Danıştay Kararı 6. Daire 2020/7875 E. 2020/9616 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/7875 E.  ,  2020/9616 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/7875
Karar No : 2020/9616

DAVACI : … Derneği
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı … Başkanlığı’na izafeten …
DAVANIN ÖZETİ : Özelleştirme kapsam ve programında bulunan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … (eski …) parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak hazırlanan ve 24.07.2020 tarihli, 31195 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.07.2020 tarihli, 2797 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliğinin, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin ve 1/100000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakimi …’ın açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi gereğince incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasında; dilekçelerin Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından a) görev ve yetki, b) idari merci tecavüzü, c) ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) süre aşımı, f) husumet, g) 3 ve 5’inci maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği hüküm altına alınmış, aynı maddenin 6. fıkrasında; anılan hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15 nci madde hükmü uygulanacağı belirtilmiş, 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde; dilekçelerde 14’üncü maddenin 3/g bendine aykırılık görülmesi halinde otuz gün içinde 3 ve 5’inci maddelere uygun şekilde düzenlemek veya noksanları tamamlamak üzere dilekçenin reddine karar verileceği, aynı maddenin 5. fıkrasında; 1’inci fıkrasının (d) bendine göre dilekçenin reddedilmesi üzerine yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği, hükme bağlanmıştır.
T.C. Anayasasının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin öğesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır.
2577 sayılı Yasanın 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptallleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan “dava açma ehliyeti” iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme yapılırken davacı ile dava konusu işlem arasında kişisel, güncel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunup bulunmadığı hususu gözönüne alınmaktadır.
5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun “Dernek tüzüğü” başlıklı 4. maddesinin (b) fıkrasında “Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için dernekçe sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanı” nın dernek tüzüğünde yer alacağı belirtildikten sonra 30. maddesinin (a) fıkrasında ise “Tüzüklerinde gösterilen amaç ve bu amacı gerçekleştirmek üzere sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları dışında faaliyette bulunamayacakları” hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yargılama hukukunun temel ilkelerinden biri taleple bağlılıktır. Bu ilke uyarınca mahkemeler hukuka uygunluk denetimini taleple bağlı olarak yaptığından; öncelikle talebin incelemeye konu olabilecek nitelikte belirli ve somut olması, dava dilekçelerinde davanın konusu ile talep sonucunun hiç bir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde açık ve net olarak ortaya konulması, dava dilekçelerinin “konu” ve “netice” kısımları ile dava sebeplerinin açıklandığı kısımların birbiriyle uyumlu olması gerektiği kuşkusuzdur.
24.07.2020 tarihli, 31195 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.07.2020 tarihli, 2797 sayılı Cumhurbaşkanı kararının incelenmesinden; özelleştirme kapsam ve programında bulunan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … (eski …) parsel sayılı taşınmazın gelişme konut alanı, anaokulu, camii, çocuk bahçesi, ağaçlandırılacak alan, trafo alanı ve yol kullanımlarına ayrılmasına yönelik 1/100000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin ve 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliğinin 16.04.2019 tarihli, 927 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla onaylandığı, bu planlara askı süresi içinde gelişme konut alanlarında yoğunlukların düşürülmesine ve sosyal donatı alanlarının artırılmasına yönelik yapılan itirazların kabul edilerek 24.07.2020 tarihli, 31195 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.07.2020 tarihli, 2797 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla 1/100000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin ve 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliğinin ve aynı zamanda taşınmazın gelişme konut alanına alınmasına yönelik 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin de onaylandığı anlaşılmaktadır.
16.04.2019 tarihli, 927 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla 1/25000 ölçekli çevre düzeni planının değiştirilmesine yönelik bir karar alınmamış iken, 23.07.2020 tarihli, 2797 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla 1/1000, 1/5000 ve 1/100000 ölçekli imar planlarına askı süresinde yapılan itirazların kabul edilerek bu planlarda değişiklik yapıldığı ve ayrıca taşınmazın gelişme konut alanına alınmasına yönelik 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin de kabul edilmesine rağmen dava dilekçesinin konu kısmında … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … (eski …) parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak hazırlanan ve 24.07.2020 tarihli, 31195 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.07.2020 tarihli, 2797 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliğinin, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin ve 1/100000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin iptalinin istenildiği, açıklamalar kısmında ise 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin 28.12.2008 onay tarihli 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı kararlarına aykırı hükümler içerdiği iddialarının yer aldığı görülmektedir.
Özetle, dava dilekçesinde 23.07.2020 tarihli, 2797 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla kabul edilen 1/1000, 1/5000 ve 1/100000 ölçekli imar planlarının iptalinin istenildiği, ancak anılan karar ile 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin de onaylandığı anlaşıldığından, davacının 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin de iptalini isteyip istemediği hususunda tereddüt oluşmuştur.
Bu itibarla, hangi ölçekteki imar planlarının iptalinin istenildiğinin açık ve tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi suretiyle dava dilekçesinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, kendi üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak amacıyla kanunla kurulmuş meslek birliklerinin yanında, belli amaçlarla ve belli bir bölgeyle sınırlı olarak kurulmuş dernek, vakıf gibi özel hukuk tüzel kişiliğini haiz sivil toplum örgütlerinin de kuruluş amaçlarıyla sınırlı olmak üzere dava açmaları mümkün olduğundan, davacı derneğin yenileme dilekçesine dernek tüzüğünü de eklemesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmüne uygun bulunmayan dava dilekçesinin, aynı Kanunun 3622 sayılı Kanun ile değişik 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca bu kararın bildirim tarihinden itibaren 30 gün içinde belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden dava açılmak üzere reddine,
2. 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin beşinci fıkrası gereğince yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceğinin davacıya duyurulmasına,
3. Dava dilekçesi örneği ve eklerinin davacıya iadesine, yenileme dilekçesi verilmesi halinde davacıdan ayrıca harç alınmamasına 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.