Danıştay Kararı 6. Daire 2021/5725 E. 2023/1496 K. 15.02.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/5725 E.  ,  2023/1496 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/5725
Karar No : 2023/1496

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …2- …3- …
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: “İstanbul ili, Fatih ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … ve … sayılı parseller”de yer alan taşınmazın ve üzerinde kurulu fabrikanın, imar kısıtlamaları nedeniyle kullanılamamasından kaynaklı uğranıldığı ileri sürülen toplam 41.000.000,00-TL zararın (Fabrikanın rayiç değerine karşılık fiili zarar olarak 30.000.000,00-TL, hukuki kısıtlılık nedeniyle taşınmazın kullanılamamasından dolayı 10.000.000,00-TL, manevi zarar karşılığı da 1.000.000,00-TL) ödenmesi talepli 26/07/2013 tarihli dilekçeyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yapılan başvurunun zımnen reddi işleminin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00-TL’si maddi ve 1.000.000,00-TL ‘si manevi toplam 1.100.000,00-TL tazminatın ödenilmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: davanın kısmen kabulü kısmen reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 31/10/2016 tarih ve E:2016/7604, K:2016/6372 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 07/11/2018 tarih ve E:2017/4385, K:2018/8929 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, “Uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazların imar planında kamusal alanlara ayrıldığı, diğer taraftan, davacıların, davanın taşınmazlarının kamulaştırılmasının yapılmaması nedeniyle açılan (kamulaştırmasız el atma) dava olmadığı, imar kısıtlamaları nedeniyle mülkiyet hakkının tasarruf edilememesi ve fabrikanın kullanılamaması nedeniyle yoksun kalınan ve uğranılan maddi ve manevi zararlarının tazminen ödenmesi yönündeki talepleri dikkate alınmak suretiyle yapılan ara kararına cevaben davacılar vekilince faaliyete son verilmesi nedeniyle işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edilmesine ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü yazısının (dava konusu taşınmazlara ilişkin olduğu belirsiz) sunulduğu görülmekle birlikte, yapının kullanılmaması hususunun imar planları kararlarından veya herhangi bir bölge kurulu kararından kaynaklandığının, diğer bir ifadeyle, imar planları kararlarının taşınmazların ve üzerinde bulunan yapı/ların tasarruf hakkını nasıl etkilediğinin ortaya konulamadığı, öte yandan Mahkememizin ara kararının gereği olarak taşınmaz mahalinde gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda söz konusu taşınmazların belediyenin tüm hizmetlerinden yararlandığına yönelik tespitlere yer verildiği, ayrıca ara karara rağmen, söz konusu imar kısıtlamaları nedeni ile uğranılan zararı ortaya koyar nitelikte bilgi ve belgelerin dava dosyasına sunulamadığı dikkate alındığında, plan kararları nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen taşınmazların ve üzerinde bulunan yapıya ilişkin zararların somut olarak ortaya konulamadığı gibi nedensellik bağının bulunmadığı, bu yönüyle de tazminat isteminin reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri uyarınca maddi veya manevi tazminat ödenmesini gerektirir koşulların oluşmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu taşınmazın ve üzerinde 1949 yılından beridir bulunan fabrikanın mülkiyet hakkının, haksız ve hukuksuz şekilde, Koruma Kurulu Kararı ve imar uygulamaları nedeniyle uzun yıllardır kısıtlandığı, kısıtlılık nedeniyle fabrika binasındaki faaliyetlerin son bulduğu, kiraya verilemediği, bu durum nedeniyle hem maddi kayıpların oluştuğu, hem de manevi olarak üzüntülere sebep olunduğu; Koruma Bölge Kurulu kararı ve Belediye Meclis kararları ile kısıtlılık getiren kararların delil olarak dosyaya sunulduğu, dosya içeriğinde yer alan bilirkişi raporlarının da kısıtlılığı ispatlar mahiyette olduğu hususları belirtilerek, Mahkeme kararının usule ve hukuka aykırı olduğu, bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
2- … Belediye Başkanlığı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 26. maddesi uyarınca, 06/11/2021 tarihinde vefat eden davacı … yerine mirasçılarından … de davacı mevkiine alınarak, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacılara ait, “İstanbul ili, Fatih ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … ve … sayılı parseller”de yer alan taşınmazın ilk olarak … gün ve … sayılı İstanbul I. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararıyla kısıtlamaya tabi tutulduğu, sonrasında uygulama imar planlarıyla yol ve yeşil alan fonksiyonlarına ayrılmak suretiyle kısıtlılığın devam ettiği, bu nedenlerle üzerinde kurulu fabrikanın faaliyetlerine devam edemeyerek atıl hale geldiği, hiçbir şeklide kullanılamadığı, kiraya verilemediği, kısıtlamaların maddi ve manevi zararlara yol açtığı gerekçesiyle, uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık ilk olarak 26/07/2013 tarihli dilekçeyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na 41.000.000,00-TL zararın (Fabrikanın rayiç değerine karşılık fiili zarar olarak 30.000.000,00-TL, hukuki kısıtlılık nedeniyle taşınmazın kullanılamamasından dolayı 10.000.000,00-TL, manevi zarar karşılığı da 1.000.000,00-TL) ödenmesi talebiyle başvurulmuş, başvurunun zımnen reddi üzerine, zımnen red işleminin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00-TL’si maddi ve 1.000.000,00-TL ‘si manevi toplam 1.100.000,00-TL tazminatın ödenilmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazların ve üzerinde bulunan fabrika binasının kullanımının ilk olarak İstanbul I. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun … gün ve … sayılı kararıyla getirilen düzenlemeler nedeniyle kısıtlandığı, sonrasında çeşitli imar planı uygulamaları ile mülkiyet hakkı üzerindeki kısıtlılığın devam ettiği, bu nedenle, taşınmazın ve üzerindeki fabrika binasının kullanılamadığı, kiraya verilemediği ileri sürülerek maddi ve manevi zarara uğranıldığından bahisle açılmış olan bir tam yargı davası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından fabrika binasının kısıtlamalar nedeniyle çalışamaz hale geldiği yönündeki iddialarına delil olarak 27/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ekinde, … tarihli, … sayılı Fatih Hükümet Tabibliği tarafından “… Anonim Şirketi” adına, “Dantel ve Kurdela Fabrikası” için verilen, “Açma Ruhsatı (Gündüz Çalışma Ruhsatı)” ile, bu ruhsatın iptaline ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Zabıta Daire Başkanlığı, Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş bila tarihli, … sayılı evrakın sunulduğu görülmektedir.
Bu durumda İdare Mahkemesince, anılan fabrikanın faaliyette bulunup bulunmadığı ve ruhsatın, dava konusu taşınmaza ilişkin olup olmadığı tespit edildikten sonra, ruhsatın, düzenlendiği tarihte yürürlükteki bulunan plan ve mevzuata uygun verilip verilmediği, anılan fabrikaya yönelik başka çalışma ruhsatlarının verilip verilmediği hususları ile dava konusu taşınmazın güncel imar planlarındaki fonksiyonu ve önceki planlardaki fonksiyonları araştırılarak, gerekirse yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle, ortaya çıkacak duruma göre yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 15/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X) :
Dairemizin bozma kararına, temyizi istenilen Mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğu düşüncesiyle, onanması gerektiği oyuyla katılmıyorum.