7. Daire 1986/2434 E. , 1988/958 K.
Daire : YEDİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1988
Karar No : 958
Esas Yılı : 1986
Esas No : 2434
Karar Tarihi : 04/04/988
KAMBİYO ALIM SATIM İŞLEMLERİNDEN DOĞAN ARBİTAJ KARLARI İLE BU İŞLEMLERDEN DOĞAN VE MÜŞTERİLERE YANSITILAN ARBİTAJ ZARARLARININ 6802 SAYILI YASA GEREĞİNCE BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİNE TABİ OALACAĞI HK.
Uyuşmazlık; Döviz tahvil işlemleri sonucunda doğan zararı müşterilerine yansıttığı halde, söz konusu zarar tutarları üzerinden Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ödemediği tesbit edilen yükümlü kurum adına Ocak ila Nisan ve Ekim ila Aralık 1979 dönemlerine ilişkin olarak salınan Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ile Ocak ve Şubat 1979 dönemleri için kesilen kaçakçılık, diğer dönemler için ise kesilen kusur cezalarını; uyuşmazlığın konusunu, kambiyo alım-satım işlemlerinden kaynaklanan arbitaj karları ile bu işlemlerden doğan ve müşterilere yansıtılan arbitaj zararlarının, 6802 sayılı kanun gereğince Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisine tabi tutulup tutulmıyacağı hususunun tekil ettiği, sözü edilen kanunun 28.maddesinde, banka ve sigorta şirketlerinin her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısı ile kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların, banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olduğunun hükme bağlandığı, bu madde ile, söz konusu şirketlerin, yalnız banka ve sigorta muameleleri değil, bütün faaliyetleri veya muameleleri dolayısı ile lehlerine aldıkları paraların vergiye tabi tutulması ve gelirin istihsali için yapılan masraflar dikkate alınmaksızın brüt gelirler (veya muamele neticesi lehe alınan paraların tamamı) üzerinden vergilendirme yapılması esasının öngörüldüğü, bu bakımdan, bir bankanın, üçüncü şahıslarla yaptığı muameleler dolayısıyla, nakden veya hesaben banka lehine bir fark kalması halinde, vergiyi doğuran olayın ortaya çıktığı, bu farkların fiilen elde edilip edilmemesinin veya bu tür muamelelerin netice hesapları açısından değerlendirilmesinin vergilemeye tesir etmediği, olayda, ödevli banka tarafından yapılan döviz tahvil işleminin, bankacılıkta arbitaj deyimi ile ifade olunan ve para piyasaları arasındaki kur farklarından faydalanmak maksadı ile bir dövizin diğer bir dövize çevrilme muamelesi şeklinde cereyan ettiği sabit olduğundan, arbitaj işlemlerinin bir kambiyo alım-satım muamelesi olduğu, bu muameleden doğan menfi farkların vergi matrahından, anılan işlemler sonucunda banka lehine nakden veya hesaben para doğmadığı gerekçesiyle düşülmesi gerektiği yolundaki iddiada isabet görülmediği, kaldıki, uyuşmazlık konusu olayda, önce bir tahvil muamelesinin yapıldığı, ödevli bankanın hesaplarında kayıtlı dövizlerin Türk lirası tutarlarının karşılıklı mukayesesi sonucunda bankanın leh ve aleyhine bazı farkların ortaya çıktığı, bu bakımdan, kanunun 28.maddesinde açık olarak ifade olunan (hesaben lehe alınan) paralar kavramından ve madde hükmünün amacından hareketle arbitaj işlemleri sonucu, banka lehine ortaya çıkan farklarla, aleyhine çıkan ve müşterilere yansıtılan farkların, %25 oranında vergiye tabi tutulmasında kanuna aykırılık bulunmadığı, ancak, yükümlü kurumla ilgili olarak aynı dönemler için bankalar yeminli murakıbınca düzenlenen rapora ekli liste ile gelirler kontrolörünce düzenlenen rapora ek tutanağın birlikte incelenmesi sonucunda Ocak ila Nisan 1979 dönemine ilişkin … lira ve Ekim ila Aralık 1979 dönemine ilişkin … lira tutarındaki arbitaj zararının daha önce Bankalar yeminli murakıbınca tesbit olunan matraha dahil edilmediği anlaşıldığından, anılan meblağların bu uyuşmazlıkta matrah olarak kabulü gerektiği, diğer taraftan, olayın yoruma mütehammil bulunması karşısında, Ocak ve Şubat 1979 dönemlerine ilişkin olarak kaçakçılık cezası kesilmesinde isabet görülmediği, ancak, uyuşmazlık konusu dönemde, ziyaa uğratılan verginin söz konusu olduğu gerekçesiyle, matrahı … liraya indirmek, kaçakçılık cezasını ise kusura çevirmek suretiyle değişiklikle onayan Vergi Mahkemesi kararının bozulması isteğine ilişkindir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine, kararın onanmasına karar verildi.