Danıştay Kararı 6. Daire 2021/7434 E. 2022/11718 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/7434 E.  ,  2022/11718 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/7434
Karar No : 2022/11718

TEMYİZ EDENLER : I- DAVACI

II- DAVALILAR
1- …Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF : I- DAVALILAR
1- …Büyükşehir Belediye Başkanlığı
2- … Belediye Başkanlığı/…
II- DAVACI

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Altıncı Dairesinin 09/02/2015 tarih ve E:2012/2421, K:2015/587 sayılı bozma kararına uyularak; … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın davacı tarafından eksik hüküm nedeniyle, davalı idareler tarafından iptale yönelik kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, …Mevkii, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda yapılan parselasyon işlemleri ile bu işlemlerin dayanağı 28.08.2008 onay tarihli 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planı ve 23.06.2008 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosya kapsamı ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu imar planı paftalarında gelişme yön ve büyüklüklerinin belli olmadığı, su toplama çizgisi ile dere koruma bandı arasında tanımsız alanlar bırakıldığı, sadece kendisinin dar bir bant halinde yeşil alan olarak gösterildiği, ulaşım sisteminde 10 metre genişliğindeki taşıt yollarının gösterilmesine karşın dava konusu taşınmazın bulunduğu alan ile yakın çevresinde 500 kişi/ha tanımlı konut adalarında 450-500 metrelere ulaşan genişliklerde yol tanımlamalarının yapılmadığı, plan bölgesi içinde yaklaşık %30 oranında boş alan olmasına ve bunun parselasyon uygulamaları için olanak sağlamasına rağmen özellikle yeşil alan sisteminde uygun bir çözüm oluşturulmadığı, 600 kişi/ha tanımlı alanlarda hiçbir yeşil alan tanımlaması yapılmadığı, planlama bölgesinde yaklaşık %30’unun boş olmasına rağmen bölgenin tamamının meskun alan olarak tanımlandığı, belirtilen nedenlerle dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının uygun olmadığı, dava konusu uygulama imar planı raporunun içindekiler kısmı ile içeriğinin örtüşmediği, raporda projeksiyon nüfus bilgisinin verilmediği, bu bilgiye dayanmadan yapılaşma düzeni, donatı büyüklükleri ve dağılımlarının belirlenmesinin olanaksız olduğu, uygulama imar planının da teknik ve içerik bakımından yetersiz olduğu anlaşıldığından, dava konusu imar planlarında kamu yararına, şehircilik ilkelerine ve planlama tekniklerine uygunluk olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; dava konusu parselasyon işlemlerine yönelik encümen kararlarının iptalinin istenmesine karşın temyize konu kararın hüküm kısmında bu hususa ilişkin bir değerlendirmenin yapılmadığı, konunun açıklığa kavuşturulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı …Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; dava konusu işlemlerin kamu yararı amacıyla mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiği ileri sürülmektedir.
Davalı …Belediye Başkanlığı tarafından; dava konusu taşınmazı kapsayan alana yönelik yeni bir uygulama imar planı kabul edildiğinden davanın konusuz kaldığı ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından; süresinde savunma verilmemiştir.
Davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; savunma verilmemiştir.
Davalı … Belediye Başkanlığı tarafından; savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz talebi yönünden; temyiz süresi geçirildikten sonra temyiz dilekçesi verildiğinden temyiz isteminin süre aşımı yönünden reddi gerektiği, davalı idarelerin temyiz talebi yönünden ise; temyiz isteminin kısmen reddi ile İdare Mahkemesi kararının iptale ilişkin kısmının onanması ve kısmen kabulü ile İdare Mahkemesi kararının eksik hüküm nedeniyle bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, …Mevkii, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alana yönelik yapılan parselasyon işlemlerine ilişkin … tarih, … sayılı ve … tarih, … sayılı belediye encümeni kararları ile bu kararların dayanağı olan ve Esenyurt Belediye Meclisinin … tarih, … sayılı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih, … sayılı (28.08.2008 tasdik tarihli) kararlarıyla onaylanan 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih, … sayılı kararıyla onaylanan (23.06.2008 tasdik tarihli) 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun “Tanımlar” başlıklı 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde; nazım imar planı, varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak tanımlanmış; uygulama imar planı ise, tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak ifade edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının temyiz istemi yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi kapsamında uygulanmasına devam eden 46. maddesinin 2. fıkrasında, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştayda temyiz edilebileceği belirtilmiş, 48. maddesinin 2. fıkrasında, “temyiz dilekçelerinin 3 üncü madde esaslarına göre düzenlenmesi gereklidir, düzenlenmemiş ise eksikliklerin onbeş gün içinde tamamlatılması hususu, kararı veren Danıştay veya mahkemece ilgiliye tebliğ olunur. Bu sürede eksiklikler tamamlanmazsa temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına Danıştay veya mahkemece karar verilir.” kuralına, 6. fıkrasında, “temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmemiş olması halinde kararı veren; mahkeme veya Danıştay daire başkanı tarafından verilecek onbeş günlük süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesi, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde de kararı veren mahkeme, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesi, temyiz isteminin reddine karar verir. Mahkemenin veya Danıştay dairesinin bu kararları ile bu maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” kuralına, 7. fıkrasında, “temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin ödenmemiş olduğu,dilekçenin 3 üncü madde esaslarına göre düzenlenmediği ve temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapıldığı hususlarının dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hallerinde de 2 ve 6 ncı fıkralarda sözü edilen kararlar daire ve kurulca verilir.” kuralına yer verilmiştir.
Öte yandan, aynı Kanun’un 31. maddesinin, “elektronik işlemler” konusunda yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Elektronik işlemler” başlıklı 445. maddesinde;
“(1) Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hâllerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır.
(2) Elektronik ortamda, güvenli elektronik imza kullanılarak dava açılabilir, harç ve avans ödenebilir, dava dosyaları incelenebilir. Bu Kanun kapsamında fizikî olarak hazırlanması öngörülen tutanak ve belgeler güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda hazırlanabilir ve gönderilebilir. Güvenli elektronik imza ile oluşturulan tutanak ve belgeler ayrıca fizikî olarak gönderilmez, belge örneği aranmaz.
(3) Elektronik ortamdan fizikî örnek çıkartılması gereken hâllerde tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek hâkim veya görevlendirdiği yazı işleri müdürü tarafından imzalanır ve mühürlenir.
(4) Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter.
(5) Mahkemelerde görülmekte olan dava, çekişmesiz yargı, geçici hukuki koruma ve diğer tüm işlemlerde UYAP’ın kullanılmasına dair usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Elektronik Tebligat” başlıklı 7/a maddesinin 4. fıkrasında; “Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; temyize konu idare mahkemesi kararının davacı vekilinin sistemde kayıtlı elektronik adresine 02.04.2021 tarihinde ulaştığı, izleyen beşinci gün olan 07.04.2021 tarihi itibarıyla kararın tebliğ edilmiş sayıldığı, davalı idarenin temyiz dilekçesinin ise aynı adrese 04.05.2021 tarihinde ulaştığı ve izleyen beşinci gün olan 09.05.2021 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, davacı tarafından davalı idarenin temyiz dilekçesinin tebliğ tarihini izleyen 51. gün olan 29/06/2021 tarihinde UYAP üzerinden katılma yoluyla temyize cevap dilekçesiyle birlikte temyiz isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacı tarafından mahkeme kararının veya en geç davalı idarenin temyiz dilekçesinin tebliğini izleyen 30 gün içinde 08/06/2021 tarihi gün sonuna kadar temyiz isteminde bulunulması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 29/06/2021 tarihinde kayda giren dilekçe ile yapılan temyiz başvurusunun süre aşımı nedeniyle incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Davalıların temyiz istemi yönünden;
Temyize konu kararın imar planlarının iptaline ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 2. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince dava konusu edilen işlemlerden sadece nazım imar planı ve uygulama imar planı hakkında hukuki denetim yapıldığı, parselasyon işlemlerine ilişkin … tarih, …sayılı ve … tarih, … sayılı belediye encümeni kararları hakkında herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın hüküm fıkrasında dava konusu işlemin tümünün iptaline karar verildiği görülmüştür.
Anayasanın 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olacağı güvence altına alınmıştır.
Gerekçeli karar hakkı adil yargılanma hakkının bir unsuru olarak kabul edilmektedir. Anayasanın 141. maddesinin 3. fıkrasında ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmüyle açıkça düzenlenmektedir.
Yukarıda aktarıldığı üzere adil yargılanma hakkının önemli bir unsuru olan yargı kararlarının gerekçeli yazılması zorunluluğu uyarınca; İdare Mahkemelerince iptali istenilen tüm işlemler hakkında hukuki denetim yapılarak hükme nasıl ulaşıldığına ilişkin eksiksiz, açık ve anlaşılır gerekçenin ortaya konulması suretiyle karar verilmesi gerektiğinden dava konusu edilen parselasyon işlemleri hakkında herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan işlemin iptaline ilişkin verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Bu durumda, parselasyona ilişkin dava konusu edilen işlemler hakkında yapılacak değerlendirme sonucu gerekçesi açıklanarak hüküm kurulması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine,
2.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı idarelerin temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne,
3.Temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; dava konusu işlemlerden nazım imar planı ve uygulama imar planının yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin kısmı yönünden ONANMASINA, dava konusu parselasyon işlemleri hakkında hüküm kurulmaması yönünden BOZULMASINA,
4.Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5.2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.