Danıştay Kararı 6. Daire 2021/7262 E. 2023/1533 K. 15.02.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/7262 E.  ,  2023/1533 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/7262
Karar No : 2023/1533

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı – ANKARA
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri

DAVANIN KONUSU : Diyarbakır İli, Kayapınar İlçe Belediyesinde görev yapmakta iken, 22.11.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilen davacı tarafından, denetçi belgesinin iptaline dayanak olan Olağanüstü Hal döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında; denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılması ve söz konusu listelerde yer alan kişilerin bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına izin verilmemesi, bu yönde yapılacak başvuruların da reddedilmesi ayrıca bu hususa ilişkin olarak 81 İl Valiliği’nin talimatlandırılması yönündeki … tarih (… tarihli Bakan Oluru) ve … sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işleminin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla anılan işlem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 3.555,00-TL maddi tazminatın iptal tarihinden itibaren ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Diyarbakır İli, Kayapınar İlçe Belediyesinde görev yapmakta iken, 22.11.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılması üzerine daha önce aldığı denetçilik belgesi ile bir yapı denetim kuruluşunda çalışmaya başladığı, denetim faaliyetini sürdürdüğü esnada ise … tarih ve … sayılı dava konusu işlem ile denetçilik belgesinin iptal edildiğini, söz konusu iptal kararının sebebini öğrenmek için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne başvurduğunu ve cevaben, OHAL kapsamında kamu görevinden ihraç edilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak kamu görevinde çalıştırılamayacakları gerekçesiyle denetçilik görevinin sonlandırıldığının bildirildiği, ancak yapı denetim faaliyetinin 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında özel hukuk tüzelkişisi tarafından yürütülen ve tamamen tarafların özel iradesine bağlı olarak yürütülen bir iş sahasının kamu hizmeti olarak değerlendirilemeyeceği, söz konusu iptal kararından dolayı yapı denetim kuruluşu tarafından işine son verilmesi nedeniyle uğramış olduğu zararın tarafına ödenmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI : Öncelikle, usule ilişkin olarak; davanın süresinde açılıp açılmadığının resen araştırılarak süre yönünden bir karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak ise; 668, 669, 670 ve 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamelerin 2. maddesinin 2. fıkrası, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin 2. fıkrası, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinin 3. fıkrası ile 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin 3. fıkrası ve 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin 2. fıkrasında getirilen düzenlemelerin 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuatı uyarınca yapı denetim faaliyetini yürüten mimar ve mühendisler için Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce yapılan değerlendirmede; “1-Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve kamu görevinden yasaklananların: özel sektörde mesleklerini icra etmelerinin mümkün olduğu, ancak istihdam edilecekleri alanın ilgili mevzuatları uyarınca KHK’de yasaklanan “dolaylı da olsa kamu hizmeti” kapsamında değerlendirilmesi halinde ilgililerin bu işte görev yapamayacakları, 2- KHK listesinde olmadıkları halde haklarında soruşturma başlatılmış denetçi mimar ve mühendislerin haklarında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmaması veya özel kanunlarından kaynaklanan herhangi bir hak mahrumiyeti de doğmaması halinde, denetim görevlerini ifa etmeye devam edebilecekleri, 3- Soruşturma kapsamında gözaltına alınmış veya tutuklanmış olmaları durumunda ortağı bulundukları veya müdürlüğünü yürüttükleri şirketler bakımından, bu şirketlerin ayrı bir tüzel kişiliği bulunması ve bu şirketler yönünden herhangi bir koruma tedbirine hükmedilmemesi halinde bu kuruluşların faaliyetlerine devam edebilecekleri” mütalaa edildiği, 4708 sayılı Kanunun genel gerekçesinde yer alan ifadelerden yapı denetim faaliyetinin kamu hizmeti niteliği taşıdığı, yapı denetim faaliyetinin kamu hizmeti niteliği taşıması sebebiyle de davacının 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinde yer alan kamu görevinden uzaklaştırılanlar hakkındaki “dolaylı da olsa kamu hizmeti kapsamında değerlendirilemeyecekleri” hükmü gereği dava konusu Bakanlık Oluru doğrultusunda 4708 sayılı Kanun kapsamında denetim faaliyetinde bulunmasının mümkün olmadığı, davacı tarafından denetimden men cezası verilmesine ilişkin işlemin geri alınması ve denetçi belgesi üzerinde uygulanan tedbirlerin kaldırılması talebi üzerine, 7075 sayılı Kanuna eklenen Geçici 4. maddede yer alan hüküm ve dava konusu Bakanlık Oluru kapsamında değerlendirme yapıldığı ve KHK ile memuriyetten çıkarılan kişilerin dolaylı da olsa kamu hizmetinde bulunamayacakları dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ….’IN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava, davacının denetçilik belgesinin iptalinin dayanağı … tarih ve … sayılı Bakanlık işleminin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu işlem nedeniyle uğramış olduğu 3.555,00 TL. maddi zararının tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Kayapınar Belediye Başkanlığı’nda çalışan davacının 2016 yılında 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle ihraç edilmesi sonrasında 4708 sayılı Kanun kapsamında … Yapı Denetim Ltd.Şti.’nde proje ve uygulama denetçisi mimar olarak çalışmaya başladığı, 15/07/2016 tarihi sonrasında olağanüstü hal döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılması ve söz konusu listelerde yer alan kişilerin bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına izin verilmemesi, ayrıca bu yönde yapılacak başvuruların da reddedilmesi yönünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca tesis olunan … tarih ve … sayılı işlem dayanak alınarak davacının işine son verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan bazı kişilerin kamu görevinden çıkarılmalarına ilişkin 668 sayılı OHAL KHK’sının 4. maddesinin 2. fıkrasında, bu KHK gereğince kamu görevinden çıkarılan kişiler hakkında, “… bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler …” kuralına yer verilmiştir. Belirtilen yasaklamanın benzer amaçla yayımlanan 669, 670, 672 sayılı KHK’ların 2. maddelerinin 2. fıkralarında ve 675, 677, 679, 683, 686, 689, 692, 693, 695, 697, 701 sayılı KHK’ların 1. maddelerinin 2. fıkralarında da aynen yer aldığı görülmektedir.
Söz konusu hükümlerin, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılmasını gerektirip gerektirmediği ve bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına engel teşkil edip etmediği hususu bakılan uyuşmazlığın esasını teşkil etmekte olup, konuya açıklık kazandırılabilmesi için, belirtilen görevlerin doğrudan veya dolaylı olarak kamu hizmeti mahiyetinde olup olmadığının tespiti önem taşımaktadır.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının “… can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek…” olduğu belirtilmiş; 2. maddesinde ise, “Bu Kanun kapsamına giren her türlü yapı; Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile çalışan ve münhasıran yapı denetimi ile uğraşan tüzel kişiliğe sahip yapı denetim kuruluşlarının denetimine tabidir.” kuralına yer verilmek suretiyle yapı denetim kuruluşlarının görev alanı düzenlenmiştir.
4708 sayılı Yasa incelendiğinde, yapı denetim kuruluşlarının kamu gücü kullanmadan teknik inceleme yapmak ve bu konuda ilgili yerlere rapor, görüş ve bilgi vermekle görevli, merkezi yönetimden aldıkları izin belgesiyle faaliyet gösteren ve bu faaliyetleri merkezi yönetim tarafından denetlenen özel hizmet birimleri oldukları; bu kuruluşlara imar kolluğu faaliyetleri içinde yer alan yapı ruhsatı verme, vermeme ya da yapıyı durdurma, yıkma yetkisi verilmediği; yani yapı denetim kuruluşlarınca görülen hizmetlerin Devletin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu asli ve sürekli görevler arasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle yapı denetim kuruluşlarının faaliyetlerinin “doğrudan kamu hizmeti” niteliğinde olmadığı açık olmakla birlikte, görev alanları kapsamında üstlendikleri gözetim ve denetim faaliyetlerinin bu konuda yetkili bulunan kamu kuruluşlarının hizmetlerini doğrudan destekler mahiyette olması, kamusal yarar gözetilerek yapılması ve ilgili kamu kuruluşlarının sıkı denetimi altında yürütülmesi nedeniyle “dolaylı kamu hizmeti” kapsamına girdiği açıktır.
Belirtilen durum karşısında, üslendikleri “yapı denetimi” faaliyetleri nedeniyle “dolaylı kamu hizmeti” gördükleri anlaşılan yapı denetim kuruluşlarında denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı olanların, bu kuruluşların ortak ve müdürleri ile halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin, daha önce yürütmekte oldukları görevlerine OHAL KHK’ları gereğince son verilmesi halinde yapı denetim faaliyeti yapmalarına da izin verilmemesi, ayrıca bu yönde yapılacak başvuruların da reddedilmesi yönünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tesis olunan dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Hukuka uygun işlem tesisinden dolayı davalı idarenin tazmin sorumluluğundan da bahsedilemez.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Diyarbakır İli, Kayapınar İlçe Belediyesinde görev yapmakta iken, 22.11.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilen davacı tarafından, denetçi belgesinin iptaline dayanak olan Olağanüstü Hal döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında; denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılması ve söz konusu listelerde yer alan kişilerin bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına izin verilmemesi, bu yönde yapılacak başvuruların da reddedilmesi ayrıca bu hususa ilişkin olarak 81 İl Valiliği’nin talimatlandırılması yönündeki … tarih (… tarihli Bakan Oluru) ve … sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işleminin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla anılan işlem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 3.555,00-TL maddi tazminatın iptal tarihinden itibaren ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinin 2. fıkrasında, bu KHK gereğince kamu görevinden çıkarılan kişiler hakkında, “… bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler …” kuralına yer verilmiştir. Belirtilen yasaklamalar, benzer amaçla yayımlanan 669, 670, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde de yer almıştır.
675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamesi’nin 1. maddesinde; “(1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.
(2) Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın, rütbe ve/veya memuriyetleri alınır ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler…” hükmüne yer verilmiştir.
677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinde;
(1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan;
a) Ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler Türk Silahlı Kuvvetlerinden,
b) Ekli (2) sayılı listede yer alan kişiler Jandarma Genel Komutanlığı teşkilatından,
c) Ekli (3) sayılı listede yer alan kişiler Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatından,
ç) Ekli (4) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.
(2) Birinci fıkra gereğince Türk Silahlı Kuvvetlerinden, Jandarma Genel Komutanlığı teşkilatından, Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatından ve kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın, rütbe ve/veya memuriyetleri alınır ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar. Bu kişiler hakkında bakanlıkları ve kurumlarınca ilgili pasaport birimine derhal bildirimde bulunulur. Bu bildirim üzerine pasaport birimlerince pasaportlar iptal edilir.
(3) Birinci fıkra kapsamında Türk Silahlı Kuvvetlerinden, Jandarma Genel Komutanlığı teşkilatından, Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatından ve kamu görevinden çıkarılanlar, varsa uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar, hükümleri düzenlenmiştir.

4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un “Amaç, kapsam ve tanımlar” başlıklı 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanunun amacı; can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmiş; aynı maddenin üçüncü fıkrasının (ı) bendinde, “Yapı denetim kuruluşu: Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile münhasıran yapı denetimi görevini yapan, ortaklarının tamamı mimar ve mühendislerden oluşan tüzel kişiyi,” ve (l) bendinde, “Denetçi mimar ve mühendis: İlgili mühendis ve mimar meslek odalarına üyeliği devam eden ve Bakanlıkça denetçi belgesi verilmiş mühendis ve mimarları, ifade eder.” şeklinde tanımlanmış; “Yapı denetim kuruluşları ve görevleri” başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanun kapsamına giren her türlü yapı; Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile çalışan ve münhasıran yapı denetimi ile uğraşan tüzel kişiliğe sahip yapı denetim kuruluşlarının denetimine tabidir. Yapı denetim hizmeti; yapı denetim kuruluşu ile yapı sahibi veya vekili arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür. Yapı sahibi, yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidini vekil tayin edemez.” hükmüne yer verilmiş; “Sorumluluklar ve yapılamayacak işler” başlıklı 3. maddesinin birinci ve son fıkralarında, bu Kanunun uygulanmasında, yapı denetim kuruluşlarının imar mevzuatı uyarınca öngörülen fennî mesuliyeti ilgili idareye karşı üstleneceği, yapı denetim kuruluşu denetim faaliyeti dışında başka ticarî faaliyette bulunamayacağı ve bu kuruluşun denetçi mimar ve mühendislerinin, denetim faaliyeti süresince başkaca meslekî ve inşaat işleri ile ilgili ticarî faaliyette bulunmalarının yasak olduğu hükme bağlanmış; “Bakanlığın denetim yetkisi” başlıklı 10. maddesinde, Bakanlığın, bu Kanunun uygulanmasında yapı denetim kuruluşlarının işlem ve faaliyetlerini denetleme yetkisine sahip olduğuna işaret edilmiştir.
05.02.2008 tarihli ve 26778 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’nin 5. maddesinde “yapı denetim kuruluşunun görev ve sorumlulukları” 6. maddesinde “denetçi ve yardımcı kontrol elemanının görev ve sorumlulukları” 14. maddesinde ise “yapı denetim kuruluşunda görev alacak teknik personelin deneyim ve nitelikleri” düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usul Yönünden: Davalı idarenin dava açma süresine yönelik iddiaları yerinde görülmemiştir.
Esas Yönünden: Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamelerin yukarıda bahsedilen hükümlerinin, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılmasını gerektirip gerektirmediği ve bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına engel teşkil edip etmediği hususu bakılan uyuşmazlığın esasını teşkil etmekte olup, konuya açıklık kazandırılabilmesi için, belirtilen görevlerin kamu hizmeti mahiyetinde olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun genel gerekçesinde; 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde yaşanan depremler sonrasında meydana gelen can ve mal kayıplarının, denetimsiz yerleşme ve yapılaşmaların yol açabilecekleri zararları bütün açıklığı ile gözler önüne serdiği, ülkemizde yerleşme ve yapılaşmalara, 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümleri ile getirilen denetime ilgili idarelerce uyulmadığı, yapılan araştırmalarda, proje denetimi aşamasında dahi projelerin %9’unda tasarım, hesap ve çizim hataları olduğu, uygulamanın ise hiç denetlenmediği ve şantiyelerin % 90’nında yönetmelik ve standartlara aykırı beton döküldüğü ve beton mukavemet değerlerinin projesinde öngörülenden ortalama olarak %40 daha az olduğunun tespit edildiği, bu araştırmalar ve yaşanan son depremlerin, 3194 sayılı Kanun’da yapım işlerinde rol alan teknik uygulama sorumlusunun (fenni mesul); yapı projelerini ve uygulamalarını denetlemekle sorumlu olan belediyeler ve valiliklerin; uygulamayı hiç denetleyemediklerini ortaya koyduğunu, ülkemizdeki yapı denetim sistemi ve yapım aşamasında görev alan fenni mesullerin sorumluluklarını yeniden düzenlemek ve kağıt üzerinde denetlenmiş gibi görülen, ancak hemen hemen hiç denetlenmeyen yapıların teknik uygulama sorumlusu fenni mesullere verilecek cezalar ile ilgili yeni bir kanuni düzenleme getirmek zorunluluğu olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; yapı denetimi sisteminin; denetimsiz yerleşme ve yapılaşmaların yol açabilecekleri zararların önlenmesi, imar mevzuatı kapsamında denetim ve uygulama sorumluluğu bulunan kişi ve idarelerin görevlerini yerine getirmedeki eksiklik ve aksaklıklardan kaynaklanan ve özellikle yaşanan depremler sonrasında meydana gelen can ve mal kayıpları, denetimsiz yerleşme ve yapılaşmaların yol açabilecekleri zararların önlenmesi, can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması ve kamusal bir ihtiyacın karşılanması amacıyla getirildiği, “ortaklarının tamamı mimar ve mühendislerden oluşan tüzel kişi” olarak tanımlanan yapı denetim kuruluşlarının, Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile münhasıran yapı denetimi görevini yaptığı ve bu Kanunun uygulanmasında imar mevzuatı uyarınca öngörülen fennî mesuliyeti ilgili idareye karşı üstlendiği, bu nedenle, idarenin gözetim ve denetimi altında yürütülen yapı denetimi faaliyetinin, kuruluş ve işleyişi bakımından kamu hizmeti niteliği taşıdığı ve denetçi belgesi verilmiş mühendis ve mimarların da kamu hizmeti yürüttüğü sonucuna varılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Kayapınar Belediye Başkanlığı’nda mimar olarak görev yapmakta iken 22.11.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılması sonrasında, davacı tarafından kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali talebiyle açılan davanın … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddine karar verildiği ve dosyanın istinaf incelemesinde olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacının iddiaları, davalının savunması ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenip değerlendirilmesinden; yapı denetimi faaliyetlerinin idarenin gözetim ve denetimi altında yürütülmesi, idarenin bu yetkisi çerçevesinde yapı denetim kuruluşları, kuruluş ortakları ve denetçi mimar ve mühendisler hakkında yaptırım uygulayabilmesi, yapı denetim faaliyetinin kamu düzenini sağlamaya yönelik bir hizmet olması ve Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameler ile getirilen “kamu görevinden ihraç edilenlerin bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyeceğine” ilişkin tedbirin, yapı denetimi faaliyetinin önem ve özelliği, kamu hizmeti niteliği birlikte değerlendirildiğinde, Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında; denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılması ve söz konusu listelerde yer alan kişilerin bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına izin verilmemesi, bu yönde yapılacak başvuruların da reddedilmesi, ayrıca bu hususa ilişkin olarak 81 İl Valiliği’nin talimatlandırılması yönünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Öte yandan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından davacının tazminat talebinin de reddi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 15/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.