Danıştay Kararı 6. Daire 2021/7192 E. 2023/4723 K. 17.05.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/7192 E.  ,  2023/4723 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/7192
Karar No : 2023/4723

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Beton ve İnşaat Madencilik Sanayi Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı – ANKARA
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri

İSTEMİN ÖZETİ : İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, … Mahallesi, … Cad. No: … adresinde hazır beton üretimi işi ile uğraşan davacı şirketin emisyon teyit ölçümlerinin bulunmadığından bahisle, İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından tesis edilen … tarihli, E… sayılı kararının Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği ve Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği gereğince “çevre izin belgesinin iptaline” ilişkin kısmının iptali talebiyle açılan davanın reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi .. .İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan temyize kararın onanması gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 17/05/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY (X) :
Dava; İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, … Mahallesi, … Cad. No: … adresinde hazır beton üretimi işi ile uğraşan davacı şirketin emisyon teyit ölçümlerinin bulunmadığından bahisle, İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından tesis edilen … tarihli, E… sayılı kararının Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği ve Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği gereğince “çevre izin belgesinin iptaline” ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 11. maddesinde; Bu Kanunun uygulanmasını sağlamak üzere alınması gereken izinler ve bu izinlerin tâbi olacağı usûl ve esasların Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirleneceği, 20. maddesinin (b) fıkrasında; hava kirliliği yönünden önemli etkileri nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tâbi tutulan tesisleri, yetkili makamlardan izin almadan kuran ve işleten veya iznin iptal edilmesine rağmen kurmaya ve işletmeye devam eden veya bu tesislerde izin almaksızın sonradan değişiklik yapan veya yetkili makamların gerekli gördükleri değişiklikleri tanınan sürede yapmayanlara idarî para cezası verileceği, 24. maddesinde ise; bu Kanunda öngörülen idarî yaptırım kararlarını verme yetkisinin Bakanlığa ait olduğu, öngörülen idarî yaptırım kararlarının Bakanlık merkez teşkilâtında genel müdürler, taşra teşkilâtında il çevre ve orman müdürlerince verileceği, bu Kanun uyarınca uygulanacak idari para cezalarına karşı açılacak olan davaların Bakanlığa karşı açılacağı, düzenlemelerine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrasının (f) bendinde; dava dilekçelerinin husumet yönünden inceleneceği, 15/1-c maddesinde; davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması durumunda dava dilekçesinin belirlenecek gerçek hasma tebliğ edileceği, aynı Kanunun 14. maddesinin 6.fıkrasında; yukarıda belirtilen usule aykırılığın ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde davanın her aşamasında 15.madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, yine aynı Kanunun 49/1-c maddesinde ise; usul hükümlerine uyulmamış olunması, kararın bozulmasını gerektiren sebepler arasında sayılmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 24.maddesinin 1.fıkrasında; “Bu Kanunda öngörülen idarî yaptırım kararlarını verme yetkisi Bakanlığa aittir” hükmüne, 3.fıkrasında ise “Bu Kanunda öngörülen idarî yaptırım kararları Bakanlık merkez teşkilâtında genel müdürler, taşra teşkilâtında il çevre ve orman müdürlerince verilir” hükmüne; öte yandan 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 4.maddesinin 1.fıkrasında; “İl genel idaresinin başı ve mercii validir. Bakanlıkların kuruluş kanunlarına göre illerde lüzumu kadar teşkilat bulunur. Bu teşkilatın her birinin başında bulunanlar il idare şube başkanlarıdır. Bunların emri altında çalışanlar ilin ikinci derecede memurlarıdır. Bu teşkilat valinin emri altındadır” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümler birlikte incelendiğinde; dava konusu edilen işlemin, bu işlemi tesis eden idarenin ve bunlara bağlı olarak husumet yöneltilen tarafın açık ve kesin bir şekilde dava dilekçesinde belirtileceği, yargı yerince yapılan inceleme sonucunda ise, davanın konusu esas alınmak suretiyle, davalı tarafın hatalı gösterilmiş olması halinde husumetin düzeltilmesine re’sen karar verileceği ve varsa dava konusu işlemin tesisinde ilgisi olmayan tarafın husumet mevkiinden çıkartılarak davanın doğru hasım belirlenerek görülmesine karar verileceği tabii olup, davaya konu uyuşmazlığın incelenmesi ve sonuçlandırılmasının ancak husumetin doğru olarak tespit edilmesine bağlı olması nedeniyle husumete yönelik eksiklik ya da yanlışlık içeren bir kararın bu yönden usul hükümlerine aykırılık taşıyacağı açıktır.

Dosyanın incelenmesinden ise; İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından tesis edilen … tarihli, E… sayılı işlemin “çevre izin belgesinin iptaline” ilişkin kısmının iptali talep edildiğinden, Mahkemesince, dava konusu işlemi tesis eden İstanbul Valiliği yerine, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı husumetiyle davanın görülerek, esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının dava konusu işlemin tesisi aşamasında herhangi bir ilgisinin bulunmadığı göz önüne alındığında, davanın İstanbul Valiliği husumetiyle görülüp karara bağlanması gerekirken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığın’ın husumetiyle görülmesinde usul hükümleri açısından hukuki isabet bulunmadığından, temyize konu İdare Mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.