Danıştay Kararı 6. Daire 2022/9356 E. 2023/1226 K. 26.01.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/9356 E.  ,  2023/1226 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/9356
Karar No : 2023/1226

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Valiliği
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurularının reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinde sayılan temyize tabi kararlar arasında yer almadığı görüldüğünden, anılan Kanun’un 48. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 6. bendinde: “Bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir. Bu kararlar, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.” kuralı yer almaktadır.
Anılan Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde: “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:

g) Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
….” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 48. maddesinin 6. fıkrasında; temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmemiş olması halinde kararı veren merci tarafından verilecek yedi günlük süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususunun temyiz edene yazılı olarak bildirileceği, verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, ilgili merci tarafından, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceği, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde de kararı veren merci tarafından, temyiz isteminin reddine karar verileceği, ilgili merciin bu kararları ile bu maddenin 2. fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; 7. fıkrasında ise; temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin ödenmemiş olduğu, dilekçenin 3. madde esaslarına göre düzenlenmediği, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığı veya kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşıldığı hâllerde, 2 ve 6. fıkralarda sözü edilen kararların, dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca, kesin olarak verileceği (Anayasa Mahkemesinin 20/7/2022 tarihli ve E: 2022/48, K: 2022/93 sayılı kararı ile bu fıkrada yer alan “ve 6 ncı” ibaresi, “istinafın kanuni süre geçtikten sonra yapılması hâli” yönünden iptal edilmiştir.) hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan davanın, İstanbul İli, Beykoz İlçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan konut amaçlı yapı için 3194 sayılı İmar Kanununun 7143 sayılı Kanunla eklenen geçici 16’ncı maddesi uyarınca düzenlenen … tarihli, … başvuru numaralı ve … belge nolu yapı kayıt belgesinin, söz konusu yapının 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde, 3194 sayılı Kanunun Geçici 16 ncı maddesi uyarınca adı geçen Kanuna eklenmiş olan kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanda bulunduğundan bahisle Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esasların 8. maddesinin 2. fıkrası uyarınca iptaline ilişkin … tarih ve E. … sayılı İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açıldığı; … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda, dava dosyasına sunulan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu yapıya ait koordinatlar ile 3194 sayılı İmar Kanunu’nun ekinde bulunan krokide yer alan sınır ve koordinatlar karşılaştırıldığında dava konusu yapının, yapı kayıt belgesi düzenlenemeyecek yapılar kapsamında kaldığı anlaşıldığından, bu durumda, kararda anılan mevzuat hükümleri uyarınca Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde, 3194 sayılı Kanunun Geçici 16’ncı maddesi uyarınca adı geçen Kanuna eklenmiş olan kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanda bulunan yapılar hakkında Yapı Kayıt Belgesi düzenlemeyeceğinden, davacıya ait yapı kayıt belgesinin iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verildiği; anılan karara karşı davacı tarafından esas, davalı tarafından ise vekalet ücreti yönünden yapılan istinaf başvurularının ise, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddedildiği görülmektedir.
Bu itibarla; uyuşmazlığın, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 16. maddesinden kaynaklandığı, anılan Kanun hükmü uyarınca, hakkında yapı kayıt belgesi düzenlenen ve yapı kayıt belgesi davalı idare tarafından iptal edilen taşınmazın, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu uyarınca “boğaziçi alanı”nda kalmasının, bakılan davayı, 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde kapsamında “2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun uygulanmasından doğan dava” olarak değerlendirilmesi sonucunu doğurmayacağı; bu nedenle, işbu uyuşmazlıkla ilgili bölge idare mahkemesi idari dava dairesince yapılan istinaf incelemesi neticesinde verilen kararın temyiz edilmesinin, yukarıda anılan Kanun kapsamında mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.
Temyiz istemine konu Bölge İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında, temyiz yolunun açık olduğunun belirtilmesinin, kanunen temyiz yolu öngörülmeyen davalarda ilgilisine temyiz hakkı vermeyeceği de açıktır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik davacının TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 26/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY (X):
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 6. bendinde: “Bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.” kuralı yer almaktadır.
Anılan Kanunun “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde: “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:

g) Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
…” hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesinde, “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir…
Bu madde hükümleri, 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alan ile İstanbul tarihi yarımada içinde ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanlarda ve ayrıca 19/6/2014 tarihli ve 6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirlenmiş Tarihi Alanda uygulanmaz.” hükmüne yer almaktadır.
2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı; İstanbul Boğaziçi Alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemektir.” hükmüne, 2. Maddesinde ise “Bu Kanunda kullanılan bazı terimlerin tanımları aşağıda gösterilmiştir.
a) Boğaziçi Alanı; Boğaziçi kıyı ve sahil şeridinden, öngörünüm bölgesinden, geri görünüm bölgesinden ve etkilenme bölgelerinden oluşan ve sınırları ve koordinatları bu Kanuna ekli krokide işaretli ve 22/7/1983 onay tarihli nazım planda gösterilen alandır.
b) Boğaziçi sahil şeridi; Boğaziçi kıyı kenar çizgisi ile 22/7/1983 tarihli 1/5000 ölçekli nazım planında gösterilen hat arasında kalan bölgedir.
c) Öngörünüm bölgesi; Boğaziçi sahil şeridine bitişik olan ve 22/7/1983 tarihli 1/1000 ölçekli imar uygulama planında gösterilen bölgedir…” hükmüne, 11. maddesinin 1. fıkrasında, “Boğaziçi Alanındaki yapılar, kazı izni verildiği günden itibaren Boğaziçi İmar Müdürlüğünce inşaat ruhsatına ve eklerine ve bu Kanunla belirlenen esaslara göre denetlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Boğaziçi Kanunu kapsamında olan yerlerde imar planı yapılması, yapı ruhsatı verilmesi ve yıkım gibi imar uygulama işlemlerinin 2960 sayılı Boğaziçi Kanununa göre tesis edileceği anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; İstanbul İli, Beykoz İlçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan konut amaçlı yapı için 3194 sayılı İmar Kanununun 7143 sayılı Kanunla eklenen geçici 16’ncı maddesi uyarınca düzenlenen … tarihli, … başvuru numaralı ve … belge nolu yapı kayıt belgesinin, söz konusu yapının 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde, 3194 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesi uyarınca adı geçen Kanuna eklenmiş olan kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanda bulunduğundan bahisle Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esasların 8. maddesinin 2. fıkrası uyarınca iptaline ilişkin … tarih ve E. … sayılı İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı; olayda yapı kayıt belgesinin iptal edilme nedeninin uyuşmazlığa konu yapının Boğaziçi Kanunu kapsamında olan sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde kaldığından bahisle tesis edilmiş olması sebebiyle bakılan davanın 3194 sayılı İmar Kanununun Geçici 16. maddesi ile birlikte 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun uygulanmasından doğan davalardan olduğu ve 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında temyize tabi işler arasında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığından; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince temyiz yolu açık olmak üzere verilen … tarih ve E:…., K:… sayılı karar yerinde olduğundan, işin esasının incelenmesi gerektiği düşüncesiyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.