Danıştay Kararı 7. Daire 1993/4872 E. 1994/2758 K. 10.05.1994 T.

7. Daire         1993/4872 E.  ,  1994/2758 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1993/4872
Karar No: 1994/2758

Temyiz İsteminde Bulunan: … Otomobil Fab.A.Ş.
Vekili :Av. …-Av….
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
İstemin Özeti: Mudanya Gümrük Müdürlüğünce tescilli 23.10.1989 gün ve … sayılı beyanname ile ithal olunan eşyaların niteliklerine uygun pozisyonlarda beyan edilmediğinden bahisle idarece tespit edilen tarife pozisyonlarına göre vergilendirilmesi suretiyle yapılan ek gümrük vergi ve resimlerinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; tahakkuka karşı yapılan itirazın kısmen kabulü yolundaki Gümrükler Genel Müdürlüğü kararının 25.8.1992 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, bu karar uyarınca gümrüğünce yeniden düzenlenecek bir yazı ekinde söz konusu Gümrükler Genel Müdürlüğü kararı ile birlikte tebliğ edilen tahakkuka karşı Gümrükler Genel Müdürlüğü nezdinde yeniden itirazda bulunulduğu, Genel Müdürlük kararlarına ve bu kararlara göre yeniden düzenlenen tahakkuklara karşı itirazda bulunulamayacağı ve otuz günlük dava açma süresi içinde idari yargı yoluna başvurulması gerektiğine ilişkin Gümrük Müdürlüğü yazısının 10.9.1992 tarihinde davacıya tebliği üzerine de 7.10.1992 tarihinde davanın açıldığı, Gümrük Yönetmeliğinin 413 ve 414 maddeleri ile Gümrük Kanununun 79.maddesi uyarınca, mükelleflerin, Gümrükler Genel Müdürlüğü kararlarına karşı idari yargı yoluna başvurabilecekleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinde ise, vergi mahkemelerinde dava açma süresi 30 gün olarak belirlendikten sonra, bu sürenin, yazılı bildirimin başladığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağının belirtildiği, 8.maddesinde de, bu kanunda yazılı sürelerin bitmesinin çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı hükmünün yer aldığı, buna göre, yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında, Gümrükler Genel Müdürlüğü kararı ile birlikte tebliğ olunan ve bu karar uyarınca düzenlenen ek tahakkuka yeniden itiraz hakkı bulunmayan davacının, Gümrükler Genel Müdürlüğü kararına karşı otuz gün içinde doğrudan vergi mahkemesine başvurması gerekirken, 25.8.1992 tarihinde tebliğ edilen Gümrükler Genel Müdürlüğü yazısı uyarınca yeniden düzenlenen tahakkuka itiraz edilemeyeceği, anılan karara karşı idari yargı yoluna başvurulabileceği yolundaki Gümrük Müdürlüğü yazısının 10.9.1992 tarihinde tebliği üzerine 7.10.1992 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:1993/819 sayılı kararının; Gümrükler Genel Müdürlüğü kararının tebliğ edilmeyip yalnızca yeniden düzenlenen ek tahakkuk ile 15 günlük itiraz süresi veren yazının tebliğ edildiği, yeniden düzenlenen ek tahakkukun yeni bir itiraz ve dava açma süresi başlattığı, ortada ağır bir hizmet kusuru olduğu ileri sürülerek bozulması ve duruşma yapılması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Mükellef şirketin ithal ettiği otomobil imalatında kullanılan parçalar için yapılan gümrük vergisi ek tarhiyatına vaki itirazı kısmen kabul kısmen reddeden Gümrükler Genel Müdürlügü işleminin 25.8.1992 tarihinde tebliğinden sonra Gümrük Müdürlüğüne yeniden itirazı müteakip 7.10.1992 tarihinde açılan davayı süresinde olmadığı gerekçesiyle süreden reddeden … Vergi Mahkemesi kararı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7 inci maddesi amir hükmü ile 14 üncü maddesi 3 üncü fıkrası F bendi ve 15 inci maddesi 1 inci fıkrası B bendi amir hükmüne uygun bulunduğundan hukuki mesnedi bulunmayan temyiz talebinin reddi ile … Vergi Mahkemesi kararının tasdiki gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince Tetkik Hakimi …’ın açıklamaları dinlenildikten sonra duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Gümrük vergisi tahakkuklarına yapılacak itirazlar, 1615 sayılı Gümrük Kanununun 78.maddesinde düzenlenmiş, aynı kanunun 79.maddesinde de; “Tahakkuku yapan memurlar, yaptıkları tahakkukları mükellefe veya temsilcisine veya gümrük komisyoncusuna bildirerek beyanname vesair tahakkuk kağıtları üzerinde imza alırlar. Bu suretle tahakkuka bilgi edinmekten, beyanname ve tahakkuk kağıdını imzalamaktan çekinenlere yazılı tebligat yapılabilir. İtiraz, ancak bu fıkrada yazılı imza veya yazılı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yapılabilir.” hükmü yer almıştır.
1615 sayılı Kanunun “İtirazın İncelenmesi” başlıklı 81.maddesinde, “İtirazlar bir dilekçe ile tahakkuku yapan idare kanalı ile bağlı bulunduğu gümrük müdürlüğüne yapılır ve müdürlükçe bir ay içinde incelenerek karara bağlanır.
Müdürlükçe itiraz yerinde görülmezse mütalaası ile birlikte belge ve numuneler beyan olunan normal fiyat ile vergi miktarı Bakanlıkça tespit edilecek değere kadar olan anlaşmazlıklar için, bağlı bulundukları gümrükler başmüdürlüklerine, bu miktardan fazla olan kıymet ve vergiler için de Gümrükler Genel Müdürlüğüne gönderilir. Bu itirazlar başmüdürlüklerce iki ay, Genel Müdürlükçe üç ay içinde incelenir ve bir karara bağlanır.
Başmüdürlüklerce veya Genel Müdürlükçe itiraz yerinde görülürse tahakkukun buna göre yapılması gümrüğe tebliğ olunur. Ayrı bir uygulama kararına varılmış ise bu karar da ilgili gümrük vasıtasıyla itiraz sahibine tebliğ edilir…” hükmüne yer verilmiş, Gümrük Kanununun uygulanmasına ilişkin olarak çıkarılan Gümrük Yönetmeliğinin 413.maddesinin 2.fıkrasında, belge ve örnekler üzerinde yapılan incelemeler sonunda, Başmüdürlüklerce veya Genel Müdürlükçe mükellef itirazının ret veya kabul olunacağı, veyahut ayrı bir uygulama kararına varılacağı ve durumun ilgili gümrüğe ve bu kanal ile mükellefe bildirileceği, 3.fıkrasında, mükellefin itirazı yerinde görüldüğü veya varılan ayrı uygulama kararı mükellefçe kabul olunduğu takdirde, tahakkukun buna göre düzeltileceği açıklandıktan sonra, 414.maddesinde de, mükelleflerin, Genel Müdürlük kararlarına karşı idari yargı yoluna başvurabilecekleri belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, gümrük tahakkuklarına mükelleflerce yapılan itiraz sonucunda, itirazı karara bağlamakla görevli ve yetkili mercilerin, itirazın reddi, kabulü veya ayrı bir uygulamaya varılması yolunda kararlar tesis edebilecekleri anlaşılmaktadır.
Burada, ayrı bir uygulamaya varılması durumunun ne olduğunun tespiti, uyuşmazlığın çözümü bakımından önem taşımaktadır.
1615 sayılı Kanunun 81. ve Gümrük Yönetmeliğinin 413.maddesinde belirtilen “ayrı bir uygulamaya varılması” çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Bunlardan biri de, uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi, gümrük tahakkukuna yapılan itirazın kısmen ret ve kısmen kabul olunması halidir. Söz konusu Kanun ve Yönetmelik hükümleri uyarınca, ayrı bir uygulamaya varılmış olması halinde, buna ilişkin kararın mükellefe tebliği ve anılan kararın mükellefçe kabul olunduğu takdirde tahakkukun buna göre düzeltilmesi gerekmektedir. Varılan ayrı uygulama kararının mükellefçe kabul olunmaması durumunda ise, bu karara karşı, Gümrük Yönetmeliğinin 414.maddesine göre, süresi içinde idari yargı yoluna başvurulabileceği kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden, 27.11.1991 tarihinde yükümlü şirkete tebliğ edilen ek tahakkuka karşı yapılan itirazın kısmen kabul ve kısmen reddi yolundaki Gümrükler Genel Müdürlüğü kararına göre yeniden düzenlenen tahakkukun, söz konusu kararla birlikte 25.8.1992 tarihinde yükümlüsüne tebliğ edildiği, anılan tebliğe ilişkin gümrük müdürlüğü yazısında, tahakkuka karşı 15 gün içinde itirazda bulunulması gerektiğinin belirtilmesi üzerine mükellefince, süresi içinde yeniden itirazda bulunulduğu, ikinci itiraza verilen, Gümrükler Genel Müdürlüğü kararı ile bu karara göre yeniden düzenlenen ek tahakkuka karşı itirazın, Gümrük Yönetmeliğinin 414.maddesi uyarınca 30 gün içinde idari yargıya yapılması gerektiği yolundaki Gümrük Müdürlüğü cevabını içeren yazının 10.9.1992 tarihinde tebliği üzerine, 7.10.1992 tarihinde açılan davanın, mahkemece, yazılı gerekçe ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yükümlü şirketin ilk itiraz dilekçesi üzerine verilen ve itirazın kısmen reddi ve kısmen kabulü yolundaki Gümrükler Genel Müdürlüğü kararının öncelikle yükümlü şirkete tebliği, söz konusu kararın mükellefçe kabulü halinde ek tahakkukun buna göre düzeltilmesi, aksi halde ise Genel Müdürlük kararına karşı idari yargı yoluna başvurulması, yukarıda açıklanan kanun ve yönetmelik hükümleri gereğidir.
Olayda ise, yükümlü itirazının kısmen ret ve kısmen kabulü yolundaki Gümrükler Genel Müdürlüğü kararının 25.8.1992 tarihinde, Genel Müdürlük kararına göre idarece resen düzeltilen ek tahakkuk ile birlikte tebliğ edildiği ve tahakkuka itiraz için yeni bir süre verildiği hususu ihtilafsızdır. Tebliğat, bu haliyle yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine açıkça aykırı olduğu gibi tahakkuk tebliği ve itiraz süresi verilmesinin yükümlü şirketi yanılttığı da açıktır.
Bu nedenle, dava açma süresinin, ikinci itiraz üzerine verilen ve 10.9.1992 tarihinde yükümlüye tebliğ edilen yukarıda içeriği açıklanan Gümrük Müdürlüğü yazısının tebliğ tarihinde başladığının kabulü gerekeceğinden, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, işin esası hakkında bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulmasına 10.5.1994 gününde oybirliği ile karar verildi.