Danıştay Kararı 6. Daire 2021/10798 E. 2022/12377 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/10798 E.  ,  2022/12377 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/10798
Karar No : 2022/12377

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … – …
2- … Başkanlığı – …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Elazığ, Erzurum ve Rize illerinde meydana gelen ve genel hayata etkili kabul edilen bazı afetler nedeniyle hak sahibi olan afetzedelerin kalıcı barınma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 12/11/2021 tarih ve 31657 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 11/11/2021 tarih ve 4761 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, Rize İli, Çayeli İlçesi, … Köyü, … ada, … parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu işlemde, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında acelelik halinin gerektiren nedenin, bu prosedüre başvurulmasına neden ihtiyaç duyulduğunun ve acele kamulaştırma yoluna gidilmediği takdirde kamunun uğraması muhtemel zararların neler olduğunun açıkça ortaya konulmadığı, acele kamulaştırmanın istisnai bir yöntem olduğu, sel ve heyelanın 28 Eylül 2017 tarihinde meydana geldiği, afetzedelerin kalıcı barınma ihtiyacını karşılamak için olağan prosedür uygulanarak kamulaştırma işlemi yapmak imkanı varken dört sene geçtikten sonra herhangi bir plan, araştırma, analiz, tespit ve inceleme yapılmadan acele kamulaştırma kararının alındığı, dava konusu taşınmazın da sel felaketinden etkilendiği ve zarar gördüğü, davaya konu arazinin içinden geçen ırmağın, yağmurun etkisi ile sel oluşturduğu, sel felaketi nedeniyle bu arazide ev yapılamadığı, ilerde yaşanabilecek sel felaketi nedeniyle yapılacak konutların da yıkılmasının kuvvetle muhtemel olduğu, sel veya heyelan nedeniyle zarar görebilecek bir yerde afet konutları yapılmasının hem devletin mali kaynaklarının israfına, hem de ilerde yaşanabilecek can ve mal kayıplarına neden olabileceği, bu nedenle dava konusu kararda üstün kamu yararının bulunmadığı, Kaptanpaşa Köyü’nde hem yüzölçümü olarak daha büyük hem de sel-heyelan riski arz etmeyen taşınmazları afet konutu yapımı için devlete rızası ile satacak kişilerin bulunduğu, devlete ait olan ve atıl durumda bulunan arazilerin de mevcut olduğu, satın alma yolu ile daha uygun yer temin edilebileceği, mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMALARI : 28/9/2017 tarihinde meydana gelen sel ve heyelan afeti sonrasında Rize’de konutları yıkılan veya ağır derecede hasar gören afetzedelerin büyük çoğunluğunun yaşamlarını konteyner veya çadırlarda sürdürdüğü, kış şartları da göz önünde bulundurulduğunda hak sahibi afetzedelerin konutlarının ivedilikle yapılması gerektiği, bedelsiz temin edilebilecek uygun nitelikte taşınmazın bulunamaması sebebiyle dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiği, olayda acelelik halinin bulunduğu, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava ,Elazığ, Erzurum ve Rize illerinde meydana gelen ve genel hayata etkili kabul edilen bazı afetler nedeniyle hak sahibi olan afetzedelerin kalıcı barınma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 12/11/2021 tarih ve 31657 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 11/11/2021 tarih ve 4761 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, Rize İli, Çayeli İlçesi, … Köyü, … ada, …parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 35. maddesinde; “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde; “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 1. maddesinde; “Bu Kanun; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenler.” hükmüne ve 6. maddesinin son fırkasında; “Onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek yoktur.” hükmüne, 6. maddesinde “….Cumhurbaşkanı veya bakanlıklar tarafından verilen kamu yararı kararlarının ayrıca onaylanması gerekmez.
Onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek yoktur. Bu durumlarda yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir karar alınır.” hükmüne, 27. maddesinde ise; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı vekili tarafından verilen 06/03/2022 tarhli dilekçe eklerinin incelenmesinden, dava konusu taşınmaza el konulmasına karar verilmesi istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesinin … değişik iş esas sayılı dosyasında açılan davada, anılan Mahkemenin … tarih ve E: … değişik iş, K:… sayılı kararıyla; Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı vekili tarafından verilen 03/03/2022 havale tarihli dilekçeyle dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasından vazgeçildiğinden vazgeçme doğrultusunda gerekli kararın verilmesinin talep edildiği ve dilekçe ekinde İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısının sunulduğu, yazı içeriğinde dava konusu taşınmazın kamulaştırma işleminden vazgeçildiği hususunun belirtildiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği, yine davacı vekili tarafından verilen 17/03/2022 tarihli dilekçe ekinde; davacıya hitaben yazılan davaya konu taşınmazın kamulaştırma kararından vazgeçildiğinin Müdürlüklerine bildirildiğine dair Rize Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazısının sunulduğu, davalı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı vekili tarafından verilen Dairenin ara kararına cevap yazısından davaya konu taşınmazın kamulaştırma işleminden vazgeçildiği ,yazı ekinde davaya konu taşınmazın kamulaştırma işleminden vazgeçildiğine dair … tarih ve … sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı olurunun gönderildiği anlaşılmaktadır.
Davalı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı oluruyla davaya konu taşınmazın kamulaştırma işleminden vazgeçilmiş ise de; dava konusu Cumhurbaşkanı kararında yer verilen anılan taşınmaz yönünden, dava konusu işlemi tesis eden Cumhurbaşkanlığı tarafından dava konusu işlemin geri alınmadığı dikkate alındığında, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava konusu 11/11/2021 tarih ve 4761 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, Elazığ, Erzurum ve Rize illerinde meydana gelen ve genel hayata etkili kabul edilen bazı afetler nedeniyle hak sahibi olan afetzedelerin kalıcı barınma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, Rize İli, Çayeli İlçesi, .. Köyü, … ada, … parsel sayılı taşınmazın, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
Bakılan dava, dava konusu acele kamulaştırma kararının davacıya ait taşınmaz yönünden iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde herkesin, mülkiyet hakkına sahip olduğu, bu hakkın ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı düzenlenmiş, 46.maddesinde ise idareye, mülkiyet hakkını, malikin rızası dışında kamu yararı amacıyla, gerçek karşılığını peşin olarak ödemek ve kanunla gösterilen esas ve usullere uymak suretiyle kamulaştırma yoluyla sınırlama yetkisi tanınmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde; “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmüne yer verilmiştir.
Kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenleme amacıyla hazırlanan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3.maddesinin 1.fıkrasında, idarelerin, kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya aynı maddenin 2.fıkrasında belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilecekleri düzenlenmiş, 5.maddesinde kamu yararı kararı vermeye yetkili merciler sayılmış, 6.maddesinde ise 5.maddede sayılan merciler tarafından verilecek kamu yararı kararını onaylayacak merciler sayıldıktan sonra onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek olmadığı, bu durumlarda yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir karar alınacağı kurala bağlanmıştır. Aynı kanunun 27. maddesinde ise; “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel
kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. Mahkemece verilen taşınmaz mala el koyma kararı tapu müdürlüğüne bildirilir. Taşınmaz malın başkasına devir, ferağ veya temlikinin yapılamayacağı hükmü tapu kütüğüne şerh edilir. El koyma kararından sonra taşınmaz mal 20 nci madde uyarınca boşaltılır. Bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedelidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun “Amaç” başlıklı 1.maddesinde, “Bu Kanun, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.
” hükmüne, 3. maddesinde, “Herhangi bir saha, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz.
” hükmüne, 8. maddesinin (d) bendinde “Arazi kullanımı ve yapılaşmada sadece mekânsal strateji planları, çevre düzeni planları ve imar planları kararlarına uyulur.” hükmüne, 20. maddesinde “Yapı: a) Kuruluş veya kişilerce kendilerine ait tapusu bulunan arazi, arsa veya parsellerde, b) Kuruluş veya kişilerce, kendisine ait tapusu bulunmamakla beraber kamu kurum ve kuruluşlarının vermiş oldukları tahsis veya irtifak hakkı tesis belgeleri ile, İmar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabilir” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun tanımlar başlıklı 5. maddesinde uygulama imar planı; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlere Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 1. maddesinde;” Deprem (Yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ,tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlar hakkında bu kanun hükümleri uygulanır.” hükmüne, “Afet Bölgelerindeki bir topluluğun kaldırılarak başka yerlere taşınması” başlıklı 16. maddesinde; “Genel hayata etkili afetlerden önce veya sonra kesin lüzum üzerine meskün bir topluluğun bir kısmının veya tamamının kaldırılarak başka mahallere toplu olarak veyahut dağıtılarak yerleştirilmesi İçişleri, Maliye, Bayındırlık, Sağlık ve Sosyal Yardım, Tarım, Milli Eğitim, Sanayi, İmar ve İskan ve köylerde Köy İşlerine bakan Bakanlıklar mütehassıs temsilcilerinden kurulacak bir komite incelendikten sonra Cumhurbaşkanı Kararı ile İmar ve İskan Bakanlığı tarafından yaptırılır. Ancak bu toplu nakiller aynı belediye ve köy sınırları içinde ise Cumhurbaşkanı kararına lüzum kalmaksızın İçişleri ve İmar ve İskan Bakanlıklarınca müştereken yapılır.” hükmüne, 21.maddesinde; “Afet bölgesi içinde ve dışında tespit olunan imar ve iskan alanları içindeki taşınmaz mallardan Hazineye, özel idareye, belediyeye, köy tüzel kişiliğine veya katma bütçeli dairelere ait olanlardan (Vakıflar Genel Müdürlüğü taşınmaz malları ile, Hazineye, özel idare ve belediyeye ait taşınmaz mallardan bir kamu hizmetine tahsis edilenler hariç) ihtiyaca tekabül eden miktarı, İmar ve İskan Bakanlığının isteği üzerine bedelsiz olarak bu işe tahsis ve temlik olunur. Afet sahaları içinde ve dışında yeniden kurulacak iskan yerleri (Şehir, kasaba, köy) ile mevcut iskan sahalarına yapılacak eklemeler için, yukarıdaki hükümler dairesinde arazi temini mümkün olmıyan hallerde (Normal gelişme alanlarına öncelik verilmek şartiyle) arazi ve bina satınalınabileceği gibi, kamulaştırma mevzuatı dahilinde, kamulaştırma da yapılabilir. Bu maddeye göre sağlanan taşınmaz mallar İmar ve İskan Bakanlığının isteği üzerine, ayrıca ferağ şartı aranmaksızm Hazine adına re’sen tescil olunur.” hükmüne yer verilmiştir.
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlere Yapılacak Yardımlara Dair Kanun ve afete dair hükümler taşıyan diğer kanunlar uyarınca hak sahibi kabul edilen afetzede ailelere konut ve işyerleri yapılması için yeni yerleşim yerlerinin tespiti amacıyla, 7269 sayılı Kanunun 16.maddesi gereğince yapılması gereken iş ve işlemlere yönelik esasların düzenlendiği Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının 03/05/2013 tarih ve 3003 sayılı genelgesinde “Yer seçimi”, 7269 sayılı Kanun gereğince afetten etkilenen ve etkilenmesi muhtemel olan konut a da işyeri yapmak üzere hak kazanan ailelerin (hak sahibi) afet tehlikesi olmayan bir alanda yeniden yerleşmeleri amacıyla yapılacak yapıların yerinin belirlenmesi işlemi olarak tanımlanmış ve yer seçiminin ilke ve yöntemleri düzenlenmiştir.
Anılan Genelgede, genel hayata etkili afetler sonrasında, 7269 sayılı yasanın 16. maddesi kapsamında, hak sahibi afetzedelerin yeni yerleşim yeri çalışmalarının yapılacağı ve “Yer Seçimi Protokolü” hazırlanacağı, hazırlanan yer seçimi protokolünün onayından sonra etüt-proje (kadastro, harita, imar planına esas jeolojikjeoteknik etüt raporu, imar planı, kamulaştırma, imar planı uygulaması, tahsis, tescil vb.) çalışmalarının tamamlanacağı, etüt-proje çalışmalarının tamamlanmasından sonra yer teslimi yapılarak konut ya da iş yeri yapım işine geçileceği öngörülmüş, hak sahipleri için yapılacak yeni yerleşim yerleri tespitinde, mümkün olduğunca eski yerleşim yerine yakın, sağlık, eğitim vb. tesislere uzak olmayacak, ilave altyapı-üstyapı harcamalarına yol açmayacak, kamulaştırma gerektirmeyecek alanların öncelikle tercih edilmesi gerektiği, yeni yerleşme yerinin belirlenmesinde: 1- Afet tehlikesinde olmayan bir yerleşimi, 2- Afete uğrayan birey ya da toplulukların afet öncesi sosyal, ekonomik ve kültürel yapılarının büyük ölçüde değişikliğe uğratılmadan devamının sağlanması, 3- Sağlıklı ve güvenli çevrenin, hukuksal çerçevede (imar mevzuatına uygunluk, mülkiyet sorunu olmayan, vb.) gerçekleştirilmesi, temel ilkelerine uyulması gerektiği, hak sahipleri için yerleşim yerlerinin tespiti çalışmalarında, öncelikle hak sahibi afetzedenin afete uğradığı yerleşim birimi içerisinde yer seçimi yapılması gerektiği, buna göre; a.Afetzedenin hak sahibi olduğu konutunun veya işyerinin bulunduğu arsa ve araziler (deprem ve yangın afetlerinde), b.Hak sahibine ait başka arsa ve araziler, c.Bedelsiz temin edilecek arsa ve araziler (7269 sayılı yasanın 17, 211 Ek-9 ve Ek-10’uncu maddelerine göre), d. Bedelsiz temin edilecek arsa ve arazilerin temin edilemediğinde, durumun Yer Seçimi Komisyonu tarafından raporlanması koşuluyla, kamulaştırma yolu ile edinilecek arsa ve araziler, sıralamasının dikkate alınması gerektiği, afetzedenin afete uğradığı yerleşim biriminde yer seçimi yapılamaması halinde, aynı il sınırları içerisinde olmak kaydıyla, yukarıda belirtilen sıralama takip edilmek üzere, afetin olduğu yerleşim sınırları dışında da yer seçimi yapılabileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa’nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gereği ifade edilmiştir. Acele kamulaştırma usulü idareye kamulaştırma işlemlerinin neticelenmesini beklemeden kamulaştırılan taşınmaza el koyma imkânı tanıyan olağanüstü bir kamulaştırma usulüdür. Acele kamulaştırmada, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile Mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın kanunda belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. Acele kamulaştırma usulü, olağan kamulaştırmada malik lehine getirilen usule ilişkin güvenceleri bertaraf etmemekte; yalnızca bu usullerin işletilmesinden önce idareye, kamulaştırılacak taşınmaza el koyma imkânı tanımaktadır. Taşınmaza el konulduktan sonra idare tarafından öncelikle satın alma yolunun işletilmesi, bunun mümkün olamaması durumunda ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması gerekmektedir. Kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaza acele olarak ihtiyaç duyulması halinde, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırma acele usulle yapılmaktadır.
2942 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılabilecek olup, kamulaştırma yapılabilmesi için ya ilgili idare tarafından kamu yararı kararının alınması, ya da onaylı imar planı veya ilgili Bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak bir hizmet olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu taşınmaza el konulmasına karar verilmesi istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesinin … değişik iş esas sayılı dosyasında açılan davada, anılan Mahkemenin … tarih ve E: … değişik iş, K:… sayılı kararıyla; Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı vekili tarafından verilen 03/03/2022 havale tarihli dilekçeyle dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasından vazgeçildiğinden vazgeçme doğrultusunda gerekli kararın verilmesinin talep edildiği ve dilekçe ekinde İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısının sunulduğu, yazı içeriğinde dava konusu taşınmazın kamulaştırma işleminden vazgeçildiği hususunun belirtildiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olduğu, öte yandan Dairemizin 24/03/2022 tarih ve 2021/10798 sayılı ara kararıyla; dava konusu taşınmazın acele kamulaştırma işleminden vazgeçilip geçilmediğinin sorulması üzerine davalı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından verilen 11/04/2022 tarihli ara kararı cevabında; dava konusu taşınmazın kamulaştırma işleminden vazgeçildiğinin bildirilerek kamulaştırma işleminden vazgeçildiğine dair … tarih ve … sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı olurunun sunulduğu anlaşılmaktadır.
İdare Hukukunun temel prensiplerinden biri olan yetki ve usulde paralellik ilkesi uyarınca, yasada aksine bir düzenleme bulunmadıkça, bir işlemin tesisinde uygulanan yetki ve usul krallarının aynı işlemin geri alınması ve kaldırılması işlemlerinde de aynen uygulanması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, davalı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı oluruyla davaya konu taşınmazın kamulaştırma işleminden vazgeçilmiş ise de; yetki ve usulde paralellik ilkesi uyarınca, davacıya ait taşınmazın acele kamulaştırılmasına ilişkin dava konusu işlemi tesis eden Cumhurbaşkanlığı tarafından dava konusu işlemin geri alınmadığı, dolayısıyla dava konusu işlemin hukuk aleminde varlığını sürdürdüğü anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, dava konusu taşınmazın kamulaştırma işleminden vazgeçildiğine dair … tarih ve … sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı “Olur” yazısında ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığının Dairemizin ara kararına cevap yazısında, dava konusu taşınmazda yapılacak konutların ihalesinin yapıldığı ancak henüz etüt proje işlemlerine (halihazır imar planına esas jeolojik-jeoteknşk etüd raporu, zemin etüdü vb.) başlanılamadığı hususuna yer verilmiş olup, hak sahibi kabul edilen afetzede ailelere konut yapılması için yer seçiminde yukarıda yer verilen Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının … tarih ve … sayılı genelgesinde öngörülen sıralamaya uyulduğuna, bu kapsamda bedelsiz arsa ve arazi temin edilemediğinin Yer Seçimi Komisyonu tarafından raporlanmasının ardından kamulaştırma yoluna başvurulduğuna, anılan genelgede yeni yerleşim yerlerinin tespiti sırasında uyulması öngörülen inceleme ve araştırmaların yapılmış olduğuna, bu kapsamda taşınmazın daha önce sel felaketinden etkilendiğine dair fotoğraf ve kamera görüntülerinin idareye sunulmuş olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu taşınmazın afet tehlikesi olmayan bir alanda bulunduğuna dair tespitlerin yapılmış olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı görülmektedir.
Bu durumda; davalı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı “olur”uyla davaya konu taşınmazın kamulaştırma işleminden vazgeçilmiş ise de; dava konusu Cumhurbaşkanı kararında yer verilen anılan taşınmaz yönünden, dava konusu işlemi tesis eden Cumhurbaşkanlığı tarafından dava konusu işlemin geri alınmadığı, dava konusu işlemin kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak ve ilgilli mevzuatta öngörülen inceleme ve araştırmalar yapıldıktan sonra tesis edildiği hususunun idarece ortaya konulamadığı dikkate alındığında, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Dava konusu işlemin uyuşmazlığa konu parsele ilişkin kısmının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve adli yardım istemi kabul edildiğinden ödenmemiş olan yargılama gideri tutarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesi, 1. fıkrası uyarınca davalı idarelerden tahsili için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
3.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmasız işler için belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4.Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):
Dava afetzedelerin kalıcı barınma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ihtiyaç duyulan taşınmazların Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılması için tesis edilen 11/11/2021 tarih ve 4761 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, davacının taşınmazı yönünden iptali istemiyle açılmış olup, acele kamulaştırma yapmak üzere dava konusu işlemle yetkilendirilen Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından … tarih ve … sayılı “olur” ile davaya konu taşınmazın kamulaştırma işleminden vazgeçildiği görülmektedir.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının … tarih ve … sayılı “olur”‘ yazısından anlaşılacağı üzere taşınmazda etüt proje işlemlerine (imar planına esas jeolojik-jeoteknik etüt raporu, zemin etüdü vb.) henüz başlanılmadan kamulaştırma işleminden vazgeçildiği de göz önünde bulundurulduğunda, vazgeçme “olur”undan sonra dava konusu işlemin uygulanabilirliği, dolayısıyla davanın konusunun kalmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği oyuyla Dairemizin iptal kararına katılmıyorum.