Danıştay Kararı 6. Daire 2021/4032 E. 2023/3005 K. 22.03.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/4032 E.  ,  2023/3005 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/4032
Karar No : 2023/3005

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Yapı Denetim Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : Ankara İli, Sincan İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda yapılan inşaatın … tarih ve … sayılı inşaat ruhsatı ile … tarihli mimari projeye aykırı olduğundan bahisle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca davacı şirkete 710.878,38 TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Sincan Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY (X) :

3194 sayılı İmar Kanununun 28. maddesinin 2. fıkrasında “Yapıda inşaat ve tesisat işleri ile kullanılan malzemelerin kamu adına denetimine ilişkin fenni mesuliyet, ruhsat eki etüt ve projelerin gerektirdiği uzmanlığı haiz meslek mensupları tarafından ayrı ayrı üstlenilmek zorundadır. Fenni mesul mimar ve mühendisler uzmanlık alanlarına göre; yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevlidir. Yapı sahibine ve idareye karşı sorumlu olan fenni mesuller, uzmanlık alanına uygun olarak yapıda yetki belgesi olmayan usta çalıştırılması veya şantiye şefi bulundurulmaksızın yapım işinin sürdürülmesi veya yapının mevzuata aykırı yapılması veya istifaları halinde, bu durumları altı iş günü içinde ilgili idareye yazılı olarak bildirmek zorundadır. Aksi takdirde, fenni mesuller kanuni mesuliyetten kurtulamaz. Bildirim üzerine, en geç üç iş günü içinde 32 nci maddeye göre işlem yapılır.” hükmüne yer verilmiş; aynı Kanunun 42. maddesinin 1. fıkrasında; bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyielerin uygulanacağı, 2. fıkrasında; ruhsat almaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, maddede öngörülen şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanacağı belirtilmiştir.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 2. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde; yapı denetim kuruluşlarının yapının, ruhsat ve ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmasını denetleme, (g) bendinde; ruhsat ve eklerine aykırı uygulama yapılması halinde durumu üç iş günü içinde ilgili idareye bildirme görevlerini yerine getirmekle yükümlü oldukları, 8. maddesinde ise; yapı denetim kuruluşlarından bu Kanunda ve ilgili mevzuatta öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmedikleri tespit edilenlere, tespit edilen fiil ve hâllerin durumuna göre idari yaptırımlar uygulanacağı, 14/02/2020 tarih ve 7221 sayılı Kanunun 25. maddesi ile anılan maddeye eklenen ek fıkrasında; bu Kanun ve ilgili mevzuata göre görevini yerine getirmeyen yapı denetim kuruluşları hakkında bu madde uyarınca idari para cezası uygulanmasını gerektiren fiillerin tespiti halinde ayrıca 3194 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; ilgili fenni mesullerin denetimi olmaksızın inşaat ve tesisatlara ilişkin yapım işlerinin sürdürülemeyeceği yolundaki 3194 sayılı Kanunun 28. maddesi ve yapı denetim kuruluşlarının sorumluluğunu düzenleyen 4708 sayılı Kanun hükümleri dikkate alındığında, yapı denetim kuruluşunun görev ve sorumlulukları ile uygulanacak idari yaptırımların 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun maddelerinde düzenlendiği, uyuşmazlık konusu inşaatın ruhsat ve eklerine aykırı yapılmasından dolayı davacı yapı denetim kuruluşunun 3194 sayılı Kanunun 42. maddesi kapsamında para cezasıyla cezalandırılamayacağı sonucuna varılmıştır.

Bu durumda; davacı yapı denetim kuruluşuna 3194 sayılı Kanunun 42. maddesi uyarınca imar para cezası verilmesine ilişkin dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık bulunmadığından, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.