Danıştay Kararı 6. Daire 2023/495 E. 2023/2170 K. 02.03.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2023/495 E.  ,  2023/2170 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2023/495
Karar No : 2023/2170

TEMYİZ EDEN TARAFLAR: I- (DAVALI) … Bakanlığı- ANKARA
VEKİLİ: Av. …

II- (DAVACILAR) 1- …
2- …
3- …
VEKİLLERİ: Av. …

KARŞI TARAF: 1- … 2- …
3- … 4- … Bakanlığı

İSTEMİN ÖZETİ: Samsun ili, Atakum İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında okul alanı olarak ayrılmasına rağmen kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 245.700,00-TL tazminatın; … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı davasının açılış tarihi olan 19/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi iptali istemiyle açılan davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 03/12/2020 tarih ve E:2016/9210, K:2020/12074 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyulması sonrasında; 26/11/2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3. maddesiyle 2942 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesine eklenen cümle ile bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda görüleceği belirtilmek suretiyle kamulaştırmasız/hukuki el atma davalarında adli yargı mercileri görevli kılındığı, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı, bu nedenle; yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralının, geçmişe de etkili olacağı bilinen bir genel hukuk ilkesi olduğu, bu itibarla; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek 1. maddesinin birinci fıkrasına eklenen ve 26/11/2022 tarihinde yürürlüğe giren “Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür.” hükmü ve usul kurallarının derhâl uygulanırlığı ilkesi gereğince, malik olunan taşınmaza hukuken el atıldığından bahisle mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin olarak açılan işbu davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun Ek.1. maddenin 1. fıkrası uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmakla davanın görev yönünden reddine karar verildiği, kararın vekalet ücretine ilişkin kısmı yönünden; 03/09/2022 tarih ve 31942 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlıklı 7/3 maddesinde, “Kanunlar gereği gönderme, yeni mahkemeler kurulması, iş bölümü itirazı nedeniyle verilen tüm gönderme kararları nedeniyle görevsizlik, gönderme veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmedilmez.” kuralına yer verildiği görülmekte olup, aktarılan tarife hükmü uyarınca, kanun gereği verilen işbu görevsizlik kararı nedeniyle, tarafların leh ya da aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği de açık olduğundan bahisle taraflara vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, yargılama giderine ilişkin kısmı yönünden ise; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331. maddesinde de, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği kurala bağlanmış, böylece, kural olarak, yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi esası benimsendiği, diğer yandan, yargılama sonucu bir tarafa yargılama giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o tarafın dava açmak ya da dava açılmasına sebebiyet vermek suretiyle karşı tarafın yargılama masrafı yapmasına neden olunmasının olduğu, somut olayda ise hukuksal denetim yapılamadığından ve tarafların haklılık durumu değerlendirilmediğinden yargılama giderleri bakımından sorumlu tutulmalarının, adalet, hakkaniyet, hukuk devleti ilkelerine uygun düşmeyeceğinden dolayı bakılan davada yargılama giderlerinin yapan taraf üzerinde bırakılması gerektiği sonucuna varılmakla, yargılama giderlerinin tarafların üzerine bırakılmasına dair … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin kısmının, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.26/11/2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3. maddesiyle 2942 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesine eklenen cümle ile bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda görüleceği belirtilmek suretiyle kamulaştırmasız/hukuki el atma davalarında adli yargı mercileri görevli kılındığı, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı, bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralının, geçmişe de etkili olacağı bilinen bir genel hukuk ilkesi olduğu, bu itibarla; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek 1. maddesinin birinci fıkrasına eklenen ve 26/11/2022 tarihinde yürürlüğe giren “Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür.” hükmü ve usul kurallarının derhâl uygulanırlığı ilkesi gereğince, malik olunan taşınmaza hukuken el atıldığından bahisle mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin olarak açılan işbu davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun Ek.1. maddenin 1. fıkrası uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmakla davanın görev yönünden reddine karar verildiği, vekalet ücretine ilişkin kısmı yönünden; 03/09/2022 tarih ve 31942 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlıklı 7/3 maddesinde, “Kanunlar gereği gönderme, yeni mahkemeler kurulması, iş bölümü itirazı nedeniyle verilen tüm gönderme kararları nedeniyle görevsizlik, gönderme veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmedilmez.” kuralına yer verildiği görülmekte olup, aktarılan tarife hükmü uyarınca, kanun gereği verilen işbu görevsizlik kararı nedeniyle, tarafların leh ya da aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği de açık olduğundan bahisle taraflara vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, yargılama giderine ilişkin kısmı yönünden ise; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331. maddesinde de, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği kurala bağlanmış, böylece, kural olarak, yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi esası benimsendiği, diğer yandan, yargılama sonucu bir tarafa yargılama giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o tarafın dava açmak ya da dava açılmasına sebebiyet vermek suretiyle karşı tarafın yargılama masrafı yapmasına neden olunmasının olduğu, somut olayda ise hukuksal denetim yapılamadığından ve tarafların haklılık durumu değerlendirilmediğinden yargılama giderleri bakımından sorumlu tutulmalarının, adalet, hakkaniyet, hukuk devleti ilkelerine uygun düşmeyeceğinden dolayı bakılan davada yargılama giderlerinin yapan taraf üzerinde bırakılması gerektiği sonucuna varılmakla, yargılama giderlerinin tarafların üzerine bırakılmasına dair … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin kısmının, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

DAVACILARIN SAVUNMASININ ÖZETİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının temyiz edilen kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın temyiz edilen kısmının ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 02/03/2023 tarihinde vekalet ücretine ilişkin kısmında oybirliğiyle, yargılama giderlerine ilişkin kısmında oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X) :
Dosyanın incelenmesinden; Samsun ili, Atakum İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında okul alanı olarak ayrılmasına rağmen kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 245.700,00-TL tazminatın; … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı davasının açılış tarihi olan 19/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi iptali istemiyle açılan davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 03/12/2020 tarih ve E:2016/9210, K:2020/12074 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyulması sonrasında; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek 1. maddesinin birinci fıkrasına eklenen ve 26/11/2022 tarihinde yürürlüğe giren “Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür.” hükmü ve usul kurallarının derhâl uygulanırlığı ilkesi gereğince, malik olunan taşınmaza hukuken el atıldığından bahisle mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin olarak açılan işbu davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun Ek.1. maddenin 1. fıkrası uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmakla davanın görev yönünden reddine taraflara vekalet ücreti verilmemesine ve yargılama giderlerinin tarafların üzerine bırakılmasına karar verilmiştir.
Temyiz edilen kararın yargılama giderlerine ilişkin kısmı yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde, yargılama giderlerinin kapsamı belirlenmiş; bu çerçevede, karar ve ilam harçları, posta giderleri, keşif ve bilirkişi ücretleri, vekille takip edilen davalarda yasa gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinde, yasada yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 331. maddesinde de, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği kurala bağlanmış, böylece, kural olarak, yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi esası benimsenmiştir.
Bu durumda, davanın açıldığı tarihteki haklılık oranlarına bakılarak yargılama giderlerinin tespit edilmesi ve tarafların bu miktar üzerinden sorumlu tutulması gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına katılmıyoruz.