Danıştay Kararı 6. Daire 2020/9058 E. 2020/8319 K. 29.09.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/9058 E.  ,  2020/8319 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/9058
Karar No : 2020/8319

DAVACI : … Mimarlar Odası (…Şubesi)
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … – …
2- … Bakanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : 22/08/2015 tarih ve 29453 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, bazı alanların Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak ilanı hakkındaki ekli kararın yürürlüğe konulmasına ilişkin 10/08/2015 tarih ve 2015/8011 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli kararın 1. maddesindeki “… Dağı Turizm Alanı” isminin “… Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” olarak değiştirilmesine ve sınırların yeniden tespitine ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.

DAVACININ İDDİALARI : …İlinin peyzaj değeri yüksek orman ve su ekosisteminin birlikte çalıştığı havzalar olduğu, alandaki ormanlık alan tahrip olacağından dava konusu işlemde kamu yararı bulunmadığı, üstün kamu yararının ormanlarının korunmasını gerektirdiği, ekosistem ve biyolojik çeşitlilik açısından dava konusu kararın uluslararası sözleşmelere ve Anayasaya aykırı olduğu, ayrıca dava konusu karardan alandaki yaylacılık faaliyetlerinin, termal kaynakların ve yaban hayatının da olumsuz etkileneceği ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI : Usul yönünden; davacının dava konusu düzenlemer ile kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı, bu nedenle davanın öncelikle ehliyet yönünden reddi gerektiği; davanın esası yönünden ise, dava konusu işlemin orman alanlarına veya başka alanlara yönelik bir planlama ya da yatırım kararı içermediği, sadece planlama yetkisinin davalı Bakanlıkça kullanılmasına yönelik idari bir işlem olduğu, “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” statüsünün koruma düzeyi en yüksek statü olduğu, bu aşamadan sonra yürütülecek planlama çalışmalarında da koruma-kullanma dengesi ve sürdürülebilirlik ilkelerine riayet edileceğinin “Türkiye Turizm Stratejisi” ve “… Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Master Planı” da dahil olmak üzere her türlü bağlayıcı belgede taahhüt edildiği ve 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununun 3. maddesine ve ilgili Yönetmeliğe uygun olarak tesis edildiğinden davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyularak 10/08/2015 tarih ve 2015/8011 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilen “… Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” sınırının 4. alt bölgesine ilişkin kısmının iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’İN DÜŞÜNCESİ: Dava, 22.08.2015 günlü, 29453 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, bazı alanların Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak ilanı hakkındaki ekli kararın yürürlüğe konulmasına ilişkin 10.08.2015 günlü, 2015/8011 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli kararın 1. maddesindeki “… Dağı Turizm Alanı” isminin “… Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” olarak değiştirilmesine ve sınırların yeniden tespitine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (b) bendinde; Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri: Tarihî ve kültürel değerlerin yoğun olarak yer aldığı ve/veya turizm potansiyelinin yüksek olduğu yöreleri korumak, kullanmak, sektörel kalkınmayı ve plânlı gelişimi sağlamak amacıyla değerlendirmek üzere sınırları Bakanlığın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararıyla tespit ve ilân edilen bölgeler olarak tanımlanmış; aynı Kanunun 4. maddesinde de; “Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinin tespitinde; ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerleri, kış, av ve su sporları ve sağlık turizmi ile mevcut diğer turizm potansiyeli dikkate alınır.” kuralına yer verilmiştir.
15.05.2004 günlü 25463 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişme Bölgeleri ile Turizm Merkezlerinin Belirlenmesine ve İlanına İlişkin Yönetmeliğin 4.maddesinde; “Bakanlık İçi Komisyon; ilan edilmesi öngörülen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ve Turizm Merkezlerinin mevkii ve sınırlarını belirlemekle görevlidir. Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ve Turizm Merkezleri; ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerleri ile deniz, kış, dağ, yayla, sağlık, termal, kültür, spor, av, doğa turizmi ile mevcut diğer turizm imkanları göz önünde bulundurularak belirlenir. Bakanlık Makamının onayı ile kesinleşen öneriler, Bakanlıkça Bakanlıklararası Komisyona götürülür”; 6.maddesinde; “Bakanlıklararası Komisyon; Bakanlık Müsteşarının başkanlığında, Genelkurmay Başkanlığı, Maliye Bakanlığı, Bayındırlık ve Iskan Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı; Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı temsilcilerinden oluşur. Bakanlık, gerekli görmesi halinde komisyona diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından da temsilci çağırabilir. Komisyon, Bakanlıkça belirlenen tarihlerde toplanır ve Bakanlıkça öngörüleri Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ve Turizm Merkezlerinin mevkii ve sınırlarına ilişkin önerileri inceler ve istişari nitelikte olan görüşünü bu toplantılar sonucunda birer tutanakla belirler” ve 7.maddesinde ise “Bakanlıkça ilan edilmesi öngörülen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ve Turizm Merkezlerinin mevkii ve sınırlarını gösteren haritalar ile bu yerlere ilişkin 5 inci madde kapsamında hazırlanan açıklama raporlarını içeren bilgi ve belgeler, Bakanlıklararası Komisyonun toplantı tarihinden en az bir ay önce Komisyon üyesi kuruluşlara iletilir ve toplantının tarihi bildirilir” kuralları düzenlenmiştir.
Uyuşmazlığın çözümlenmesinde konunun teknik boyutu nedeniyle Dairemizin 23.03.2016 günlü ara kararı uyarınca yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda özetle; dava konusu Köroğlu KTKGB dikkatlice incelendiğinde, bölge içinde 4 farklı alt alanın belirlendiği, bu alanların kendi içinde incelendiğinde ise, ilk Alanın, KTKGB olarak belirlenmesinde herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı; 2. Alanın KTKGB sınırları içinde, 1. Alandan oldukça farklı niteliklere sahip olup, başta yaşlı ormanlar ve alpin çayırlar olmak üzere önemli bazı doğal değerler ile hassas bölgeleri içerdiği; doğal yaşlı ormanlar, alpin çayırlar ve bu iki ana ekosistem arasında bir geçiş bandı oluşturan dış müdahaleye karşı hassas yüksek dağ ormanları, bu ortamlarda yaşayan binlerce canlı türünün alanın doğal değerini arttırdığı; yeryüzünde sadece söz konusu alanda yaşayan birden fazla endemik bitki türünün varlığının bile, koruma için başlı başına bir gerekçe oluşturduğu; doğal niteliğe haiz yaklaşık 10.000 hektarlık bu alanın doğa sporları rezerv alanı adı altına KTKGB sınırları içine alınarak çok sınırlı da kalsa kullanma olasılığı olan, bir alan kullanım kararı kapsamına sokulmasınının doğru olmadığı; 3. Alanın, … Kış Sporları merkezini de içeren yaklaşık 10.000 hektarlık bir bölgeyi kapsadığı, bu alanın KTKB sınırları içine alınmış olmasının bu alt bölgedeki yeni yatırımların aynı sistemin bir parçası olarak yeniden kurgulanması ve bir bütün içinde denetlenmesi bakımından yerinde ve teknik açıdan da doğru olduğu; 4. alanın KTKGB sınırları içine alınmış olmasının ise, doyurucu bir gerekçesinin sunulan raporlarda yer almadığı, Coğrafi Bilgi Sistemi kullanılarak en uygun kayak alanlarını saptamak amacıyla yapılan modellemede de 4. Alanın kayak pisti olarak kullanılmaya uygun olmadığı; bölgede halen tam doluluğa ulaşmamış bir kış turizm alanı varken, en az bu alan kadar büyük bir alan olan 4. alt alanın potansiyel kış turizmi alanı olarak değerlendirilmek istenilmesinin, teknik açıdan haklı bir dayanağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Söz konusu raporda yer alan 2. ve 4. alt bölgeye ilişkin tespitler dikkate alındığında; 2. alt bölge ile ilgili olarak “başta yaşlı ormanlar ve alpin çayırlar olmak üzere önemli bazı doğal değerler ile hassas bölgeleri içerdiği, doğal yaşlı ormanlar, alpin çayırlar ve bu iki ana ekosistem arasında bir geçiş bandı oluşturan dış müdahaleye karşı hassas yüksek dağ ormanları ile bu ortamlarda yaşayan binlerce canlı türü alanın doğal değerini arttırdığı, yeryüzünde sadece söz konusu alanda yaşayan birden fazla endemik bitki türünün varlığı bile koruma için başlıbaşına bir gerekçe oluşturduğu, doğal niteliği haiz yaklaşık 10000 hektarlık bu alanın doğa sporları rezerv alanı adı altına KTKGB sınırları içine alınarak çok sınırlı da kalsa kullanma olasılığı olan bir alan kullanım kararı kapsamına sokulmasının doğru bulunmadığı” 4. Alt bölgeye ilişkin olarak “anılan bölgelerin henüz bir yapılaşma baskısı altında olmayan, ulaşımı zor, kırsal yerleşmelerin yer almadığı, topoğrafya, iklim ve lojistik koşulları yönünden kayak turizmine uygun nitelikte olmayan bu alanın, potansiyel kış turizmi ile doğa-macera-spor turizm rezerv alanı olarak değerlendirilmek istenilmesinin, teknik açıdan haklı bir dayanağının bulunmadığı” görüşleri karşısında, anılan bölgelerin … Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırına dahil edilmesine yönelik işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
1. ve 3. alt bölgelere ilişkin olarak ise, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu işlemin, bir planlama kararı ya da plan onama işlemi olmadığı, belirli bir alanın statüsünü değiştiren ve bu bağlamda olası bir planlama ve yatırım sürecine ilişkin idari yetkiler ile izlenmesi gereken prosedürü etkileyen idari bir işlem olduğu, Bakanlar Kurulu Kararıyla tesis edilen işlemin, mevzuatta belirtilen usule ve Kültür ve Turizm Koruma Geliştirme Bölgesi tanımına uygun olduğu; bilirkişi raporunda eleştirilen hususların ancak planlama çalışması sonunda ortaya çıkacağı; idarenin amacının “koruma-kullanma dengesini” ve “sürdürülebilirlik” ilkelerini sağlamak olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlığa konu alanın KTKGB olarak ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 1. ve 3. alt bölgelere ilişkin kısımlarında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 10.08.2015 günlü, 29453 sayılı, Bakanlar Kurulu Kararının 2. ve 4. alt bölgelerine ilişkin kısmının iptaline, 1. ve 3. alt bölgelere ilişkin kısımları yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosya incelendikten sonra, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 25/04/2018 tarihli, E:2015/8234, K:2018/3048 sayılı davanın reddi yolundaki kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 20/11/2019 tarihli, E:2018/2387, K:2019/5732 sayılı kararı ile 10/08/2015 tarih ve 2015/8011 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilen “… Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” sınırının 1. 2. ve 3. alt bölgelerine ilişkin kısmının onanması, 4. alt bölgesine ilişkin kısmının ise bozulması üzerine, bozulan kısma yönelik olarak işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
… İli, …, …, … ve … ilçeleri sınırları içerisinde yer alan …Dağlarının eteklerinde bulunan ve … Kayak Merkezi ile … Termal Turizm Merkezi arasında kalan alan, 22/08/2015 tarih ve 29453 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile … Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak ilan edilmiş, bu kapsamda, “… Dağı Turizm Alanı” ismi, “… Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” olarak değiştirilmiş ve sınırları yeniden tespit edilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (b) bendinde; Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri; tarihî ve kültürel değerlerin yoğun olarak yer aldığı ve/veya turizm potansiyelinin yüksek olduğu yöreleri korumak, kullanmak, sektörel kalkınmayı ve plânlı gelişimi sağlamak amacıyla değerlendirmek üzere sınırları Bakanlığın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararıyla tespit ve ilân edilen bölgeler olarak tanımlanmış; aynı Kanun’un 4. maddesinde de; “Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinin tespitinde; ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerleri, kış, av ve su sporları ve sağlık turizmi ile mevcut diğer turizm potansiyeli dikkate alınır.” kuralına yer verilmiştir.
15/05/2004 tarih ve 25463 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişme Bölgeleri ile Turizm Merkezlerinin Belirlenmesine ve İlanına İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinin dava konusu işlem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan halinde; “Bakanlık İçi Komisyon; ilan edilmesi öngörülen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ve Turizm Merkezlerinin mevkii ve sınırlarını belirlemekle görevlidir. Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ve Turizm Merkezleri; ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerleri ile deniz, kış, dağ, yayla, sağlık, termal, kültür, spor, av, doğa turizmi ile mevcut diğer turizm imkanları göz önünde bulundurularak belirlenir. Bakanlık Makamının onayı ile kesinleşen öneriler, Bakanlıkça Bakanlıklararası Komisyona götürülür.”; 6. maddesinde; “Bakanlıklararası Komisyon; Bakanlık Müsteşarının başkanlığında, Genelkurmay Başkanlığı, Maliye Bakanlığı, Bayındırlık ve Iskan Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı; Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı temsilcilerinden oluşur. Bakanlık, gerekli görmesi halinde komisyona diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından da temsilci çağırabilir. Komisyon, Bakanlıkça belirlenen tarihlerde toplanır ve Bakanlıkça öngörüleri Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ve Turizm Merkezlerinin mevkii ve sınırlarına ilişkin önerileri inceler ve istişari nitelikte olan görüşünü bu toplantılar sonucunda birer tutanakla belirler.” ve 7. maddesinde ise “Bakanlıkça ilan edilmesi öngörülen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ve Turizm Merkezlerinin mevkii ve sınırlarını gösteren haritalar ile bu yerlere ilişkin 5 inci madde kapsamında hazırlanan açıklama raporlarını içeren bilgi ve belgeler, Bakanlıklararası Komisyonun toplantı tarihinden en az bir ay önce Komisyon üyesi kuruluşlara iletilir ve toplantının tarihi bildirilir.” kuralları yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; … İli, …, …, … ve … ilçeleri sınırları içerisinde yer alan alanın, 22/08/2015 tarih ve 29453 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile … Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak ilan edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı, söz konusu sınır içinde yer alan 4. alt bölgenin potansiyel kış turizmi ile doğa-macera-spor turizm rezerv alanı olarak değerlendirilmesi amacıyla bu kapsama alındığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümlenmesinde konunun teknik boyutu nedeniyle Dairemizin 23/03/2016 günlü ara kararı uyarınca Naip Üye … tarafından re’sen seçilen bilirkişiler Prof. Dr. …, Doç. Dr. … ve Doç. Dr. … ile yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, … Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırının 4. alt bölgesine ilişkin olarak;
“4. ve son alt alan/bölge, dava konusu KTKGB sınırları içindeki en doğuda mevcut turizm bölgesine bitişik olan ve üstteki şekilde yeşil renk ile çevrelenmiş olan kesimi kapsamaktadır. Henüz bir yapılaşma baskısı altında olmayan, ulaşımı zor ve kırsal yerleşmelerin de yer almadığı bu alanın KTKGB sınırları içine alınmış olmasının doyurucu bir gerekçesine sunulan raporlarda ulaşılamamıştır. 4. Alanın potansiyel kayak alan olarak ayrılması, yaptığımız nesnel bir analiz ışığında da sakıncalı bulunmuştur. Kayak sporlarının gerçekleşebileceği topoğrafya, iklim ve lojistik koşulları bellidir. Tercih edilen eğim %25-35, tercih edilen bakı kuzey ve en düşük maliyetli örtü tipi otsu vejetasyondur. Coğrafi Bilgi Sistemi kullanarak en uygun kayak alanlarını saptamak amacıyla yaptığımız modellemede uygunluk değeri 0 (uygun değil) ile 30 (çok uygun) arasında değişen bir yüzey elde edilmiştir. Aşağıdaki Şekil 7’de yeşil renkle gösterilen kesimler kayak sporu için uygun kabul edilebilir; beyaz ve pembe kesimler ise eğim, bakı ve orman örtüsü açısından uygun bulunmamıştır. Yeterli kar tutmaması nedeniyle 1500 m ve altındaki alanlar karartılmıştır. Bu analizde biyoçeşitlilik ve diğer doğal değerler girdi olarak kullanılmamış olsa bile ortaya çıkan tablo, 4. Alan’ın kayak pisti olarak kullanmaya uygun olmadığına işaret etmektedir. Bu bilgiler ışığında Bilirkişi Kurulumuz, bölgede halen tam doluluğa ulaşmamış bir turizm alanı varken, en az bu alan kadar büyük bir alanın potansiyel kış turizmi ile doğa-macera-spor turizm rezerv alanı olarak değerlendirilmek istenmesinin haklı bir dayanağı olduğu kanaatini taşımamaktadır.” şeklinde görüş ve tespitlere yer verilmiştir.
Bilirkişi raporunda, söz konusu sınırın 4. alt bölgesi yönünden ayrıntılı belirlemeler yapılmış, bu bölgenin dava konusu … Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırının kapsamına alınmasının kamu yararına uygun bulunup bulunmadığı etraflıca değerlendirilmiş, bölgede bulunan orman ve tarım alanları, jeotermal kaynaklar, sucul ekosistemi, doğal, tarihi ve sosyo-kültürel değerler göz önünde bulundurularak inceleme yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda yer verilen tespitler ile dosyadaki bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde, henüz bir yapılaşma baskısı altında olmayan, ulaşımı zor, kırsal yerleşmelerin yer almadığı, topoğrafya, iklim ve lojistik koşulları yönünden kayak turizmine uygun nitelikte olmayan “… Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” sınırının 4. alt bölgesinin, potansiyel kış turizmi ile doğa-macera-spor turizm rezerv alanı olarak değerlendirilmek amacıyla Bolu Köroğlu Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırına dahil edilmesine yönelik işlemde kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı ile tespit edilen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırının 4. alt bölgesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 10/08/2015 tarih ve 2015/8011 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilen “… Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” sınırının 4. alt bölgesine ilişkin kısmının İPTALİNE,
2. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun yukarıda anılan kısmen onama kararı dikkate alındığında, nihai olarak dava konusu “… Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” sınırının 1. 2. ve 3. alt bölgelerine ilişkin kısmı yönünden davanın reddine, 4. alt bölgesine ilişkin kısmı yönünden dava konusu işlemin iptaline karar verildiğinden, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre … TL’sinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. … Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünce yatırılan …-TL keşif ve bilirkişi incelemesi avansından harcanan …-TL’nin, … TL’sinin davacıdan, … TL’sinin ise davalı idarelerden alınarak anılan kuruma verilmesi için ilgili kuruma yazı yazılmasına, kararın bir örneğinin ilgili kuruma tebliğine,
5. Posta gideri avansından artan tutarların kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.