Danıştay Kararı 6. Daire 2022/620 E. 2023/2725 K. 15.03.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/620 E.  ,  2023/2725 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/620
Karar No : 2023/2725

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … İl Özel İdaresi
VEKİLİ: Av. …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL: … Yatırım Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN ÖZETİ: Çanakkale ili, Merkez ilçesi, …, …, …, …, … ve … köyleri ile Çan ilçesi …, …, … ve … köyleri sınırları içerisinde “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Dayalı Üretim Tesis Alanı” amaçlı 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı ile “Enerji Üretim Alanı (RES)” amaçlı 1/5.000 ölçekli nazım imar planı yapılmasına dair Çanakkale İl Özel İdaresi İl Genel Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılan davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ:
… İl Özel İdaresi tarafından, temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
… Enerji Yatırım Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 15/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY (X): Dava, Çanakkale ili, Merkez ilçesi, …, …, …, …, … ve … köyleri ile Çan ilçesi …, …, … ve … köyleri sınırları içerisinde “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Dayalı Üretim Tesis Alanı” amaçlı 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı ile “Enerji Üretim Alanı (RES)” amaçlı 1/5.000 ölçekli nazım imar planı yapılmasına dair Çanakkale İl Özel İdaresi İl Genel Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları olarak tanımlanmıştır.
Dolayısıyla iptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel menfaat ilgisi kurabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü gerekmektedir.
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel menfaat ilişkisinin varlığı ise, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır.
Ayrıca, iptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanmasına, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, böylece de idarenin hukuka bağlılığının belirlenmesine, sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine olanak sağlandığından, bu davalarda menfaat ilişkisinin bu amaç doğrultusunda da yorumlanması gerekmektedir.
Öte yandan, çevrenin, tarihi ve kültürel değerlerin korunması ve imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda, belde veya semt sakini sıfatıyla açılan davalarda, dava açma ehliyetinin daha geniş yorumlanmak suretiyle belirlenmesi gerektiği Danıştay içtihatları ile kabul edilmekte, bu doğrultuda kamuya tahsisli alanlara ilişkin plan değişikliklerine karşı açılan davalarda, belde sakini olmak dava açma ehliyeti için yeterli görülmektedir.
Her ne kadar, Çanakkale ili, Merkez ilçesi, … Köyü, … ada, … sayılı davacıya ait parselin Saroz Rüzgar Enerji Santrali yapımı amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle açılan davada, projede yapılan revizyon nedeniyle aynı idarenin … tarih ve … sayılı kararıyla davacıya ait parselin Saros Rüzgar Enerji Santrali projesi kapsamından çıkarıldığı gerekçesiyle iptaline dair Danıştay Altıncı Dairesinin 11/11/2020 tarih ve E:2019/20564, K:2020/10708 sayılı kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/04/2021 tarih ve E:2021/524 K:2021/780 sayılı kararı ile onanmış ise de, dava konusu imar planı kapsamındaki enerji üretim alanı ile davacı parseli arasındaki yakın mesafe dikkate alındığında, enerji üretim alanının davacı parseli üzerindeki etkisi ile çevreye yönelik etkilerinin değerlendirilmediği, dava konusu imar planıyla çevresel etki değerlendirme belgesinin uyumlu olmadığı, plan açıklama raporu ile plan notları karşılaştığında çelişkiler bulunduğu, bölgenin 1. Derece deprem bölgesinde kaldığı ancak bu hususun imar planında değerlendirilmediği, köy gelişim alanı içinde kurulması öngörülen enerji üretim alanının köy ve köylünün gelişimi, barınması açısından uygun olmadığı, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından görüş alınmadığı iddiaları ile açılmış olan bu davanın kamu yararını yakından ilgilendirdiğinin ve davacının dava açma ehliyeti bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki Dairemiz kararına katılmıyorum.