Danıştay Kararı 6. Daire 2021/7499 E. 2022/12195 K. 28.12.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/7499 E.  ,  2022/12195 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/7499
Karar No : 2022/12195

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı – …
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri (E-Tebligat)

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Mermer ve Madencilik Nakliyat İhracat Sanayi Ticaret Ltd. Şti. … Şubesi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, kuru dere yatağından izinsiz kum ve çakıl malzeme alındığından bahisle 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20/l ve Ek 1. maddesinin (d) bendi uyarınca 844.693,00-TL para cezası verilmesine dair Karaman Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün … tarihli ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Çevre Kanununa Göre Verilecek İdarî Para Cezalarında İhlalin Tespiti ve Ceza Verilmesi İle Tahsili Hakkında Yönetmelik’in yapılan ihlallerin tespiti ile denetim ve tespit tutanaklarının düzenlenmesine ilişkin maddeleri uyarınca kanuna aykırı olarak malzeme alınması şeklinde ortaya çıkan ihlalin, denetim görevlilerince denetim mahallinde yapılacak ayrıntılı tespitlerle gerektiğinde arazi üzerinde teknik ve bilimsel ölçüler kullanılmak suretiyle somut bir şekilde ortaya konması zorunlu iken, kimler tarafından ve ne miktarda malzeme alındığının ayrıntılı ve teknik verilere dayalı olarak açıkça ortaya konulmadan verilen idari para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İhlalin tespiti için ölçüm yapılması işinin malzeme alınan yerde yapılmasının daha doğru olduğu, alınan malzemenin nereye taşındığı, nerdeye döküldüğü, ne amaçla kullanıldığı gibi hususların doğru şekilde tespitinin mümkün olmadığı, bu nedenle malzemenin döküldüğü yerde ölçüm yapılmadığı gerekçesiyle işlemin iptalinin hukuken isabetsiz olduğu, alınan malzemenin ne kadar olabileceğinin kabaca hesaplandığında 800 m3 olduğu sonucuna ulaşıldığı, malzeme alınan dereye davacının işletme sahasından geçildiği, bu sebeple davacıdan başka kişilerce kuru dereden malzeme alınmasının mümkün olmadığı, iş makinesi olmadan sıradan bir usulle malzeme alınmasının da mümkün olmadığı, kuru derenin malzeme alımından önceki durumunun DSİ’den öğrenilmesi mümkün iken Mahkemece bu yönden eksik inceleme yapıldığı, mazlemenin İl Özel İdaresi tarafından alındığına ilişkin iddiaların araştırılması sonucunda araç takip sistemi kullanan araçlarının hiçbirisinin olay yerinde bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı ve bu konudaki bilgi ve belgelerin dosyaya sunulduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği” şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirket tarafından, işletme sahasının yanında bulunan kuru dere yatağından izinsiz kum ve çakıl malzeme alınarak, işletme sahasına ulaşımı sağlayan yola döküldüğünden bahisle 28.04.2019 tarihinde Karaman İl Jandarma Komutanlığı personeli tarafından yapılan araştırma üzerine durumun Müdürlüğe haber verilmesiyle … tarih … Seri Nolu tutanakla kazının yapılıp malzemenin alındığı yerde Çevre Denetim ekiplerince denetim yapılarak düzenlenen tespit tutanağına da dayanılarak 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20/l ve Ek 1. maddesinin (d) bendi uyarınca 844.693,00-TL para cezası verilmesine dair Karaman Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce … tarihli ve … sayılı işlem tesis edilmiştir.
Bunun üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin (l) bendinin 2. fıkrasında; ”Bu Kanunun Ek 1 maddesinin (d) bendi uyarınca tespit edilen esaslara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerden ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarından, akarsular ve göller ile tarım alanlarından belirlenen esaslara aykırı olarak kum, çakıl ve benzeri maddeleri alanlara metreküp başına 120 Türk Lirası idarî para cezası verilir. ” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun Ek 1. maddesinin (d) bendinde ise; ”Ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerden, akar ve kuru dere yataklarından, göl yataklarından ve tarım arazilerinden kum, çakıl ve benzeri maddelerin alınması ile ilgili esaslar ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
08.12.2007 tarih ve 26724 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kum Çakıl ve Benzeri Maddelerin Alınması, İşletilmesi ve Kontrolü Yönetmeliğinin 3. maddesinde; Bu Yönetmelik 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun Ek–1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine dayanılarak hazırlanmıştır” hükmüne, ”Kum, çakıl alımıyla ilgili sınırlamalar ve yasaklar” başlıklı 5. maddesinde ise; ”(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki faaliyetlerle ilgili sınırlamalar ve yasaklar şunlardır; a) İçme ve kullanma suyu temin edilen kıta içi yüzeysel su kaynaklarında ve bunları besleyen, akar ve kuru derelerde, b) Termal su kaynaklarının birinci ve ikinci derece koruma alanları içerisinde, c) Yeraltısuyu rezervlerini haiz akifer karakterindeki her türlü formasyonlarda, ç) Denizlerde kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki bölge ve deniz sahil şeritlerinde, d) Kıyı çizgisinden deniz istikametine doğru 20 metreden daha az derin denizlerde, e) Her iki kıyısı, taşkın tesisleri ile ıslah edilmiş olan mecralarda, f) Mendereslerin sık olduğu mecraların dış kurblarında, g) Yatak şev diplerine şev yüksekliğinin iki katından daha az bir mesafe bırakarak yaklaşmak suretiyle şev stabilitesini tehdit edecek durumlarda, ğ) Her iki sahilinde kum, çakıl katmanları devamlılık gösteren mecralarda mevcut yatağın genişletilmek istenmesi durumunda, h) Talep edilen ocak yerinin bir akarsu ya da derenin boğaz çıkışından sonraki rüsup konisi üzerinde olması durumunda, ı) Akarsu ve dere yataklarından ocak açılması istenen sahanın akış aşağısı veya akış yukarısı ile yatağın herhangi bir sahilinde, konumlanmış ve mevcut durumda taşkın yönünden emniyetli olan yerleşim birimleri ve tarım arazilerinin söz konusu kum-çakıl ocağının açılmasından sonra taşkına maruz kalacağının anlaşıldığı hallerde, i) Akarsu ve dere yatakları üzerinde inşa edilmiş köprü, menfez ve benzeri sanat yapıları bulunan akarsu ve dere yataklarında, anılan sanat yapılarından herhangi birine menba yönünde 750 metre ve mansap yönünde 1000 metreden daha yakın mesafe bırakarak yaklaşılacak hallerde, j) Diğer mevzuat ve uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış alanlarda belirlenen mesafelerde, kum, çakıl ve benzeri maddelerin alımına yönelik kum ve çakıl ocağı açılması ve işletilmesine izin verilmez.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri, dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile taraf beyanlarının birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu işlemin tesis edilmesine sebep olan eylemin, davacı şirket yetkilisince de ikrar edildiği, diğer taraftan İl Özel İdaresi veya üçüncü kişiler tarafından da kuru dere yatağından malzeme alınmış olabileceği iddiasına karşılık davacı tarafından bu iddiasını ispata elverişli bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, davalı tarafça dosyaya sunulan bilgi/belgelerden ise İl Özel İdaresi araçlarında bulunan araç takip sisteminin incelenmesi neticesinde dere yakınında başka araç bulunmadığının ve davacı şirketin işletme sahasına girmeden dereye ulaşma imkanının olmadığının belirtildiği dikkate alındığında, eylemin yalnızca davacı şirket tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Niteliği belirtilen bu eylem neticesinde verilen para cezasının miktarının belirlenmesi için gerekli olan malzeme miktarının ise; günümüz teknik imkanlarıyla dere yatağının malzeme alınmadan önceki ve sonraki durumunun karşılaştırılması ve malzemenin döküldüğü yol vasıflı yerin genişliği, uzunluğu ve malzemenin kalınlığı dikkate alınarak tespit edilmesinin mümkün olduğu sonucuna varıldığından, kuru derenin önceki ve sonraki durumunun ilgili kurumlara yazı yazılarak araştırılması, denetim sırasında çekilen fotoğraflar ile uydu resimlerinden yararlanılması ve yukarıda belirtilen hesaplama yöntemleriyle gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesi de yaptırılarak para cezasının doğru hesap edilip edilmediğinin belirlenmesi suretiyle karar verilmesi gerekmekte olup, eksik incelemeye dayanılarak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 28/12/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiğinden, kararın bozulması yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum.