Danıştay Kararı 6. Daire 2020/9113 E. 2020/10121 K. 02.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/9113 E.  ,  2020/10121 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/9113
Karar No : 2020/10121

DAVACI : … Vakfı
VEKİLİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Huk. Müşv. …- (Aynı yerde).
MÜDAHİL : 1- … Enerji Elektrik Üretimi Aş (DAVALI)
2- … Demir Çelik End. Ve Tic. A.ş. (DAVALI)
VEKİLLERİ :Av. …

DAVANIN KONUSU :09.05.2013 günü onaylanan 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı Tadilatının; (1.1.) Plan Uygulama Hükümleri 52. sayfada Enerji Depolama ve Üretim Alanları Bölümünün, (1.2.) Plan Uygulama Hükümleri 57. sayfa, 2.10.31. Planlama Alanında Yer Alamayacak Sanayi Türleri Bölümü, kömüre dayalı termik santral maddesindeki “1/25.000 ölçekli İl Çevre Düzeni Planlarında belirlenecek Enerji Depolama ve Üretim Alanları hariç” hükmünün, (1.3.) Plan Uygulama Hükümleri, 66. sayfa, 2.11.3.3. bölümünün, (1.4.) Planın … ve … no.lu paftasın Marmara Ereğlisi’nde, … no.lu paftasının da Malkara’da enerji üretim ve depolama alanları önerilen bölümlerinin, (1.5.) Plan Uygulama Hükümleri, 2.10. Genel Hükümler Bölümü, 59. sayfa, 2.10.36. maddesinin, (1.6.) Plan Uygulama Hükümleri, 61. sayfa, “A-Ergene Havzası Sınırları İçerisinde” başlığının, (1.7.) Plan Uygulama Hükümleri, 62. sayfa, k. maddesinin, (1.8.) Plan Uygulama Hükümleri, 62, 63 ve 64. sayfalar, Ergene Havzası Sınırları Dışında Bölümünün, (1.9.) Planın … ve … no.lu paftalarının, Tekirdağ İli Marmara Ereğlisiinde tarım arazisinde kentsel yerleşme alanı önerilen bölümünün; dava dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :Uyuşmazlığa yol açan değişikliklerin Anayasaya, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere, Çevre Kanununa, İmar Kanununa, planlama ve şehircilik ilkelerine, kamu yararına, daha önce yapılan çevre düzeni planı değişikliklerinin iptali istemiyle açılan davalarda Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararlara uygun olmadığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI :Davanın öncelikle ehliyet yönünden reddi gerektiği, esasa ilişkin olarak davaya konu çevre düzeni planının ilgili kurum görüşleri de gözönünde bulundurulmak suretiyle tamamen imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına ve hukuka uygun olarak tesis edildiği, bilirkişilerce yapılan tespit ve kanaatin hukuki ve teknik yönden isabetli olmadığı, eksik ve hatalı incelemeye bağlı olarak tanzim olunan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı, yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

MÜDAHİLLERİN İDDİALARININ ÖZETİ: Dava konusu işlemde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24.04.2019 tarihli, E:2018/2129, K:2019/1944 sayılı kararı ile Danıştay Altıncı Dairesinin 21/09/2017 tarih ve E:2013/6398, K:2017/6410 sayılı kararının dava konusu planın, “tarım arazilerinde öngörülen yapılaşma koşullarına” ilişkin kısmının bozulmasına, bunun dışında kalan kısımlarının onanmasına, karar verilmiştir.
Dava konusu planın tarım konusunda ana amaçlarından uzaklaşan plan değişiklikleri öngördüğü, 2.11.2.1. sayılı plan notunda tarım arazileri için “Ergene Havzası Sınırları İçerisinde” ve “Ergene Havzası Sınırları Dışında” ayrımının uygun bir ayrım olmadığı, Ergene Havzası sınırları dışındaki arazilerde TAB ve TOB alanlarında belirlenen İAKS=Emsal’lerin çok yüksek olması nedeniyle planın amaçları açısından uygun bulunmadığı, bu durumda dava konusu 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi, Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planının 2.11.2.1 sayılı plan notu yönünden iptali gerektiği düşünülmektedir
DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : :Dava, 09.05.2013 günü onaylanan 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı Tadilatının; (1.1.) Plan Uygulama Hükümleri 52. sayfada Enerji Depolama ve Üretim Alanları Bölümünün, (1.2.) Plan Uygulama Hükümleri 57. sayfa, 2.10.31. Planlama Alanında Yer Alamayacak Sanayi Türleri Bölümü, kömüre dayalı termik santral maddesindeki “1/25.000 ölçekli İl Çevre Düzeni Planlarında belirlenecek Enerji Depolama ve Üretim Alanları hariç” hükmünün, (1.3.) Plan Uygulama Hükümleri, 66. sayfa, 2.11.3.3. bölümünün, (1.4.) Planın … ve … no.lu paftasın Marmara Ereğlisi’nde, … no.lu paftasının da Malkara’da enerji üretim ve depolama alanları önerilen bölümlerinin, (1.5.) Plan Uygulama Hükümleri, 2.10. Genel Hükümler Bölümü, 59. sayfa, 2.10.36. maddesinin, (1.6.) Plan Uygulama Hükümleri, 61. sayfa, “A-Ergene Havzası Sınırları İçerisinde” başlığının, (1.7.) Plan Uygulama Hükümleri, 62. sayfa, k. maddesinin, (1.8.) Plan Uygulama Hükümleri, 62, 63 ve 64. sayfalar, Ergene Havzası Sınırları Dışında Bölümünün, (1.9.) Planın … ve … no.lu paftalarının, Tekirdağ İli Marmara Ereğlisiinde tarım arazisinde kentsel yerleşme alanı önerilen bölümünün iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlelen bilirkişi raporunda özetle; önerilen dava konusu değişikliklerin çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesine yönelik olmadığı, dava konusu plan değişiklikleri konusunda Bakanlık gerekçesinde yer alan nedenler, ilgili yönetmelik hükmünde belirtilen ilkelerle uyumlu olmadığı, Yönetmeliğin 20. maddesinde yer alan son bendin “değişen gerekçeler” ifadesi de Kurulumuzca geçerli bir neden olamayacağı, davalı İdarenin en önemli gerekçelerinden olan artan enerji tüketimi karşısında elektrik enerjisi açığının olabileceği ve Trakya Bölgesi’nde yeni tesislere ihtiyaç olduğu görüşünün geçerli olan bir durumu ifade etmediği, son dönemlerde ortaya çıkan kömüre dayalı termik santral taleplerinin yoğunlaşması ise dava konusu planın değiştirilmesine yönelik kamusal bir gerekçe olmaktan çok belirli yatırım gruplarının anlık çıkarlarının bir ifadesi olduğu, bu türden özel çıkarların kendiliğinden kamusal çıkar, toplum çıkarı ile örtüşmesinin, çevresel etkileri olan yatırımlar için sürdürülebilirlik ilkesi ile planlama ve şehircilik ilkelerine uygunluğunun kanıtlanması halinde mümkün olabileceği, raporda, bölgede bulunan kömür rezervlerinin ülke ekonomisine kazandırılması gereği de bir başka gerekçeyi oluşturduğu, ancak, dava konusu plan değişikliğine konu olan üç termik santral yapılması öngörülen alanlardan biri olan Marmaraereğlisi’nde kömür rezervi olmadığı, nitekim raporda bulunan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazısında Marmaraereğlisi’nde kömür rezervi olmadığı belirtilip liman varlığından söz edilerek ithal kömüre dayalı termik santral yapımının önerildiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından aynı tarihte onaylanan 1/100.000 ölçekli Revizyon Çevre Düzeni Planı ve 1/25.000 ölçekli Tekirdağ İl Çevre Düzeni Planı temel vizyon ve hedef olarak çevreye duyarlılığı ve çevre kirliliğinin önlenmesini gündemine aldığı, bu duyarlılığın gelişmesinde kuşkusuz Ergene havzasında son on yıllarda yaşanan çevre kirliliğinin geldiği dayanılmaz boyutun büyük katkısının olduğu, plan açıklama raporunun “enerji” başlıklı bölümünde de il bütününde yenilenebilir enerji tesislerinin (rüzgar, güneş, vs.) dışında herhangi bir enerji tesisi önerilmediği gibi, genel olarak da enerji üretiminin sanayi faaliyetlerini çekici hale getireceği için termik santral gibi tesislerin kurulumuna Plan kapsamında kesinlikle izin verilmediğinin belirtildiği, dava konusu plan değişikliği öncesinde Marmaraereğlisi’ndeki EDP (Enerji Depolama) alanında planda sadece LPG, LNG, petrol ve petrol türevlerinin depolanması ve bunlardan enerji üretimi öngörülmüşken dava konusu değişiklikle bu maddeye “kömür” ifadesinin eklenmesinin herhangi, sıradan bir düzeltme olarak görülmeyeceği, çünkü, yürürlükteki en üst ölçekli çevre düzeni planı olan 1/100.000 ölçekli Revizyon Çevre Düzeni Planının amacının bölgede ağırlıklı olarak tarımsal faaliyetlerin geliştirilmesi yönünde olduğu, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının Plan Açıklama Raporunda yer alan ifadeler çok açık bir biçimde, çevre kirliliğine yol açma potansiyeli bulunan kömüre dayalı termik santral yapımına yol açacak biçimde değişiklik yapılmasına yönelik düzenlemelerin yürürlükteki planın “Vizyon ve Yönlendiricileri” ile “Planlama Yaklaşım ve Hedefleri” ile uyumlu olmadığını gösterdiği, Plan Açıklama Raporunun çok net bir biçimde üç ili kapsayan planlama alanında ağırlıklı ve öncelikli sektörel yatırımın tarım sektörüne verilmesini ve sürdürülebilirlik, kırsal kalkınma ve nüfus kaybının önlenmesi ile sanayi gelişiminin planlarla sınırlandırılmasını çevre düzeni planının ana ilkeleri olarak belirlendiği, dolayısıyla, gerek 1/100.000 üst ölçekli çevre düzeni planının, gerekse bu plana uyumla hazırlanan 1/25.000 ölçekli Trakya İli Çevre Düzeni Planının vizyon ve ilkeleri yürürlükte iken ve varlığını sürdürürken sanayi gelişiminin sınırlandırılması bir ana ilke olarak dururken, planın belirli maddelerine yerleştirilen ve planın vizyon ve ilkeleri ile taban tabana zıt ve aykırı biçimde tarım toprakları aleyhine ve yeraltı su rezervlerine zarar verebilecek şekilde kömür çıkarılmasını öngören ve çevre kirliliğine yol açma potansiyeli bulunan sanayi/enerji yatırımlarını destekleyen hükümlerin sözü edilen ilkelerle uyumlu olmadığı, dava konusu plan değişikliğinde planların hazırlanması, hazırlattırılması ve incelenmesine ilişkin idari ve teknik usuller konusunda ilgili yönetmelikte yer alan hükümlere biçimsel olarak ve son derece yetersiz bir biçimde değinildiği ve yerel yönetimlerle sivil toplum kuruluşları dışlanarak sadece merkezi kurum ve kuruluşların görüşlerini içeren bir raporun varlığına karşın, Trakya bölgesi için bu denli önemli bir kararın alınması açısından anılan raporu son derece yetersiz olduğu ve sadece biçimsel bir gereğin yerine getirilmiş olması ötesinde anılan plan değişikliğine teknik ve bilimsel bir katkısı olmadığı, böyle bir yaklaşımın planlama ilkeleriyle bağdaşmadığı, dava konusu planda Marmaraereğlisi’nde öngörülen Kentsel Yerleşme Alanının hem doğal sit, hem de mutlak kuru tarım alanı üzerine yerleştirilmiş olmasının, Enerji Üretim ve Depolama Alanının mutlak kuru tarım arazileri üstünde Çorlu yoluna kadar yer alacak şekilde belirlenmesinin 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ile bağdaşmadığı, Marmaraereğlisi’nde kömüre dayalı termik santralin bölgede önemli çevre sorunlarına yol açabileceği, dava konusu edilen plan kararı bölgenin yeraltı su rezervlerinin tükenmesi sürecini hızlandıracağı, yeraltı su kaynaklarını çok olumsuz etkileyebilecek miktarda su kullanacak termik santral yoğunlaşmasına yol açabilecek dava konusu plan kararının, sürdürülebilirlik ve planlama ilkelerine uygun olmadığı, termik santralda kullanılması öngörülen ithal kömürün Martaş Limanı’na getirilmesi ve oradan santral sahasına kamyonlarla taşınması planlanması konusunda ise, Limana inceltilmiş olarak getirilecek kömürün yükseltilmiş kapalı kanallar (konveyer) yerine kamyonlarla taşınmasının, bu yörede hem karayolu trafiğine ek yük getirecek hem de yüklenip boşaltılmasında ve taşınmasında rüzgarın etkisiyle tozumaya ve çevre kirliliğine neden olabileceği, ayrıca planlanan alanda birden çok kömür kullanan termik santral inşa edilebilecek olmasına ve bu santrallar daha çok kömür kullanabilecek olmalarına karşın diğer santrallere ithal kömürün getirileceği liman ile kömürün limandan termik santrala nasıl ve hangi yolla taşınacağının düşünülmemiş olmasının da planlama ve şehircilik ilkeleriyle bağdaşmadığı, Enerji Üretim ve Depolama Alanı olarak planlanan bölgenin sanayi bölgesi olması ve dava konusu planda burada birden çok termik santral inşa edilebilecek yer ayrıldığı dikkate alındığında, yeraltı su kullanımı ve kömürün limandan taşınımının yanısıra herbir termik santralda yönetmeliklerin sınırları içine çekilebilen çevresel etkilerin olası domino etkisinin (her tesiste standartlar içinde tutulmaya çalışılan atıkların birlikte etkisinin) değerlendirilmesi gerekirken Plan Açıklama Raporunda böyle bir değerlendirme bulunmaması planlama ilkeleriyle bağdaşmadığı, Tekirdağ’da çevre yolunun üzerinde planlanan 178 hektar büyüklüğündeki Konut Dışı Çalışma Alanının Mutlak Kuru Tarım Arazisi üzerinde yer aldığı, bu tür arazilerin yerleşime açılması için öne sürülen imara açma gerekçesi planın temel ilkeleri olan a) sürdürülebilirlik, b) kırsal kalkınma ve nüfus kaybının önlenmesi kaygılarıyla çeliştiği ve Tekirdağ kentinin gelecekteki üst biçimi ile ilgili bir çalışma yapılmadan ve akiferlerlerde neden olabileceği tahribat dikkate alınmadan alındığı, dava konusu planda Tekirdağ çevre yolunun kuzeyinde Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanı gelişmesi öngörülmesinin ilgili mevzuat, planlama ve şehircilik ilkeleri ile kamu yararı açılarından uygun olmadığı, Malkara kentinin hemen batısında ve Kadıköy Barajı Uzun Mesafeli Koruma Alanının bir bölümünde kalan yerde Enerji Depolama ve Üretim Alanı gösterimi ile bölgede bulunan mevcut kömür rezervlerinin kullanılması amacıyla öngörüşmüş olan termik santralın Kadıköy Barajını besleyen akiferlerde tahribat yaratarak bu önemli içme suyu kaynağına zarar verebileceği, aynı zamanda bu yöredeki peyzajı olumsuz etkileyeceği, Santral büyük miktarda soğutma ve diğer kullanım suyuna gereksinim duyacağı için, yeraltı su rezervleri üzerinde olumsuz etkileri olacağı, burasının, yeraltı su seviyesinde 50 metreye varan azalmalar nedeniyle yeraltı suyu kullanacak yeni sanayilerin kurulmasına izin verilmeyen Ergene Havzası’nın hemen sınırında yer aldığı, yeraltı su kaynaklarındaki hızlı azalışın Ergene Havzası’nın başta gelen çevre sorunu haline getirmesi nedeniyle Trakya Bölgesi’nde termik santralların gereksinimleri olan suyu yeraltından çekmeyecekleri yerlerde konumlandırılmalarının zorunlu olduğu, Malkara’nın batısında kömür kullanacak bir termik santral inşa edilmesini öngören dava konusu Çevre Düzeni Planı kararının sürdürülebilirlik ve planlama ilkelerine uygun olmadığı, ayrıca, Malkara’nın batısında kömür kullanacak bir termik santral kurulmasına olanak tanıyan plan kararı alınıp, 2.10.3.3. sayılı Plan Hükmü’nde, yeraltı su rezervleri üzerindeki etkilerinin hesaplanmasının alt ölçekli planlara bırakılmasının da planlama ilkelerine uygun olmadığı, Malkara’da kömüre dayalı termik santral kurulmasına olanak sağlamak için Plan Açıklama Raporunun, Planlama alanında yer alamayacak sanayi türlerinin (2.10.31.1, Sayfa 57), k) bendine yapılan eklemenin planlama ilkelerine uygun olmadığı, Plan Açıklama Raporunda Trakya Bölgesi’nde kömür çıkarılmasının tarım alanları ve akiferler üzerinde yapacağı tahribatlar belirtilmişken Planda Bölge’de çıkarılacak kömürü kullanacak termik santral önerilmiş olmasının sürdürülebilirlik ve planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı, tarım konusunda dava konusu planın ana amaçlarından uzaklaşan plan değişiklikleri salt 2009 Revizyon Planının plan kararlarını değil bu kararlara temel oluşturan ulusal düzeyde hazırlanan bir çok strateji belgelerindeki ana görüş ve kararlarının da etkisizleşmesine neden olacağı, 2.11.2.1. sayılı Plan Hükmünde tarım arazileri için Ergene Havzası Sınırları İçerisinde ve Ergene Havzası Sınırları Dışında ayrımının uygun olmadığı, Ergene Havzası Sınırları Dışındaki arazilerle TAB ve TOB alanlarında belirlenen İAKS=Emsal’lerin çok yüksek olduğu, bölge bütünü için en çok Ergene Havzası Sınırları İçerisi için belirlenen düzeyde yapılaşma hakkı tanınmasının uygun olacağı, buna karşılık Ergene Havzası Sınırları Dışında Marjinal Tarım Arazileri haricindeki araziler üzerinde çiftçinin barınabileceği yapıların toplam inşaat alanının 75 m2 olarak sınırlanmasını, değerli tarım arazileri üzerinde mümkün olan en az miktarda yapı yapılması ilkesi doğrultusunda uygun bir Uygulama Hükmü olduğu, dava konusu plan değişikliğinin ilgili yargı kararlarına aykırı olduğu, dava konusu plana eklenen 2.10.36 sayılı Plan Hükmü ile ilgili olarak, Çevre Düzeni Planında belirlenen kentsel ve kırsal gelişme alanları ile çalışma alanlarıyla birlikte yapılması gereken bu tesisler için çevre düzeni planında değişiklik yapılmasına gerek bulunmadığı, ancak çevre düzeni planlarıyla ilgili Yönetmelik uyarınca turizm arazi kullanımı ile konut ve kentsel yerleşmelerle ilgili üst ölçekli arazi kullanım kararlarının çevre düzeni planıyla belirlenmesi gerektiğinden, 2.10.36 sayılı Plan Hükmünde Başbakanlık Toplu Konut İdaresi ve Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yer almamaları gerektiği belirtilmiştir.
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu Çevre Düzeni Planı değişikliğinde planlama ve şehircilik ilkeleri ile kamu yararına uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi, Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı ve Plan hükümlerinde yapılan değişikliklerin dava konusu edilen kısımlarının iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten, Dairemizin 21/09/2017 tarih ve E:2013/6398, K:2017/6410 sayılı kararının kısmen onanması kısmen bozulmasına ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24.04.2019 tarihli, E:2018/2129 K:2019/1944 sayılı kararının bozma kısmına yönelik olarak dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava,09/05/2013 günü onaylanan 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı Tadilatının; (1.1.) Plan Uygulama Hükümleri 52. sayfada Enerji Depolama ve Üretim Alanları Bölümünün, (1.2.) Plan Uygulama Hükümleri 57. sayfa, 2.10.31. Planlama Alanında Yer Alamayacak Sanayi Türleri Bölümü, kömüre dayalı termik santral maddesindeki “1/25.000 ölçekli İl Çevre Düzeni Planlarında belirlenecek Enerji Depolama ve Üretim Alanları hariç” hükmünün, (1.3.) Plan Uygulama Hükümleri, 66. sayfa, 2.11.3.3. bölümünün, (1.4.) Planın … ve … no.lu paftasın Marmara Ereğlisi’nde, … no.lu paftasının da Malkara’da enerji üretim ve depolama alanları önerilen bölümlerinin, (1.5.) Plan Uygulama Hükümleri, 2.10. Genel Hükümler Bölümü, 59. sayfa, 2.10.36. maddesinin, (1.6.) Plan Uygulama Hükümleri, 61. sayfa, “A-Ergene Havzası Sınırları İçerisinde” başlığının, (1.7.) Plan Uygulama Hükümleri, 62. sayfa, k. maddesinin, (1.8.) Plan Uygulama Hükümleri, 62, 63 ve 64. sayfalar, Ergene Havzası Sınırları Dışında Bölümünün, (1.9.) Planın … ve … no.lu paftalarının, Tekirdağ İli Marmara Ereğlisiinde tarım arazisinde kentsel yerleşme alanı önerilen bölümünün iptali istemiyle açılmıştır.
Dairemizin 21/09/2017 tarih ve E:2013/6398, K:2017/6410 sayılı kararı ile; dava konusu 05.06.2013 günü askıya çıkan 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi, Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı ve Plan hükümlerinde yapılan değişikliklerin (dava konusu edilmeyen Şarköy Kızılcaterzi yöresinde önerilen doğalgaz kaynağına dayalı santral hariç) iptaline, karar verilmiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24.04.2019 tarihli, E:2018/2129 K:2019/1944 sayılı kararıyla; dava konusu planın, “tarım arazilerinde öngörülen yapılaşma koşullarına” ilişkin plan notlarına dair kısmının bozulmasına, diğer kısımlarının onanmasına karar verilmiştir.
Planın, anılan “tarım arazilerinde öngörülen yapılaşma koşullarına” ilişkin plan notları incelendiğinde;
Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 63. maddesinde “Üst ölçek planı bulunmayan iskan dışı alanlarda bulunan parsellerde; inşaat alanı katsayısı %5 den fazla olmamak, yapı inşaat alanları toplamı hiçbir koşulda (250) m2 yi geçmemek, saçak seviyelerinin tabii zeminden yüksekliği (6.50) m.yi ve 2 katı aşmamak, yola ve parsel sınırlarına (5.00) m.den fazla yaklaşmamak şartı ile bir ailenin oturmasına mahsus bağ ve sayfiye evleri, kır kahvesi, lokanta ve bu tesislerin müştemilat binaları yapılabilir. Bu alanlarda tarımsal üretimi korumak amacı ile üretimden pazarlamaya kadar tüm faaliyetleri içeren entegre tesis niteliğinde olmamak kaydıyla, konutla birlikte veya ayrı yapılan mandıra, kümes, ahır, ağıl, su ve yem depoları, hububat depoları, gübre ve silaj çukurları, arıhaneler, balık üretim tesisleri ve un değirmenleri gibi konut dışı yapılar, mahreç aldığı yola (10.00) m.den, parsel hudutlarına (5.00) m.den fazla yaklaşmamak, parselde bulunan bütün yapılara ait inşaat alanı katsayısı %40 ı ve yapı yüksekliği (6.50) m.yi ve 2 katı aşmamak şartı ile yapılabilir. Bu yapıların birinci fıkra koşullarına uyulmak üzere yapılacak konutla birlikte yapımı halinde de inşaat alanı katsayısı (0.40) ı geçemez. “kuralı yer almaktadır.
Dava konusu 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının “Tarım Arazisi” başlıklı 2.11.2.1 sayılı plan hükmünde, tarım arazilerinde yapılaşmaya yönelik olarak “A-Ergene Havzası Sınırları İçerisinde” “B- Ergene Havzası Sınırları Dışında” şeklinde bir ayrım yapılarak, Ergene Havzası içerisinde en yüksek emsal olarak tarımsal niteliği sınırlı alanlar ve toprak niteliğine bakılmaksızın tarımsal alt bölge ve tarımsal organize bölgelerde 0,20 emsal getirilmiş, Ergene Havzası dışında ise hayvancılık amaçlı marjinal tarım arazisi, marjinal tarım alanları ve toprak niteliğine bakılmaksızın tarımsal alt bölge ve tarımsal organize bölgelerde emsal 0,30 olarak öngörülmüştür.
Dairemizce yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapoda;
“Tarım alanlarında yapılacak tarımsal amaçlı yapılar için önerilen İAKS (Emsal) özellikle Ergene Havzası dışında çok yüksektir. Öngörülen emsaller, tarım alanlarında yoğun bir yapılaşmaya neden olabilecek boyutlardadır. Özellikle TAB ve TOB alanlarında arazinin niteliğine bakılmaksızın öngörülen 0,20 ve 0,30 gibi emsaller tarımsal üretim yapılacak bir alanda kabul edilebilecek yapılaşma oranlarının çok üzerindedir. Bilirkişi kurulumuz, yukarıdan beri yapılan açıklamaların ışığında Planın İAKS = Emsal yönünden yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine, bu şekliyle uygulanmasının geri dönülmez ve telafisi mümkün olmayan kayıplara neden olacağı görüşündedir. Planın bu kısımları gözden geçirilerek, makul bir düzeye çekilmelidir.
Arazilerin sınıflandırılmasında Ergene Havzası dışarısında 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’ndaki tanımların kullanılmasına karşın, Ergene Havzası içerisinde “Tarımsal Niteliği I. Öncelikli Korunacak Alanlar”, “Tarımsal Niteliği II. Öncelikli Korunacak Alanlar” ve “Tarımsal Niteliği Sınırlı Alanlar” gibi kendine özgü ve yanlış yorumlamaya açık bir sınıflandırmaya yer verilmiştir. Ergene Havzası içinde de 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’ndaki tanımlamalar esas alınarak arazi sınıflandırmaları yeniden düzenlenmelidir.” tespitlerine yer verilmiştir.
Dava konusu çevre düzeni planında TAB ve TOB alanları da dahil en yüksek emsal olarak verilen %0,30 değerin, yukarıda değinilen Yönetmelik ile öngörülen %40 emsalin altında olduğu dikkate alındığında, tarım arazilerinde öngörülen emsal değerlerinde mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan bilirkişi raporunda Ergene Havzası sınırları içerisinde ve Ergene Havzası sınırları dışında ayrımının uygun bir ayrım olmadığı belirtilmiş ise de, davalı idarece, tarım alanlarında öngörülen yapılaşma emsalinin arazinin niteliğine göre belirlendiğinin belirtilmesi karşısında, bu durumun planı kusurlandıracak nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, dava konusu planın, “tarım arazilerinde öngörülen yapılaşma koşullarına” ilişkin kısmında mevzuta ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle,9.05.2013 tarihli, 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi, Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planının “Tarım Arazisi” başlıklı 2.11.2.1 sayılı plan hükmü yönünden davanın REDDİNE, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24.04.2019 tarihli, E:2018/2129 K:2019/1944 sayılı kararıyla, Dairemizce verilen 21/09/2017 tarih ve E:2013/6398, K:2017/6410 sayılı dava konusu işlemin iptaline ilişkin kararının kısmen onanması kısmen bozulmasına hükmedildiğinden sonuç itibarıyla dava “kısmen iptal kısmen ret” şeklinde sonuçlandığından, tahsilde ve ödemede tekerrür olmamak üzere kararın bozma öncesi yargılama giderlerine ilişkin kısmının kaldırılarak, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin yarısı olan …-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin diğer yarısı olan….TL’nin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …TL avukatlık ücretinin davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine, davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan posta giderinin yarısı olan …-TL’nin davacıdan alınarak davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmesine, davalı idare yanında müdahillerin yapmış olduğu aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin müdahiller üzerinde bırakılmasına, artan posta avanslarının karar kesinleştikten sonra tarafların göstereceği posta hesaplarına iadesine, bu kararın tebliğini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz isteminde bulunulabileceğinin duyurulmasına, 02/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.