Danıştay Kararı 6. Daire 2022/253 E. 2023/1361 K. 08.02.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/253 E.  ,  2023/1361 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/253
Karar No : 2023/1361

DAVACI : …

DAVALI : … Bakanlığı – ANKARA
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri

DAVANIN KONUSU : 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesinin 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği”nin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (z) bendinin değiştirilmesine ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Kayseri ili, Talas ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, … Apartmanı, No:… adresinde ikamet ettiği zemin katta yer alan bağımsız bölümün altında bulunan doğalgaz ısıtma tesisatı ve merkezi sıcak su tesisatından gelen gürültüden kaynaklanan mağduriyetinin giderilmesi talebiyle Kayseri Valiliğine davacı tarafından 20/01/2021 tarihli başvurunun (dava dilekçesinde söz konusu başvurunun “26/01/2020” tarihinde yapıldığı sehven belirtilmiştir.) zımnen reddedilmesi üzerine, söz konusu başvuruya dayanak olduğu iddiasıyla, 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesinin 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği”nin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (z) bendinin değiştirilmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, ikamet ettiği taşınmazda yer alan doğalgaz ısıtma tesisatı ve merkezi sıcak su tesisatından kaynaklanan gürültünün, ailesinin günlük yaşamını olumsuz etkilediği, daha önceden tarafınca çeşitli idarelere yapılan başvurular sonrasında dava konusu Yönetmelik değişikliği ile sorununun boşlukta bırakıldığı ve muhatapsız kaldığı ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI : Davacının ikamet ettiği zemin katta yer alan bağımsız bölümün altında bulunan doğalgaz ısıtma tesisatı ve merkezi sıcak su tesisatından gelen gürültüden kaynaklanan mağduriyetinin giderilmesi talebiyle Kayseri Valiliğine davacı tarafından 20/01/2021 tarihli başvurunun, davacının iddiasının aksine Kayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile yanıtlandığı, söz konusu başvurunun zımnen reddedilmediği; öte yandan, davacı iddiasında belirttiği gürültünün Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği kapsamında değil, 31/05/2017 tarih ve 30082 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında ele alınması gerektiği; diğer taraftan, konutlarda bulunan yakma kazanı kaynaklı gürültüler için 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerine göre işlem yapılabileceği, bu bağlamda dava konusu Yönetmelik hükmünde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nin, 31/11/2022 tarihinde yürürlüğe giren Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırıldığı; bakılan davada, davacı tarafından dava konusu edilen ve yürürlükten kaldırılan Yönetmelik hükmü dışında herhangi bir uygulama işleminin iptalinin de istenilmediği, bu haliyle davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava, 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesinin 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği”nin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (z) bendinin değiştirilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 41/2. maddesinde; Devletin, ailenin huzur ve refahını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı, teşkilatı kuracağı hüküm altına alınmış, 56. maddesinde; herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede hayat sürme hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu hükme bağlanmış, devlete verilen bu görev çerçevesinde, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 12. maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça; il özel idarelerine, çevre denetim birimlerini kuran belediye başkanlıklarına, Denizcilik Müsteşarlığına, Sahil Güvenlik Komutanlığına, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre belirlenen denetleme görevlilerine veya Bakanlıkça uygun görülen diğer kurum ve kuruluşlara devredilir. Denetimler, Bakanlığın belirlediği denetim usûl ve esasları çerçevesinde yapılır.”, 14. maddesinde; “Kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde ilgili yönetmeliklerle belirlenen standartlar üzerinde gürültü ve titreşim oluşturulması yasaktır. Ulaşım araçları, şantiye, fabrika, atölye, işyeri, eğlence yeri, hizmet binaları ve konutlardan kaynaklanan gürültü ve titreşimin yönetmeliklerle belirlenen standartlara indirilmesi için faaliyet sahipleri tarafından gerekli tedbirler alınır.” hükümlerine yer verilmiştir.
2872 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 9. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine dayanılarak 25.06.2002 günlü 2002/49/EC Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Direktifine paralel olarak 04.06.2010 günlü, 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği; çevresel gürültüye maruz kalınması sonucu kişilerin huzur ve sükûnunun, beden ve ruh sağlığının bozulmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak ve kademeli olarak uygulamaya konulmak üzere; değerlendirme yöntemleri kullanılarak çevresel gürültüye maruz kalma seviyelerinin, hazırlanacak gürültü haritaları, akustik rapor ve çevresel gürültü seviyesi değerlendirme raporu ile belirlenmesi, çevresel gürültü ve etkileri hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi, gürültü haritaları, akustik rapor ve çevresel gürültü seviyesi değerlendirme raporu sonuçları esas alınarak; özellikle çevresel gürültüye maruz kalma seviyelerinin insan sağlığı üzerinde zararlı etkilere sebep olabileceği ve çevresel gürültü kalitesini korumanın gerekli olduğu yerlerde, gürültüyü önleme ve azaltmaya yönelik eylem planlarının hazırlanması ve bu planların uygulanması ile ilgili usul ve esasları belirlemek amacıyla hazırlanmış; 2. maddesinin 1. fıkrasında, bu Yönetmeliğin; özellikle nüfusun yoğun olduğu alanlarda, parklarda veya yerleşim bölgelerindeki diğer sessiz alanlarda, açık arazideki sessiz alanlarda, okul, hastane ve diğer gürültüye hassas alanlar da dahil olmak üzere insanların maruz kaldığı çevresel gürültüler ile çevresel titreşime yönelik esas ve usulleri kapsayacağı, 2. fıkrasında, kişinin kendisinden dolayı maruz kaldığı gürültüyü, 26 ncı maddede belirtilen ev faaliyetleri dışındaki gürültüler ile komşuların oluşturduğu gürültüyü, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamındaki işyerlerinde çalışan işçilerin maruz kaldığı gürültüyü, ulaşım araçlarının iç gürültüsünü ve askeri alanlardaki askeri faaliyetlere bağlı gürültüyü kapsamayacağı hüküm altına alınmıştır.
4.6.2010 günlü, 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinin “Tanımlar” başlığı altındaki 4. Maddesinin (m) Çevresel gürültü: Ulaşım araçları, kara yolu trafiği, demir yolu trafiği, hava yolu trafiği, deniz yolu trafiği, açık alanda kullanılan teçhizat, şantiye alanları, sanayi tesisleri, atölye, imalathane, işyerleri ve benzeri ile rekreasyon ve eğlence yerlerinden çevreye yayılan gürültü dâhil olmak üzere, insan faaliyetleri neticesinde oluşan zararlı veya istenmeyen açık hava seslerini ifade ettiği belirtilmiş; (z) bendinde; ev faaliyetleri ve komşuların oluşturduğu gürültü: Konut içerisinde kişilerin kendi davranış ve alışkanlıklarından kaynaklanan; kapı, pencere kapatma, yürüme, konuşma, temizlik yapma, mobilya çekme, televizyon seyretme, radyo dinleme, eğlence amacı dışında kullanılan her türlü müzik aleti, çamaşır makinesi, buzdolabı, elektrik süpürgesi gibi aletleri kullanma, evcil hayvan besleme gibi faaliyetler ile bina içinde yapılacak tadilatı ifade ettiği hüküm altına alınmışken; 8/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle Yönetmeliğin (z) bendi değiştirilerek; “Ev faaliyetleri ve komşuların oluşturduğu gürültü”, Konutlarda kişilerin kendi davranış ve alışkanlıklarından kaynaklanan; kapı, pencere kapatma, yürüme, konuşma, temizlik yapma, mobilya çekme, televizyon seyretme, radyo dinleme, her türlü müzik aleti, çamaşır makinesi, buzdolabı, elektrik süpürgesi, mekanik veya motorlu dikiş makinesi, matkap, testere, öğütücü, çim biçme makinesi, koşu bandı gibi ekipmanları kullanma, hava kanalları, temiz ve pis su tesisatı, jeneratör, hidrofor, kompresör, yakma kazanı, asansör, çöp bacaları, mahalle aralarında ve meskenlerde yapılan düğün, asker uğurlamaları ve benzeri kutlamalar, evcil hayvan besleme ile bina içinde yapılacak tadilat nedeniyle oluşan gürültü olarak tanımlanmıştır.
Aynı Yönetmeliğin, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinin “Gürültüye hassas kullanımlar için gürültü kontrolü” başlıklı 26. maddesinin (a) bendinde; mevcut yapılarda; tesisat dairelerinde veya yapı içinde veya dışında herhangi bir yerde bulunan soğutma fanı, iklimlendirme sistemleri, hava kanalları, temiz ve pis su tesisatı, jeneratör, hidrofor, kompresör, yakma kazanı, asansör, çöp bacaları gibi kaynaklardan; ortak bölme elemanları, ara döşemeler, tavan ve bitişik duvarlar veya hava aracılığıyla hassas kullanımlara iletilen gürültü seviyesi Leq gürültü göstergesi cinsinden arka plan gürültü seviyesini 5 dBA’dan fazla aşamayacağı kurala bağlanmışken, dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesiyle yapılan değişiklikle, mevcut yapılarda, yapı içinde veya dışında herhangi bir yerde bulunan soğutma fanı, klima gibi kaynaklardan; ortak bölme elemanları, ara döşemeler, tavan ve bitişik duvarlar veya hava aracılığıyla gürültüye hassas kullanımlara iletilen gürültü seviyesi Leq gürültü göstergesi cinsinden arka plan gürültü seviyesini 5 dBA’dan fazla aşamayacağı kuralı getirilmiştir.
Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde yapılan dava konusu değişiklik ile; konut içerisinde kişilerin kendi davranış ve alışkanlıklarından kaynaklanan; kapı, pencere kapatma, yürüme, konuşma, temizlik yapma, mobilya çekme, televizyon seyretme, radyo dinleme, eğlence amacı dışında kullanılan her türlü müzik aleti, çamaşır makinesi, buzdolabı, elektrik süpürgesi gibi aletleri kullanma, evcil hayvan besleme gibi faaliyetler ile bina içinde yapılacak tadilat ev faaliyetleri ve komşuların oluşturduğu gürültü olarak kabul edilirken, mekanik veya motorlu dikiş makinesi, matkap, testere, öğütücü, çim biçme makinesi, koşu bandı gibi ekipmanları kullanma, hava kanalları, temiz ve pis su tesisatı, jeneratör, hidrofor, kompresör, yakma kazanı, asansör, çöp bacaları, mahalle aralarında ve meskenlerde yapılan düğün, asker uğurlamaları ve benzeri kutlamalar, evcil hayvan besleme ile bina içinde yapılacak tadilat nedeniyle oluşan gürültü de ev faaliyetleri ve komşuların oluşturduğu gürültü olarak tanılanarak Yönetmeliğin kapsamı dışına çıkarılmış, Yönetmeliğin 26. maddesinde de paralel düzenleme yapılmıştır.
31/05/2017 tarih ve 30389 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmeliğin 1. Maddesinde; bu Yönetmeliğin amacının; her türlü yapı, bina, tesis ve işletmenin işletimi ve kullanımı safhalarında insanların maruz kalacağı, binaların dışından veya içinden kaynaklanan gürültüleri en aza indirecek koşulların sağlanması için, tasarım, yapım, kullanım, bakım ve işletim yönünden uyulacak kuralların belirlenmesi olduğu ifade edilmiş, 2. Maddesinin 1. fıkrasında Yönetmeliğin; belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde inşa edilecek resmi ve özel her türlü yapı, bina, tesis ile işletmelerde, iç mekanlarda insanların maruz kaldığı ulaşım, sanayi, yapım ve insan kaynaklı gürültüler gibi dış çevre gürültülerinin ve yapı içinde oluşan komşuluk gürültüleri, darbe sesleri, mekanik sistem ve servis ekipmanlarının gürültüleri ile cihazlardan yayılan mekanik titreşimlerin kontrol altına alınmasına yönelik önlemlere ilişkin temel kuralları kapsadığı, 3. fıkrasında da bu Yönetmelik hükümlerinin iyileştirme ve yenileme nedeniyle mevcut yapılardan, Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra, kullanım amacı kısmen veya tamamen değiştirilmek istenen bina ve tesislerin değerlendirilmesinde ve esaslı onarım ve tadilat projelerinde de uygulanacağı belirtilmiştir.
İncelenen davada, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının bulunduğu, bu hakkın Anayasa ile güvence altına alındığı, hem vatandaşlara, hem de devlete çevre sağlığını koruma ve geliştirme, çevre kirliliğini önleme ödevinin verildiği gözönünde bulundurulduğunda; insanın en temel gereksinimi olan barınma ihtiyacını karşılayan ev, apartman gibi sürekli ve özel amaçla yapılmış, herkes için temel yaşam alanı niteliğindeki konutun, dinlenebilecekleri, ruhsal ve fiziksel sağlıkları için gerekli güvenli, huzurlu ve emin bir ortamı sağlayacak nitelikte olması gerektiği, bunun sağlanabilmesi için Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmeliğin yürürlüğe konulduğu, nüfusun yoğun olduğu alanlarda, parklarda veya yerleşim bölgelerindeki diğer sessiz alanlarda, açık arazideki sessiz alanlarda, okul, hastane ve diğer gürültüye hassas alanlar da dahil olmak üzere insanların maruz kaldığı çevresel gürültüler ile çevresel titreşime yönelik esas ve usullerin belirlenmesine ilişkin olan dava konusu Yönetmelikte yapılan değişiklikle Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmeliğin kapsamında olan hava kanalları, temiz ve pis su tesisatı, jeneratör, hidrofor, kompresör, yakma kazanından kaynaklanan gürültülerin Yönetmelik kapsamından çıkarılmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen Danıştay Altıncı Dairesinin 01/06/2021 tarih ve E:2021/4385, K:2021/7542 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/11/2021 tarih ve E:2021/2488, K:2021/2409 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Kayseri ili, Talas ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, … Apartmanı, No:… adresinde ikamet ettiği zemin katta yer alan bağımsız bölümün altında bulunan doğalgaz ısıtma tesisatı ve merkezi sıcak su tesisatından gelen gürültüden kaynaklanan mağduriyetinin giderilmesi talebiyle Kayseri Valiliğine davacı tarafından 20/01/2021 tarihli başvuru (dava dilekçesinde söz konusu başvurunun “26/01/2020” tarihinde yapıldığı sehven belirtilmiştir.) üzerine, Kayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 27/01/2021 tarih ve 176101 sayılı işlemi ile 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği”nin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (z) bendinin 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 1. maddesi ile değiştirilmesine ilişkin kısmında “Ev faaliyetleri ve komşuların oluşturduğu gürültü”nün, “Konutlarda kişilerin kendi davranış ve alışkanlıklarından kaynaklanan; kapı, pencere kapatma, yürüme, konuşma, temizlik yapma, mobilya çekme, televizyon seyretme, radyo dinleme, her türlü müzik aleti, çamaşır makinesi, buzdolabı, elektrik süpürgesi, mekanik veya motorlu dikiş makinesi, matkap, testere, öğütücü, çim biçme makinesi, koşu bandı gibi ekipmanları kullanma, hava kanalları, temiz ve pis su tesisatı, jeneratör, hidrofor, kompresör, yakma kazanı, asansör, çöp bacaları, mahalle aralarında ve meskenlerde yapılan düğün, asker uğurlamaları ve benzeri kutlamalar, evcil hayvan besleme ile bina içinde yapılacak tadilat nedeniyle oluşan gürültü” olarak tanımlandığı ve bu kapsamda şikayet başvurusunda belirtilen doğalgaz ısıtma tesisatı ve merkezi sıcaksu tesisiatından kaynaklanan gürültünün Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği kapsamı dışında kaldığı belirtilmiş olup; Kayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin davacıya adi tebligat ile tebliğ edildiği ve dava dilekçesinde davacının anılan işlemden haberdar olmadığını beyan ettiği, bu bağlamda, 20/01/2021 tarihinde tarafınca yapılan başvurunun zımnen reddedildiği iddiasıyla görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bakılan dava, 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesinin 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği”nin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (z) bendinin değiştirilmesine ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu, zira ikamet ettiği binada yer alan doğalgaz ısıtma tesisatı ile merkezi sıcak su tesisatından kaynaklanan gürültünün ailesinin günlük yaşamını olumsuz etkilediği, daha önceden de tarafınca çeşitli idarelere yapılan başvurular sonrasında, dava konusu Yönetmelik değişikliği ile sorununun boşlukta bırakıldığı ve muhatapsız kaldığı iddiasıyla açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İşin esası hakkında;
Dava konusu Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nin, 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesinden sonra, 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete’de Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in yayımlanarak yürürlüğe girdiği, bu Yönetmelik’in 1. maddesinde, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (z) bendinin “z) Ev faaliyetleri ve komşuların oluşturduğu gürültü: Konutlarda kişilerin kendi davranış ve alışkanlıklarından kaynaklanan; kapı, pencere kapatma, yürüme, konuşma, temizlik yapma, mobilya çekme, televizyon seyretme, radyo dinleme, her türlü müzik aleti, çamaşır makinesi, buzdolabı, elektrik süpürgesi, mekanik veya motorlu dikiş makinesi, matkap, testere, öğütücü, çim biçme makinesi, koşu bandı gibi ekipmanları kullanma, hava kanalları, temiz ve pis su tesisatı, jeneratör, hidrofor, kompresör, yakma kazanı, asansör, çöp bacaları, mahalle aralarında ve meskenlerde yapılan düğün, asker uğurlamaları ve benzeri kutlamalar, evcil hayvan besleme ile bina içinde yapılacak tadilat nedeniyle oluşan gürültüyü” şeklinde değiştirildiği; öte yandan, 31/11/2022 tarih ve 32029 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği’nin “Yürürlükten kaldırılan yönetmelik” başlıklı 21. maddesinde “4/6/2010 tarihli ve 27601 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.” hükmü, “Yürürlük” başlıklı 22. maddesinde “Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” hükmü yer almasına karşın, Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde, “Ev faaliyetleri ve komşuların oluşturduğu gürültü”nün tanımına yer verilmediği görülmektedir.
Bu durumda; Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nin, 31/11/2022 tarihinde yürürlüğe giren Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırıldığı; bakılan davada, davacı tarafından dava konusu edilen ve yürürlükten kaldırılan Yönetmelik hükmü dışında herhangi bir uygulama işleminin iptalinin de istenilmediği, bu haliyle davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmamaktadır.

Yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden;
2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu’nun 31/1. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinin (ğ) bendinde vekalet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinin 1. fıkrasında, kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 2. fıkrasında da, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracağı, 331. maddesinde ise, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ederek hüküm altına alacağı düzenlemelerine yer verilmiştir.
Öte yandan; 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesinin 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği”nin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (z) bendinin değiştirilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle başka bir davacı tarafından açılan davada, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 08/12/2018 tarih ve E:2016/499, K:2018/502 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği ve bu kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 06/05/2019 tarih ve E:2018/2169, K:2019/2128 sayılı kararıyla onandığı görüldüğünden; bakılmakta olan davanın açılmasına davalı idarenin sebebiyet vermediği, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVA HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 08/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.