Danıştay Kararı 6. Daire 2023/129 E. 2023/197 K. 17.01.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2023/129 E.  ,  2023/197 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2023/129
Karar No : 2023/197

İSTEMDE BULUNANLAR : 1- DAVALI : … Bakanlığı ANKARA
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL ) : … Enerji Elektrik Üretim Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … 6- …
2- … 7- …
3- … 8- …
4- … 9- …
5- …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Artvin İli, Arhavi İlçesi, … ve … Dereleri üzerinde kurulması planlanan “Saka I-II Regülatörü ve HES (4,43 MWm / 4,34 MWe)” Projesi” hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değelendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının iptali istemiyle açılan davada; dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 13/10/2021 tarih ve E:2021/3454, K:2021/11337 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, müteveffa davacı …’a yönelik kısım yönünden dava dilekçesinin iptali; davacılar …, …, …, …, …, … ve ..’e yönelik kısım yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddi; davacı …’a yönelik kısım yönünden ise dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın iptale ilişkin kısmının davalı ve davalı yanında müdahil tarafından temyiz edilmesi ve belirtilen kısmın Danıştay Altıncı Dairesinin 20/10/2022 tarih ve E:2022/6367, K:2022/8860 sayılı kararı ile kesin olarak onanması üzerine, davalı ve davalı yanında müdahil tarafından, Dairemizin yukarıda belirtilen kararı ile kesin olarak onanan … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yeniden ele alınarak bozulması istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Davalının ve davalı yanında müdahilin istemlerinin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İvedi Yargılama Usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde “2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar” hakkında ivedi yargılama usulünün uygulanacağı hükme bağlanmış; aynı maddenin 2. fıkrasının (g) bendinde; “Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmüne; (i) bendinde ise, “Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Dairemizin 13/10/2021 tarihli, E:2021/3454, K:2021/11337 sayılı kararı ile, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacılardan …’a ilişkin kısmının bilirkişi heyetinden ek rapor alınması gerektiği gerekçesine dayalı olarak; davacılardan …’a ilişkin kısmının, anılan davacının 07/08/2021 tarihinde vefat ettiği, görülmekte olan davanın ise yalnızca ölen davacıyı ilgilendirdiği ve mirasçılarına intikâl eden bir hak niteliğinde olmadığı, bu nedenle adı geçen davacı yönünden dava dilekçesinin iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesine dayalı olarak; davacılardan …, …, …, … ve …’na ilişkin kısmının, anılan davacıların, … ve … Köylerinde taşınmaz maliki olduğu, anılan köy muhtarlıklarının ilan panolarında 26/06/2013 – 10/07/2013 tarihleri ve 27/06/2013 – 08/07/2013 tarihleri arasında ilan edildiği anlaşılan dava konusu “ÇED Olumlu” kararına karşı son ilan tarihlerinden itibaren, ilgili mevzuat hükmü gereği 30 gün içinde dava açılması gerekirken, bu tarih geçtikten sonra 05/04/2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesine dayalı olarak; davacılardan … ve …’a ilişkin kısmının ise, anılan davacıların projenin yapımının planlandığı … Köyü’nde ikamet ettikleri ve anılan köyde taşınmaz maliki oldukları, buna karşın anılan köyde ilan yapıldığına ilişkin herhangi bir tutanağın davalı idare tarafından sunulmadığı ve 09/07/2021 tarihinde İdare Mahkemesi kaydına giren davalı idare dilekçesinde de … Köyünde ilan yapılmadığı hususunun açıkça beyan edildiği, ancak anılan davacılar tarafından verilen ve 25/02/2021 tarihinde İdare Mahkemesi kaydına giren dilekçelerde, dava konusu ÇED olumlu kararından taraflarınca 2013 yılında yapılan askı ve ilan sürecinde haberdar olunduğu hususunun beyan edildiği dikkate alındığında, anılan davacılar yönünden de 05/04/2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesine dayalı olarak bozulması üzerine, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bozma kararına uyularak, müteveffa davacı …’a yönelik kısım yönünden dava dilekçesinin iptali; davacılar …, …, …, …, …, … ve …’e yönelik kısım yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddi; davacı …’a yönelik kısım yönünden ise dava konusu işlemin iptaline karar verildiği; anılan kararın iptale ilişkin kısmının davalı ve davalı yanında müdahil tarafından temyiz edilmesi üzerine, anılan kararın temyiz edilen iptale ilişkin kısmının Danıştay Altıncı Dairesinin 20/10/2022 tarih ve E:2022/6367, K:2022/8860 sayılı kararı ile kesin olarak onandığı görülmektedir.
Uyuşmazlıkta; davanın esasının yalnızca davacılardan … yönünden incelendiği, adı geçen tarafından … İdare Mahkemesi Başkanlığına hitaben yazılan ve 12/10/2022 tarihinde İdare Mahkemesi kaydına, 24/10/2022 tarihinde ise Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kaydına giren dilekçede; “ÇED Raporu” ve “ÇED Olumlu Kararı”ndan, ÇED için başlatılan çalışmaların en başından itibaren haberdar olduğu, “ÇED Olumlu Kararı”nın 2013 yılında Valilik ve Hükümet Konağı’nda yapılan askı ve ilan süreci ile birlikte öğrendiği ve bilgi sahibi olduğu, öte yandan huzurdaki taleplerinin tamamından feragat ettiği ve bu beyanlar doğrultusunda karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir. Dairemizin 13/10/2021 tarihli, E:2021/3454, K:2021/11337 sayılı bozma kararından sonra, davacılardan … tarafından verilen ve 18/01/2022 tarihinde İdare Mahkemesi kaydına giren dilekçede; tarafınca 25/02/2021 tarihinde verilen dilekçede yer alan dava konusu işlemden çok önceden haberdar olduğuna yönelik beyanlarının doğru olmadığı, proje sahibi şirket sahibi tarafından kandırılarak kendisine para teklif edildiği, ihtiyacı olduğundan bu teklifi kabul ettiği, ancak söz verilen ödemenin yapılmadığı, köylerinde uyuşmazlık konusu proje ile ilgili herhangi bir toplantıya şahit olmadığı, Mahkemenin tarafınca yanıltıldığından dolayı özür dilediği, vicdanen rahat olmadığına yönelik iddia ve beyanlarda bulunduğu, ayrıca görülmekte olan davanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değelendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının iptali istemiyle açıldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacılardan Naci Özyılmaz tarafından … İdare Mahkemesi Başkanlığına hitaben yazılan ve 12/10/2022 tarihinde İdare Mahkemesi kaydına, 24/10/2022 tarihinde ise Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kaydına giren dilekçenin, dosyanın yukarıda belirtilen aşamaları nedeniyle hukuken dikkate alınamayacağı sonucuna varıldığından; … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın davalı ve davalı yanında müdahil tarafından temyiz edilen iptale ilişkin kısmı, Danıştay Altıncı Dairesinin 20/10/2022 tarih ve E:2022/6367, K:2022/8860 sayılı kararı ile kesin olarak onanmıştır. Dairemizce kesin olarak verilen onama kararının, 18/12/2022 tarihinde davalıya ve davalı yanında müdahil şirkete tebliğ edilmesi üzerine; davalı idarenin 10/01/2023 tarihli dilekçesi ile davalı yanında müdahil şirketin ise 21/12/2022 tarihli dilekçesi ile; davacılardan …’ın 12/10/2022 tarihli dilekçesinde dava konusu işlemin öğrenilme tarihine ve feragate yönelik yer alan beyan ve talepler gözetilerek … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin kısmının, Dairemizce yeniden ele alınması ve bozulmasının talep edildiği görülmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararların ivedi yargılama usulüne tabi olduğu, idare mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine, Danıştay ilgili Dairesinin temyiz incelemesi sonucu verdiği kararın kesin olduğu açıktır.
Bu durumda; … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın davalı ve davalı yanında müdahil tarafından temyiz edilen iptale ilişkin kısmının, Dairemizin 20/10/2022 tarih ve E:2022/6367, K:2022/8860 sayılı kararı ile kesin olarak onandığı görülmekte olup; temyizen incelenen İdare Mahkemesi kararının yeniden incelenmesi ve bozulmasına yönelik davalı ve davalı yanında müdahil tarafından yapılan istemlerin incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idare ve davalı yanında müdahilin İSTEMLERİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Bu aşamada yapılan giderlerin, istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini teminen Rize İdare Mahkemesine gönderilmesine, 17/01/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.