Danıştay Kararı 6. Daire 2022/8551 E. 2022/11369 K. 14.12.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/8551 E.  ,  2022/11369 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/8551
Karar No : 2022/11369

TEMYİZ EDENLER: 1- (DAVALI) … Valiliği
VEKİLİ: Av. …

2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) …
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1- … Köy Muhtarlığı
2- … Köyü
3- … Köyü Muhtarlığı
VEKİLLERİ: Av. …

MÜDAHİLLER (DAVACI YANINDA): 1- … Derneği
2- … Derneği
İSTEMİN ÖZETİ: Sivas İli, Zara İlçesi, …, … ve … köyleri hudutları dahilinde işletilmesi planlanan … işletme ruhsat numaralı (ER:…) ”Mangan Ocağı” projesi ile ilgili olarak, Sivas Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen … tarih ve E. … sayılı ”ÇED Gerekli Değildir” kararının iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

DAVACININ SAVUNMASININ ÖZETİ: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

MÜDAHİLLER (DAVACI YANINDA)
SAVUNMALARININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 14/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY(X) :
25.11.2014 tarihli ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projeler hakkında yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmıştır.
Diğer taraftan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesi ile atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 266. maddesinde; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmüne, 267. maddesinde ise; “Mahkeme, bilirkişi olarak, yalnızca bir kişiyi görevlendirebilir. Ancak, gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesi de mümkündür.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, Sivas ili, Zara ilçesi, …, … ve … köyleri hudutları dahilinde işletilmesi planlanan … işletme ruhsat numaralı (ER:…) ”Mangan Ocağı” projesi ile ilgili olarak, Sivas Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarih ve E. … sayılı ”ÇED Gerekli Değildir” kararının verildiği, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; karara esas alınan bilirkişi raporları incelendiğinde, 20.05.2022 tarihli 7 kişilik heyet tarafından hazırlanan raporda, belirtilen eksikliklerin giderilmesi, gerekli tüm önlemlerin alınması ve kanunlara/yönetmeliklere harfiyen uyulması koşuluyla söz konusu madencilik faaliyetinin yürütülebileceğine oy çokluğu ile karar verildiği tespitlerinin yapıldığı, 2 bilirkişinin karşı oyda kaldığı, itirazlar üzerine alınan 06.07.2022 tarihli ek raporda ise, Prof. Dr. … tarafından, ”…proje tanıtım dosyasında hidrojeolojik açıdan belirlemiş olduğum eksikliklerin, firma tarafından giderilebilecek özellikte eksiklikler olduğunu düşündüğüm için diğer üyelerle birlikte kabul oyu vermişim. Ancak, köyün içme suyu kaynağının madencilik faaliyetlerinden kesin olarak etkilenebileceğini belirtmiş olmam açısından olaya tekrar baktığımda, bu kararımın, olayın bu kısmı açısından uygun olmadığını… Köyü içme suyu kaynağının doğrudan Poligon 2 sahası içerisinde yer alması ve maden işletmesinden etkilenebilecek bir durumda olması nedeniyle, Poligon 2 sahasının yerinin bu ve benzeri bir su kaynağını etkilemeyecek bir konuma değiştirilmesi veya firmanın bu doğrultuda bir çözüm bulması gerekmektedir.” tespitlerinin yapıldığı, ancak ilk raporda proje tanıtım dosyasında hidrojeolojik açıdan belirlenen eksikliklerin, firma tarafından giderilebilecek özellikte eksiklikler olduğu düşüncesi ile olumlu görüş bildirildiği halde ek raporda ise bu görüşten dönülerek olumsuz görüş bildirildiği, ancak söz konusu raporda, proje tanıtım dosyasında hidrojeolojik açıdan belirlenen eksikliklerin, firma tarafından giderilip giderilemeyeceğine ilişkin teknik bir değerlendirme yapılmadığı, bu durumun hükme esas alınan bu iki rapor arasında çelişki ortaya çıkmasına sebep olduğu anlaşıldığından, söz konusu çelişkinin giderilmesi için aynı heyetten tekrar ek rapor alınması gerektiği sonucuna varıldığından, İdare Mahkemesince alınacak ek rapor ile çelişki giderilerek, davanın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.

KARŞI OY(XX):
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesinin 2. fıkrasının (i) bendi uyarınca; “Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.” hükmüne yer verilmiştir.
Olayda; karara esas alınan bilirkişi raporları incelendiğinde, 20.05.2022 tarihli 7 kişilik heyet tarafından hazırlanan raporda, belirtilen eksikliklerin giderilmesi, gerekli tüm önlemlerin alınması ve kanunlara/yönetmeliklere harfiyen uyulması koşuluyla söz konusu madencilik faaliyetinin yürütülebileceğine oy çokluğu ile karar verildiği tespitlerinin yapıldığı, 2 bilirkişinin karşı oyda kaldığı, itirazlar üzerine alınan 06.07.2022 tarihli ek raporda ise, Prof. Dr. … tarafından, ”…proje tanıtım dosyasında hidrojeolojik açıdan belirlemiş olduğum eksikliklerin, firma tarafından giderilebilecek özellikte eksiklikler olduğunu düşündüğüm için diğer üyelerle birlikte kabul oyu vermişim. Ancak, köyün içme suyu kaynağının madencilik faaliyetlerinden kesin olarak etkilenebileceğini belirtmiş olmam açısından olaya tekrar baktığımda, bu kararımın, olayın bu kısmı açısından uygun olmadığını… Köyü içme suyu kaynağının doğrudan Poligon 2 sahası içerisinde yer alması ve maden işletmesinden etkilenebilecek bir durumda olması nedeniyle, Poligon 2 sahasının yerinin bu ve benzeri bir su kaynağını etkilemeyecek bir konuma değiştirilmesi veya firmanın bu doğrultuda bir çözüm bulması gerekmektedir.” tespitlerinin yapıldığı, ancak ilk raporda proje tanıtım dosyasında hidrojeolojik açıdan belirlenen eksikliklerin, firma tarafından giderilebilecek özellikte eksiklikler olduğu düşüncesi ile olumlu görüş bildirildiği halde ek raporda ise bu görüşten dönülerek olumsuz görüş bildirildiği, ancak söz konusu raporda, proje tanıtım dosyasında hidrojeolojik açıdan belirlenen eksikliklerin, firma tarafından giderilip giderilemeyeceğine ilişkin teknik bir değerlendirme yapılmadığı, bu durumun hükme esas alınan bu iki rapor arasında çelişki ortaya çıkmasına sebep olduğu anlaşıldığından, yukarıda yer verilen hüküm gereği Dairemizce bilirkişi incelemesi yaptırılarak uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.