Danıştay Kararı 6. Daire 2020/7992 E. 2020/10979 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/7992 E.  ,  2020/10979 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2020/7992

Karar No : 2020/10979

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Derneği

VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Bakanlığı

VEKİLİ: …

MÜDAHİL (DAVALI YANINDA): … A.Ş.

VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … , … sayılı parselde … A.Ş. tarafından yapılması planlanan “Tersane Alanı Projesi” ile ilgili olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’nce verilen … günlü, … sayılı Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) Olumlu Kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; ÇED Raporunda, dava konusu projenin, bölgenin toprak yapısına, bitki örtüsüne, hayvancılığa, sucul yaşam ve su ürünlerine, doğal yaşama ve kültür varlıklarına olası etkilerinin irdelendiği ve ilgili mevzuatlara göre bir eksiklik olmadığı hususlarının 12/11/2019 tarihinde mahallinde gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuyla ortaya konulduğu belirtilerek, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Daha önce dava konusu alana ilişkin olarak açılan davalar sonucunda verilen ve kesin hüküm teşkil eden yargı kararlarının değerlendirilmediği, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun ise teknik yönden eksik ve hatalı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davalı idare ve davalı yanında müdahil tarafından, Mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

… İli, … İlçesi, … Mahallesi, … , … sayılı parselde … A.Ş. tarafından yapılması planlanan “Tersane Alanı Projesi” ile ilgili olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından, … günlü, … sayılı Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) Olumlu Kararı verilmiştir.

Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2872 sayılı Çevre Kanununun 2. maddesinde; çevresel etki değerlendirmesi, gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar olarak tanımlanmış, 10. maddesinde; “Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tabi plan ve programlar ve konuya ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.” kuralına yer verilmiştir.

25.11.2014 günlü ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde, çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu Hakkında Kapsam Belirleme ve İnceleme Değerlendirme Komisyonunca yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun saptanması üzerine gerçekleşmesinde sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmış; 6. maddesinde, “(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler için; Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu, Seçme Eleme Kriterlerine tabi projeler için proje tanıtım dosyası hazırlamak, ilgili makamlara sunmak ve projelerini verilen karara göre gerçekleştirmekle yükümlüdürler. (2) Kamu kurum ve kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler.(3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez…” düzenlemesine; Ek III’te ise, “Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatı” verilmiş ve “Bölüm I: Projenin Tanımı ve Özelikleri a) Proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği b) Projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları Bölüm II: Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri Proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, kültür varlığı ve sit özellikleri, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5’deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikleri Bölüm III: Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler Projenin; a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi, b) Sera gazı emisyon miktarının belirlenmesi ve emisyonların azaltılması için alınacak önlemler, c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler, ç) İzleme Planı (inşaat dönemi)” şeklindeki düzenlemelere yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda yer verilen hükümler uyarınca; çevresel etki değerlendirmesi ile, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin irdelendiği, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirildiği, ayrıca projelerin uygulanmasının izlendiği ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaların belirlendiği bir süreç öngörülmüş olup, Yönetmelik kapsamında yer alan bir faaliyet nedeniyle hazırlanacak ÇED raporunda özel format uyarınca, projenin gerçekleştirileceği yer ile alternatif alanlar belirlenerek projenin hizmet amacı, önem ve gerekliliği kapsamında yerin ve etki alanının çevresel özellikleri, çevresel etkiler ve alınacak önlemlerin tartışılması, faaliyet yerinin belirlenmesinde ise, faaliyetin büyüklüğü, amacı, ulaşım, iklim, toprağın ve çevrenin özellikleri, olası etkiler ve etkilerin azami giderilme olanakları gibi unsurların etkili olması, bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre dengesinin sağlanması yolunda belirtilen nitelikteki bir faaliyete en uygun yerin seçilmesi esastır.

Uyuşmazlığın çözümü için İdare Mahkemesince, İnşaat Mühendisi Prof. Dr. … , Makine Mühendisi …, Çevre Mühendisi Dr. …, Mimar Dr… ve Harita Mühendisi …’den oluşan bilirkişi heyetine mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış; hazırlanan bilirkişi raporunda özetle, “1. Uyuşmazlığa konu olan tersane alanı projesi hakkında Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu kararı verilirken yapılan hesaplamaların ve değerlendirmelerin yeterli veri, bilgi ve belgeye dayandırıldığı, 2. ÇED Raporu ve eklerinin yeterli ve uygun olduğu, 3. Faaliyetin çevreye olabilecek etkilerinin yeterince incelendiği (bölgenin toprak yapısı, tarıma etkileri, etraftaki ağaçlar da göz önünde bulundurularak bu projenin havaya, toprağa, ürünlere, tarıma, hayvancılığa, doğal yaşama, bitki örtüsüne etkisi vb. yönleriyle), 4. Tersane alanı projesinin hazırlık, inşaat ve işletme süresinde ya da işletme sonrasında etki alanı içerisinde çevre unsurlarında doğrudan ya da dolaylı olarak, kısa ve uzun dönemde, geçici ve kalıcı, olumlu ya da olumsuz yönde ortaya çıkması muhtemel değişiklikler gözetilerek çevre üzerinde olumsuz etkilerinin minimum düzeyde bulunduğu, alınacak tedbirler sonucunda minimum düzeydeki olumsuz etkilerin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğu, 5. Bahse konu proje nedeniyle denizde bulunan sucul yaşamın ve su ürünlerinin olumsuz olarak etkilenmeyeceği, 6. Projenin gerçekleştirilmesi halinde doğa tahribatı oluşmayacağı, tabii ve ekolojik dengenin bozulmayacağı, bölgedeki endemik bitkilerin, hayvanların ve yaban hayatının olumsuz etkilenmeyeceği, 7. Bölgede yaşayan insanlar, tarım alanları, hayvanlar bakımından olumsuzluklar yaşanmayacağı, 8. Bölgede bulunan sit alanlarına ve korunması gerekli kültür varlıklarına herhangi bir zarar vermeyeceği, sit alanları ve kültür varlıkları açısından herhangi bir sakınca doğurmayacağı, 9. İnşaat çalışmaları sırasında ve proje kapsamında ortaya çıkabilecek katı atık ve atık suların bölgenin flora ve faunasına zarar vermeyeceği sonuçlarına varılmıştır.” şeklindeki tespitlere ye verilmiştir.

ÇED süreci sonunda verilecek kararların yargısal denetimi yapılırken, seçilecek bilirkişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise, Proje Tanıtım Dosyası veya ÇED raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları ile dava dilekçesindeki iddialar da dikkate alınmak suretiyle, projenin bulunduğu çevrenin özelliklerine göre belirlenmesi önemli bir gerekliliktir. Öte yandan; çevresel etki değerlendirmesiyle, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin irdelendiği dikkate alındığında, projenin bulunduğu çevrenin özellikleri, Proje Tanıtım Dosyası veya ÇED Raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları ve dava dilekçesindeki iddialara göre belirlenmiş bir heyet tarafından hazırlanacak bilirkişi raporunun, dava konusu proje kapsamında öngörülen faaliyetin çevresel etkilerinin ve bu etkilerin minimize edilmesi için Proje Tanıtım Dosyası ya da ÇED Raporu içinde yer verilen önlemlerin yeterli olup olmadığı hususlarında, tarafları tatmin edici bir düzeyde hazırlanması gerekmekte olup, tüm bu hususların sağlanması, adil bir yargılama yapılması açısından önem arz etmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; dava konusu “Tersane Alanı Projesi”nin … İli, … İlçesi, … Mahallesi’nde bulunan … Limanı üzerinde planlandığı; söz konusu alanın Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesi, Ramsar Sulak Alanı sınırında ve caretta caretta üreme alanına 1240 metre mesafede bulunmakta iken, Belek, Göksu Deltası ve Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgelerinin sınırlarında değişiklik yapılması hakkındaki 04/06/2018 günlü, 2018/11927 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile sınırların yeniden belirlenmesi sonucunda proje alanının Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları dışında kaldığı (Söz konusu Bakanlar Kurulu kararının Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarının belirlenmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda, Dairemizce verilen 20/06/2019 tarihli, E:2019/2585 sayılı kararla, Bakanlar Kurulu kararının belirtilen kısmı açısından yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara yapılan itiraz, Danıştay İdari Dava Kurulu’nun 03/10/2019 tarihli, YD İtiraz No: 2019/858 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Davacı tarafından, anılan Bakanlar Kurulu kararının Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarının belirlenmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle de dava açılacağı belirtilmiş olup, İdare Mahkemesi’nce böyle bir dava açılıp açılmadığının da araştırılması gerekmektedir.); söz konusu sınır değişikliğinin, sınır koordinatlarından 1 numaralı nokta ile 24 numaralı nokta arasına 25 numaralı yeni bir nokta eklenmek suretiyle gerçekleştirildiği; dolayısıyla proje alanının yerinde herhangi bir kaydırma olmadığı gibi, daha önce Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde yer almasına sebep olan coğrafi özellikleri ve doğal varlıkları (Örn: Caretta caretta üreme alanlarına bitişik konumda olması, denizel biyoçeşitlilik, bölgede yetiştirilen tarımsal ürünler, flora-fauna türleri vb.) açısından herhangi bir değişikliğin de söz konusu olmadığı; bununla birlikte, … Limanı sahasının bir kısmının faaliyet alanı olarak belirlenmesinin, bir diğer deyişle faaliyet alanının halihazırda tamamen beton kaplı olmasının projenin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi mecburiyetini ortadan kaldırmayacağı, zira projenin çevresel etkilerinin sadece inşaat aşamasından kaynaklanan etkilerden ibaret olmayıp, işletme aşamasından kaynaklanan etkilerinin de bulunduğu, bu nedenle, inşaat, işletme ve işletme sonrası süreçte, projenin, (sınırları daraltılmış da olsa) genel olarak Göksu Özel Çevre Koruma Bölgesine, bölgedeki tarımsal alanlara, denizel biyoçeşitliliğe (sucul yaşama), bölgedeki flora-fauna türleri ile faaliyet alanı bitişiğinde üreme alanı bulunan caretta carettalara olası etkilerinin ve bu etkilerin minimuma indirilmesi için ÇED Raporu kapsamında öngörülen önlemlerin yeterli olup olmadığının irdelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Ancak, İdare Mahkemesi’nce, söz konusu değerlendirmeleri yapmak üzere, bilirkişi heyetinde uzmanlık alanları itibarıyla ziraat mühendisi, biyolog (özellikle deniz biyoloğu ve zoolog) unvanlı bilirkişilere de yer verilmesi gerekirken, makine mühendisi, inşaat mühendisi, harita mühendisi, mimar ve çevre mühendisi bilirkişilerle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve bu heyet tarafından verilen bilirkişi raporuna göre karar verildiği görülmüştür.

Nitekim Mahkemece karara dayanak alınan söz konusu bilirkişi raporunda, “faaliyetin çevreye olabilecek etkilerinin yeterince incelenip incelenmediği (bölgenin toprak yapısı, tarıma etkileri, etraftaki ağaçlar da göz önünde bulundurularak bu projenin havaya, toprağa, ürünlere, tarıma, hayvancılığa, doğal yaşama, bitki örtüsüne vb. yönleriyle” değerlendirilmesi”ne ilişkin 3., ” tersane alanı projesinin hazırlık, inşaat ve işletme süresinde ya da işletme sonrasında etki alanı içerisinde çevre unsurlarında doğrudan ya da dolaylı olarak, kısa ve uzun dönemde, geçici ve kalıcı, olumlu ya da olumsuz yönde ortaya çıkması muhtemel değişiklikler gözetilerek çevre üzerinde olumsuz etkilerinin bulunup bulunmadığı veya alınacak tedbirler sonucunda olumsuz etkilerin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığının değerlendirilmesi”ne ilişkin 4., “denizde bulunan sucul yaşamın ve su ürünlerinin olumsuz olarak etkilenip etkilenmeyeceğinin değerlendirilmesi”ne ilişkin 5., “projenin gerçekleştirilmesi halinde doğa tahribatı oluşup oluşmayacağı tabii ve ekolojik dengenin bozulup bozulmayacağı, bölgedeki endemik bitkilerin, hayvanların ve yaban hayatının olumsuz etkilenip etkilenmeyeceğinin değerlendirilmesi”ne ilişkin 6. ve “bölgede yaşayan insanlar, tarım alanları ve hayvanlar bakımından olumsuzluklar yaşanıp yaşanmayacağının değerlendirilmesi”ne ilişkin 7. bölümlerinde bilirkişilerin kendilerine ait hiçbir tespit ve değerlendirmeye yer verilmemiş, ÇED Raporu kapsamında hazırlanan Ekosistem Değerlendirme Raporu’nda bu hususlarda ne tür tespitlerde bulunulduğu belirtilmekle yetinilmiş; raporun “Sonuç” bölümünde de, Ekosistem Dğerlendirme Raporu’ndan çıkarılan sonuçlara yer verilmiştir. Oysa ÇED Raporunun bir parçası olan söz konusu Ekosistem Değerlendirme Raporu da, yapılmakta olan yargısal denetimin konusunu oluşturmaktadır. Kaldı ki Ekosistem Değerlendirme Raporunda bile işletme aşamasında denizel ortamın izlenmesi gerekliliği, deniz kaplumbağalarının üreme süreçlerine olumsuz etkilerinin bertarafı için alınması gereken önlemler vb. hususlara dikkat çekilmiş olup, uyuşmazlığın çözümü açısından, İdare Mahkemesi’nce, uzmanlık alanları itibarıyla tüm bu hususların değerlendirilmesi açısından yeterli bir heyet oluşturularak, dava konusu faaliyetin çevresel etkilerinin minimuma indirilebilmesi için alınması gereken ve alınacağı taahhüt edilen söz konusu önlemlerin ÇED Raporu kapsamında yeterli düzeyde belirlenip belirlenmediğinin değerlendirilmesinin sağlanması önem taşımaktadır.

Bu durumda, İdare Mahkemesince, aralarında çevre mühendisi, ziraat mühendisi ve biyolog (zoolog ve deniz biyoloğu) da bulunmak ve ÇED Raporunu hazırlayanların uzmanlık alanları ve dava dilekçesindeki iddiaların değerlendirilmesi sonucunda gerekli görülecek diğer uzmanlık alanlarından bilirkişilere de yer verilmek suretiyle oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak, proje alanının özellikleri ve tarafların iddiaları değerlendirilmek suretiyle yeni bir bilirkişi raporu alınarak uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, karara dayanak alınabilecek nitelikte bulunmayan bilirkişi raporu esas alınarak verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan, İdare Mahkemesince yeniden değerlendirme yapılırken, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, gerek dava konusu faaliyete ilişkin olarak daha önce verilen ÇED Olumlu kararının gerekse alana ilişkin planların iptaline yönelik olarak açılan davaların sonucunda verilen yargı kararlarının da dikkate alınması; yaptırılacak olan bilirkişi incelemesinde, bu kararlarda dava konusu alanın özelliklerine ilişkin olarak yapılan tespitler bakımından farklı sonuçlara varılması halinde, bunların nedenlerinin (proje alanının söz konusu kararlarda belirtilen alanlar dışında kalması, aradan geçen süre zarfında alanın sahip olduğu doğal varlıklar yönünden tahribata uğramış olması sebebiyle ekolojik özelliklerinin değişmiş olması vb.) de açıkça ortaya konulmasının sağlanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, kullanılmayan yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine,

4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.