Danıştay Kararı 7. Daire 1993/4796 E. 1995/5201 K. 13.12.1995 T.

7. Daire         1993/4796 E.  ,  1995/5201 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1993/4796
Karar No: 1995/5201

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Sarıyer Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : 14.12.1985 tarihinde vefat eden muristen veraseten intikal eden mallar için süresinde verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde beyan olunan değerler üzerinden tahakkuk yapıldıktan sonra yapılan hesaplamalar sonucu ikmalen tarh edilen veraset ve intikal vergisi ve kesilen kusur cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın; intikal eden gayrimenkulün arsa olarak beyan edilmesine rağmen murisin sağlığında yaptığı sözleşme ile bir kısmının kat karşılığında müteahhite bedelsiz olarak satıldığı ve dairelerin tamamlanmış olarak tesliminin garanti altına alınması amacıyla muris lehine ipotek tesis edildiğinin anlaşıldığı, bu sebeple ipotek alacağı dikkate alınmayarak, yapılan sözleşme gereğince varise intikal edecek daire sayısına göre idarece yapılan hesap şekli dikkate alınmak suretiyle bu dairelerin değerlerinin vergi matrahına dahil edilmesi icap ettiği gerekçesiyle reddi yolundaki …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; intikal eden arsa üzerine bina yapılması için murisin sağlığında sözleşme yapılmış olmasına rağmen inşaata başlama tarihinin ölümden sonra olduğu, beyan dışı kalmış bir değerin bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Uyuşmazlık, veraset ve intikal vergisi beyannamesinde arsa olarak beyan olunan taşınmazın üzerine bina yapıldığından bahisle davacının hissesine düşen dairelerin idarece yapılan hesaplama sonucu bulunan değerleri esas alınarak yapılan ek vergi tarhiyatından doğmuştur.
Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 10. maddesinin 2591 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik (a) bendi ve 11. maddesine göre veraseten intikal eden taşınmazlar ölüm tarihindeki durumlarına göre emlak vergisine esas olan değerleriyle değerlendirileceklerdir. Arsa olarak beyan olunan taşınmaz üzerinde ölüm tarihi itibarıyla bina bulunduğuna ilişkin herhangi bir tespit yapılmamış olmasına karşın, ölüm tarihinden sonra yapıldığı anlaşılan binalar esas alınmak suretiyle tarhiyat yapılması, yukarıda anılan kanun hükümlerine aykırı düşmektedir.
Bu itibarla, dava konusu edilen ek vergi tarhiyatında ve bu tarhiyatı tasdik eden mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 14.12.1985 gününde vefat eden murisinden yükümlüye intikal eden taşınmaz için 26.2.1986 tarihinde verilmiş olan veraset ve intikal vergisi beyannamesinde beyan olunan değerlerin düşük görülmesi üzerine gerçekleştirilen kusur cezalı veraset ve intikal vergisi tarhiyatına karşı açılan davanın reddine ilişkin vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun verginin matrahı ve ilk tarhiyatı düzenleyen 10 uncu maddesinin (b) bendinde, gayrimenkullerin ticari işletmeye dahil olsun veya olmasın emlak vergisine esas olan değerle değerleneceği, idarenin beyan olunan bu değer üzerinden ve beyannamenin verildiği tarihten itibaren en geç 15 gün içinde vergiyi tarh edeceği, tarh olunan vergilerin intikal eden malların Vergi Usul Kanunu uyarınca bulunacak değerlerine göre ikmal edileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, yükümlü tarafından terekeye intikal eden gayrimenkuller ile bu gayrimenkuller üzerindeki ipotek alacağının beyan olunduğu, daha sonra yükümlünün inşaat teminatı olarak konulduğu bildirilen 20.000.000.-liralık ipoteğin inşaatı bittiğinden bahisle kaldırılmasını istemesi üzerine, Maliye Bakanlığının VRS 69609 sayılı Muktezasında öngörüldüğü şekilde, ipotek alacağının dikkate alınmayarak sözleşme gereğince mirasçılara intikal edecek daire sayısına göre işlem yapılmasının istenilmesi üzerine ek tahakkuk yapılmış ise de 14.12.1985 tarihinde vefat eden muristen yükümlüye intikal eden … … Mah…. ada … parsel sayılı yerin murisin ölümünden evvel 20.9.1985 tarihli yapı yıkma belgesine müsteniden üstündeki binanın yıkılarak arsa haline getirilip, inşaat yapılabilmesi için ruhsat alındığı, ölüm tarihinde henüz bu yerde yapılmış ve vergilendirilmesi gereken bir binanın bulunmadığı dosyadaki belgelerden anlaşıldığından, yükümlü beyanına itibar olunmayarak gerçekleştirilen tarhiyata karşı açılan davanın reddine ilişkin vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, yükümlü temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı Yasanın 49 uncu maddesi uyarınca vergi mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, veraseten intikal eden gayrimenkullerin değerinin hangi esaslara göre belirleneceği ve bu değerlemede hangi tarihteki durumlarının dikkate alınacağı hususlarının tespitine ilişkin bulunmaktadır.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 10. maddesinin 2591 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik (b) bendinde, gayrimenkullerin ticari işletmeye dahil olsun veya olmasın emlak vergisine esas olan değerler ile değerleneceği, 11. maddesinde de, veraset ve intikal vergisine mevzu olacak malların değerleme gününün, miras yoluyla vuku bulan intikallerde mirasın açıldığı gün olduğu hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 14.12.1985 tarihinde vefat eden muristen veraseten intikal eden mallar için verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde … Mevkiinde … ada ve … nolu parselde bulunan arsa ve bu arsa üzerinde tapuda kayıtlı olan ipotek alacağı ile … … ada ve … nolu parselde bulunan ahşap ev ile dükkanın hisse değerleri ile beyan olunduğu, beyan olunan gayrimenkullerden … ilçesi … mahallesinde bulunan ve … nolu ada, … nolu parselde kayıtlı arsa üzerinde bulunan kagir binanın 20.9.1985 tarihinde alınan yapı yıkım belgesine istinaden yıktırıldığı ve murisin sağlığında anılan arsa üzerinde kat karşılığı bina yapılması için müteahhit ile anlaşma yapıldığı, dairelerin teslimini garanti altına almak için muris lehine tapuya ipotek alacağı şerhi verildiği, yapılacak inşaat için 11.10.1985 tarihinde yapı izin belgesi alındığı, 29.1.1986 tarihli başvuru üzerine de temel üstü ruhsatı verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anılan kanun hükümlerine göre, veraseten intikal eden gayrimenkullerin, murisin öldüğü (mirasın açıldığı) tarihteki emlak vergisine esas olan değerle değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı idarece, yükümlü tarafından arsa olarak beyan olunan, …, nolu pafta, … ada, … nolu parselde kayıtlı taşınmaz üzerine bina yapıldığından bahisle, mirasçının hissesine düşen dairelerin yapılan hesaplama sonucu bulunan değerleri dikkate alınarak ek vergi tahakkuk ettirilmiş bulunmaktadır. Bu şekilde bir vergilendirmeye gidilebilmesi için ölüm tarihinde söz konusu binaların mevcut olup olmadığının inşa halinde idarece inşaatın hangi aşamada bulunduğunun tespit edilmesi icap eder. Oysa, idarece bu şekilde bir tespit yapılmadığı gibi, aksi yönde bir iddia ve kanıt da ileri sürülmemektedir.
Dosyada mevcut yapı yıkım belgesi ve yapı izin belgesinin tetkikinden, anılan taşınmazın ölüm tarihinde arsa olduğu ve üzerinde bina veya ekonomik değeri haiz bir bina inşaatı bulunmadığının anlaşılması karşısında, uyuşmazlık konusu vergi tarhiyatında ve bu tarhiyatı onayan mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 13.12.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.