Danıştay Kararı 6. Daire 2021/1516 E. 2023/1108 K. 26.01.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/1516 E.  ,  2023/1108 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/1516
Karar No : 2023/1108

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. ….

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Muğla İli, Milas İlçesi, … Mahallesinde faaliyet gösteren davacı şirkete ait atık su arıtma tesisinde, davalı idare teknik elemanlarınca yapılan denetim esnasında; arıtma tesisine gelen fazla atık suların yağmur sularının da etkisiyle arıtıma girmeden doğrudan alıcı ortama deşarj edildiğinden bahisle davacı şirkete 2872 sayılı Çevre Kanunu 20. maddesinin (f) bendi uyarınca 180.509,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve E…. sayılı İdari Yaptırım Kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirkete ait atık su arıtma tesisinde yapılan denetim esnasında; arıtma tesisine gelen fazla atık sularının yağmur sularının da etkisiyle arıtıma girmeden doğrudan alıcı ortama taştığının tespit edildiği, denetim tutanağının herhangi bir şerh konulmadan şirket yetkilisi tarafından imzalandığı, davacı şirkete ait atık su dengeleme havuzlarından taşan atık suların alıcı ortama daha kolay bırakılmasını sağlamak için havuz betonuna çentik atıldığı, atık suyun herhangi bir önlem alınmadan alıcı ortama verildiği, arıtma tesisi çalışır durumda iken bu miktarda yüksek atık suyun alıcı ortama verilebilmesinin ihmal olmadan fiilen mümkün olamayacağı, denetim esnasında alınan numune sonuçlarına göre limit değerlerinin aşıldığının anlaşıldığı, atık su dengeleme havuzlarında bulunan atık suların, alıcı ortama doğrudan verilebilmesi için mevzuatta belirlenen şartların yerine getirilmesi zorunlu olmasına rağmen anılan şartlar yerine getirilmeden doğrudan doğruya doğaya bırakıldığı, oluşan atık suyu mükellefiyeti nispetinde arıtamadığının sabit olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 29/06/2006 tarihinde …Belediye Başkanlığı ile davacı şirket arasında İçme ve Kullanma Suyu Temin- Tesisi ve Atıksu Arıtma Tesisi Yapımı ve İşletilmesi İmtiyazı Sözleşmesi akdedildiği, tesisin kentsel atık su arıtma tesisi olarak faaliyet gösterdiği, dava konusu işleme konu olan denetimde tesisin çalışır vaziyette olduğu, tesisin gezildiği, çıkış noktasından numune alındığı, tesisten ayrılır iken o esnada oluşan yağmur suyu taşmasından kaynaklı sudan numune alındığı, tesise gelindiğinde herhangi bir taşma olmadığı, çıkıştan numune alındıktan sonra tesisi terk ederken taşmanın yaşandığı, şahit numune alınmadığı, davacı şirketçe işletilen kanalizasyon sisteminin projelendirilmesi ve inşasının… Bankası tarafından yapıldığı, sistemde eksiklikler ve hatalar olduğu, tesisin evsel atıksuları alımına yönelik yapıldığı, yağmur ve sel sularını karşılayamadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava konusu işlemin hukuka uygun olarak tesis edildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Muğla ili, Milas ilçesi, … Mahallesinde faaliyet gösteren davacı şirkete ait atık su arıtma tesisinde, davalı idare teknik elemanlarınca 16/04/2019 tarihinde yapılan denetim esnasında; arıtma tesisine gelen fazla atık suların yağmur sularının da etkisiyle arıtıma girmeden doğrudan alıcı ortama deşarj edildiğin tespit edilmesi üzerine, Çevre Kanununun 20. maddesinin (f) bendi uyarınca, 180.509,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı idari yaptırım kararı tesis edilmiş, bu kararın iptali istemiyle de görülmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 8. maddesinde; “Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır. Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler.” hükmüne; 11. maddesinde; “…Üretim, tüketim ve hizmet faaliyetleri sonucunda oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı vermeleri uygun görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri, atıklarını yönetmeliklerde belirlenen standart ve yöntemlere uygun olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle ve öngörülen izinleri almakla yükümlüdürler.” hükmüne; aynı Kanunun 20. maddesinin (f) bendinde; “11. maddeye göre kurulması zorunlu olan atık alım, ön arıtma, arıtma veya bertaraf tesislerini kurmayanlar ile kurup da çalıştırmayanlara 60.000 Türk Lirası idari ara cezası verilir.” hükmüne; (ı) bendinin 6. fıkrasında; “….Bu bendin birinci paragrafı dışında, bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmeliklere aykırı olarak ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve yargılama yetkisine tâbi olan deniz yetki alanlarına, içme ve kullanma suyu sağlama amacına yönelik olmayan sulara atık boşaltanlara 24.000 Türk Lirası idarî para cezası verilir…” hükmüne, (j) bendinde; “Kanunda ve yönetmelikte öngörülen yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları toprağa verenlere 24.000 Türk Lirası idarî para cezası verilir.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililerin kirlenmeyi önlemekle, kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirletenin, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğu anlaşılmakta olup; her türlü atık ve artığı çevreye zarar verecek şekilde ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermenin yasak olduğu, bu eylemlere sebebiyet verenlere idari para cezası verileceği, kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililerin, kirlenmeyi önlemekle, kirlenme meydana gelmişse kirlenmeyi durdurmakla ve etkilerini gidermekle yükümlü oldukları konusunda tereddüt bulunmamaktadır.
Bununla birlikte; 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin (f) bendi uyarınca idari para cezası verilebilmesi için, 2872 sayılı Kanunun 11. maddesine göre kurulması zorunlu olan atık alım, ön arıtma, arıtma veya bertaraf tesisinin ilgilisi tarafından kurulmamış olması yada kurulup da çalıştırılmamış olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu işleme dayanak alınan 16/04/2019 tarihli çevre denetim tutanağında; atıksu arıtma tesisinin çalışır durumda olduğunun tespiti yapılarak atıksu arıtma tesisinin girişinden ve çıkışından numune alındığının ve arıtma tesisine gelen fazla atık sularının yağmur sularının da etkisiyle arıtıma girmeden doğrudan alıcı ortama taştığının da tespit edildiğinin belirtildiği, yine dava dilekçesinde; yağmur suyu nedeniyle taşma olduğu, atıksu arıtma tesisine girmeyen taşan yağmur suyundan da numune alındığının belirtildiği, savunma dilekçesinde de tesise dengeleme havuzundan alıcı ortama atıksu deşarj edildiği, bu deşarjın gerçekleşmesi için havuz betonuna çentik atılarak kırıldığı, bu durumun atıksu arıtma tesisine girmeksizin alıcı ortama deşarjının sürekli olarak yapıldığını gösterdiğinin ifade edildiği, çevre denetim tutanağında arıtma tesisine gelen ancak yağmur sularının da etkisiyle arıtıma girmeden doğrudan alıcı ortama taştığı tespit edilen atıksu nedeniyle dava konusu işlem ile 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin (f) bendi uyarınca idari para cezası tesis edildiği, ancak anılan madde hükmü gereğince idari para cezası verilebilmesi için kurulması zorunlu olan arıtma tesisinin ilgilisi tarafından kurulmamış olması ya da kurulup da çalıştırılmamış olmasına yönelik eylemlerin somut olayda tespit edilmediği, bununla birlikte; gerek tesisin yetersizliğinden gerekse denetimin yapıldığı günün koşullarından kaynaklı olabilecek nedenlerle alıcı ortama doğrudan atıksu deşarjının yapıldığının tespit edildiği, doğrudan alıcı ortama deşarjın yapıldığı by-pass hattından alınan atıksu numunesinin deşarj standartlarını sağlamadığı, dava konusu işlemin de belirtilen eylem nedeniyle tesis edildiği görülmektedir.
Bu nedenle, dava konusu işleme dayanak fiilin; dava konusu idari para cezasının tesisine konu olabilecek, Kanun ve Yönetmelikte belirlenen aykırılığı oluşturmadığı anlaşıldığından, doğrudan alıcı ortama deşarj edilen atıksu nedeniyle davacı şirkete 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin (f) bendi uyarınca idari para cezası verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bununla birlikte; 16/04/2019 tarihli çevre denetim tutanağında tespit edilen fiilin Çevre Kanununun 20. maddesinde yer alan uygun alt bent uyarınca idari para cezasını gerektirip gerektirmediğinin davalı idarece değerlendirileceği tabiidir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 26/01/2023 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararının onanması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.