Danıştay Kararı 6. Daire 2022/9243 E. 2023/5027 K. 23.05.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/9243 E.  ,  2023/5027 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/9243
Karar No : 2023/5027

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Müdürlüğüne izafeten
…Orman İşletme Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : Artvin ili, Borçka ilçesi, …Köyü sınırları içinde kalan ve davalı idare tarafından …parsel numarası verilen taşınmazın, sahil yolu iyileştirme projesi kapsamında 3.431,24m2’lik kısmı için …tarihli, … sayılı kamu yararı kararı alınarak kamulaştırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, davanın süreaşımı yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 22/05/2013 tarih ve E:2010/6355, K:2013/3585 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 29/11/2018 tarih ve E:2016/2403, K:2018/9961 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının ise Danıştay Altıncı Dairesinin 26/01/2021 tarih ve E:2020/2654, K:2021/480 sayılı kararıyla tekrar bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, “Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve Danıştay kararı uyarınca yapılan gerekli inceleme ve araştırmalar neticesinde dosya muhteviyatına kazandırılan bilgi ve belgelerle birlikte incelenmesinden, davalı idarece Kamulaştırma Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca yapılması gereken tespit işleminin yapıldığını gösteren; muhtar, iki ihtiyar kurulu üyesi ve iki bilirkişinin imzasını taşıyan 28/03/2005 tarihli Tapu Tatbik Zaptı’nın bulunduğu, öte yandan, Kamulaştırma Kanununun 19. maddesinde düzenlendiği şekilde, kadastrosu yapılmamış uyuşmazlık konusu alanda kamulaştırma işlemi yapılmadan önce taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesinde sayılan kamu mallarından olup olmadığının tespitine matuf olarak gerekli araştırmanın yapıldığı, bu cümleden olarak, Mahkememizin E:…sayılı (bozma öncesi) dosyasında yapılan 18/04/2019 tarihli ara kararına cevaben gönderilen bilgi ve belgelerden, Karayolları 10 Bölge Müdürlüğü tarafından Artvin Orman Bölge Müdürlüğü’ne yazılan …tarihli ve E-…sayılı yazı ile ile, kamulaştırılması düşünülen tapusuz arazilerin orman arazisi olup olmadığının bildirilmesinin istenildiği, Artvin Orman Bölge Müdürlüğü’nce cevaben yazılan …tarihli ve E.…sayılı yazıda, dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun belirtilerek liste halinde inceleme raporu gönderildiği, bu defa Karayolları 10 Bölge Müdürlüğü tarafından anılan kuruma hitaben yazılan 26.07.2004 tarihli yazıda ise, bahsi geçen yazılar ilgi tutularak, liste halinde belirtilen parsellerin kadastrolu yerlere ait olduğu, oysa kurumlarının ‘tapusuz zilyet olan arazilerde yapılacak ödemelerde herhangi bir yanlışlığa meydan vermemek için tapusuz arazilerin olup olmadığının sorulduğu’ ve kamulaştırılacak alanda tereddütlerin giderilmesi için yazı ekinde plan gönderildiğinin belirtildiği, ancak bu yazıya cevap verilip verilmediğinin bilinmediği şeklinde cevap verildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davalı idarece Kamulaştırma Kanunun 19.maddesi uyarınca, dava konusu taşınmazın Kadastro Kanunu’nun 16. maddesinde sayılan kamu mallarından olup olmadığına yönelik araştırmanın da yapılmaya çalışıldığı, her ne kadar söz konusu araştırma ilgili idarece nihayete erdirilmemiş ise de, Borçka Asliye Hukuk Mahkemesinin E: … sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde de taşınmazın Kadastro Kanununun 16.maddesi kapsamında olmadığının tespit edildiği, sonuç olarak, ilgili taşınmazın orman vasfında olmadığının da anlaşılması karşısında, dava konusu işlemin usul ve yasaya uygun olarak tesis edildiği ve kamu yararı ile hizmet gereklerine uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, davacı idarenin bu davayı taşınmazın maliki olarak değil, taşınmazın orman vasfında olduğundan bahisle kamulaştırılamayacağı iddiasıyla açtığı, taşınmazın orman vasfında olup olmadığına ilişkin nihai sonuca da ancak Borçka Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen …günlü ve E:…, K:…sayılı kararla ulaşıldığı anlaşıldığından, davacı idarenin dava tarihi itibariyle davayı açma hususunda ehliyetli olduğu değerlendirilerek, davanın ehliyet yönünden reddi cihetine gidilmemiştir.” gerekçesiyle davanın reddi yolunda …İdare Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… İdare Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 23/05/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.