Danıştay Kararı 6. Daire 2022/3712 E. 2023/1095 K. 25.01.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/3712 E.  ,  2023/1095 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/3712
Karar No : 2023/1095

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

2 – MÜDAHİL (DAVALI YANINDA): …Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … Derneği 4- …
2- … 5- …
3- …
VEKİLLERİ : Av. …

MÜDAHİL
(DAVACILAR YANINDA) : … Barosu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : Bursa İli, İznik İlçesi ile Kocaeli İli, Gölcük ve Karamürsel İlçeleri, … Mahallesi mevkiinde davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan
“Karamürsel Rüzgar Enerji Santrali (31,5 MWm / 30 MWe)” projesi ile ilgili olarak Kocaeli Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMALARIN ÖZETİ : Davacılar yanında müdahil tarafından, temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmakta iken, davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Uzmanlık alanları itibarıyla yetersiz bir bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17/2. maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek ve dava konusu işlemin Kocaeli Valiliği tarafından tesis edildiği anlaşıldığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca davalılardan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı hasım mevkiinden çıkarılarak, işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Davalı idarelerden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı hasım mevkiinden çıkarıldığından, Mahkeme kararının hüküm fıkrasının; 3.890,00-TL vekalet ücretinin “davalı idare” tarafından davacılara verilmesine, keşif – bilirkişi gideri ve keşif harcı olarak kullanılan 9.100,00-TL Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhakemat Müdürlüğüne ödenmek üzere “davalı idareden” tahsili için kararın kesinleşmesinden sonra ilgili kuruma müzekkere yazılmasına, şeklinde uygulanacağı tabiidir.
… İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, kararın bir örneğinin hasım mevkiinden çıkarılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına tebliğine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 25/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davalı yanında müdahil tarafından, temyiz dilekçesinde rüzgar türbinlerinin sayısının 9’dan 6’ya düşürülmesi nedeniyle ve ÇED Yönetmeliği uyarınca “ÇED Olumlu” kararı verilmesi amacıyla ÇED başvuru dosyası hazırlanarak 08/02/2022 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına başvurulduğu belirtildiğinden, öncelikle söz konusu ÇED başvuru dosyası ile ilgili olarak herhangi bir ÇED kararı verilip verilmediği araştırıldıktan sonra uyuşmazlık hakkında karar verilmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.

(XX) KARŞI OY :
Dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinde, dava konusu projenin kuş göç yolları üzerinde yapılacağı, projenin orman alanlarına ve tarıma olumsuz etkileri ile projeden kaynaklanacak atık, hafriyat, gürültü vb. gibi kirletici etkilerinin proje tanıtım dosyasında yeterince incelenmediği, proje alanının fay hattı üzerinde ve Karamürsel İhsaniye Barajı ile Avcıdere Barajının uzun mesafeli koruma alanı içerisinde kaldığı yönündeki iddialara yer verildiği, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun ise, çevre mühendisi, harita mühendisi, orman mühendisi, ziraat mühendisi, elektrik elektronik mühendisi, şehir bölge plancısı ve veteriner hekimden oluşan bir heyet tarafından hazırlandığı dikkate alındığında, bilirkişi heyetinde, davacıların iddialarının değerlendirilebilmesi amacıyla çevre mühendisi, harita mühendisi, orman mühendisi, ziraat mühendisi yanında biyolog/ornitolog, jeolog/hidrojeolog bilirkişiler ile projenin teknolojisini değerlendirmesi amacıyla makine mühendisine de yer verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, uzmanlık alanları itibarıyla yetersiz bir bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile aksi yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum.