Danıştay Kararı 6. Daire 2021/7384 E. 2023/4917 K. 22.05.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/7384 E.  ,  2023/4917 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/7384
Karar No : 2023/4917

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Isparta İli, Merkez İlçesi, … Mahallesi, …-… cadde ile …-… sokaklar arasında kalan resmi kurum alanının bulunduğu alanda 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı revizyonunun onaylanmasına ilişkin … tarihli, … sayılı Isparta Belediye Meclisi kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; askı ilan tarihinin son günü olan 20/07/2019 tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde en son 18/09/2019 tarihine kadar dava açılması veya 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi kapsamında idareye başvurusu yapılması gerekirken, bu süreler geçirildikten sonra 21/10/2020 tarihinde yapılan itirazın idarece reddi üzerine 04/11/2020 tarihinde açılan iş bu davanın süresinde açılmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İtirazın reddine ilişkin işlemin tebliği üzerine 60 gün içerisinde davanın açıldığı ayrıca 7221 sayılı Kanunun 6. Maddesiyle İmar kanununun 8. Maddesine eklenen 8. fıkrayla “Kesinleşen imar planları veya parselasyon planlarına karşı kesinleşme tarihinden itibaren her halde beş yıl içinde dava açılabilir” düzenlemesine yer verildiği bu nedenle davanın süresinde açıldığının kabulünün gerektiği, dava konusu işlemin kamu yararına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacının iş bu davayı açmada ehliyetli olmadığı, davanın süresinde açılmadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının davacının iş bu davada ehliyetli olmadığı değişik gerekçesiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Isparta Belediye Meclisinin 10/05/2019 tarihli, 114 sayılı kararıyla Isparta ili, Merkez, … Mahallesi, …-… cadde ile …-… sokaklar arasında kalan resmi kurum alanının bulunduğu alanda resmi kurum, otopark ve park alanlarının kaldırılarak büyük çoğunluğunun konut alanına dönüştürülmesine yönelik yapılan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin 20/06/2019- 20/07/2019 tarihleri arasında askıya çıkarılarak ilan edildiği, davacı tarafından plan değişikliğine karşı askı süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı, askı süresinden sonra (60 günlük dava açma süresinden de sonra) 21/10/2020 tarihinde plan değişikliğine yapılan itirazın Isparta Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün … tarihli … sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine anılan plan değişikliğinin iptali istemiyle 04/11/2020 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmıştır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan biri dava ehliyetidir. Dava ehliyeti, dava şartıdır. Dava şartı olduğu için karar kesinleşinceye kadar her aşamada taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkeme veya temyiz mercileri tarafından da yargılamanın her aşamasında re’sen değerlendirilmelidir. Davacının, sübjektif dava açma ehliyetinin bulunmaması halinde, idari yargı merci işin esasına girmeksizin, davayı ehliyet yönünden reddeder. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen sübjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlali kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun yukarıda aktarılan hükmünde yer alan ve iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu olan “menfaat ihlali” doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Menfaatin kişisel ve meşru olması için hukuki bir durumdan ortaya çıkması gerekmektedir. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir.
Yargısal denetimin amacı gözetildiğinde, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi adına dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması zaruridir.
Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açanın menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır. Danıştay içtihatlarında; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması amacıyla kamu yararını yakından ilgilendiren konulara ilişkin düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda menfaat ilişkisi geniş yorumlanmaktadır. İptal davası açabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
UYAP sisteminden yapılan sorgulamada davacının ikamet adresinin Isparta ili Merkez ilçesi, İstiklal mahallesi olduğu, ancak dava konusu imar planı değişikliğine konu alanın ise Çünür Mahallesi sınırları içerisinde olduğu ve dava konusu plan değişikliğine esas taşınmazların içinde bulunduğu Çünür Mahallesinde davacının taşınmaz mal varlığının bulunmadığı, dava dilekçesinde, genel düzenleyici işlem nitelindeki imar planlarının tesisinde ve denetimde üstün kamu yararının gözetilmesi gerektiği şeklinde ifadelere yer verildiği görüldüğünden, davacının bakılan davayı şehir sakini sıfatıyla açtığı sonucuna ulaşılmıştır.
Her ne kadar, dava konusu işlem kamusal yanı ağır basan işlemlerden olsa da, dava konusu işlem ile davacı arasında meşru, güncel, somut bir menfaat alakasının bulunması gerekmektedir. Aksi durumun kabulü toplum yararına olduğu düşünülen her konuya tüm vatandaşların ve şehir sakinlerinin dava konusu yapabilmesi olasılığını beraberinde getirir ki bu durumun dava açma ehliyetine ilişkin yasal düzenlemenin amacına aykırı olacağı açıktır.
Bu yönüyle, dava konusu işlemin davacının menfaatini etkileyip etkilemediği araştırılırken, davacının şehir sakini bir vatandaş sıfatıyla dava açıp açamayacağı hususu incelenmelidir. Davacının yaşadığı yerin başka bir mahal ve konumda bulunması karşısında, dava konusu işleme karşı kişisel, ciddi ve güncel bir menfaat bağı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine lişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda yer verilen değişik gerekçe doğrultusunda ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 22/05/2023 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY : Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup gerekçesinin değiştirilmesini gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın gerekçesi değiştirilmeden onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.