Danıştay Kararı 6. Daire 2020/912 E. 2020/11452 K. 24.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/912 E.  ,  2020/11452 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/912
Karar No : 2020/11452

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- (DAVACI): …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI): … Bakanlığı – …
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri – Aynı yerde

KARŞI TARAF : 1- … Bakanlığı
2- …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İzmir İli, Bornova İlçesi, … Köyü … ada, … parsel sayılı, davacının zilyedinde bulunan ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkartılıp hazine adına tescil edilen taşınmazın, 6292 sayılı Kanun kapsamında hak sahibi olduğundan bahisle, satın alma isteğiyle yapılan başvurunun, anılan taşınmazın 1. derece doğal sit alanında kaldığından bahisle, reddine ilişkin … tarih ve … sayılı İzmir Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı işleminin dayanağı olan taşınmazın 1. derece doğal sit olarak belirlenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davaya konu bütüncül sit alanının sahip olduğu coğrafik, jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik ve topografik özellikleri yanı sıra toprak ve arazi yapısı, doğal bitki örtüsünün özellikleri gereği, mevzuatın öngördüğü 1. derece doğal sit kapsamında olması gereken yerlerden olduğu, ancak, davaya konu doğal sit alanı sınırlarının, mevzuatın öngördüğü “koruma-kullanma dengelerini” ortaya çıkaracak bir şekilde bilimsel ve teknik araştırma, inceleme ve projeksiyon çalışmaları yapılmadan eksik inceleme ile belirlenmiş olduğu, 1. derece doğal sit sınırları içerisinde yer almakta olan davaya konu taşınmazın, doğal özelliklerinin tamamen değiştirilmiş-kaybettirilmiş olduğu dikkate alındığında, 1. derece doğal sit özelliği taşımadığı, ancak bütüncül çevresinin 1. derece doğal sit karakterinde olduğu, 1. derece doğal sit sınırları içerisinde tamamen gelişigüzel bir şekilde konumlanmış olan gerek dava konusu ve gerekse bu davanın benzerleri olan çok sayıdaki diğer parseller dikkate alındığında, dava konusu parselin diğer parseller ile birlikte 1. derece doğal sit sınırları dışına çıkarılmasının ve/veya sit sınıfının değiştirilmesinin emsal oluşturacağı ve bu uygulamanın da alandaki bütüncül ekosistem açısından telafisi güç ve hatta telafisi mümkün olmayacak ekolojik zararlanmalara yol açacağı, yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir.
Bu durumda, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle bilirkişi raporunun birlikte incelenmesinden, uyuşmazlığa konu taşınmazın içinde yer aldığı alanın sahip olduğu coğrafik, jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik ve topografik özellikleri ile toprak ve arazi yapısı ve doğal bitki örtüsü gibi özellikleri dikkate alındığında, anılan taşınmazı 1. derece doğal sit alanı olarak belirleyen İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun … tarih ve … sayılı kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davacı tarafından, dava konusu işlem kapsamında taşınmazları 1. derece doğal sit alanında kalan dava dışı kişiler tarafından da anılan kararın iptali istemiyle davalar açıldığı, bu davalarda işlemin iptaline karar verildiği ve taşınmazların 1. derece doğal sit alanından çıkarıldığı, dolayısıyla aynı durumda farklı kararların bulunması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 1. derece doğal sit sınırları belirlenirken hiçbir ekolojik eşiğin dikkate alınmadığının ve 1. derece doğal sit sınırları içerisinde yer aldığı belirtilen davaya konu taşınmazın doğal özelliklerinin tamamen değiştirilmiş-kaybettirilmiş olduğunun vurgulandığı, dolayısıyla uyuşmazlığa konu alanın 1. derece doğal sit alanı özellikleri taşımadığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı idare tarafından, 659 sayılı KHK gereği lehe sonuçlanan davalarda vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : 1- Davacı tarafından, temyiz dilekçesinde belirtilen sebeplerle Mahkeme kararının bozulması, davalı idarenin vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin ise reddi gerektiği savunulmuştur.
2- Davalı tarafından, Mahkeme kararının hukuk ve usule uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve Danıştay Sekizinci Dairesinin 06/11/2019 tarih ve E:2017/5306, K:2019/9653 sayılı kararıyla Dairemize gönderilen dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
İzmir İli, Bornova İlçesi, … Köyü … ada, … parsel sayılı taşınmazın zilyedi olan davacı tarafından, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkartılıp hazine adına tescil edilen söz konusu taşınmazı, 6292 sayılı Kanun kapsamında hak sahibi olduğundan bahisle, satın alma isteğiyle başvuru yapılması üzerine, … tarih ve … sayılı İzmir Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığının işlemi ile anılan taşınmazı da kapsayan alanın, … tarih ve … sayılı İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile 1. derece doğal sit olarak belirlendiği belirtilmiştir.
Bunun üzerine, anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
09/07/2018 tarih ve 30473 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 703 sayılı, Anayasa’da Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi ile 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırılmış; 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109. maddesi ile “Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil, onay, değişiklik ve ilanına dair usul ve esasları belirlemek ve bu alanların sınırlarını tespit ve tescil etmek, yönetmek ve yönetilmesini sağlamak” görevi yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmiştir.
19/07/2012 tarih ve 28358 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürülüğe giren Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmeliğin 6. maddesinin 2. fıkrasında; doğal sit alanlarının; kesin korunacak hassas alanlar, nitelikli doğal koruma alanları ve sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanları olarak üç kategoriye ayrıldığı belirtilmiş olup, 7. maddesinde; kesin korunacak hassas alanların ayırt edici özelliklerine, 8. maddesinde; nitelikli doğal koruma alanlarının ayırt edici özelliklerine, 9. maddesinde; sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarının ayırt edici özelliklerine yer verilmiştir.
Aynı Yönetmeliğin geçici 1. maddesinde; “Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce herhangi bir korunan alan statüsü verilmiş alanların koruma statüsü, bu Yönetmelik gereğince yeniden değerlendirme yapılıncaya kadar devam ettirilir. Bu alanlara ilişkin yürürlükteki koruma amaçlı imar planları geçerlidir.” kuralına, geçici 3. maddesinde (Ek:RG-19/2/2013-28564); “644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 6 ncı maddesi gereğince Kültür ve Turizm Bakanlığından Bakanlığa devredilen mevcut doğal sit alanlarının güncel durumu ön değerlendirme raporuna göre belirlenir. Doğal sit özelliği taşımayan alanların statüsünün iptali; doğal sit özelliği taşıdığı belirlenen alanların ise ardışık en az dört mevsimi kapsayacak ekolojik temelli bilimsel araştırma sonucuna göre koruma statüsünün devamı, yeni statü tesisi veya iptali önerilir.
” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; Tabiat varlıkları ve doğal sitlerle ilgili konunun uzmanlarından oluşturulacak komisyonca yeniden tespit edilen statülere göre yeni bir değerlendirme yapılıncaya kadar bu alanlara ilişkin olarak kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurullarınca alınmış kararların geçerli olduğu esas olmakla birlikte, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredilen mevcut doğal sitlerin güncel durumuna ilişkin hazırlanacak ön değerlendirme raporuna göre sit statüsü taşımayan yerlerin statüsünün iptali, doğal sit özelliği taşıdığı belirlenen alanların ise ardışık en az dört mevsimi kapsayacak ekolojik temelli bilimsel araştırma sonucuna göre koruma statüsünün devamı, yeni statü tesisi veya iptali söz konusu olacaktır.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar İdare Mahkemesince; bilirkişi raporu hükme esas alınarak anılan taşınmazı 1. derece doğal sit alanı olarak belirleyen kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dava konusu Kurul kararı kapsamında 1. derece doğal sit alanında olan başka bir taşınmaz nedeniyle aynı Kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenmesi sonrasında verilen Daire kararına yönelik karar düzeltme istemine ilişkin dilekçede, davacı tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan yeniden değerlendirme sonucu, söz konusu taşınmaz hakkındaki 1. derece doğal sit statüsünün iptal edilerek, sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak belirlendiğinin belirtilmesi ve İzmir Valiliği Kadastro Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile eki listenin sunulması neticesinde, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 28/02/2019 tarih ve E:2018/1823, K:2019/1482 sayılı kararıyla; söz konusu taşınmaz üzerindeki 1. derece doğal sit statüsü iptal edilerek, sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak belirlenip belirlenmediğinin araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulduğu dikkate alındığında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yeniden yapılan değerlendirmenin dava konusu taşınmazı da etkileyip etkilemediğinin, etkilemesi halinde anılan taşınmazın güncel sit statüsünün bilinmesinin uyuşmazlığın çözümünde etkili olacağı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu Kurul kararı kapsamındaki İzmir İli, Bornova İlçesi, … Köyü, … ada, … parsel sayılı taşınmazla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yeniden değerlendirme yapılıp yapılmadığı, yapıldığının tespiti halinde sit statüsünün güncel durumu araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, davalı idare tarafından, Mahkeme kararı vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiş olmakla birlikte, kararın esas yönünden bozulması nedeniyle İdare Mahkemesince yeniden verilecek kararda, kararın sonucuna göre vekalet ücretinin yeniden değerlendirileceği de tabiidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 24/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.