Danıştay Kararı 6. Daire 2021/7844 E. 2022/12057 K. 27.12.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/7844 E.  ,  2022/12057 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/7844
Karar No : 2022/12057

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … 2- …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 09/02/2021 tarih ve E:2018/5866, K:2021/1471 sayılı bozma kararına uyularak … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul İli, Silivri İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda yapılan parselasyon işlemi ile dayanağı 02.07.2012 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama ve 05.03.2009 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının iptali istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmazda ayrılan 10, 12 ve 15 metre en kesitli yolların 1/5000 ölçekli nazım imar planında gösterilmediği, ayrıca 1/5000 ölçekli nazım imar planında ayrılan yeşil alanın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında düzenlenmediği, bu yönüyle dava konusu imar planları arasında uyumsuzluk bulunduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planına dayanılarak tesis edilen dava konusu parselasyon işleminde de hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 24. maddesi uyarınca 1/5000 ölçekli nazım imar planında gösterilen donatı alanlarının konum ve büyüklüklerinin, plan ana kararlarının ve sürekliliğinin bozulmaması kaydıyla 1/1000 ölçekli uygulama imar planında değiştirilebilmesinin yasal açıdan mümkün olduğu, nazım imar planında tespit edilen eşiklere göre alt bölgelerin kurgulandığı, bu alt bölgelerin kendi içinde ve birbirleriyle olan bağlantıları düşünülerek gerekli olan donatı alanlarının mümkün olduğunca standartlar ölçüsünde dağıtıldığı, uygulama imar planı hazırlık aşamasında İSKİ’nin nihai görüşü ile kesinleşen taşkın alanlarının büyümesi ve bu alanların yeşil alana çevrilerek söz konusu donatı miktarının artması nedeniyle bazı donatı alanlarının yerlerinin değiştirildiği, bu değişikliğin 5000 ölçekli nazım imar planının ana kararlarını ve kurgusunu bozmadığı, 1/5000 ölçekli nazım imar planında yaya aksı olarak kullanılması amacıyla ayrılan yeşil alanın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yaya arteri olarak planlandığı, dolayısıyla planlar arasında uyumsuzluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.
Davalı … Belediye Başkanlığı tarafından, davacılar tarafından 1/5000 ölçekli nazım imar planının aynı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemiyle daha önce açılmış olan diğer davada, planın hukuka uygunluğu tespit edilerek davanın reddi yolunda verilen kararın onanarak kesinleştiği, 1/5000 ölçekli nazım imar planında bölge için hesaplanan nüfusun 80.384 kişi olduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında projeksiyon nüfusun 83.239 kişi hesaplandığı, dolayısıyla uygulama imar planında getirilen yapılaşma koşullarının nazım imar planında verilen yoğunluk değerleriyle uyumlu olduğu, davacının talebinin taşınmazın emsal değerinin artırılmasına yönelik olduğu, yoğunluk artırıcı, donatı azaltıcı olan bu talebin kabulüne imkan bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmazda ayrılan 10, 12 ve 15 metre genişliğindeki yolların ulaşım kademelenmesi dikkate alınarak, parselasyon aşamasında yapı yapmaya elverişli imar adaları oluşturulabilmesi amacıyla getirildiği, 1/5000 ölçekli nazım imar planında 15 metre ve üstü yolların planlandığı, daha alt kademe yolların da uygulama imar planında kurgulandığı, yeşil alanın gelişme konut alanları ile meskun konut alanlarını ayırıcı olması amacıyla nazım imar planında düzenlendiği, uygulama imar planında da bu amaca uygun şekilde yaya aksına çevrildiği, üst ölçekteki amaç sağlandığından planlar arasında uyumsuzluktan söz edilemeyeceği, davacının taşınmazının güneyinde yer alan, üzerinde 3-4 katlı yapıların bulunduğu ve ortalama parsel büyüklüğünün 250 m2 olduğu onlarca taşınmazın donatı alanı olarak planlanmasının uygulanabilir olmadığı, meskun alanlardaki mevcut yapılaşmalar gözetilerek, imar hakkı artırılmayacak şekilde yapılaşma koşulları belirlendiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalıların temyiz istemlerinin reddi ile usule ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Davalıların temyiz istemlerinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile İdare Mahkemesi kararının 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile taşınmaza getirilen yeşil alan işlevine, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile taşınmaza getirilen 15 metre, 12 metre ve 10 metre genişliklerinde yol alanı işlevine ve dava konusu parselasyon işlemine ilişkin kısmı yönünden onanmasına, 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile taşınmaza getirilen konut alanı, kreş-anaokulu alanı ve 20 metre genişliğinde taşıt yolu işlevlerine ilişkin kısmı yönünden bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacıların hissedarı olduğu toplam 33.257 m2 büyüklüğündeki … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alana yönelik İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilerek, 05.03.2009 tarihinde onaylanan dava konusu 1/5000 ölçekli Silivri Merkez ve Yakın Çevresi (TEM Otoyolu Güneyi) Nazım İmar Planı ile taşınmaza kısmen 340 k/ha orta yoğunluklu gelişme konut alanı, kısmen kreş alanı, kısmen yeşil alan, kısmen 20 metre genişliğinde yol alanı kullanımları getirilmiş ve taşınmaz 18. madde uygulama sınırı içinde belirlenmiştir.
Bu doğrultuda İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilerek, 02.07.2012 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Silivri İlçesi TEM Bağlantı Yolu Doğusu ve Batısı ile Yakın Çevresi Uygulama İmar Planı ile taşınmaza kısmen E:1.10, hmaks:5 kat, asgari ifraz koşulu 1.000 m2 koşullarında konut alanı, kısmen anaokulu-kreş alanı, kısmen 20 metre, 15 metre, 12 metre ve 10 metre genişliklerinde yol alanı kullanımları getirilmiştir.
Silivri Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile alanda yapılan parselasyon işlemi sonucunda davacıların taşınmazından %40 oranında düzenleme ortaklık payı (DOP) kesintisi yapıldıktan sonra kalan hisselerine karşılık, aynı yerde 7.128 m2 büyüklüğünde oluşturulan konut işlevli yeni … ada, … parsel ile 10.193 m2 büyüklüğünde oluşturulan konut işlevli … ada, … parsel sayılı taşınmazlar müstakil şekilde davacılara tahsis edilmiş, ayrıca kamu ortaklık payı hisselendirmeleri ile oluşturulan 9.131,30 m2 büyüklüğündeki mahalle konağı işlevli … ada, … parsel sayılı taşınmazda toplam 2.633,05 m2 payla hisselendirilmişlerdir.
Bunun üzerine davacılar tarafından; dava konusu parselasyonda üst sınır olan %40 oranında DOP kesintisi yapıldığı, ancak 340 k/ha orta yoğunluk ve 1.10 emsal değeri öngörülen taşınmazda kesinti yapıldığı oranda değer artışı gerçekleşmediği, 1/5000 ölçekli nazım imar planında 500 k/ha yüksek yoğunluk öngörülen, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da E:1.60 emsal değeri öngörülen çevredeki konut işlevli taşınmazlarda daha fazla değer artışı gerçekleştiği halde söz konusu taşınmazlardan da %40 oranında DOP kesintisi yapılmasının hakkaniyete aykırı olduğu, parselasyonda oluşan söz konusu hukuka aykırılığın, DOP kesintisinin %40’ın altında olmayacağına dair 1/5000 ölçekli nazım imar planına ait 6 sayılı plan notundan kaynaklandığı, nazım imar planı açıklama raporuna göre, planlama alanının yaklaşık %49,4’lük kısmının muhtelif donatı alanlarına ayrılması suretiyle yapılaşmanın büyük oranda kısıtlandığı, yapılaşmış parsellerin çoğunlukta olduğu merkez bölgelerinde daha az miktarda donatı alanı ayrılıp bölgenin donatı ihtiyacının büyük kısmının yapılaşmamış parsellerden karşılanmasının eşitlik ilkesine ve kamu yararına aykırı olduğu, parsellerin boşluk-doluluk durumunun kriter alınması sonucunda donatı alanlarının plan genelinde dengeli dağıtılmadığı, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planının birbiriyle uyumsuz olduğu, üst kademe plan olan 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planında taşınmazın bulunduğu alanın kent ölçeğinde gelişme alanı olarak kurgulandığı, yine taşınmazın D-100 ve TEM Otoyollarına yakınlığı göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu nazım imar planında konut alanında kalan kısmı için öngörülen 340 k/ha yoğunluk değerinin düşük olduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 3.5 sayılı plan notunda, meskun alanda yapılacak ifrazlarda planda öngörülen asgari ifraz koşulunun aranmayacağının düzenlendiği, bu şekilde alanda plana aykırı şekilde tamamlanmış olan yapıların yasallaştırılmaya çalışıldığı, anılan planın 3.12 sayılı plan notu ile yasal dayanağı bulunmaksızın hak sahiplerinin bedelsiz şekilde terke zorlandığı, taşınmazların hangi emsal değeri üzerinden yapılaşacağının belirsiz hale geldiği, nüfus ve donatı dengesini olumsuz şekilde etkileyecek olan plan notunun mevzuata ve planlama tekniklerine aykırı olduğu şeklinde iddialar ileri sürülerek bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 6.maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Kanun’un 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile taşınmaza getirilen yeşil alan işlevine, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile taşınmaza getirilen 15 metre, 12 metre ve 10 metre genişliklerinde yol alanı işlevine ve dava konusu parselasyon işlemine ilişkin kısmı yönünden yapılan incelemede;
İdare Mahkemesince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Temyize konu kararın, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile taşınmaza getirilen yeşil alan işlevine, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile taşınmaza getirilen 15 metre, 12 metre ve 10 metre genişliklerinde yol alanı işlevine ve dava konusu parselasyon işlemine ilişkin kısmında 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile taşınmaza getirilen konut alanı işlevine ilişkin kısmı yönünden yapılan incelemede;
Davacıların iddiaları doğrultusunda konut alanı işlevinden doğan ihtilafın, dava konusu planlarla taşınmaza söz konusu işlevin getirilmesinden değil, bu işlev için öngörülen yapılaşma koşullarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından her ne kadar taşınmazın yapılaşma koşullarının yakın çevresi ile uyumsuz olduğu, üst 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının bölgeye yönelik stratejileri ve yakın çevrenin yapılaşma koşulları dikkate alınarak uyuşmazlık konusu taşınmazın yapı yoğunluğunun artırılması gerektiği yönünde iddialar ileri sürülmekte ise de, dosyada düzenlenen bilirkişi raporunda konuya ilişkin olarak; dava konusu nazım imar planında taşınmazın kuzeyinde 250 k/ha yoğunluklu konut alanlarının, güneyinde 340 k/ha yoğunluklu konut alanlarının öngörüldüğü, bu yoğunluk dağılımının, plan açıklama raporunda ifade edilen kuzey-güney aksı doğrultusunda yoğunlukların kademeli olarak dağıtıldığı açıklaması ile uyumlu olduğu, ayrıca doğal risk taşıyan alanların çevresinde yüksek yapı yoğunluğu getirilmesinin planlama ilkelerine aykırı olduğu, dava konusu nazım imar planının bütününde kuzey-güney yönlü dere yataklarını takip eden koridorlar oluşturulduğu ve buna göre yoğunluk kademelendirilmesi yapıldığı, dolayısıyla taşınmazda konut işlevi için öngörülen orta yoğunluk belirlemesinin şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine uygun olduğu şeklinde değerlendirmelere yer verildiği görülmektedir.
Bu doğrultuda, dava konusu nazım imar planında konut alanlarının yoğunluk dağılımının, bölgede yer alan ve yapılaşma dışı tutulması gereken dere yatakları ile taşkın alanları göz önünde bulundurulmak suretiyle bütüncül bir kurgu içinde tasarlandığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmazın konut alanına ayrılan kısmı için öngörülen emsal değerinin üst kademe nazım imar planının yoğunluk kararı ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki davacının talebinin alandaki yapı ve kullanıcı yoğunluğunu artırıcı ve donatı miktarını azaltıcı etki yaratacak nitelikte olduğu açıktır.
Bu itibarla, taşınmaza getirilen konut alanı işlevi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda yer verilen değerlendirmelere itibar edilmeme nedenlerine ve söz konusu işlevin hangi yönlerden hukuka aykırı olduğuna dair herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin dava konusu planların iptali yolunda verilen kararın bu kısmında isabet bulunmamaktadır.
Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile taşınmaza getirilen anaokulu-kreş işlevi yönünden yapılan incelemede;
Taşınmaza getirilen işlevlerden anaokulu-kreş alanı işlevine yönelik ne bilirkişi raporunda ne de İdare Mahkemesi kararında herhangi bir inceleme ve değerlendirmeye yer verilmediği, bu haliyle söz konusu işlev yönünden yargısal denetim yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı şekilde iptal kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, taşınmazın konumu, büyüklüğü, çevresi ile ilişkisi, ulaşım bağlantıları gibi yönlerden söz konusu işleve uygunluğunun, taşınmazın hizmet edeceği alt bölge içinde mevcut ve planlı anaokulu-kreş alanlarının konumu ve kapasitesi ile nüfus projeksiyonuna göre bölgede bu işleve ihtiyaç bulunup bulunmadığının, nihai olarak taşınmazın bir kısmına anaokulu-kreş alanı işlevi getirilmesinin imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olup olmadığının ortaya konulması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile taşınmaza getirilen 20 metre genişliğinde taşıt yolu işlevi yönünden yapılan incelemede;
Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında taşınmazın bir kısmında öngörülen 20 metre genişliğindeki yol alanının ulaşım kademelenmesi açısından değerlendirilmesinden; yakın çevrede en üst kademe yol olarak taşınmazın kuzey kısmında doğu-batı istikametinde öngörülen 30 metre genişliğindeki taşıt yolu ile taşınmazın doğu kısmında kuzeydoğu-güneybatı istikametinde öngörülen 30 metre genişliğindeki taşıt yolunu birbirine bağlayan, toplayıcı ve dağıtıcı nitelikte önemli bir erişim işlevi bulunduğu, rastlantısal bir karar olmayıp, bütüncül ulaşım kurgusunun bir parçası olduğu, devamlılığı ve sürekliliği bulunan söz konusu yolun, bölgeye atanan kalıcı ve kullanıcı nüfusundan kaynaklanacak araç yükünün dağıtılması açısından önemli ve ihtiyacı karşılamaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, trafik güvenliğini bozucu etki yaratmayan, şehircilik ilkelerine ve ulaşım planlamasına uygun olan 20 metre genişliğindeki taşıt yolunun korunması kamu yararının gereği olduğundan, bu kısmı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde verilen kararda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalıların temyiz istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile taşınmaza getirilen yeşil alan işlevine, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile taşınmaza getirilen 15 metre, 12 metre ve 10 metre genişliklerinde yol alanı işlevine ve dava konusu parselasyon işlemine ilişkin kısmı yönünden ONANMASINA, 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile taşınmaza getirilen konut alanı, kreş-anaokulu alanı ve 20 metre genişliğinde taşıt yolu işlevlerine ilişkin kısmı yönünden BOZULMASINA,
3. Bozulan kısmı hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.