Danıştay Kararı 6. Daire 2022/6706 E. 2022/11426 K. 14.12.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/6706 E.  ,  2022/11426 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/6706
Karar No : 2022/11426

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakimi …’ın açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Uyuşmazlıkta, temyizi istenilen Bölge İdare Mahkemesi kararında temyiz yolu kapalı olmak üzere karar verildiğinden, öncelikle bu kararın temyize tabi kararlardan olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1.fıkrasının (b) bendinde, “Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar” hakkında Bölge İdare Mahkemesince verilen kararlar temyize tabi kararlar arasında sayılmıştır, konusu 100.000 TL’yi aşan davalar açısından bu miktarın değer kaybının önüne geçilmesi amacıyla her yıl yeniden değerleme oranları esas alınarak bir artış yapılacağı öngörülmüştür. Buna göre, bu Kanunda öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacaktır. İstinaf sisteminin uygulanmaya başlandığı 2016 yılında 100.000,00-TL olarak belirlenmiş olan bu temyiz sınırı, 2021 yılında 192.000,00-TL olarak belirlenmiştir.
İncelenen uyuşmazlığın, davacının da hissedarı olduğu, “İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii … pafta, … sayılı parsel”de yer alan taşınmazın yürürlükteki Uygulama İmar Planında “Park Alanı” fonksiyonuna ayrıldığı halde kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle fazlaya dayalı hakları saklı kalmak kaydıyla 78.325,00-TL (ıslahla birlikte 192.800,00)’nin adli yargıdaki dava açılış tarihi olan 26/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda, davanın kabulüne ilişkin … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi, Mahkeme kararında verilen 192.800,00-TL bedelin 78.325,00-TL’yi aşan kısmının kaldırılması yolunda … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince kesin olarak verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizi üzerine, temyize tabi olduğu, dolayısıyla kesin olarak değerlendirilmeyeceğinden, davacının temyiz isteminin incelenmesine karar verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinin 1. fıkrasına; 26/11/2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3. maddesiyle eklenen cümle ile uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde ilgili idarelerce imar programlarının veya imar uygulamalarının yapılmaması ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazların kamulaştırılmaması veya her hâlde mülkiyet hakkının kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda görüleceği düzenlenmiş olup söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden sonra adli yargı yerleri görevli olduğundan, idari yargı mercilerinde görülmekte olan davaların anılan Kanun hükmü gereğince görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan; davanın açıldığı tarihte görevli bulunan mahkemenin sonradan çıkan yasa ile görevsiz hale gelmesi üzerine verilecek görevsizlik kararlarında taraflara vekalet ücreti yükletilmesine hukuken olanak bulunmadığı, ayrıca görevsizlik kararı verilinceye kadar taraflarca yapılmış olan yargılama giderlerinin ise usule ilişkin mevzuat ve uyuşmazlık konusuyla ilgili yerleşik içtihatlar çerçevesinde, tarafların davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu dikkate alınarak takdir edileceği tabiidir.
Nitekim, Dairemizin konuyla ilgili 30/11/2022 tarihli, E:2021/7461, K:2022/10466 sayılı kararında bu hususlar ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir.
Mahkemesince dosya yeniden incelenirken, davacı tarafından dosyaya sunulan ve dava konusu taşınmaza ilişkin hissesinin 22/11/2022 tarihinde … adlı kişiye satıldığı yönündeki 22/11/2022 tarihli dilekçesi de dikkate alınacaktır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 14/12/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY(X) :
Dairemizin 30/11/2022 tarihli, E:2021/7461, K:2022/10466 sayılı kararında yer alan gerekçelerle karara katılmıyorum.

KARŞI OY(XX) :
Dosyanın incelenmesinden; davacının da hissedarı olduğu, “İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii … pafta, … sayılı parsel”de yer alan taşınmazın yürürlükteki Uygulama İmar Planında “Park Alanı” fonksiyonuna ayrıldığı halde kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle fazlaya dayalı hakları saklı kalmak kaydıyla 78.325,00-TL (ıslahla birlikte 192.800,00-TL)’nin adli yargıdaki dava açılış tarihi olan 26/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açıldığı; davanın kabulü yolunda … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi, Mahkeme kararında verilen 192.800,00-TL bedelin 78.325,00-TL’yi aşan kısmının kaldırılması yolunda … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince temyiz yolu kapalı olmak üzere kesin olarak verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; idare ve vergi mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, ancak konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararların kesin olduğu, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı, istinaf sınırı olarak belirlenen parasal sınırın ise Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılacağı, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davaların temyize tabi olduğu, temyiz sınırı olarak belirlenen parasal sınırın ise Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılacağı, yeniden değerleme oranına göre 2022 yılı temyiz sınırının 260.000,00 TL ve üzeri olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, öncelikle usul yönünden, davanın kabulü yolunda … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının verildiği tarihte yürürlükte olan temyiz sınırının dikkate alınması gerektiği, bu parasal sınırın da 2022 yılı için 260.000,00 TL ve üzeri olduğu dikkate alındığında, Dairemizin davacının temyiz talebini incelenmesine, esas kararın gerekçesi yönünden … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına ise Dairemizin 30/11/2022 tarihli, E:2021/7461, K:2022/10466 sayılı kararında yer alan gerekçelerle çoğunluk kararına katılmıyorum.