Danıştay Kararı 6. Daire 2020/9219 E. 2020/10297 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/9219 E.  ,  2020/10297 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/9219
Karar No : 2020/10297

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri
2- … Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
3- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta … sayılı parselde kain apartmandaki bağımsız bölümün yer aldığı taşınmazın 28/06/2005 tarihli, 2005/109 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile “Afete Maruz Bölge” ilan edilen alanda kalması sebebiyle davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek uğranıldığı öne sürülen 44.908,00-TL maddi (ıslah sonrası 77.752,03-TL) ve 20.000,00-TL manevi zararın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazmini istenilmiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 11/02/2016 tarih ve E:2013/4557, K:2016/551 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, maddi tazminat isteminin 61.065,01-TL’lik kısmı ile manevi tazminat isteminin kabulü, fazlaya ilişkin istemlerin reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 17/04/2019 tarih ve E:2019/9964, K:2019/2772 sayılı kararıyla temyize konu kabule ilişkin kısmının bozulması üzerine, bozma kararına uyularak 57.453,47-TL maddi, 20.000-TL manevi tazminat isteminin kabulü, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın kabule ilişkin kısmının, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, davalı idareler tarafından bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasının ikinci bendinde, temyiz incelemesi sonucu Danıştay’ın kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyize konu karara dayanak alınan bilirkişi raporunda tazminata ilişkin tespitler yıkım tarihi olan 2014 yılına ilişkin Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ hükümlerine göre yapıldığından, maddi tazminata uygulanacak faiz başlangıcının değer tespitlerinde esas alınan yıkım tarihi olarak belirlenmesi ve manevi tazminat yönünden de taleple bağlı kalınması gerektiği halde, hükmedilen maddi tazminatın ıslah dışında kalan 44.908,00-TL’lik kısmı ve manevi tazminat yönünden ”idari başvurunun yapıldığı 24.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine,” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşıldığından, dosyanın geldiği aşama da dikkate alınmak suretiyle, kararın hüküm kısmının 45 nolu paragrafının a/iii alt bendinde yer alan ”idari başvurunun yapıldığı 24.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine,’ şeklindeki ifadenin ”…yıkım tarihi olan 29.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine,”’ şeklinde düzeltilerek; yine kararın hüküm kısmının 47 nolu paragrafının c alt bendinde yer alan ”idari başvurunun yapıldığı 24.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine,’ şeklindeki ifadenin ”…taleple bağlı kalınarak dava tarihi olan 29.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine,”’ şeklinde düzeltilerek, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın temyize konu kısmının ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 03/11/2020 tarihinde, esas yönünden oybirliği, manevi tazminata faiz yürütülmesi yönünden oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):

Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir.
Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak “takdiren” belirlendiğinden manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum.