Danıştay Kararı 6. Daire 2022/8616 E. 2022/12203 K. 28.12.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/8616 E.  ,  2022/12203 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/8616
Karar No : 2022/12203

TEMYİZ EDENLER: 1- (DAVALI) … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) … İnş. San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1- …, 2- …, 3- …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Muğla İli, Dalaman İlçesi, … Mahallesinde “İR:… Nolu Kalker Ocağı (24 ha) ve Kırma Eleme Tesisi (208000 ton/yıl)” projesi için Muğla İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından verilen … tarih ve … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararının (İdare Mahkemesi kararında sehven … tarih ve … sayılı karar olarak yazılmıştır) iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin “İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazısıyla da açıkça ortaya konulduğu üzere, 3573 sayılı Kanun uyarınca zeytinlik sahalarına 3 km’den daha kısa mesafede kurulması mümkün olmayan tesislerden olduğundan “Kalker Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi Projesi” için verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararında hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 13/09/2021 tarih ve E:2021/7721, K:2021/9328 sayılı kararıyla; “İdare Mahkemesince hükme esas alınan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün projenin 3 km çevresinde zeytinlik alanların bulunduğunun belirtildiği yazısıyla, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü Dalaman Orman İşletme Müdürlüğünün … tarih ve …sayılı projeye 3 km mesafe içerisinde tescilli zeytinlik alanı bulunmadığının belirtildiği yazısı arasında çelişki bulunduğu anlaşıldığından, bu çelişkinin giderilmesi , durumun açıklığa kavuşturulması, projenin çevreye vereceği olası zararları ve alınacak önlemlerle giderilebilmesinin mümkün olup olmadığının belirlenmesi için aralarında çevre mühendisi, maden mühendisi, orman mühendisi, hidrojeoloji mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler olmak üzere, gerekirse başka dallarda da uzmanlar seçilerek oluşturulacak bilirkişi heyetiyle, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınacak rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma kararına uyularak yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda, İdare Mahkemesince “tesisin planlandığı alana 3 km’den daha yakın mesafede verimli zeytinlik alanlar bulunduğu ve söz konusu tesiste zeytinliklere zarar vermeden, toz ve duman çıkarmayacak şekilde faaliyette bulunulmasının mümkün olmadığının anlaşıldığı, ayrıca gerek bu bakımdan gerekse de yakındaki orman alanları, diğer çevresel etmenler yönünden dava konusu işleme dayanak teşkil eden proje tanıtım dosyasının eksik ve yetersiz olduğu hususlarının bilirkişi raporuyla ortaya konulduğu, bu takdirde yukarıda anılan 3573 sayılı Kanun uyarınca zeytinlik sahalarına 3 km’den daha kısa mesafede kurulması mümkün olmayan tesislerden olan ve çevreye olumsuz etkileri bilirkişi raporu ile ortaya konulan uyuşmazlık konusu proje için verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararında hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davalı …Valiliği tarafından, proje sahibi firmanın gerekli taahhütleri verdiği, gürültü, titreşim, tozuma vb. çevresel etkilere karşı hangi önlemlerin alınacağının detaylı bir şekilde proje tanıtım dosyasında açıklandığı, Tarım Orman İl Müdürlüğünün olumsuz görüşünün dava konusu işlemi hukuka aykırı hale getirmeyeceği, proje sahibinin taahhütlere aykırı davranması halinde idarece yaptırımların uygulanacağı ileri sürülmektedir.
Davalı Yanında Müdahil tarafından, bilirkişi seçiminin hatalı, raporun ise eksik inceleme neticesinde düzenlendiğinden yetersiz olduğu, bu rapora dayanılarak verilen kararın bozulması gerektiği, davacıların işlemin iptalini istemede hukuki menfaatlerinin olup olmadığı, faaliyet alanında taşınmazlarının bulunup bulunmadığının ortaya konulmadığı, haritacı bilirkişinin olmamasının eksik değerlendirmeye neden olduğu, ziraat bilirkişisinin olumsuz görüş bildiren Muğla Tarım İl Müdürlüğünde çalıştığı ve tarafsız olamayacağı, tesisin 2005 yılından bu yana faal olduğu, el değiştirmesi nedeniyle yeniden çed kararına ihtiyaç duyulduğu, bu süreçte tesisin etki alanında bir değişikliğin olmadığı, sahaya 3 km mesafe içerisinde bulunduğu belirtilen zeytinliklerin 2005 yılından bu yana etkilenme durumunun, zarara uğrayıp uğramadığının keşifte incelenmediği, bilirkişi raporunda ortaya konulmadığı, önceki işletmecinin 2013 yılında kamu yararı için yaptığı başvuru üzerine yapılan bilirkişi incelemesinde tozlanmanın minimum seviyede tutulabileceği, zeytinliklere ve çevreye zararının olamayacağının belirtildiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Muğla İli, Dalaman İlçesi, … Mahallesinde “İR:… Nolu Kalker Ocağı (24 ha) ve Kırma Eleme Tesisi (208.000 ton/yıl)” projesi için Muğla İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından … tarih ve … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararı verilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde; ” Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, dosyanın taraflar ve ilgililerce incelenmesi, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak, davanın ihbarı Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re’sen yapılır. Bilirkişiler, bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçilir ve bilirkişiler hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Atıf yapılan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yerine çıkarılan ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bilirkişiye başvurulması gereken haller” başlıklı 266. maddesinin 1. fıkrasında, ” Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmüne; “Bilirkişilerin görevlendirilmesi” başlıklı 268. maddesinin 3. fıkrasında, ” Kanunların görüş bildirmekle yükümlü kıldığı kişi ve kuruluşlara görevlendirildikleri konularda bilirkişi olarak öncelikli başvurulur. Ancak kamu görevlilerine, bağlı bulundukları kurumlarla ilgili dava ve işlerde, bilirkişi olarak görev verilemez.” hükmüne yer verimiş; “Bilirkişiye yemin verdirilmesi” başlıklı 271. maddesinde ise, bilirkişilere bilirkişilik görevini sadakat ve özenle, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsız ve objektif bir biçimde yerine getirileceğine yönelik yemin verdirileceği düzenlenmiştir.
6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Bilirkişi, görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde bağımsız, tarafsız ve objektif olarak yerine getirir.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, bilirkişinin görevini yerine getirirken tarafsız olması gerektiği, bu nedenle bilirkişiye tarafsız davranacağına dair yemin ettirileceğinin düzenlendiği, ayrıca tarafsızlığın sağlanabilmesi için kamu görevlilerinin görevli bulundukları kurumlar ile ilgili dava ve işlerde görev alamayacakları anlaşılmaktadır. Bütün bu düzenlemeler ile bilirkişilerin tarafsız, objektif ve her türlü etkiden uzak şekilde görevlerini ifa etmeleri ve bu şekilde uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayacak teknik ve uzmanlık görüşü içeren raporun hazırlanmasının sağlanması amaçlanmaktadır.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunu hazırlayan heyetin çevre mühendisi, maden mühendisi, orman mühendisi, jeoloji (hidrojeoloji) mühendisi ve ziraat mühendisinden oluştuğu; müdahil şirketin temyiz dilekçesinin incelenmesinden; bilirkişilerden ziraat yüksek mühendisi …’un Muğla Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünde görev yaptığı, söz konusu Müdürlüğün ise … tarih ve … sayılı yazısıyla projeye ilişkin olumsuz görüş bildirdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, bilirkişilerin tarafsızlığı konusunda davanın taraflarında hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde, üniversite öğretim üyeleri arasından seçilecek aralarında maden mühendisi, jeoloji (hidrojeoloji) mühendisi, çevre mühendisi, orman mühendisi ve ziraat mühendisi olmak üzere gerekirse başka dallardan da öğretim üyeleri seçilerek oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve projenin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi suretiyle düzenlenecek rapor dikkate alınarak işin esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ile davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 28/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.