Danıştay Kararı 6. Daire 2020/9654 E. 2023/178 K. 17.01.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/9654 E.  ,  2023/178 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/9654
Karar No : 2023/178

KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE BULUNAN
(DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : … Mirasçıları;
1- … 2- … 3- …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Davanın reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın bozulmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 12/09/2012 tarih ve E:2012/1852, K:2012/4082 sayılı kararına uyulmayarak davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmesine yönelik … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 07/04/2016 tarih ve E:2014/5709, K:2016/1472 sayılı kararı ile bozulması üzerine, anılan bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın onanmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 18/06/2020 tarih ve E:2020/1813, K:2020/5733 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların maliki olduğu Karaman İli, Kırbağı İlçesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın üzerindeki yapılar için kullanma izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Karaman Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyularak İdare Mahkemesince verilen kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ve ek rapor ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu, kullanılmasında fen bakımından mahzur bulunmadığı, yapı kullanma izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun kanunda öngörülen şartları taşıdığı, bu nedenle başvurunun reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davalının temyiz isteminin reddi ile hukuk ve usule uygun bulunan İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Bilirkişilerce teknik inceleme yapılmaksızın, tamamen yüzeysel gözlemlerle yapının ruhsata ve eki projelerine uygun yapıldığı şeklinde görüş bildirildiği, bu hatalı bilirkişi raporu esas alınarak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen yargı kararının uygulanabilmesi adına 13.01.2020 tarihinde belediye yetkililerince yerinde inceleme yapıldığı ve yapı ruhsatı ile eki mimari projeye birçok aykırılığın tespit edildiği, buna ilişkin tespit tutanağının dosyaya sunulmasına ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı gereğince yapının dayanağı ruhsata ve imar planına uygun olup olmadığının ortaya konulması suretiyle bir karar verilmesi gerekmesine rağmen bu husus görmezden gelinerek iptal kararının onandığı, ayrıca yapının, imar planında öngörülen tarım alanı işlevine de aykırı olduğu, bilirkişi raporunda da ruhsatın imar planına aykırı olduğunun açıkça belirtildiği, bu durumda hem ruhsata hem imar planına aykırı olan yapı için kullanma izni verilmesi gerektiğine dair mahkeme kararında ve bu kararın onanmasında isabet bulunmadığı, davacının 2005 yılında belediyeye yaptığı başvurusunun uyuşmazlığın çözümünde temel alındığı ve bu başvurunun yapı kullanma izni verilmesi istemli bir başvuru olduğu kanaatine varıldığı, ancak Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği gereğince yapı kullanma izni verilmesi istemiyle yapılan başvuruya eklenmesi gereken belgelerin hiçbirisi eklenmeden, ayrıca yapının fen ve sağlık kurallarına, projesine uygun olduğuna dair fenni mesul tarafından bir rapor düzenlenmeden yapılmış olan söz konusu başvurunun yapı kullanma izni verilmesi istemi olarak değerlendirilmemesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile sulu mutlak tarım arazisi vasfında olan taşınmazın bu niteliği ile bağdaşmayacak şekilde üzerinde inşa edilen yapılar için kullanma izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işleme karşı açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 103. maddesinin b) bendi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi yürürlükten kaldırılmış ise de; anılan Yasanın 27. maddesiyle 2577 sayılı Yasaya eklenen Geçici 8. maddenin 1. fıkrasındaki “Bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3 üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler uygulanır.” kuralı uyarınca, bu maddeye göre kararın düzeltilmesi yolundaki istemin incelemesine geçildi.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre kararın düzeltilmesi istemi yerinde görüldüğünden Dairemizin 18/06/2020 tarih ve E:2020/1813, K:2020/5733 sayılı kararı kaldırılarak işin esası incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacıların müstakil maliki olduğu toplam 49.000 m2 büyüklüğündeki taşınmaz 1/5000 ölçekli nazım imar planında “tarımsal niteliği korunacak alan” kullanımında kalmakta olup taşınmazı kapsayan alana yönelik onaylı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı bulunmamaktadır.
Taşınmaz üzerinde tek katlı, 258 m2 inşaat alanlı bir adet idari ve sosyal tesis binası ile halı saha yapılması amacıyla … tarih ve … sayılı yapı ruhsatı ile bu ruhsata istinaden inşaatına başlanılan yapı için 07.06.2004 tarihinde subasman vizesi verilmiştir.
Davacı tarafından 30.05.2005 tarihinde davalı belediyeye başvurularak, taşınmaz için verilen yapı ruhsatı doğrultusunda tesislerin tamamladığı, ancak yapı kullanma izni verilmesi istemiyle idareye yaptığı başvuru sonucunda mevzi imar planı çizdirilmeden kullanma izni alamayacağını öğrendiği belirtilmiş ve mevzi imar planını çizdirmek için kendisine gerekli iznin verilmesi talep edilmiştir.
Bu doğrultuda Karaman Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararında; taşınmaz için yapı ruhsatı verilmiş olduğundan ve zeminde tesis tamamlanarak işletmeye hazır hale geldiğinden yapı kullanma izni verilebilmesi için gerekli olan mevzi imar planının, Karayolları Bölge Müdürlüğü, İl Tarım Müdürlüğü, MEDAŞ İşletme Müdürlüğü, DSİ ve ilgili diğer kurumların uygun görüşlerinin alınması şartıyla, çizdirilmesi için ön izin verilmesine karar verilmiştir.
Anılan belediye meclisi kararı doğrultusunda mevzi imar planına esas olmak üzere görüşleri sorulan kurumlardan, Karaman Valiliği İl Tarım Müdürlüğü dışındaki diğer kurumlarca uygun görüş verilmiş, İl Tarım Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı görüş yazısında ise; Toprak Koruma Kurulunca 26.03.2010 tarihinde yapılan görüşmede, taşınmaz için yapı ruhsatının verilmiş olduğu, belediyenin sorumluluğundaki alanlarda inşaat izni alınmadan ve imar mevzuatı gereğince ilgili kurum görüşleri alınmadan verilen ruhsatlarda ilgililerin ve yetkililerin sorumlu olacağı, ruhsatsız işe başlanılmış ve bitirilmiş ise bu işlemlerin hukuki sonuçlar doğuracağı, yatırımın 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundan önce yapıldığı ve geçici maddelerden yararlanmadığı dikkate alınarak, konunun mevzuatlar çerçevesinde Karaman Belediye Başkanlığınca değerlendirilmesi gerektiğine karar verildiği bildirilmiştir.
Karaman Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısıyla kesin kurum görüşünün bildirilmesinin istenmesi üzerine Karaman Valiliği İl Tarım Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısında; taşınmaz üzerindeki tesisin gerekli izinler alınmadan yapılmış bir tesis olduğu, taşınmazın yerinde inceleme yapıldığı ve etüt raporunun hazırlandığı, bu doğrultuda Toprak Koruma Kurulunun gündemine alınarak 5403 sayılı Kanunun 13. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, söz konusu yatırımın uygun görülmediğine karar verildiği ve bu kararın da gerekçeleri ile birlikte … tarih ve … sayılı yazı ile ilgili belediyeye bildirildiği, etüt raporlarında sulu mutlak tarım arazisi vasfında değerlendirilen taşınmazın tarım dışı amaçla kullanılabilmesi Toprak Koruma Kurulunun uygun görmesi koşuluna bağlı olduğundan, 5403 sayılı Kanunun 13. maddesi uyarınca tarım dışı amaçla kullanılmasının mümkün olmadığı şeklinde olumsuz görüş bildirilmiştir.
Bunun üzerine Karaman Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile taşınmaza ilişkin mevzi imar planının reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından 02.08.2010 tarihinde davalı idareye yeniden yapılan başvuru ile taşınmazdaki tesislerin, yapı ruhsatının verildiği 2004 yılı içerisinde tamamlandığı ve 6 yıldır faaliyette olduğu, bu yatırımda kamu yararı bulunduğuna dair Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün görüşü bulunduğu göz önünde bulundurularak, alana ilişkin 1/1000 uygulama imar planının onaylanması ve taşınmaz için yapı kullanma izninin verilmesi talep edilmiştir.
Bu başvurunun, 24.03.2004 tarihli yapı ruhsatının süresi dolduğundan yapı kullanma izni verilemediği, yeniden yapı ruhsatı verilebilmesi için mevzi imar planı çizilmesi gerektiği belirtilerek Karaman Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedilmesi üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesine 03.07.2005 tarih ve 5403 sayılı Kanunun 25. maddesiyle eklenen (c) bendinde, tarım arazilerinin, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere planlanamayacağı düzenleme altına alınmıştır.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda tarım arazilerinin çeşitleri ve tarımsal amaç dışında kullanıp kullanılamayacağı, kullanılacaksa koşulları belirtilmiş olup, bu kapsamda Kanun’un “Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını” başlıklı 13. maddesinde, “Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla;
a) Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar,
b) Doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı,
c) Petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri,
ç) İlgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri,
d) Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar,
e) (Ek: 31/1/2007-5578/3 md.) Kamu yararı gözetilerek yol altyapı ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunacak yatırımlar,
f) (Ek: 26/3/2008-5751/1 md.) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun talebi üzerine 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımı ile ilgili yatırımları,
g) (Ek: 26/3/2008-5751/1 md.) Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları,
için bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir. (Ek cümle: 31/1/2007-5578/3 md.) Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilir.
Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri dışında kalan tarım arazileri; toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile valilikler tarafından tarım dışı kullanımlara tahsis edilebilir.
Tarımsal amaçlı yapılar için, projesine uyulması şartıyla ihtiyaç duyulan miktarda her sınıf ve özellikteki tarım arazisi valilik izni ile kullanılır.
(Ek fıkra: 28/10/2020-7255/21 md.) İmar planlarında tarımsal niteliği korunacak alan olarak ayrılan yerler ile kamu yararı kararı alınarak tarım dışı amaçla kullanım izni verilen yerler, yeniden izin alınmaksızın bu amaç dışında kullanılamaz ve planlanamaz. Ancak yerleşim alanlarının gelişim alanı ihtiyaçlarını karşılamak için izin verilerek planlanmış alanlarda yeniden izin şartı aranmaz.
Birinci fıkranın (c) ve (ç) bentleri kapsamında izin alan işletmeciler, faaliyetlerini çevre ve tarım arazilerine zarar vermeyecek şekilde yürütmekle ve kendilerine tahsis edilen yerleri tahsis süresi bitiminde eski vasfına getirmekle yükümlüdürler.
Bu madde kapsamında valiliklerce verilen kararlara yapılan itirazlar, Bakanlık tarafından değerlendirilerek karara bağlanır.
Tarım arazilerinin korunması ve amaç dışı kullanımına dair uygulamaların usûl ve esasları yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
13.06.2003 tarih ve 25137 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve taşınmaz için yapı ruhsatının verildiği tarihte yürürlükte bulunan Tarım Arazilerinin Korunması ve Kullanılmasına Dair Yönetmeliğin “Tarım Dışı Amaçlarla Kullanılabilecek Sulu Tarım Arazileri ve Diğer Araziler” başlıklı 10. maddesinde, “Sulu tarım arazileri tarım dışı amaçlı kullanımlara tahsis edilemez. Ancak, daha uygun alternatif alanlar tespit edilemediği durumlarda aşağıda belirtilen genel amaçlar için ihtiyaca cevap verecek miktarlardaki her sınıf ve özellikte tarım arazileri, tarımsal faaliyetlerin zarar görmemesi için gerekli tedbirlerin alınması şartıyla, tarım dışı faaliyetlere tahsis edilebilir.
a) Karayolları, demiryolları, köy yolları ve benzeri yollar,
b) Su temini ve enerji üretimi amaçlı baraj, gölet, elektrik santralleri, su kuyusu ve bunlara ait ek tesisler; ham petrol ve doğalgaz arama, üretim ve depolama tesisleri ile bunlara ait ek tesisler; santral yolu, şalt merkezi, direk, pilon, kök, trafo, enerji nakil hatları, cebri boru güzergahı, arıtma ve bunlara ait pompaj tesisleri ve güzergahları, trafik kontrol ve güvenlik istasyonları,
c) Milli savunma tesisleri, hava alanları ve ek tesisleri,
d) Sera ve Sera Organize Sanayi Bölgeleri.
Yukarıda belirtilen genel amaçlar için yapılan müracaatlar İl Müdürlüğü tarafından incelenir ve alternatif olmadığı kanaatine varılırsa uygun görüş verilir, alternatif alan tespiti halinde müracaat İl Müdürlüğü tarafından reddedilir, kararlar gereği için ilgili kuruluşa ve hazırlanan raporla birlikte istatistik bilgi edinilmesi için Bakanlığa gönderilir.” kuralına yer verilmiştir.
Aynı Yönetmeliğin “Plan Değişikliği Yapılmasının Esasları” başlıklı 13. maddesinde, “Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce onaylanmış olan her tür ve ölçekteki planlarda tarım arazisi olarak kalan alanlarda ve mücavir alan ve Belediye sınırları içinde ve dışında yapılacak her tür zorunlu plan değişiklikleri ve bu alanlarda yer alan tarım arazilerinin kullanımına ait kararlar alınmadan önce İl Müdürlüğünün uygun görüşünün alınması esastır. Planlarda ve sınırlarda yapılacak değişiklikler için, 1/25 000 veya daha büyük ölçekli haritalarla birlikte İl Müdürlüğüne müracaat edilir.
İl Müdürlüğü aşağıdaki zorunlu haller için plan değişikliği iznini verebilir:
a) Planlı alan Belediye veya mücavir alanı içerisinde ise; Belediye hizmetlerinin yürütülmesi ve alt yapı tesisleri için inşa edilecek yapılara yönelik ilgili belediye tarafından yapılan arazi talepleri,
b) Planlı alan Belediye veya mücavir alanı içinde veya dışında olması halinde;
1) Tarımsal üretimi teşvik etmek amacıyla kurulmuş tarımsal ürünlerin işlenmesi ve değerlendirilmesi ile ilgili entegre nitelikli sanayi tesislerinin geliştirilmesi ve rekabet gücünün arttırılması için, mevcut yapılara ilave tesislerin kurulmasına yönelik arazi talepleri,
2) Diğer sanayi tesislerinin bulunduğu planlı alanlarda; sanayi tesislerinin rekabet gücünün arttırılması için ihtiyaç duyulan, ileri teknoloji kullanımı sağlayarak üretimi artıracak ve mevcut tesislerle entegre çalışma zorunluluğu bulunan ilave tesislerin kurulmasına yönelik arazi talepleri,
Bu madde kapsamında yukarıda sayılan zorunlu haller için ihtiyaç duyulan araziler; öncelikle tarım dışı kullanım planı bulunan tesislere sınır ve düşük potansiyelli kuru tarım arazilerinden karşılanır; eğer böyle bir arazi yok ise gerçek ihtiyaca cevap verecek miktarda alan mevcut planlı alana sınırı olan diğer tarım arazilerinden karşılanabilir.” düzenlemesi yer almıştır.
3194 sayılı İmar Kanunun 20. maddesinin son cümlesinde, yapının; imar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabileceği, aynı Kanun’un “Yapı kullanma izni” başlıklı 30. maddesinde ise, yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye, valilik bürolarından izin alınmasının zorunlu olduğu, mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerektiği, bu maddeye göre verilen iznin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda detaylarına yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, mutlak tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin 5403 sayılı Kanunda tahdidi şekilde sayılan ihtiyaç, faaliyet ve yatırımların dışında kalan bir amaçla tarım dışı kullanıma dönüştürülmesine imkan bulunmadığı, bu durumda dahi alternatif alan bulunmaması ve Toprak Koruma Kurulunun uygun görüşünün alınması koşuluyla mutlak tarım alanlarının ve sulu tarım alanlarının tarım dışı amaçla kullanılmasına Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından izin verilmesi gerektiği, her ne kadar taşınmaz için yapı ruhsatının verildiği tarihte ve devamında davacı tarafından yapı kullanma izni verilmesi istemiyle davalı idareye ilk başvurunun yapıldığı 30.05.2005 tarihinde 5403 sayılı Kanun yürürlükte değilse de anılan tarihte yürürlükte olan ve genel amacı tarım arazilerinin korunmasını, amacına uygun bir şekilde kullanılmasını sağlamak ve hangi zorunlu hallerde tarım dışı amaçlarla kullanılabileceğine dair usul ve esasları belirlemek olan Tarım Arazilerinin Korunması ve Kullanılmasına Dair Yönetmelik hükümleri gereğince de sulu tarım arazilerinin tarım dışı amaçlı kullanımlara açılmasının mümkün olmadığı, ancak Yönetmelikte tahdidi şekilde sayılan amaçların gerçekleştirilebilmesi için daha uygun alternatif alanlar bulunmadığının tespit edilmesi halinde il tarım müdürlüğünün izin vermesi koşuluyla tarım dışı amaçlarla kullanılabileceği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta ise, davalı idarece düzenlenen … tarih ve … sayılı yapı ruhsatı ile taşınmazda inşasına izin verilen halı saha ile idari ve sosyal tesis binasının ne ruhsatın verildiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelikte ne de sonradan yürürlüğe giren 5403 sayılı Kanunda tahdidi şekilde sayılan faaliyet ve yatırımlar arasında yer almadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, sulu mutlak tarım arazisi vasfındaki taşınmazın tarım dışı amaçla kullanılabilmesi Karaman İl Tarım Müdürlüğünden izin alınması koşuluna bağlı olduğu halde, söz konusu izin alınmadan yapı ruhsatının verildiği, ilgili kurumdan ilk defa, taşınmazda yapılaşma tamamlandıktan sonra kullanma izni verilebilmesi için gerekli olan mevzi imar planının hazırlık çalışmaları kapsamında görüş sorulduğu, bunun üzerine anılan kurum yetkililerince yerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan etüt raporuna dayalı şekilde konunun Toprak Koruma Kurulunda değerlendirildiği ve Kurulca uygun görüş verilmemesi üzerine taşınmazın tarım dışı amaçla kullanılmasına izin verilmediğinin Tarım İl Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı ve … tarihli, … sayılı yazıları ile davalı idareye bildirildiği görüldüğünden, tarımsal amaç dışında kullanılması yasal açıdan mümkün olmayan taşınmazın tarım dışı kullanıma dönüştürülmesine imkan veren yapı ruhsatı ile bu doğrultuda ortaya çıkan yapılaşmanın hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, planlama hiyerarşisi içerisinde nazım imar planlarının, arazilerin genel kullanılış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelişme yön ve büyüklükleri ile yapı ve nüfus yoğunluğunu belirlemeye yönelik ilkesel kararlar getiren genel nitelikli planlar olduğu, uygulama imar planlarının ise, üst ölçekli nazım imar planında getirilen kullanım kararına uygun olmanın yanı sıra ölçeği gereği bu plandan farklı olarak, yapı adalarını, yoğunluklarını, düzenini, yolları, parselasyona esas etapları ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren uygulamaya yönelik planlar olduğu, yasal tanımı ve amacı gereğince nazım imar planlarının üzerinden ölçü alınamayacağından ve uygulamaya esas kararlar üretilemeyeceğinden, bu planlara dayanılarak yapı ruhsatı düzenlenemeyeceği tabiidir.
Bu doğrultuda, uyuşmazlık konusu taşınmaza yönelik 1/1000 ölçekli uygulama imar planı onaylanmadan yapı ruhsatı verilmesinde imar mevzuatına uyarlık bulunmadığı gibi, 1/5000 ölçekli nazım imar planında tarımsal niteliği korunacak alanda kalan taşınmazda tarım dışı yapılaşmalara izin veren yapı ruhsatının, dayanağı imar planı kararlarına da aykırı olduğu, bu yönüyle de imar mevzuatına uyarlık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, dava konusu işlemin iptali yolundaki temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının uygulanması amacıyla yapı kullanma izni verilebilmesi için davalı belediye yetkililerince mahallinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 13/01/2020 tarihli tespit tutanağında; mimari projesi gereğince 2 adet olması gereken halı sahanın 3 adet yapıldığı, taşınmazın güneydoğu cephesinde yapılması gerekirken kuzeydoğu cephesinde yapılan yapıların projesine göre farklı koordinatlarda bulunduğu, yapı ruhsatına göre tek katlı ve 258 m2 alanlı olması gereken idari binanın 2 katlı ve 467 m2 alanlı olduğu, ayrıca projesine aykırı şekilde müştemilat-kömürlük amaçlı kullanılmak üzere 44,50 m2 alanlı yapı yapıldığı şeklinde tespitlere yer verilmek suretiyle uyuşmazlık konusu yapılarda, dayanağı ruhsata ve eki mimari projeye aykırılıklar bulunduğu ortaya konulmuştur.
Bu itibarla, taşınmazın mevcut tarımsal niteliği, bölgede onaylı üst kademe plan kararları ve Karaman Valiliği İl Tarım Müdürlüğünün olumsuz görüşü dikkate alındığında, taşınmazın tarım dışı amaçlı kullanımlara çevrilmesine yönelik alt kademe imar planı yapılması halinde bu planın 3194 sayılı İmar Kanununa, 5403 sayılı Kanununa ve kamu yararına aykırılık oluşturacağı açık olmakla birlikte, taşınmaza yapı ruhsatının verildiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelikte öngörülen usullere uyulmaksızın ve nazım imar planına aykırı şekilde verilen yapı ruhsatına dayanılarak taşınmazda tamamlanan yapıların kazanılmış hakkından söz edilmesine de imkan bulunmamaktadır. Kaldı ki belediye yetkililerince yerinde yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlık konusu yapıların ruhsata ve eki mimari projesine uygun olmadığının da tespit edilmesi karşısında, yapı kullanma izni verilmesi istemiyle davacı tarafından yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmaktadır.
Bu tespit ve açıklamalar doğrultusunda, davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 17/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.