Danıştay Kararı 6. Daire 2021/9954 E. 2023/4764 K. 18.05.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/9954 E.  ,  2023/4764 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2021/9954

Karar No : 2023/4764

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı-ANKARA

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : İzmir İli, Aliağa İlçesi, … Mahallesi, Liman Amaçlı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı İlave + Değişikliği ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli İzmir İli, Aliağa İlçesi, … Mahallesi, Liman Amaçlı Uygulama İmar Planı İlave + Değişikliği ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının iptali istemiyle açılan davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden, dava konusu imar planına ilişkin açıklama raporunda; planlama alanının bir kısmının I ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilen Kyme Antik Kentinin III. Derece kısmı içinde kaldığı, planlama alanının güney doğu ucunda planlama sınırının dışında I. Derece Arkeolojik Sit Alanının bulunduğu belirtilmiş olup çevreyi, tarihi, kültürel değerlerin korunmasını ve kamu yararını yakından ilgilendirdiği açık olan davada, iptali istenilen işlemle davacı arasında meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisi bulunduğundan, davanın esastan incelenmesi yönünde temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.

… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 18/05/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY : Dava, İzmir İli, Aliağa İlçesi, … Mahallesi, Liman Amaçlı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı İlave + Değişikliği ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli İzmir İli, Aliağa İlçesi, … Mahallesi, Liman Amaçlı Uygulama İmar Planı İlave + Değişikliği ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının iptali istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (a) fıkrasında, idari davaların idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddenin 3/c bendinde dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddenin 1/b bendinde ise bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.

Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.

Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat alâkasının varlığı ise, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve mâkul, maddi ve manevi bir ilişkisinin bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır.

İdari bir karar münhasıran davacıyı etkileyebileceği gibi uyuşmazlığın niteliğine göre vatandaş veya belde sakini sıfatıyla da iptal davası açılabilmesinin hukuken olanaklı olduğu açıktır.

Ayrıca, iptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanmasına, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, böylece de idarenin hukuka bağlılığının belirlenmesine, sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine olanak sağlandığından, bu davalarda menfaat ilişkisinin bu amaç doğrultusunda yorumlanması da gerekmektedir.

Özellikle çevre, tarih ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin geniş yorumlanması çevreyi geliştirmeyi, çevre sağlığını korumayı ve çevre kirliliğini önlemeyi Devlete bir ödev olarak veren, ayrıca herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu belirten Anayasa’nın 56. maddesinin zorunlu bir sonucudur. Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/05/2016 tarihli, E:2015/1444, K: 2016/2210 sayılı kararı da bu yöndedir.

Somut olayda, dava konusu imar planının açıklama raporunda; planlama alanının bir kısmının İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 30/09/1990 tarihli ve 2253 sayılı kararı ile I ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilen Kyme Antik Kentinin III. Derece kısmı içinde kaldığı, planlama alanının güneydoğu ucunda planlama sınırının dışında I. Derece Arkeolojik Sit Alanının bulunduğu belirtilmiştir.

Davacı tarafından; dava konusu imar planları ile mülkiyeti kamuya ait taşınmazlar üzerinde özel bir şirketin talebi üzerine mevcut iskelenin genişletilmesi ve bu alanın liman haline getirilmesi, limanın lojistik ihtiyaçları için de liman geri sahası oluşturulmasının öngörüldüğü, yapılan planlama ile 3000 yıllık bir tarihe sahip olan antik Kyme kentinin yok edileceği, tarihi eserlerinin mevcudiyeti yönünden bir araştırma inceleme yapılmaksızın doğrudan doğruya sit alanında yapılacak inşai faaliyetler ile gelecek nesillere aktarılması gereken tarihi eserlerin tahrip edileceği iddiaları ile belde sakini sıfatıyla açılmış olan bu davanın çevreyi, tarihi, kültürel değerlerin korunmasını ve kamu yararını yakından ilgilendirdiği açıktır.

Bu durumda, bakılan davada davacı ile iptali istenilen işlemle arasında meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisi bulunduğundan davanın esasının incelenmesi gerekmekte olup davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla aksi yöndeki Dairemiz kararına katılmıyorum.