Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/2308 E. , 2022/921 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/2308
Karar No : 2022/921
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Enerji Üretim Santralleri A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda mevcut yapıda ruhsat ve eklerine aykırı imalatlar yapıldığının … tarih ve … sayılı yapı tatil tutanağı ile tespit edilmesi üzerine 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca 477.200,56-TL para cezası verilmesine ilişkin 24/05/2018 tarih ve 303 sayılı encümen kararının … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edilmesi sonrasında, anılan karar gereği yeniden düzenlenen … tarih ve … cilt/sahife nolu yapı tatil tutanağı esas alınarak, 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 585.791,12-TL ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca 4.649,14-TL olmak üzere toplam 590.440,26-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarihli, … sayılı Bakırköy Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; aykırılıktan etkilenen alanın idare tarafından 1000 m², Mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde ise 964 m² olarak belirlendiği görüldüğünden hatalı olarak tespit edildiğinin anlaşıldığı, öte yandan 09/05/2018 tarihli ilk yapı tatil tutanağı ile uyuşmazlığa konu imara aykırılıkların tespit edildiği dikkate alındığında, 3194 sayılı Kanunun 42/2. maddesi uyarınca verilecek para cezasının, her bir metrekare için fiilin işlendiği 2018 yılında uygulanmak üzere belirlenen para cezası üzerinden hesaplanması gerekirken, ikinci tespitin yapıldığı 2019 yılı için her bir metre kare üzerinden belirlenen para cezası temel alınarak hesaplandığı, dolayısıyla temel para cezasının mevzuata aykırı olarak hesaplandığı anlaşıldığından, yukarıda yapılan değerlendirmeler uyarınca artırım maddeleriyle birlikte hesaplanan idari para cezasının tamamının iptal edilmesi gerektiği sonucuna varıldığından; 3194 sayılı Kanunun 42.maddesinin 3.fıkrası uyarınca 4.649,14-TL maktu idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı bakımından ise davalı idarece, davacının 3194 sayılı Kanunun 32. maddesinde belirtilen mükellefiyeti yerine getirmediğinden bahisle verilecek maktu para cezasının, fiilin işlendiği 2018 yılı için belirlenen miktarda verilmesi gerekirken 2019 yılı için belirlenen maktu para cezası verildiği görüldüğünden, dava konusu işlemin bu kısmında da isabet görülmediğinden dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının; 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacıya 477.200,56.-TL idari para cezası verilmesine ilişkin olarak dava konusu işlemin iptaline yönelik kısmının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bu kısım yönünden istinaf başvurusunun reddine; kararın, 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 3. fıkrası uyarınca verilen 4.649,14.-TL para cezasına ilişkin kısmıyla ilgili olarak; ruhsat ve eklerine aykırı imalat yapıldığının 20/03/2019 tarihli yapı tatil tutanağı ile tespit edilmesinin ardından bir aylık süre dolduktan sonra 02/05/2019 tarihli işlemle davacıya para cezası verilmesine karar verildiğinin görüldüğü ancak 3194 sayılı Kanunun 32. maddesinde belirtilen ruhsata uygun hale getirmeme veya ruhsat almama fiiline ilişkin somut bir tespitin bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının bu kısmında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmediğinden bu kısmına yönelik istinaf başvurusunun ise belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yargı kararı ile denetime elverişsiz kabul edilerek iptal edilen ilk yapı tatil tutanağının düzenlendiği 2018 yılı için belirlenen para cezası üzerinden cezanın hesaplanması gerektiği gerekçesinin hukuka uygun olmadığı, İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısında dava konusu encümen kararının iptal edilerek bilirkişi raporuna istinaden yeniden hesaplama yapılarak Encümene gönderildiğinden bahisle davanın konusuz kaldığı, konusuz kalan davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Para cezasının iptaline ilişkin Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının 3194 sayılı İmar Kanunun 42/3. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bodrum kat+zemin kat+2 normal kat+çatı kat bulunan betonarme yapının, Gayrimenkul eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun … tarih, … sayılı kararı ile tescil edildiği, … tarih ve … sayılı karar ile koruma grubu 2. Grup olarak belirlendiği, anılan yapıya 2981 sayılı Kanun kapsamında … tarih ve … sayılı Yapı Kullanım Belgesi düzenlendiği, dava konusu tescilli eski eser yapıda 11/09/1982 tarihli onaylı mimari projesine aykırı olarak imalat yapıldığından bahisle davalı idarece düzenlenen … tarihli, … sayılı ilk yapı tatil tutanağı ile “ruhsat ve yapı kullanma izin belgesine aykırı olarak tüm katlarda izinsiz inşai faaliyet yapıldığı, aykırılıktan etkilenen alanın yaklaşık 1000 m² olduğu” tespitlerine yer verilmiş; anılan tutanağa istinaden 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca 477.200,56-TL para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı encümen kararının; … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile “dayanak yapı tatil tutanağı incelendiğinde, ruhsata aykırı yapının (kısımlarının) niteliklerini somut ve ayrıntılı olarak belirtecek şekilde düzenlenmediği, ruhsatsız inşaat alanının “yaklaşık 1000 m2″ olarak belirtilmesine karşın hangi alanda ve hangi surette aykırılık olduğuna dair açık ve net tespitin bulunmadığı, hal böyle iken yapı tatil tutanağı ile yapının mevcut durumunun karşılaştırılmasının mümkün olamayacağı anlaşıldığından bahisle denetime elverişsiz olduğu sonucuna varılan yapı tatil tutanağı esas alınarak tesis edilen para cezasına ilişkin dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık görülmediği” gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bunun üzerine anılan Mahkeme kararı gereği yeniden düzenlenen … tarih ve …/… cilt/sahife nolu (2.) yapı tatil tutanağına göre; İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ve KUDEP’ten izinsiz olarak inşai faaliyet yapıldığı, tüm katlarda ara duvarlarda değişiklik yapıldığı, bodrum kat ön cephede yapıya pencereler ilave edildiği, tabi zeminin hafredilerek pencerelerin açığa çıkarıldığı, 1. bodrum kat ile zemin arasına ilave merdiven yapıldığı, 1. kattan 2. kata çıkan yuvarlak merdivenin kaldırıldığı belirtilerek aykırılıktan etkilenen alanın yaklaşık 1000 m² olduğu tespitine yer verilmiş, ardından bu tutanağa istinaden 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 585.791,12-TL ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca 4.649,14-TL olmak üzere toplam 590.440,26-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarihli, … sayılı Bakırköy Belediye Encümeni kararının alınması üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin ikinci fıkrasında; idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari mahkemelerin, yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun “Ruhsatsız yapı yasağı” başlıklı 16. maddesinde; “Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile bunların korunma alanlarında ruhsatsız olarak inşaat yapmak yasaktır. Buralarda ruhsatsız olarak yapılacak inşaatlar ile koruma amaçlı imar planlarında, plana; sitlerde, sit şartlarına aykırı olarak inşa edilen yapılar hakkında imar mevzuatına göre işlem yapılır.” kuralına yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya Valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilerek inşaat derhal durdurulur, durdurma yapı tatil zaptının yapı üzerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mührün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının ruhsata uygunluğu inceleme sonucunda anlaşılırsa mühür belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin birinci fıkrasında; bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyidelerin uygulanacağı, ikinci fıkrasında; ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, fıkrada belirtildiği şekilde hesaplanan idari para cezalarının uygulanacağı, 3. fıkrasında ise; “18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41 inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, korunması gereken kültür varlıklarında her türlü inşai faaliyetin yetkili kurullarca verilecek izinler çevresinde, ilgili belediyesinin kontrolü altında izin ve ruhsata bağlanarak yapılması gerektiği aksi davranışın 3194 sayılı Kanun uyarınca cezalandırılması gerektiği açıktır.
Temyize konu kararın, 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilen para cezasına ilişkin kısmı yönünden;
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Temyize konu kararın, 3194 sayılı İmar Kanununun 42/2. maddesinin uyarınca verilen para cezasına ilişkin kısmı yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 2. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Mahkeme kararının 3194 sayılı İmar Kanunun 42/3. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin kısmına gelince;
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 3. fıkrası uyarınca maktu para cezası verilebilmesi için; yapı sahibinin 32. maddedeki mükellefiyetlerini yerine getirmemiş olması gerektiği sonucuna ulaşılmış olup, bu nedenle ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapının mühürlenerek inşaatın durdurulmasından itibaren, yapı sahibine yükümlülüklerini yerine getirmek üzere bir ayı geçmemek koşulu ile bir süre verilmesi durumunda, bu sürenin, herhangi bir süre verilmemesi halinde ise tespit tarihinden itibaren bir aylık sürenin sonunda anılan madde uyarınca maktu para cezası verilebileceği açıktır.
İdare Mahkemesince; davalı idarece, davacının 3194 sayılı Kanunun 32. maddesinde belirtilen mükellefiyeti yerine getirmediğinden bahisle verilecek maktu para cezasının, fiilin işlendiği 2018 yılı için belirlenen miktarda verilmesi gerekirken 2019 yılı için belirlenen maktu para cezası verildiği görüldüğünden dava konusu işlemin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 3. fıkrasına istinaden verilen cezanın bu gerekçe ile iptal edildiği anlaşılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi tarafından ise ruhsat ve eklerine aykırı imalat yapıldığının 20/03/2019 tarihli yapı tatil tutanağı ile tespit edilmesinin ardından bir aylık süre dolduktan sonra 02/05/2019 tarihli işlemle davacıya Kanunun 42. maddesinin 3. fıkrası uyarınca para cezası verilmesine karar verildiğinin görüldüğü, 3194 sayılı Kanunun 32. maddesinde belirtilen ruhsata uygun hale getirmeme veya ruhsat almama fiiline ilişkin somut bir tespitin bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Kanunda, para cezasının verilebilmesi için yasal sürenin bitimini takiben davalı idare tarafından yapıdaki imara aykırılıkların giderilip giderilmediği yolunda yeni, ikinci bir tespit yapılmasına gerek bulunmamakta olup, bu süre içerisinde imara aykırılıkların giderilerek, imkan varsa ruhsata bağlanması hususundaki mükellefiyetin tamamı ile ilgililere geçtiği sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kısmen kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden ONANMASINA, 3194 sayılı İmar Kanununun 42/3. maddesi uyarınca verilen para cezasına ilişkin kısmının ise BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 01/02/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
3194 sayılı Kanunun 42/2. maddesinin (a) bendinde, temel para cezasının hesaplanmasında temel kriterler olarak öngörülen yapı inşaat alanı ve yapı sınıfı ve grubunun, bilirkişi incelemesi yoluyla görülen dosyalarda, bilirkişi tarafından, idarece hesaplanan temel para cezası tutarını aşmamak koşuluyla, teknik ve bilimsel inceleme ve değerlendirmeler sonucu bulunacak temel para cezasına ve tespit edilen para cezası miktarına (c) bendinde öngörülen artırım oranlarının (İdarece tatbik olunan ve Mahkemesince de hukuka uygun bulunan) uygulanarak belirlenen toplam para cezasına göre karar verilebileceği, sözkonusu kriterlere aykırı hesaplama yapıldığının tespit edilmesi halinde tespit edilen para cezası miktarına (c) bendinde öngörülen artırım oranları uygulanarak belirlenen toplam para cezasının tamamının iptalinin gerekmediği, temel para cezasının hesaplanmasına ilişkin aykırılıklar tespit edildikten sonra, bilirkişi tarafından, aykırılıktan etkilenen alan ve/veya yapı sınıfı grubuna ilişkin yapılan tespitler uyarınca hesaplanan para cezası miktarı esas alınarak dava konusu para cezasının kısmen iptaline karar verilmesinin idari yargı denetimi yetkisinin aşılarak, idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilmesi sonucunu doğurmayacağı görüşüyle temyiz isteminin Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilen para cezası yönünden kabul edilerek Mahkeme kararının belirtilen kısmının bozulması gerektiği oyu ile aksi yöndeki Dairemiz çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyorum.