülerce ispatlanması gerektiği yolundaki içtihadın olaya uygulanması da olanaksızdır.
Bu nedenle, yükümlü şirket tarafından faturaya uygun olarak beyan edilen fiyatın, Gümrük Kanununun 65. maddesine göre “normal fiyat” olarak kabulü ile Gümrük Yönetmeliğinin 243. maddesi uyarınca beyan edilen kıymetin tahakkuka esas alınması gerekirken, benzerliği ortaya konulmamış ve farklı tarihte ithal edilmiş eşyanın fiyatı esas alınarak yapılan ek tahakkukta ve bunun onanması yolundaki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 4.3.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.