Danıştay Kararı 6. Daire 2022/819 E. 2022/12372 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/819 E.  ,  2022/12372 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/819
Karar No : 2022/12372

DAVACILAR : 1- … 2- … 3- … 4- … 5- …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- … A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVANIN KONUSU : Zonguldak İli, Çaycuma İlçesi, … Köyü, … Mevkii … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazın, Batı Karadeniz Faz-1 Doğal Gaz Boru Hattı Projesinin gerçekleştirilmesi amacıyla … Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin ilişkin 04/09/2021 tarihli, 31588 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 03/09/2021 tarih ve 4458 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istenilmektedir.

DAVACILARIN İDDİALARI : Dava konusu Cumhurbaşkanı Kararına ekli haritada hangi taşınmazların acele kamulaştırıldığına ilişkin taşınmaz listesine yer verilmediği, bu durumun davalı BOTAŞ’ın ihtiyaç duyduğu her taşınmazı acele kamulaştırabileği sonucuna yol açtığı, dava konusu işlemde kamulaştırmanın aceleliğine dair somut gerekçelerin ortaya konulmadığı, acele kamulaştırmaya konu edilen taşınmazların tarım arazisi niteliğinde olduğu, ihtiyaca göre kullanılabilecek alternatif kamulaştırılmış alanlar bulunmasına rağmen tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilmiş olmasında kamu yararı bulunmadığı, projeye bitişik alanda davalı BOTAŞ’a yatırım yeri olarak tahsis edilmiş bir taşınmazın mevcut olmasına rağmen dava konusu taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verildiğinin açık bir şekilde ortaya konulamadığı, BOTAŞ tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde el koyma davasının dava konusu acele kamulaştırma kararının Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten 4 ay sonra açılmış olmasının taşınmazlara acele olarak ihtiyaç duyulmadığını ortaya koyduğu, davacılara herhangi bir bedel ödenmeden taşınmazlara davalı idarece el konulduğu, dava konusu işlemin belirtilen nedenlerle hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

…NIN SAVUNMASI: Usule ilişkin olarak, davanın süresinde açılmadığı ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak, ülkenin enerji açığının giderilmesine yönelik çalışmalar doğrultusunda, yurt dışından yüksek miktarla ve bedelle ithal edilen doğalgazın tüketim noktalarına ulaştırılmasında gecikmelere neden olunmaması amacıyla işin aciliyetine binaen BOTAŞ tarafından inşa ettirilecek petrol ve doğalgaz boru hatları güzergahında bulunan taşınmazların kamulaştırılması amacıyla dava konusu işlemin tesisi edildiği, söz konusu taşınmazların temininde onaylı projeler kapsamında acele kamulaştırma yönteminin tercih edilmesinde kamu yararı bulunduğu, olağan kamulaştırma yönteminin tercih edilerek ihtiyaç duyulan taşınmazların bedel tespit ve tescil davası yoluyla temin edilmesinin çok uzun süre alabileceği oysa gerçekleştirilmek istenilen proje güzergahına yüzlerce taşınmazın isabet ettiği, davalı BOTAŞ’ın doğalgaz boru hattı güzergahlarında yer alan taşınmazların kamulaştırılması için 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Hakkında Kanunun 12.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendine istinaden Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun “lüzum kararı” (kamu yararı kararı) alarak, kamu yararını gözeterek ve gerçek karşılığını ödemek suretiyle devamlılığı için ihtiyaç duyduğu taşınmazları kamulaştırdığı, Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu ve Doğal Gaz Boru Hattı Faz-1 Projesi Güzergahına isabet eden taşınmazların kamulaştırılması için 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Hakkında Kanunun 12.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendine istinaden Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun … tarihli ve … sayılı “lüzum kararı” (kamu yararı kararı) alındığı, iptali istenilen işlemin kamu yararı gözetilerek ve hukuka uygun olarak tesis edildiği savunulmuştur.

… A.Ş’NİN SAVUNMASI: Usule ilişkin olarak, davanın süresinde açılmadığı, davacılardan …’nin dava açmakta menfaatinin bulunmadığı, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak, Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu ve Doğal Gaz Boru Hattı Faz-1 Projesi’ne isabet eden davacılara ait taşınmazın kamulaştırılmasına 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Hakkında Kanunun 12.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendine istinaden Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun … tarih ve … sayılı “lüzum kararı” (kamu yararı kararı) ve … tarih ve … sayılı Genel Müdürlük Olur’u (kamulaştırma kararı) ile acele kamulaştırılmasına ise projeye uygun olarak dava konusu işlemle karar verildiği, acele kamulaştırma kararının dayanağı projeye ve kamu yararı kararına karşı dava açılmamış olması nedeniyle bu davanın da reddine karar verilmesi gerektiği, karaya çıkarılacak batı karadeniz doğal gazının ölçüm istasyonu üzerinden ulusal doğal gaz iletim şebekesine bağlantısının gerçekleştirileceği, söz konusu proje kapsamında Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu ve Batı Karadeniz Doğal Gaz Boru Hattı Faz-1 kısmı inşaatına başlanmış olduğu, kamulaştırmanın hızlı şekilde yapılmasında kamu yararı olduğu, doğal gaz piyasasının serbest piyasa ekonomisine bağlı dövize endeksli piyasa olması nedeniyle gecikilen her günün kamuya ilave yükler getirdiği, proje kapsamında ölçüm istasyonunun lokasyonu ile boru hattı güzergahının her yönden değerlendirilmek suretiyle hukuka uygun olarak tesis edildiği, 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Hakkında Kanunun 12.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan düzenlemenin güzergah seçimi konusunda idareye takdir hakkı tanıdığı, idarenin bu hakkını kullanırken fizibilite ve etüt çalışmaları yapmak suretiyle en uygun güzergahı belirlediği, güzergah tespitinde arazinin jeolojik durumunun, topografik yapısının inşaata elverişli olup olmadığının dikkate alındığı, alternatif alanların incelendiği, ilk seçilen ölçüm istasyonu sahası revize edilerek 1. ve 2. alternatif alanların değerlendirildiği ve proje süresine uygun olarak hazırlanabilecek, jeolojik açıdan avantajlı olduğu tespit edilen taşınmazın seçilmiş olduğu, dava konusu taşınmazın kayalık bir alan olduğu ve halihazırda tarımsal faaliyet amacıyla kullanılmadığı, Batı Karadeniz doğal gazının ulusal iletim şebekesine bağlantısı öncesinde ölçümünün yapılması amacıyla Zonguldak İli, Çaycuma İlçesi, Sazköy Köyünde “Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu Projesi Yapım İşi” için yüklenici ile sözleşme imzalanarak yer tesliminin yapıldığı, acele kamulaştırma kararı ekinde kamulaştırmaya konu taşınmazların liste halinde belirtilmesinin zorunlu olmadığı, karar eki haritada projenin Zonguldak İli, Merkez İlçe ile Çaycuma İlçesi sınırları içinde yer alan güzergahının ve sınırlarının gösterildiği, her bir taşınmaza ilişkin parsel bilgisinin tek tek gösterilmesinin zorunlu olmadığı, BOTAŞ Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı Olur’u (kamulaştırma kararı) ekinde yer alan kamulaştırma listesinde söz konusu parsel bilgilerinin, kamulaştırılacak alanların miktarlarının ve bedellerinin gösterilmiş olduğu, ülkenin enerji ihtiyacının karşılanması amacıyla inşa edilecek iletim sistemleri için ihtiyaç duyulan taşınmazların temininde, onaylı projeler kapsamında, olağan kamulaştırma yöntemi yerine üretilen/satın alınan enerjinin tüketim noktalarına ulaştırılmasında gecikmeye yol açılmaması amacıyla acele kamulaştırma yönteminin tercih edilmesinde kamu yararı bulunduğu, doğal gazın iletilmesi amacıyla inşa edilecek boru hatları ve ölçüm istasyonu için ihtiyaç duyulan taşınmazların temininde, ülkemizin enerji ihtiyacının hızla artış göstermesi ve üretilen/satın alınan enerjinin tüketim noktalarına ulaştırılmasında gecikmeye yol açılmamasının hedeflenmiş olması, güzergahın isabet ettiği parsellerde arazi edinimlerinin bir an önce tamamlanması ve mühendislik ve etüt çalışmaları tamamlanan dava konusu boru hattı ve ölçüm istasyonu yapım işlerinin inşaat işini yapacak olan firmaya tesliminin yapılarak bir an evvel inşaat çalışmalarına başlanılması ve zamanında tamamlanması gerektiği değerlendirildiğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27.maddesi kapsamında acelelik durumunun gerçekleştiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava, Batı Karadeniz Faz-1 Doğal Gaz Boru Hattı Projesinin gerçekleştirilmesi amacıyla Zonguldak İli, Merkez ve Çaycuma İlçeleri sınırları içerisinde yer alan ve ekli haritada gösterilen güzergaha isabet eden taşınmazlar ile söz konusu proje kapsamında inşa edilecek sabit tesisler, ulaşım yolları, enerji nakil hatları, katodik koruma hatları ve anot yataklarının yapımı amacıyla ihtiyaç duyulan taşınmazların … Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü (…) tarafından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılması yolundaki 04/09/2021 günlü, 31588 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 03/09/2021 günlü, 4458 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, Çaycuma İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin süre ve ehliyet iddiaları yerinde görülmemiştir.
4646 Sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun 12/a maddesinde, kamulaştırmanın, bu Kanunda öngörülen faaliyetlerin gerektirmesi halinde, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda belirtilen esaslar dahilinde yapılacağı, bu konuda Kurulca verilecek lüzum kararının, kamu yararı kararı yerine geçeceği ve müteakip işlemlerin Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre yürütüleceği hükme bağlanmıştır.
Anayasa’nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasa’ya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır.Ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolüyle de mülkiyet hakkı bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve bu hakkın orantılılık ilkesi çerçevesinde kamu yararı gözetilerek sınırlandırılabileceği ifade edilmiştir. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisi Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda üçüncü koşul olan aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 25/08/2005 günlü, 540/46 sayılı kararıyla, BOTAŞ’a verilen 28/05/2003 tarihli doğalgaz iletim lisansı kapsamında yer alan ve anılan idare tarafından kamu yararı verilmesi istenilen iletim hatlarından Zonguldak-Bartın-Çaycuma doğal gaz iletim hattı, bu güzergaha isabet eden ve bu hatların gerçekleştirilebilmesi için ihtiyaç duyulan enerji, yol, su isale hattı ile röle istasyonu ve RMS istasyonu gibi tesisler için gerekli olabilecek taşınmazların kamulaştırılabilmesi amacıyla kamu yararı kararı yerine geçmek üzere alınan lüzum ve kamulaştırma kararı ile diğer kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi konusunda 4646 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca BOTAŞ’a yetki verilmesi yolundaki kararına dayanılarak, davalı BOTAŞ tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yapılan 10.08.2021 tarihli başvuru ile projenin isabet ettiği Zonguldak İli, Çaycuma ve merkez İlçesi sınırları içerisinde bulunan taşınmazlar için, 2020 yılında Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın ulusal iletim şebekesine aktarılarak kullanıma sunulması için “Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu” ve “Batı Karadeniz Doğal Gaz Boru Hattı Faz-1” projesinin hazırlandığı, proje kapsamında hattın isabet ettiği parsellerde tapu maliklerinin fazla olması, maliklerin ilçe dışında yaşamaları ve toplantılara katılamayacak olmaları gibi nedenlerle Kamulaştırma Kanununun 8. maddesinin uygulanmasının kısıtlı kalacağı ve 10. madde kapsamında açılacak davaların çok uzun sürmesi nedeniyle zamanında yer teslimi yapılamayacağından inşaat çalışmalarına başlanılamayacağı, ilçenin doğal gaz ihtiyacının karşılanarak doğal gazın yeni yerleşim yerlerine ulaştırılması nedenleriyle arazi edinimlerinin bir an evvel tamamlanmasına ihtiyaç duyulması nedenleriyle acele kamulaştırma kararı alınmasının istenildiği, anılan bakanlığın 17.08.2021 günlü, 73994 sayılı yazısı üzerine de dava konusu Cumhurbaşkanı kararının alındığı, BOTAŞ Genel Müdürlüğünce güzergahta kalan taşınmazların kamulaştırılmasına başlanılması yolunda 31/12/2021 tarihli kararın alındığı, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … günlü, E:… D.İş, K:…; E:… D.İş, K:…sayılı kararları ile uyuşmazlığa konu … ada, … parsel taşınmazın 2919,21 m2’lik kısmına, … parsel sayılı taşınmazın da 2503,61 m2’lik kısmına mülkiyet hakkı kurularak acele el konulmasına karar verildiği, Zonguldak Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün … günlü, … sayılı yazısı ile tarım arazisi niteliğinde olan uyuşmazlığa konu taşınmazların köy yerleşik alanı içerisinde bulunması nedeniyle 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu acele kamulaştırma kararı 4646 sayılı Yasanın yukarıda yer verilen 12/a maddesi uyarınca Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK) … günlü, … sayılı kamu yararı kararı yerine geçmek üzere verilen lüzum kararı ve BOTAŞ’a verilen yetkiye dayanılarak yapılan başvuru üzerine tesis edilmişse de, söz konusu kamu yararı kararının BOTAŞ’a verilen 28/05/2003 tarihli doğal gaz iletim lisansı kapsamında yer alan ve BOTAŞ tarafından kamu yararı kararı verilmesi istenilen, aralarında Zonguldak-Bartın-Çaycuma iletim hattının da bulunduğu farklı projelere yönelik pek çok bölgeyi içerdiği, belirtilen iletim hatları ile proje güzergahlarına isabet eden hatların gerçekleştirilmesine yönelik tesisler için gerekli olabilecek taşınmazların kamulaştırılabilmesi amacıyla alınmış bir karar olduğu ve bu karara dayanılarak uyuşmazlığa konu bölgede doğal gaz iletim hattının gerçekleştirildiği, uyuşmazlıkta ise 2020 yılında Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın ulusal iletim şebekesine aktarılarak kullanıma sunulması için hazırlanan “Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu” ve “Batı Karadeniz Doğal Gaz Boru Hattı Faz-1” projeleri için kamulaştırılmasına ihtiyaç duyulan taşınmazların EPDK’nın 25/08/2005 tarihli kararı kapsamında yer almaması nedeniyle bu projelere yönelik olarak ayrıca bir kamu yararı kararı alınması gerekmesine karşın, anılan projeler için kamu yararı verilmesi istemiyle yapılan başvuru üzerine alınan bir karar ve BOTAŞ’a bu konuda verilmiş bir yetki bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Danıştay Altıncı Dairesince 17/02/2022 tarih ve 07/04/2022 tarihli ara kararlarıyla davalı idarelerden, uyuşmazlık konusu taşınmazların, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının ekinde yer alan güzergaha isabet eden taşınmazlar kapsamında mı yoksa proje kapsamında inşa edilecek sabit tesisler, ulaşım yolları, enerji nakil hatları, katodik koruma hatları ve enerji yataklarının yapımı amacıyla ihtiyaç duyulan taşınmazlar kapsamında mı acele kamulaştırıldığının sorulması üzerine davalı idareler tarafından verilen yanıtlarda taşınmazların proje kapsamında inşa edilecek sabit tesis olarak boru hattı güzergahının başlangıcında “Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu” içerisinde kaldığının belirtildiği, BOTAŞ tarafından dosyaya sunulan ve 19/09/2022 tarihinde kayda giren yazı ekinde de “Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu” yerleşkesine ilişkin vaziyet planının sunulduğu anlaşılmakta ise de; davalı idareler tarafından, dava konusu acele kamulaştırma işleminin “Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu” ve “Batı Karadeniz Doğal Gaz Boru Hattı Faz-1” projesinin gerçekleştirilmesine yönelik olarak alındığı belirtilmiş olması nedeniyle, uyuşmazlığa konu taşınmazların proje kapsamında inşa edilecek sabit tesis olmakla birlikte önceden projesi hazırlanmış olan ölçüm istasyonu içerisinde yer aldığı anlaşıldığından, projesi dava konusu işlemden önce hazırlanmış olan “Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu” yerleşkesi kapsamında kamulaştırılacak taşınmazların da Cumhurbaşkanı kararı ekinde yer alması gerekmesine karşın karar ekinde sadece doğal gaz boru hattı güzergahının gösterildiği görülmektedir.
Diğer taraftan, acele kamulaştırma kararının alındığı 03/09/2021 tarihinden sonra “Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu Projesi Yapım İşi” için yapılan ihale sonucunda sözleşme imzalanarak yer teslimi yapılan alanda yüklenici firma tarafından hazırlanan raporlar üzerine arazi inceleme komisyonunca güzergah ve bölgenin değerlendirilerek, istasyonun ilk belirlenen lokasyonunun değiştirildiği ve yeni belirlenen istasyon alanına göre 31/12/2021 günlü, 50 sayılı Genel Müdürlük oluru (kamulaştırma kararı) ile kamulaştırma işlemlerine başlanıldığı, anılan kamulaştırma kararı ekinde yer alan listede uyuşmazlığa konu taşınmazların yer aldığı, dolayısıyla dava konusu acele kamulaştırma kararının alındığı tarihte belirlenen lokasyonun değişmiş olması nedeniyle işlemin uyuşmazlığa konu taşınmazları kapsamamasına karşın kararın taşınmazlara uygulandığı anlaşılmakla, işlemde belirtilen nedenlerle de hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 03/09/2021 günlü, 4458 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, Çaycuma İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla; davalı BOTAŞ’a verilen doğal gaz iletim lisansı kapsamında yer alan ve anılan kararda sayılan doğal gaz boru hatları projelerinin güzergahlarına isabet eden ve bu hatların gerçekleştirilebilmesi için ihtiyaç duyulan enerji, yol,su isale hattı ile role istasyonu ve RMS istasyonu gibi tesisler için gerekli olabilecek taşınmaz malların mülkiyet ve/veya irtifak haklarının kamulaştırılabilmesi amacıyla kamu yararı kararı yerine geçmek üzere lüzum kararı verilmesine ve kamulaştırma kararının alınması ile diğer kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi konusunda, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 12.maddesi gereğince BOTAŞ’a yetki verilmesine karar verilmiştir.
BOTAŞ’ın … tarih ve … sayılı kararıyla; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun … tarih ve … sayılı lüzum kararına dayanılarak, Batı Karadeniz Gaz Ölçüm İstasyonu ve Doğal Gaz Boru Hattı (Faz-1) Projesinin isabet ettiği Zonguldak İli sınırları içinde kalan ve aralarında dava konusu taşınmazlarında bulunduğu 372 adet taşınmazın bir kısmının mülkiyetinin kamulaştırılmasına bir kısmı üzerinde ise kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
BOTAŞ Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile Batı Karadeniz Faz-1 Doğal Gaz Boru Hattı Projesinin yüklenicisine yer tesliminin yapılarak kısa sürede inşaat çalışmalarına başlanabilmesi için hattın isabet ettiği Zonguldak İli, Çaycuma ve Merkez İlçeleri sınırları içinde yapılacak kamulaştırmaların 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27.maddesi uyarınca acele kamulaştırma usulüne göre yapılabilmesi için Cumhurbaşkanı kararı alınmasının istenildiğinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının … tarih ve … sayılı yazısıyla Cumhurbaşkanlığına bildirilmesi üzerine dava konusu acele kamulaştırma kararı tesis edilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde herkesin, mülkiyet hakkına sahip olduğu, bu hakkın ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı düzenlenmiş, 46.maddesinde ise idareye, mülkiyet hakkını, malikin rızası dışında kamu yararı amacıyla, gerçek karşılığını peşin olarak ödemek ve kanunla gösterilen esas ve usullere uymak suretiyle kamulaştırma yoluyla sınırlama yetkisi tanınmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde; “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmüne yer verilmiştir.
Kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenleme amacıyla hazırlanan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3.maddesinin 1.fıkrasında, idarelerin, kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya aynı maddenin 2.fıkrasında belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilecekleri düzenlenmiş, 5.maddesinde kamu yararı kararı vermeye yetkili merciler sayılmış, 6.maddesinde ise 5.maddede sayılan merciler tarafından verilecek kamu yararı kararını onaylayacak merciler sayıldıktan sonra onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek olmadığı, bu durumlarda yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir karar alınacağı kurala bağlanmıştır. Aynı kanunun 27. maddesinde ise; “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel
kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. Mahkemece verilen taşınmaz mala el koyma kararı tapu müdürlüğüne bildirilir. Taşınmaz malın başkasına devir, ferağ veya temlikinin yapılamayacağı hükmü tapu kütüğüne şerh edilir. El koyma kararından sonra taşınmaz mal 20 nci madde uyarınca boşaltılır. Bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedelidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
4646 Sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 1. fıkrasının (a) bendinde; “Kamulaştırma; bu Kanunda öngörülen faaliyetlerin gerektirmesi halinde, 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda belirtilen esaslar dahilinde kamulaştırma yapılır. Bu konuda Kurulca verilecek lüzum kararı, kamu yararı kararı yerine geçer ve müteakip işlemler Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre yürütülür…” hükmüne, (e) bendinde ise; “BOTAŞ veya doğal gaz piyasa faaliyeti yapmak üzere lisans sahibi olan tüzel kişilerin başvurusu üzerine ilgili idare 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununa göre doğal gazın depolanması, iletimi ve dağıtım hatlarının imar planında önceden tahsis edilmiş olması şartını aramaz ve doğal gaz iletim, dağıtım hatları ile depolama tesislerinin projesi uyarınca imar planına işleyerek gerekli ruhsatları verir.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A) Usul Yönünden:
Davanın süresinde açılmadığı iddiası bakımından;
İdari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarında genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasa’nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren özel dava açma süresinin değil, altmış günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekmektedir.
Acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı kararının Resmi Gazete’de yayımlanması ilgililere tebliğ hükmünde olmadığından acele kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin Anayasada yer alan bir temel hak ve özgürlük olan mülkiyet hakkını kısıtlayıcı nitelikte bireysel işlem olması karşısında otuz gün içinde dava açılacak idarenin gösterilmesi suretiyle ilgiliye tebliğ edilmesi, Anayasada güvence altına alınmış olan hak arama özgürlüğünün de gereğidir.
Bu çerçevede, muhatapları açısından subjektif ve kişisel nitelikte olan acele kamulaştırma kararlarının, usulüne uygun yazılı bildirimi üzerine otuz gün içinde veya öğrenme üzerine altmış günlük genel dava açma süresi içinde dava konusu edilebileceği, bu durumda 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesinin uygulanamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/03/2015 tarihli, E:2014/5590, K:2015/891 sayılı kararı da bu yöndedir.
Uyuşmazlıkta, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının davacılara tebliğ edildiğine dair belgenin dosyaya sunulmadığı ve davacılar tarafından öğrenme tarihi üzerine altmış günlük genel dava açma süresi içinde davanın açıldığı anlaşılmış ve davalı idarelerin davada süre aşımı bulunduğu yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir.

Davacılardan …’nin dava açmakta menfaatinin bulunmadığı iddiası yönünden;
Dava konusu taşınmazlara ait tapu kaydının incelenmesinden anılan davacının taşınmazlara hissedar olduğu görüldüğünden, söz konusu taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin dava konusu acele kamulaştırma kararının iptali istemiyle dava açmakta menfaati olduğu anlaşılmış ve dava açma ehliyetinin bulunmadığı yönündeki itiraz yerinde görülmemiştir.

Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiği iddiası yönünden;
Davalı idarelerden BOTAŞ tarafından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14.maddesi uyarınca kamulaştırma işleminin iptali istemiyle dava açma hakkının ancak adli yargıda bedel tespiti ve tescil davası açılması üzerine Mahkemece yapılacak tebligat üzerine doğacağı, davacının bu davayı açma hakkının henüz doğmamış olduğu, dolayısıyla bu davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu davanın konusunun davacıların hissedarı oldukları taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı olması ve Cumhurbaşkanı Kararlarına karşı açılacak davaların 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’da görüleceği düzenlemeleri karşısında davalının bu itirazı da yerinde görülmemiştir.
B) Esas Yönünden:
Özel mülkiyet hakkının korunması gereken temel insan hakları arasında öngörüldüğü, anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verildiği, bu düzenlemelerde mülkiyet hakkına müdahalelerin olabileceğinin öngörüldüğü, ancak bu müdahalelerde kamu yararı gerekçesi, kanuni düzenleme gereği ve ölçülülük ya da orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkı ihlaline neden olacağı kabul edilmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla da bu hususların açık bir şekilde ortaya konulduğu görülmektedir.
Anayasa’nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gereği ifade edilmiştir Acele kamulaştırma usulü idareye kamulaştırma işlemlerinin neticelenmesini beklemeden kamulaştırılan taşınmaza el koyma imkânı tanıyan olağanüstü bir kamulaştırma usulüdür. Acele kamulaştırmada, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile Mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın kanunda belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.
Acele kamulaştırma usulü, olağan kamulaştırmada malik lehine getirilen usule ilişkin güvenceleri bertaraf etmemekte; yalnızca bu usullerin işletilmesinden önce idareye, kamulaştırılacak taşınmaza el koyma imkânı tanımaktadır. Taşınmaza el konulduktan sonra idare tarafından öncelikle satın alma yolunun işletilmesi, bunun mümkün olamaması durumunda ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması gerekmektedir. Kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaza acele olarak ihtiyaç duyulması halinde, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırma acele usulle yapılmaktadır.
Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Anılan hüküm uyarınca taşınmazların bir an önce kullanılmasına ihtiyaç duyulan, kamu düzenine ilişkin olarak acelelik halinin bulunduğu durumlarda Cumhurbaşkanınca, taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilebilmektedir.
Acele kamulaştırma istisnai bir yöntem olduğundan, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına dair şartlarının ortaya konulması gerekmektedir.
Acelelik koşulunun kamu düzenine ilişkin olması gerektiği ve kamu yararının ise, olağan kamulaştırma usulü ile sağlanması amaçlanan kamu yararından farklı olarak, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren, aceleliği zorunlu kılan bir yarar olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; aralarında Zonguldak İli sınırları içinde gerçekleştirilecek doğal gaz boru hatlarının da yer aldığı bir kısım doğal gaz boru hattı projelerine ilişkin olarak ihtiyaç duyulan taşınmazların kamulaştırılmasında kamu yararı bulunduğuna ve kamulaştırma kararının alınması ile diğer kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi hususunda 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 12. maddesi gereğince BOTAŞ’a yetki verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca … tarih ve … sayılı kararın alındığı, anılan karara dayanılarak Batı Karadeniz Gaz Ölçüm İstasyonu ve Doğal Gaz Boru Hattı (Faz-1) Projesinin isabet ettiği Zonguldak İli sınırları içinde kalan ve aralarında dava konusu taşınmazlarında bulunduğu 372 adet taşınmazın bir kısmının mülkiyetinin kamulaştırılmasına bir kısmı üzerinde ise kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulmasına BOTAŞ’ın … tarih ve … sayılı kararıyla karar verildiği ve anılan kamulaştırma kararının ekinde kamulaştırılacak taşınmazların ada, parsel ve mülkiyet bilgilerinin liste halinde gösterildiği, Karadeniz Sakarya Gaz Sahasında bulunan doğal gazın ulusal iletim şebekesine bağlantısının sağlanarak kullanıma sunulması amacıyla gerçekleştirilmesi planlanan Batı Karadeniz Faz-1 Doğal Gaz Boru Hattı Projesi kapsamında, hattın isabet ettiği parsellerde, tapu maliklerinin fazla olması, mirasçılarının tapuya intikal ettirilmemiş olması ve veraset davalarının açılma zorunluluğu, ad-soyad yanlışlıkları sebebiyle isim tashihi davalarının açılmak zorunda olması, maliklerin ilçe dışında, ülkede yaygın şekilde ikamet ediyor olması ve köy toplantılarına katılamayacak olmaları vb. sebeplerle Kamulaştırma Kanununun 8. maddesinin uygulanmasının kısıtlı kalacağı ve açılacak davalar nedeniyle zamanında yer teslimi yapılamayacağından inşaat çalışmalarına başlanamaması, ilçenin doğal gaz ihtiyacının karşılanarak, doğal gazın yeni yerleşim yerlerine ulaştırılması, çevreci ve ekonomik bir yakıt olan doğal gazın, bölgeye sağlayacağı sosyal ve ekonomik refah, etüt ve mühendislik çalışmaları yapılmış olan boru hattı güzergahının, inşaat işini yapacak olan firmaya yer tesliminin yapılarak bir an evvel inşaat çalışmalarına başlanabilmesi nedenleri ile güzergahın isabet ettiği parsellerde arazi edinimlerinin bir an evvel tamamlanması ihtiyacı nedeniyle dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlemin, Karadenizde bulunan doğal gazın ulusal dağıtım şebekesine bağlantısının yapılarak ülkenin doğal gaz ihtiyacının ve enerji arz güvenliğinin sağlanmasına katkı sağlayacak olan bir enerji projesinin bir an önce gerçekleştirilmesi amacıyla tesis edildiği hususu dikkate alındığında dava konusu işlemde kamu yararının varlığı açık olup, davaya konu projenin bir an önce tamamlanmasında acelelik halinin bulunduğu sonucuna varıldığından, dava konusu taşınmazlara el konulmasına imkan veren dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, 19/08/2022 tarihinde Danıştay kaydına giren dilekçe ekinde davalı idarelerden BOTAŞ tarafından dosyaya sunulan vaziyet planının incelenmesinden dava konusu taşınmazların Batı Karadeniz Gazı Ölçüm İstasyonu yerleşkesi sınırları içinde kaldığı görülmekte olup, boru hattı projesinin başlangıç noktasında yapılması zorunlu olan gaz ölçüm istasyonunun söz konusu boru hattı projesinin ayrılmaz bir parçası olduğu dolayısıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun … tarih ve … sayılı kamu yararı kararı kapsamında kaldığı açıktır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Aşağıda ayrıntısı yer alan …-TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
3. Varsa posta avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmasız işler için belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idarelere verilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.